BİR MEDENİYET HAREKETİ AHİLİK: AHÎLİĞİN AÇIK VE KAPALI ŞARTLARI
Ahilik, esnaf dayanışma teşkilatı olarak ortaya çıkmıştır. Esnaf toplumun bel kemiğini oluşturan bir kesimdir. Bu ne kadar sağlam olursa toplum o kadar sağlam ve düzgün olur. Esnafın sağlamlığı ile ilgili tarihte yaşanmış meşhur bir olay vardır.
Fatih Sultan Mehmet, bir gün tebdil-i kıyafetle (kılık değiştirerek) çarşıyı gezer. Bir dükkâna girer, bir miktar alışveriş yapar ve beğendiği bir ürünü satın almak ister. Esnaf: “Efendim, ben bugün siftahımı yaptım. Lütfen bu ürünü komşumdan alın, o henüz siftah etmedi” der.
Fatih, bu duruma çok duygulanır, teşekkür ederek yan dükkâna geçer. Oradaki esnaf da aynı ürünü verirken şöyle der: “Efendim, ben de siftah ettim. Ama karşıdaki dükkân komşum daha hiç satış yapmadı. Onun da rızkını gözetin.”
Fatih Sultan Mehmet, bu davranış karşısında derin bir saygı duyar, gözleri dolar ve şöyle söyler:
“İşte benim halkım böyle bir ahlak üzere olduğu müddetçe, bu devleti Allah’ın izniyle kimse yıkamaz!”
Ahîlik halkasına katılmanın belli kuralları vardır. Bu kuralları benimseyip, hayatına uygulamadan Ahî olunamaz.
Ahîliğin “Açık” ve “Kapalı” olmak üzere 6 kuralı vardır:
Açık olanlar:
1) Ahînin eli açık (cömert olmak) olmak. Cömert olmak Ahîliğin olmazsa olmaz şartlarındandır. Eli açık olmak, malını Allah rızası için harcamak Ahî için en temel kuraldır.
Kur’an ı Kerim’de: “Mallarını Allah yolunda sarfedenlerin durumu, yedi başak bitiren ve her başağında yüz tane bulunan bir tek (tohum) tane(si)nin durumu gibidir. Allah dilediğine kat kat verir. Allah ‘rahmet ve ihsanı bol olan’ ve (her şeyi) bilendir” (Bakara suresi: 261. Ayet), Peygamberimiz Hz. Muhammed (A.S.) “Cömert insan Allah’a, cennete ve insanlara yakındır. Cimri ise Allah’tan, cennetten ve insanlardan uzaktır.” (Müslim, Birr 56), buyurmuşlardır.
Bu ve benzeri Ayet-i Kerimeler ve Hadis-i Şerifler, Ahîliğin açık şartlarından “Eli Açık olmak”ın önemini vurgulamıştır.
Ahî, kazancını hiçbir zaman sadece kendini düşünerek elde etmez. Her zaman sade bir yaşam tarzı tercih eder, artan kısmını ihtiyaç sahipleri ile paylaşır.
2) Kapısı açık (konuksever) olmak:
Kapısı açık olmak önemlidir. İnsanlar en çaresiz kaldıklarında ilk gidecekleri, hallerini arz edecekleri kapsısının açık olduğunu bildikleri kimselerdir. Ahîler her daim, maddi manevi kimin sıkıntısı varsa onun yardımına koşmuşlardır. İhtiyaç sahiplerini en sıcak şekli ile karşılaşmışlar ve dertlerine derman olmuşlardır. Bu ve benzeri ilkeler Ahîlik kültürünün toplumun en uç noktalarında bilinmesini ve insanların sevgisini kazanmasını sağlamışlardır.
3) Sofrası açık (İkramdan kaçınmamak) olmak:
Misafirperverlik hem dinimizde hem kültürümüzde çok önemli bir yere sahiptir. Ahîler misafire nimetlerini, sofrasını ve gönlünü açar. Paylaşılan bir nimetin lezzetinin yemekten daha kıymetli olduğunu bilir.
Ebû Hüreyre radıyallahu-anh’den rivayet edildiğine göre Peygamber aleyhisselâm şöyle buyurdu:
“Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse misafirine ikram etsin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse akrabasına iyilik etsin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse ya faydalı söz söylesin veya sussun!”
Ahîler gelen misafiri ağırlamak ve onlara ikram etmek konusunda her zaman yarış halinde olmuşlardır. Zaman zaman bunun için tartışmışlardır.
Kapalı olanlar:
1) Ahinin gözü kapalı olması (Kimseye kötü gözle bakmamalı, kimsenin ayıbını araştırmamalıdır.):
Ahî’nin çevresinde görmemesi gereken, başkalarının görmesinden mutlu olmayacağı şeyler karşısında gözü kapalıdır. Baktığı her şeye iyi niyetle ve olumlu gözle bakar. İnsanların özelini araştıracak, onları rahatsız edecek şekilde bakmaz. Bakışları faydalı olmak ve ibret almak içindir. Bir Hadis-i Şerif: “Kim bir Müslüman'ın ayıbını örterse, Allah da dünya ve âhirette onun ayıplarını örter.” ifadesi ile bu davranışın dayanağını göstermiştir.
2) Beli kapalı (Kimsenin ırzına, namusuna, haysiyet ve şerefine tasallut (saldırgan) etmemelidir.) olmak:
Ahîliğin temeli Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimizin sünnetidir. Ahîler, dinin emrettiği şeyleri yapmak ve yasakladığı şeylerden kaçınmak konusunda özen gösterirler. Namus konusu bunların en önemlilerindendir. Her konuda olduğu gibi namus konusunda da hiç kimsenin ırz ve namusuna göz dikmez ve helalden ayrılmazlar.
3) Dili kapalı olmalıdır (Kimseye kötü söz söylememelidir.).
Ahîler, yaptıkları her işin, attıkları her adımın, söyledikleri her sözün hesabını vereceklerini bilen insanlardır. Bu sebepten konuşacaklarsa doğru olanı, gerçek olanı ve yapıcı olanı söylerler. Gerçek dışı beyanda (Yalan) bulunmazlar. İnsanları rahatsız edecek, gönüllerini kıracak, onları yoldan çıkaracak sözlerden uzak dururlar.
“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve her zaman doğru ve yerinde söz söyleyin.” (Ahzab suresi: 70. Ayet) ilahi emrine uygun yaşarlar.
Ahîlik, bir esnaf dayanışma hareketi olarak ortaya çıkmış, eğitimde, sosyal ve kültürel hayatta çok büyük ve kalıcı işler yapmıştır. İnsanların dünya ve ahiretlerine etki edecek çalışmalar yapmıştır. 6 asır Selçuklu ve Osmanlı’da etkili olmuştur. Bir medeniyet oluşturmuştur. Elde edilen bu kazanımlar Ahîliğin çok sağlam ahlakî temellere dayanması ile mümkün olmuştur.
.
Hikmet Kara, dikGAZETE.com