USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Dünya

İsrail'in Kudüs'teki Ürdün vesayetini ihlali, iki ülke arasındaki ilişkileri bozar mı?

Uzmanlara göre İsrail, Ürdün'ün Mescid-i Aksa ve Kudüs konusunda başat bir rol oynadığını biliyor ancak Amman yönetimini "barış çabalarına zarar vermekle" suçlayarak kendi ihlallerinin üzerini örtmeye çalışıyor.

İsrail'in Kudüs'teki Ürdün vesayetini ihlali, iki ülke arasındaki ilişkileri bozar mı?
27-04-2022 12:30
Google News
Amman

Ürdün'ün, Mescid-i Aksa'daki ihlaller üzerine İsrail Maslahatgüzarını Dışişleri Bakanlığına çağırması ve İsrail'in bu adıma karşılık Amman'ı "barış çabalarına zarar vermekle" suçlaması, "İki ülke arasındaki ilişkiler yeniden bozulur mu?" sorusunu gündeme getirdi.

Ürdün, 1994'te İsrail'le imzaladığı Vadi Araba Anlaşması kapsamında Kudüs'teki dini işlerden sorumlu ülke olarak kabul edildi. Yine 2013'te Ürdün Kralı 2. Abdullah ile Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas arasında imzalanan anlaşmaya göre Kudüs ve oradaki kutsal mekanların korunması ve vesayet hakkı Ürdün'e verildi.

Ancak İsrail'in Kudüs'te Müslüman ve Hristiyanlara ait kutsal mekanlar üzerindeki Haşimi vesayetini sürekli ihlal etmesi iki ülke arasındaki ilişkilerde gelgitler yaşanmasına neden oldu.

Eski İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu döneminde (2009-2021) gerilen ve Ürdün Kralı 2. Abdullah'ın Washington'daki bir toplantıda, "hiç olmadığı kadar kötü" şeklinde tanımladığı ilişkilerde mevcut Başbakan Naftali Bennett döneminde iyileşme kaydedildi.

İsrail polisi ve fanatik Yahudi yerleşimcilerin Hamursuz Bayramı sırasında Mescid-i Aksa'ya gerçekleştirdiği son baskınlarsa yeniden gerilime neden oldu.

Ürdün, Kudüs ve kutsal mekanlar üzerindeki vesayet hakkını korumak için daha çok siyasi araçlar kullanmayı ve bu amaçla farklı platformlarda harekete geçerek bu ihlalleri uluslararası arenaya taşımayı tercih etti.

Uzmanlara göre ise İsrail, Ürdün'ün Kudüs konusunda göz ardı edilemeyecek başat bir rol oynadığını biliyor ancak Amman yönetimini "barış çabalarına zarar vermekle" suçlayarak kendi ihlallerinin üzerini örtmeye çalışıyor.

Mescid-i Aksa'da 15 Nisan'dan başlayarak 21 Nisan Perşembe gününe kadar devam eden baskınlar Ürdün-İsrail ilişkilerinin kritik aşamada olduğu ve hatta iyileşme dönemi öncesine dönülebileceği sinyalini verse de İsrail'in bu durumu düzeltmeye çalışacağı ve Ramazan Bayramı'ndan sonra iki ülke arasında üst düzey görüşmeler olacağı ihtimali üzerinde duruluyor.

Mescid-i Aksa'da yaşananlar Arapların zayıflığının sonucu

Siyasi analist ve yazar Abdulmehdi el-Katamin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Mescid-i Aksa başta olmak üzere tüm Filistin topraklarında yaşanan İsrail baskısının, özellikle Arap zayıflığının ve bazı Arap ülkelerinin son zamanlardaki normalleşme hamlelerinin kaçınılmaz bir sonucu olduğunu belirtti.

İsrail'deki aşırı sağcı hükümetlerin tek bir çözüme inandığını, bunun da Filistinliler için "alternatif vatan" olduğunu kaydeden Katamin, böyle bir durumun Ürdün başta olmak üzere Arap ülkeleri, Batı ve ABD tarafından reddedildiğine işaret etti.

"İsrail anlaşmaları tanımamaya devam ediyor. Kudüs'te yaşanan son olaylarla sarsılan Haşimi vesayeti, Tel Aviv yönetiminin anlaşmaları ihlalinin en açık örneğidir." diyen Katamin, Ürdün ile İsrail arasındaki üst düzey görüşmelere rağmen İsrail'in saldırganlığında bir şey değişmediğini ve istediği zaman Mescid-i Aksa'da ihlallerde bulunmaya devam ettiğini söyledi.

Mescid-i Aksa saldırılarının ardından Ürdün-İsrail ilişkilerinin devlet ve halk düzeyinde şu anda çok kötü durumda olduğunu vurgulayan Katamin, şunları kaydetti:

"Halkın tutumu, talep çıtasını, 1994'teki barış, 2016'daki gaz ve 2021'deki su anlaşmalarını iptal etmeye ve İsrail büyükelçisini sınır dışı etmeye varacak kadar yükseltiyor. Devlet ise temkinli bir diplomasi yürütüyor. Burada çıta belki Ürdün büyükelçisinin geri çağrılması ve İsrail büyükelçisinin de sınır dışı edilmesi olabilir. Ürdün, Arap ülkelerinin ihanetlerinin ışığında bundan öteye geçemez."

İsrail, Ürdün'ü görmezden gelemez

Ürdün'de parlamentonun üst kanadı Senatonun Dış İlişkiler Komisyonu üyesi ve eski Enformasyon Bakanı Muhammed el-Mumeni ise Kudüs'teki durumu "siyasi açıdan karmaşık" olarak nitelendirdi.

İsrail'in Ürdün'e siyaseten ve basın kanalıyla saldırdığını ve bu önyargılı tutumun ortalığı sakinleştirmek yerine daha da alevlendirebileceğini kaydeden Mumeni, "İsrail, Ürdün'ün tutumunu Kudüs ve Mescid-i Aksa'daki olaylar üzerinden değerlendiriyor ve bunun kapalı kapılar ardındakinden farklı bir tutum olduğunu düşünüyor." dedi.

İsrail'in bu tutumunun iç sebeplerden kaynaklandığını ve bunun da barış sürecine hizmet etmediğini belirten Mumeni, yine de Hamursuz Bayramı'nda kurbanlıkların Mescid-i Aksa'da sunulmasına izin vermemesi nedeniyle mevcut hükümetin tutumunun öncekinden iyi olduğunu savundu.

Mumeni, "Nefret söylemine son verilmesi ve nihayetinde bağımsız Filistin devletinin kurulmasını teminat altına alacak kapsamlı ve adil barış için İsrail kurumlarıyla derin bir stratejik diyaloga girilmesi gerekiyor." diye konuştu.

Mumeni, Kral 2. Abdullah'ın, kutsal mekanlar üzerindeki vesayet hakkından hareketle ABD'li ve Avrupalı yetkililerle Mescid-i Aksa'daki ihlallerin son bulması için kapsamlı bir diplomasi yürüttüğünü ve İsrail'in ihlallerini ifşa ettiğini aktardı.

Bayramdan sonra iki taraf arasında yoğun görüşme trafiği olabileceğini öngören Mumeni, "İsrail, Filistin ile Ürdün arasındaki siyasi, demografik ve coğrafi bağdan ötürü Amman yönetimini görmezden gelemeyeceğini biliyor." dedi.

Ürdün'ün çabaları İsraillilere geri adım attırdı

Al El-Beyt Üniversitesinden Siyasi Bilimler Profesörü Sayil es-Serhan ise İsrail'in Ürdün'ün çalışmalarını baltalamaya çalıştığını ancak bunun, Filistin'in konumunun ve Haşimi vesayetinin desteklenmesi için Arap ülkeleri bazında kapsamlı toplantılar düzenlenmesiyle sonuçlandığını söyledi.

Serhan, "Bu, Filistin meselesinin Ürdün'ün dış siyaseti için ne denli önemli olduğunu ortaya koyuyor. Ürdün'ün çabaları meyvesini verdi, İsrailliler tutumlarında ve eylemlerinde özellikle de kurbanlıkların sunulmaması konusunda geri adım attı." ifadelerini kullandı.

İsrail'in genel olarak küresel sistemin, özel olarak da bölgenin içinde bulunduğu durumdan istifade ederek kendine kazanç sağlamaya çalıştığını savunan Serhan, "Şüphesiz ki, İsrail'in bu uygulamaları devam ederse Ürdün'le ilişkileri bozulur ve belki de Netanyahu döneminde olduğu gibi soğukluk yaşanabilir." dedi.

Serhan, başta ABD olmak üzere uluslararası aktörlerin, bölgede bir çatışma çıkmasını engellemek için İsrail'e baskı uygulamaya çalıştığını sözlerine ekledi.

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
TAKIMOPuanAV.
1Galatasaray3287+53
2Fenerbahçe3285+57
3Trabzonspor3252+12
4Beşiktaş3351+6
5Çaykur Rizespor3248-4
6Başakşehir FK3246+4
7Kasımpaşa3246-2
8Sivasspor3244-5
9Antalyaspor3242-1
10Alanyaspor3242-5
11Adana Demirspor3240+5
12Samsunspor3238-6
13MKE Ankaragücü3337-3
14Kayserispor3237-9
15Konyaspor3236-11
16Hatayspor3233-8
17Gaziantep FK3231-15
18Fatih Karagümrük3230-6
19Pendikspor3230-28
20İstanbulspor3216-34
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün çizgisi
ANKET TÜMÜ