?>

Neden günümüzde İznik’te toplanıyorlar? & Why are they gathering in İznik today? (İki dilde yazılmıştır)

Emrah Bekçi

10 saat önce

Neden Günümüzde İznik’te Toplanıyorlar? & Why Are They Gathering in İznik Today? (İki dilde yazılmıştır)

Birinci İznik Konsili’nin Yıldönümleri (MS 325 2025: 1700. yıl)

2025 yılı, I. İznik Konsili’nin 1700. yılı olduğu için, bu olayın yıldönümü dünya genelinde Hristiyan dünyasında özel olarak anılmaktadır.

Özellikle Katolik Kilisesi (Vatikan), Ortodoks Kilisesi ve ekümenik çevreler, bu tarihi yıldönümünü bir “birlik ve diyalog fırsatı” olarak değerlendirmektedir.

Bu kapsamda İznik’te uluslararası düzeyde dini törenler, anma etkinlikleri ve sempozyumlar düzenlenmektedir. İznik, Hristiyan mezhepleri arası uzlaşma ve diyaloğun sembolü haline getirilmeye çalışılıyor. Vatikan, İstanbul’daki Fener Rum Patrikhanesi ve başka kilise otoriteleri, İznik’i ekümenik diyalog için stratejik ve manevi bir alan olarak görüyor.

Türkiye de bu tür ziyaretleri ve etkinlikleri, inanç turizmi ve diplomatik yumuşak güç unsuru olarak değerlendirmektedir. İznik’in uluslararası alanda tanıtılması, kültürel mirasın ön plana çıkarılması amacıyla destekleniyor.

-İznik, Ayasofya Orhan Camii

İznik’teki Ayasofya Orhan Camii, eskiden Kilise olarak kullanılan ve Konsilin yapıldığı mekândır. Bu yapı, bugün hâlâ hem tarihi hem dini nedenlerle Hristiyan din adamlarının ve hacı adaylarının ziyaret ettiği bir yerdir.

Peki işin iç yüzü nedir?

Nikea’nın (günümüzde İznik) gizemi ve dünyadaki gizemli örgütler için taşıdığı önem, tarihi, dini ve ezoterik açılardan oldukça derin ve dikkat çekicidir.

Nikea’nın Gizemi…

Nikea, MÖ 4. yüzyılda Bithynia Krallığı’nın önemli kentlerinden biri olarak kuruldu. Ancak esas önemi, Hristiyanlık tarihi açısından ortaya çıktı. Burada toplanan Birinci İznik Konsili (MS 325), Hristiyanlık inancının resmi doktrinlerinin belirlenmesinde hayati rol oynamıştır.

Konsil, Roma İmparatoru Constantinus’un öncülüğünde toplandı. İmparator vaftiz edildi ve tekrar taç giydirildi. Burada alınan kararlar arasında:

Teslis (Üçleme) inancı resmileştirildi. (Kapadokyalı 3 Babalar)

Apokrif (gizli) İncillerin reddi ve dört İncilin (Matta, Markos, Luka, Yuhanna) kabulü.

Ariusçuluk gibi farklı yorumların aforoz edilmesi.

Bu kararlar, dini bilginin seçilerek şekillendirilmesi açısından ezoterik çevrelerde hâlâ tartışma konusudur. Çünkü birçok metin ve bilgi “gizli bilgi” (gnosis) olarak kenara atıldı.

Nikea ve Gizemli Örgütler Arasındaki Bağlantı…

Birçok ezoterik grup (Gülhaçlılar, Tapınak Şövalyeleri, Teosofistler, Illuminati vs.), gerçek İsa öğretisinin Nikea'da saklandığını ve çarpıtıldığını iddia eder. Onlara göre:

Gerçek bilgi halktan gizlenmiş,

Ruhsal yükselişin anahtarı olan bilgiler yok edilmiştir,

Seçilmiş bazı tarikatlar bu kayıp bilgileri korumuştur.

Nikea’da bastırılan Ariusçuluk ve Gnostik metinler, bugün gizemli örgütlerin çoğu tarafından kutsal sayılmaktadır. Bu örgütler, “Tanrı’nın içimizde olduğu” öğretisine bağlı kalır ve dışsal dogmalardan ziyade kişisel aydınlanmayı önemser.

Tapınakçılar ve Bizans Bağlantısı:

Tapınak Şövalyeleri'nin Anadolu'da yaptığı kazılar ve Bizans’tan kalan bazı sembollerle ilgilenmeleri, İznik gibi şehirlerin kadim sırlar barındırdığına inandıklarını gösterir. Bu tür şehirlerin, yer altı tünelleri, kozmik hizalanmalar ve kadim yazıtlar bakımından önemli olduğu ileri sürülür.

İznik’teki yer altı geçitleri, bazı ezoterik araştırmacılarca kadim bilgelik hatlarının (ley hatları) kesişim noktalarında yer aldığı için önemli bulunur. Bu tür noktalar, özellikle:

Enerji merkezleri,

Kadim inisiyasyon merkezleri,

Ritüel mekânları olarak kabul edilir.

Bu da Nikea’nın sadece tarihi değil, kozmik/geometrik açıdan da önemli görüldüğü anlamına gelir.

Nikea, sadece bir şehir değil; hakikatin örtülmesi ve seçilmişlerin hakikate ulaşma çabası bağlamında sembolik bir eşiktir. Gizemli örgütlerin çoğu, burada alınan kararları “insanlığın bilinç kontrolünün başlangıcı” olarak görür ve bu nedenle Nikea’yı hem araştırır hem de sembolik olarak hafızalarında yaşatır.

İznik Ayasofya Kilisesi ve İznik Kapıları, tarih boyunca yalnızca mimari ya da askeri yapılar değil, aynı zamanda dini, kültürel ve ezoterik anlamlar taşıyan mekânlar olmuştur. Özellikle mistik örgütler ve tarihsel araştırmacılar açısından bu yapıların sırlarla yüklü olduğuna dair güçlü bir inanç vardır.

İznik Ayasofya Kilisesi’nin Önemi

Tarihi ve Dini Değeri

M.S. 4. yüzyılda inşa edildiği düşünülür.

Birinci İznik Konsili’nin (M.S. 325) burada veya çok yakınında yapıldığına inanılır.

Hristiyanlık tarihinde en önemli kararlardan biri olan "Teslis İnancı" (Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’un birliği) bu kilisede şekillenmiştir.

Ortodoks ve Katolik ayrımına giden sürecin de başlangıç noktalarındandır.

Kilise, doğu-batı ekseninde hizalanmış olup, bu yönelişin güneşin doğuşu ve ruhsal aydınlanmayla ilişkilendirildiği ezoterik çevrelerde kabul görür.

Altında olduğu iddia edilen yer altı tünelleri, mezarlar ve sembolik çizimler, birçok araştırmacının dikkatini çekmiştir. Bazı ezoterik kaynaklara göre, İncil’in apokrif metinleri burada saklanmış ya da burada yok edilmiştir.

İznik Kapılarının (Lefke, Yenişehir, İstanbul, Göl Kapısı) Önemi

İznik surları ve kapıları, şehri dört ana yönden koruyan bir sistemdir.

Özellikle Lefke Kapı, Bizans döneminde ana giriş kapısı olarak kullanılmış, önemli tören ve geçişlerin merkezi olmuştur.

Kapılar, aynı zamanda askeri ve sembolik geçiş alanları olarak görülmüştür.

Kapılar, kadim ezoterik öğretilerde geçiş, dönüşüm ve inisiyasyonun sembolleridir:

Doğudan gelen Lefke Kapısı, aydınlanma ve doğuşu temsil eder. Tapınakçı benzeri bazı örgütler, doğu kapılarını “Hakikate giriş kapısı” olarak kabul eder.

Göl Kapısı ise su elementiyle ilişkilendirilir, bu da arınma ve bilinçaltı sembolizmine işaret eder.

Kapılar, "dört element" ya da dört yön öğretisi içinde de konumlandırılır. Bu durum, kapıların sadece şehir girişi değil, aynı zamanda kozmik planın bir yansıması olarak görülmesine neden olur. İznik Ayasofya Kilisesi ile İznik Kapıları arasındaki geometrik hizalanma, bazı araştırmacılar tarafından kadim enerji hatları veya ley hatları ile ilişkilendirilmiştir.

Özellikle Tapınak Şövalyeleri, Gülhaçlılar ve Masonik yapılar, bu tür yerleri “hakikatin kapıları” olarak kodlarlar.

İznik Ayasofya Kilisesi, sadece dini kararların alındığı bir merkez değil; aynı zamanda gizli bilgilerin korunduğu, kozmik bilgilerin perde arkasında konuşulduğu sembolik bir mekândır.

Yazımın başlangıcında burada toplanmanın 1700’ncü yılı olduğunu belirtmiştim. 1700 sayısı, doğrudan kutsal kitaplarda geçmez, fakat 17 ve 100 sayılarının sembolizmi üzerinden yorumlar yapılabilir.

17: Tevrat ve İncil'de tufanla ilişkilendirilir (Nuh’un Gemisi’nin hareketi 17. gün).

100: Tamlık, bütünlük ve ilahi planı simgeler.

1700 bu iki sayının birleşimi olarak, ilahi düzen içinde dönüşümü simgeler şeklinde mistik yorumlara konu olabilir.

1700 yılı, Batı uygarlığında düşünsel dönüşümün, bilimsel gelişmelerin ve Aydınlanma Çağının hız kazandığı bir eşiktir. Bu yönüyle 1700, "eskinin bittiği ve yeninin doğduğu" sembolik bir tarih kabul edilebilir.

Kendi fikrime göre; Hristiyanlık, küresel alanda sermaye ve teolojik-mistik-tarikat gibi konularda kendine yeni bir kral seçecektir. Bu kral, 1331 (1331 sayısı melek sayı olarak yorumlanır) senesinde Orhan Gazi tarafından fetih edilen İznik’te vaftiz edilip taç giydirilecektir. Ve böylelikle yeni bir dünya düzenine adım atılacaktır. (Bunlar öngörüdür)

.

Emrah Bekçi, dikGAZETE.com

EN

Why Are They Gathering in İznik Today? 

The Anniversary of the First Council of Nicaea (AD 325 → 2025: 1700th Year)

The year 2025 marks the 1700th anniversary of the First Council of Nicaea, and this anniversary is being commemorated around the world, particularly in the Christian world.

The Catholic Church (Vatican), the Orthodox Church, and ecumenical circles are viewing this historic milestone as an opportunity for “unity and dialogue.” Within this context, international religious ceremonies, commemorations, and symposiums are being held in İznik. The city is being promoted as a symbol of reconciliation and dialogue among Christian denominations. The Vatican, the Ecumenical Patriarchate of Constantinople (Fener in Istanbul), and other church authorities view İznik as a strategic and spiritual place for ecumenical dialogue.

Turkey also considers such visits and events part of its faith tourism and soft diplomacy initiatives. İznik’s promotion on the international stage and the emphasis on its cultural heritage are being officially supported.

The Hagia Sophia Orhan Mosque in İznik, originally a church and the site of the Council, still holds great historical and religious significance. Today, it continues to attract Christian clergy and pilgrims.

But What Is the Real Story Behind This?

The Mystery of Nicaea…

Nicaea (modern-day İznik) holds deep significance for mysterious societies from historical, religious, and esoteric perspectives.

Founded in the 4th century BC as a major city of the Bithynian Kingdom, Nicaea became truly significant in Christian history. The First Council of Nicaea (AD 325), convened by Roman Emperor Constantine, played a crucial role in shaping official Christian doctrine.

Emperor Constantine was baptized and crowned again during this time. Decisions made at this council include:

The formalization of the Trinity (Three-in-One doctrine). (The Cappadocian Fathers)

Rejection of apocryphal (hidden) gospels and acceptance of the four canonical gospels (Matthew, Mark, Luke, John).

Excommunication of Arianism and other alternative interpretations.

These decisions, especially the selective shaping of religious knowledge, remain subjects of debate in esoteric circles. Many texts and teachings were discarded as “gnosis” (hidden knowledge).

The Link Between Nicaea and Secret Societies…

Many esoteric groups (Rosicrucians, Knights Templar, Theosophists, Illuminati, etc.) claim that the true teachings of Jesus were concealed and distorted in Nicaea. According to them:

True knowledge was hidden from the masses,

Teachings that could unlock spiritual awakening were destroyed,

Select secret orders preserved this lost wisdom.

Suppressed Arianism and Gnostic texts are revered by many of these mysterious societies today. These groups emphasize the belief that “God is within us,” valuing personal enlightenment over external dogma.

The Templars and Their Byzantine Connection:

The Knights Templar conducted excavations in Anatolia and were interested in symbols from Byzantium, believing that cities like İznik held ancient secrets. These cities are thought to possess underground tunnels, cosmic alignments, and ancient inscriptions.

İznik’s underground passages are believed by some esoteric researchers to lie at the intersection of ancient lines of wisdom (ley lines). These points are especially seen as:

Energy centers,

Ancient initiation sites,

Ritual grounds.

Thus, Nicaea is not only historically important but also considered cosmically and geometrically significant. It is seen as a symbolic threshold—where truth was hidden and where the initiated seek truth. Many secret societies view the decisions made there as “the beginning of humanity’s consciousness control” and thus study and symbolically revere Nicaea.

The Significance of İznik’s Hagia Sophia and Gates

Historical and Religious Importance of the İznik Hagia Sophia

Thought to have been built in the 4th century AD.

Believed to be the site (or near it) where the First Council of Nicaea took place.

The “Doctrine of the Trinity” (Father, Son, and Holy Spirit) — one of Christianity’s most critical dogmas — was formalized here.

Marked the beginning of the Orthodox–Catholic divide.

The church is aligned east-west, which is interpreted by esoteric circles as a symbol of sunrise and spiritual enlightenment.

The alleged underground tunnels, tombs, and symbolic drawings beneath it have attracted the interest of many researchers. Some esoteric sources claim that the apocryphal gospels were either hidden or destroyed here.

The Importance of İznik’s Gates (Lefke, Yenişehir, Istanbul, and Lake Gates)

İznik’s walls and gates form a system guarding the city from four cardinal directions. The Lefke Gate, in particular, was the main entrance during Byzantine times and served as the site of significant ceremonies and processions.

The gates were not only military structures but also held symbolic meanings:

The eastern Lefke Gate symbolizes enlightenment and rebirth. Some groups similar to the Templars view eastern gates as “gateways to truth.”

The Lake Gate is associated with the element of water — symbolizing purification and the subconscious.

The gates are also aligned with the doctrine of the four elements and four cardinal directions. Hence, the gates are considered not only city entrances but reflections of a cosmic order. The geometric alignment between İznik’s Hagia Sophia and the gates is linked by some researchers to ancient energy lines or ley lines.

Templars, Rosicrucians, and Masonic organizations often refer to such places as “gates to truth.”

Thus, İznik’s Hagia Sophia is not merely a place where religious decisions were made; it is also a symbolic site where secret knowledge was preserved and cosmic truths were possibly discussed behind closed doors.

As stated at the beginning, this is the 1700th year of the Council being commemorated.

While the number 1700 is not explicitly referenced in the holy scriptures, it can be interpreted symbolically via the numbers 17 and 100:

17: In the Torah and Bible, associated with the Flood (e.g., Noah's Ark begins to move on the 17th day).

100: Symbolizes completeness, wholeness, and divine order.

Combined, 1700 could be interpreted in mystical terms as signifying transformation within a divine order.

Moreover, the 1700s in Western civilization marked a threshold of intellectual transformation, scientific advancements, and the rise of the Enlightenment. Thus, 1700 can be seen as a symbolic turning point — "the end of the old, the birth of the new."

In my personal view, Christianity may soon choose a new king globally—both in terms of capital and theological-mystical orders. This king will be baptized and crowned in İznik, which was conquered by Orhan Gazi in 1331 (a number also interpreted as an angel number). Thus, a new world order may be initiated.

.

Emrah Bekci, dikGAZETE.com

YAZARIN DİĞER YAZILARI