?>

'Boşanmalarda birinci sırada aile içi iletişimsizlik geliyor'

Diyanet İşleri Başkanlığı Aile ve Dini Rehberlik Daire Başkanı Akbulut, "Ülke genelinde yapılan çalışmada, boşanmalarda birinci derecede aile içi iletişimsizlik görülürken, ikinci sırada aile içi şiddet geliyor. Sonra ekonomik sorunlar." dedi.

Çevre-Hayat - 7 yıl önce

SAMSUN - Fatih Mehmet Kürkçü

Diyanet İşleri Başkanlığı Aile ve Dini Rehberlik Daire Başkanı Sedide Akbulut, "Ülke genelinde yapılan çalışmada, boşanmalarda birinci derecede aile içi iletişimsizlik görülürken, ikinci sırada aile içi şiddet geliyor. Sonra ekonomik sorunlar." dedi.

Akbulut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, aile içinde tespit ettikleri en büyük sorunun etkili iletişim yoksunluğu olduğunu, iletişim kopukluğunun sorunların başlangıcını oluşturduğunu söyledi.

Bireylerin birbirleriyle ortak dili konuşmamaları sonucu kavga ve tartışmanın boşanmaya kadar gittiğine işaret eden Akbulut, "Ülke genelinde yapılan çalışmada, boşanmalarda birinci derecede aile içi iletişimsizlik görülürken, ikinci sırada aile içi şiddet geliyor. Sonra ekonomik sorunlar. Babanın sorumluluklarını taşımaması da ailelerin bozulmasına, boşanmaya neden oluyor. Bir başka husus ise sadakatsizlik, ahlaki dejenerasyon." ifadelerini kullandı.

Toplumda erkek dışında son dönemde kadın sadakatsizliğinde de artış gözlemlendiğini belirten Akbulut, bu durumun İslam ahlakı ve öğretilerinden uzaklaşan toplumlarda görüldüğüne dikkati çekti.

Diyanet İşleri Başkanlığı olarak aile ve dini rehberlik bürolarının bu yönde önemli çalışmalar yaptığını anlatan Akbulut, "Kur'an kurslarında eğitimler yapılıyor. Sevgi evlerinde, çocuk yuvalarında, kadın sığınma evlerinde değerler eğitimi yaparak toplumda farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz. En çok üzerinde durduğumuz konu, Peygamber örnekliğinde ailede iletişim modeli, sevgi ve merhamet dili oluşturmak. Rahmet ve merhamet endeksli bir aile hayatı kurmak. Ailede hiyerarşik, ben özellikli, reis kavgası yaşanan bir aile değil, sevgi ruhunu hakim kuracağımız aile yapısını oluşturmanın gayretindeyiz." diye konuştu.

Hazreti Muhammed'in eşini dinlediğini, ona değer verdiğini her fırsatta gösterdiğini vurgulayan Akbulut, şöyle devam etti:

"Aile yapımızdaki en büyük handikapımız, eşlerin birbirlerini değerli görmemeleri. Bunun da altında sevgi dilini kullanmamaları yatıyor. Peygamber efendimizin hayatına baktığımızda, eşleriyle olan ilişkisinde öncelikli olarak muhabbet görüyoruz. Peygamberimiz hanımına seslenirken 'Hümeyra' diye güzel bir isim vermesi, 'Nasıl seviyorsun?' ifadesine, 'Seni gördüğüm gibi seviyorum ya Ayşe' diyebiliyorsa, bugün Müslüman erkek Peygamberini örnek alıp, 'Seni gördüğüm gibi seviyorum' diyebilmeli."

Sedide Akbulut, toplumun sevgisini ifade etmekten çekinen bir yapıda olduğunu, "sevgi" sözcüğüyle karşı tarafın şımaracağının düşünüldüğünü dile getirdi.

"Hedefimiz Efendimizin ailesindeki huzuru yuvalarımıza yansıtmak"

Hazreti Muhammed'in, "Sizden biriniz sevdiğini Allah rızası için kardeşine söylesin" dediğini aktaran Akbulut, "Arkadaşını, komşunu sevdiğini duymaya layık görüyor Peygamber Efendimiz de hayat arkadaşımız sevdiğimizi duymaya daha layık değil mi? Bu sadece sözle duymak olarak anlaşılmamalı. Sevgi dili her daim sözel değildir. Fizikseldir, davranışsaldır. Eşimizin sevdiği bir davranış, sevdiği bir yemek, ilgilendiği bir eşyaya karşı tavrımız aslında bir nevi sevgi dilimizdir. Hedefimiz, Efendimizin ailesindeki huzuru yuvalarımıza da yansıtmak." değerlendirmesinde bulundu.

Akbulut, ailede eşler arasında adaletli ve hakkaniyetli bir rol dağılımı yapılması gerektiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:

"Günümüzde kadın, ev ve çocukların bakımının yanı sıra iş hayatında da etkili. Bu kadar yük yüklenen kadınımız eşi tarafından hem manevi hem de fiziksel iş ortaklığı anlamında desteklenmediği zaman elbetteki o evde adaletsiz rol paylaşımı sonucu kavga olacaktır. Efendimizin ailesinde gördüğümüz, kendi söküğünü dikerdi, kendi ekmeğini yapmaya çalışırdı. Bu demek değildir ki erkeklerimiz söküklerini diksinler, yemeklerini yapsınlar ama eşit kulvarda hayata katkıda bulunduklarını iddia ediyorlarsa sofra hazırlanıyorken bir bardak, çatal bıçak konulması hiçbir erkeğe zul değildir. O yuvanın ortak bir yuva olduğunu gösteren işaretlerdir."

Kaynak: AA

dikGAZETE.com
Haftanın Öne Çıkanları

'Karşımızdaki ittifakın adı yıkım ittifakıdır'

2018-06-08 11:32 - Siyaset

Aral Gölü kuruyor

2018-06-08 13:32 - Çevre-Hayat

Talisca Çin'e transfer oldu

2018-06-09 01:41 - Spor

Muharrem İnce, Berberoğlu'nu ziyaret etti

2018-06-09 18:14 - Genel

Türk doktorların bilimsel çalışmasına ABD'den ödül

2018-06-09 18:02 - Teknoloji

Son depremler... Muğla'da deprem meydana geldi

2018-06-10 15:32 - Asayiş

'İktidar hasretine son vermek istiyoruz'

2018-06-13 00:32 - Siyaset

'Boşanmalarda birinci sırada aile içi iletişimsizlik geliyor'

2018-06-13 19:32 - Çevre-Hayat

Maliye Bakanlığı vergi müfettiş yardımcısı alacak

2018-06-11 13:12 - Ekonomi

Rusya'da gözler onlara çevrilecek

2018-06-11 15:34 - Spor

İlgili Haberler

SOLOTÜRK, Sivas'ta gösteri uçuşu gerçekleştirdi

19:33 - Çevre-Hayat

Hafta sonu yurdun büyük kesiminde yağış bekleniyor

17:33 - Çevre-Hayat

Kurumaya yüz tutan Tahtalı Barajı tarihinin en kötü eylül ayını yaşıyor

16:42 - Çevre-Hayat

Muş'ta gönüllü gençler köy okulunu öğrenciler için hazırladı

13:32 - Çevre-Hayat

Iğdır'da kadın çiftçiler 'kurutma makinesi' desteğiyle kazançlarını katlıyor

13:12 - Çevre-Hayat

Günün Manşetleri

Putin, Ukrayna'da konuşlanacak olası yabancı birlikleri meşru hedef sayacaklarını söyledi

10:32 - Dünya

Karasal fotovoltaik modüller mecburi uygulamaya alınan Türk standartları listesine eklendi

10:22 - Ekonomi

Venezuela'ya ait iki askeri uçak ABD donanma gemisine yaklaştı

10:02 - Dünya

Tarım ve Orman Bakanlığından Hatay'daki gıda denetimine ilişkin paylaşım

09:52 - Gündem

Küresel piyasalar ABD'nin tarım dışı istihdam verisine odaklandı

09:32 - Ekonomi