Balıkesir'de katıldığı toplu açılış töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kürt meslesi ile ilgili olarak 'Bu ülkede Abaza’nın, Çerkez’in, Laz’ın da meselesi var. 36 etnik azınlığın kendine göre meselesi var' dedi.
Renk ve inkar politikalarını yıktıklarını belirten Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan, “Biz 80 milyonun tamamını
Allah için sevdik. Ama bunlar ikide bir ortaya çıktılar, Kürtçülük yaptılar. Evlatları dağa çıkarıp Diyarbakır’da anaları ağlatmayın. Hakkari havaalanını yaptırmadılar. Ama
yine yapacağız, bölücü terör örgütüne
rağmen yapacağız” dedi.
Bütün dünyayı bir
ülkenin iki dudağı arasına terk
edecek kadar haktan, adaletten, özgürlükten uzak olmanın insanlığa saygısızlık
olduğunu söyleyen Erdoğan, “Batı nezdinde
Müslüman evvela biziz, bu topraklardır, bu ülkedir. Müslümanlara
yönelik her hareketin ilk
hedefi de biz oluyoruz. Mümin, insanların canları ve
malları konusuna emin olduğu kişidir. Bu
emri alan hiçbir mümin masumların gırtlağını kesemez. Masumlara
kurşun sıkamaz,
bomba atamaz” dedi.
Balıkesir’de 38 kalemden oluşan 2 katrilyon 645 trilyon liralık kamu ve
özel teşebbüs yatırımının toplu açılışını yapan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Cumhurbaşkanlığı külliyesi cumhurun, milletin evidir. Anlamayan anlamasın,
bize yolumuza
devam edeceğiz. Gözü vardır göremez, kulağı vardır duyamaz. Dili vardır söyleyemez” diye konuştu.
Çanakkale’de dökülen kanların boşa gitmediğinin altını çizen Erdoğan, “Çanakkale’de ikinci bir
Balkan faciası yaşasaydık
bugün çok farklı bir yerde olurduk. Çanakkale’de dökülen her damla kan boşa gitmemiştir.
Çanakkale savaşımızın yüzüncü yılını kutluyoruz. Sayısız destanı bu savaşta yazıldı. Kendi yarasını,
kendi acısını bırakıyor, gömleğini yırtarak düşmanın yarasını sarıyor. Bu millet bir kabile, göçmen değil, bu milletin şuuru çok çok farklı. Bu millet bilincine kavuşmak herkesin harcı değil. Çanakkale aynı zamanda bir
insanlık dersidir, ahlak dersidir. Bugün bile bize pek çok ibretler sunan,
ışık tutan bir zirvedir. Belgeselcilerin, herkesin Çanakkale’yi dünyaya tanıtmasını arzu ediyoruz. Bunu iki
kapı arasına kapatamayız. Dualarımız, aminlerimiz, onların üzerine olsun. Allah bu milleti bir
daha o imtihandan geçirmesin. Ama aynı zamanda o inançtan, o ruhtan, o iradeden de ayrı komasın” şeklinde konuştu.
Günümüz dünyasının siyasi, ekonomik, ahlaki, her bakımdan
büyük savrulmaların içinden geçtiğini ifade eden Erdoğan, “Biz de bu savrulmaların içine yuvarlanırsak kaybeden sadece kendimiz olmayız. Bugün de sorumluluğumuz sadece kendi sınırlarımızdan ibaret değil. Balkanlar’dan çekilmiş olabiliriz, ama akrabalık bağımız devam ediyor.
Ortadoğu ile aramıza sınırlar girmiş olabilir, ama oradaki kardeşlerimizle
gönül bağımız sürüyor.
Afrika hiçbir zaman bizim için Kafdağı’ının arkasındaki bir yer olmadı. Oralara gitmek zorundayız. Oralarda ecdadımız Osmanlı’nın gittiği yerleri gösterdiler. Oradaki yıkılmış eserleri
ayağa kaldırıyoruz.
Orta Asya bizim içih atalarımız geldiği meçhul topraklar
haline gelmedi. Pakistan, Moğolistan bize
yabancı yer olmadı. Ta Karakurum’a, Orhun’a
giden biz olduk.
Milli değerlere
sahip çıkan biz olduk. Mısır’da Esma yavrularımıza sahip çıkan biz olduk. Rabia sadece bir Esma kızın şehadeti değildi. O izi sürmek önemliydi. Dünya beşten büyüktür diyorsak bunun anlamı vardı. Bunu biz dillendirdik. Bütün dünyayı bir ülkenin iki dudağı arasına terk edecek kadar haktan, adaletten, özgürlükten uzak olmak
dünya halklarına saygısızlıktır. Bunu biz dillendirdik. BM’de, uluslar arası toplantılarda da, ikili
görüşmelerde de bizzat kendilerine söyledik. Dünyanın şartları artık güncelleniyor. 196 ülkenin mukadderatını 5
ülke belirleyemez. Bu hak mıdır? Bu demokrasi midir? Biz bu coğrafyaların hepsiyle gönül ve kardeşlik bağımızı,
ortak medeniyet tasavvurumuzu sürdürüyoruz. Dünyanın yaşadığı o büyük dönüşümün sancıları içinde kıvranan kardeşlerimiz bizi izliyor, rehber olarak
Türkiye’yi görüyor. Bu büyük medeniyetin günümüzdeki temsilcisi, varisi olarak gördükleri
Türkiye’nin kendilerini kurtaracağına inanıyorlar. Bu
mücadele sürüp gidiyor. Ne kendi evlatlarımızı, ne bu insanları hayal kırıklığına uğratamayız. Böyle vebali asla üstlenemeyiz” diyerek, Türkiye'ye bel bağlayanları ümitsizliğe uğratmayacaklarını söyledi.
“BATI NEZDİNDE MÜSLÜMAN EVVELA BU ÜLKEDİR”
Dünyada bütün Müslümanları töhmet
altında bırakan,
terörist olarak gösteren bir kapıyı araladıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Batı nezdinde Müslüman evvela biziz, bu topraklardır, bu ülkedir. Müslümanlara yönelik her hareketin ilk hedefi de biz oluyoruz. Avrupa’da neler yaşandığını, hangi camilerimizin, kültür merkezlerinin saldırıya uğradığını biliyoruz,
takip ediyoruz. Müslümanlarla teröristlerle birleştirme bir süreç olabilir. Bunun alt yapısı olabilir. Birileri bunu emelleri için kullanmak isteyebilir. Bize düşen, insanlığı kucaklayan değerlerimizle mukabele etmektir. Kem aletle kemalat olmaz. Müslümanı terörist,
İslam dünyasını terörün, cinayetlerin, kavganın
kaynağı olarak gösterenlere
karşı kendi değerlerimizle mücadele edeceğiz. Biz daima masumların, mağdurların
yanında olacağız. Onlar kendilerine refah düzeni kurabilir. Dünyayı
ateşe atmayı göze alabilir. Biz adaletin, merhametin, şefkatin yanında yer alacağız. Bizim tarihimiz, kültürümüz bunu emrediyor. Ne diyor
Hazreti Peygamber? Müslüman dilinden ve elinden insanların selamette olduğu kişidir. Mümin ise insanların canları ve malları konusuna emin olduğu kişidir. Bu emri alan hiçbir mümin mazlumlara kötü söz söyleyemez. Masumlara el kaldıramaz. Gırtlağını kesemez. Masumlara kurşun sıkamaz, bomba atamaz. Irkçılık da olamaz. Soykırım da olamaz. Bugün İslam dünyası mezhepçilik fitnesinin, siyasi bölünmüşlüğün çalkantıları içinde kıvranıyorsa kendimizi sorgulayacağız. Alevilik, Sünniliği, olmamış şeyi pompalamak”.
“HAKKARİ HAVAALANINI BÖLÜCÜ TERÖR ÖRGÜTÜNE RAĞMEN YAPACAĞIZ”
“Bizim bu ülkede Kürt diye bir sorunumuz olmadı”
diyen Erdoğan şunları söyledi:
“Ama kasıtlı olarak gündemde tutuluyor. Bu ülkede Abaza’nın, Çerkez’in, Laz’ın da meselesi var. 36 etnik azınlığın kendine göre meselesi var. Türkiye’yi yıllardır bununla meşgul ediyorlar. 40 bin insan öldürüldü.
Güneydoğu bölgesi ne hale getirildi, biliyorsunuz. Biz
havalimanı yapacağız, yatırmıyorlar. Hani sen Kürt’ü seviyordun. Yalan. Iğdır, Ağrı havaalanını yaptık. Bunlar mı yaptı? Hakkari havaalanını yaptırmadılar. Ama yine yapacağız, onlara rağmen yapacağız. Bölücü terör örgütüne rağmen yapacağız. İstemeseler de yapacağız. Batıda ne varsa
güneyde de olacak, doğuda da, kuzeyde de olacak. Biz Türk’ü Kürt’ten, Kürt’ü Türk’ten ayırmadık. Biz
renk politikalarını yıktık. İnkar politikalarını yıktık. Asimilasyon politikalarını yıktık. Biz 80 milyonun tamamını Allah için sevdik. Ama bunlar ikide bir ortaya çıktılar, Kürtçülük yaptılar. Evlatları dağa çıkarıp Diyarbakır’da anaları ağlatmayın. Bu ülkede nice anneler ağladı. Buna hakkınız yok. Bunları hayatak istemiyoruz. Hep beraber bir
olmaya gayret edeceğiz. Biz hep tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet dedik. Yeni
Türkiye’ye hazır mıyız? Başkanlık sistemine hazır mıyız? 400 milletvekiline hazır mısınız? Bunun için kapı kapı dolaşmak lazım, ki
yeni Türkiye’nin temelleri atılsın. Yeni anayasa hazırlansın. Başkanlık sistemine geçilsin ki, hızla mesafe alalım”.
Şiddeti merhametle yeneceklerini ifade eden Erdoğan, “Tabiat boşluğu
kabul etmez. Bizim medeniyetimizin boş bıraktığı yerler, başkalarının zalim, ayrıştırıcı, kan dökücü elleriyle doluyor. Biz medeniyetimizi
yeniden ayağa kaldıracağız. Şiddeti merhametle yeneceğiz. Kalemin kılıçtan üstün olduğunu unutmayacağız. Ailemizi, çocuklarımızı en iyi şekilde, donanımlı
şekilde yetiştireceğiz” şeklinde konuştu.
“YENİ TÜRKİYE’Yİ İNŞA ETME ZAMANI”
Yorgun
sistemi değiştirme
çağrısı yapan Erdoğan, “Değişen dünyada Türkiye’nin yerinde kalması düşünülemez. Şimdi yeni Türkiye’yi inşa etmenin zamanı.
Eski Türkiye bütün alışkanlıkları ile
geride kaldı. Gelin bu yorgun sistemi değiştirelim. Yeni
Türkiye yolunda
yeni bir anayasa yapalım ve başkanlık sistemine geçelim. Başkanlık sistemi deyince birilerinin tüyleri diken diken oluyor. Bugün dünyada en geçerli sistem olarak bunu görüyoruz. Başkanlık sisteminde
denetim mekanizması mevcut sistemden daha güçlü.
Milletin denetimi daha güçlü. Muhalefet niye istemiyor biliyor musunuz? Çünkü başkanlık sisteminde milletin karşısına çıkıp projelerini anlatma ve hesap verme var” diyerek, başkanlık sistemindeki hesap verme mekanizmasından bahsetti.
Paralel yapıya da yüklenen Erdoğan, “Her akşam beddua seansları yapıyorlarmış. Bizim böyle bir derdimiz yok. Biz insanların hidayetiyle görevliyiz” dedi.
dikGAZETE -