
ZENGEZUR KORİDORU
Devletimizin derin aklı yine;
Önemli bir meseleyi yağdan kıl çeker gibi çözdü.
ZENGEZUR VE TÜRK CUMHURİYETLERİ…
Tarihi derinliklere dalıp mevzu dağılsın istemiyorum...
Ama…
Kısaca şunu söyleyecek olursak Zengezur Koridoru, Rusların bize oynadığı bir oyun…
“Orta Asya” deyimi de öyle.
Müstevliler,
Önce Büyük Türkistan’ı Doğu Türkistan ve Batı Türkistan olarak ayırdılar.
D. Türkistan’ı Çin işgal edip yeni ülke anlamında Xinjiang (Sincan) ismini verdiler.
Batı Türkistan ismi ise hiç kullanılmadı.
Çünkü o bölgeyi Özbekistan, Kazakistan, Türkmenistan, Kırgızistan ve Azerbaycan isimleri vererek zaten parçalamış
Hatta;
Bu kardeş toplulukların arasına fitne fesat sokarak birbirleri ile savaşacak noktaya kadar getirmişlerdi (Özbekistan – Kırgızistan arasında meydana gelen Oş olayları gibi)
İşte;
Bu fitne fesat çerçevesinde,
Zengezur Koridoru da Azerbaycan’dan koparılarak Ermenistan’a verildi (1920)
Böylece;
Türkiye (Osmanlı) ile Türkistan (Türk Cumhuriyetleri) arasındaki bağ kopmuş oldu. İlişkimiz Azerbaycan'dan kopuk Nahcivan’la sınırlı kaldı.
O GÜN AÇILAN PARANTEZ BUGÜN KAPATILIYOR!..
Türkiye’nin o yıllarda yapılan bu parçalanmışlıklara itiraz edecek gücü yoktu. Öyle bir niyeti de yoktu ya… O da ayrı mevzu.
Azerbaycan ise;
O sırada Ruslar tarafından işgal edilmişti (27.04.1920)
Haliyle;
Eli kolu bağlanmış yapacağı bir şey yoktu.
(Aslında burada da bir parantez açıp nasıl işgal edildiğini, bizimkilerin 40.000 tüfek ve 5 milyon ruble için işgale nasıl göz yumduklarını anlatmak vardı ama konu dağılır)
TÜRKİYE - RUSYA – İRAN…
Yüz yıl sonra…
O parantezi kapatma vakti zamanı geldiğinde, haliyle mevzuyu ilk önce İran’a açtık.
Bu arada;
Parantezin kapatılması için Ortak Dil, Ortak Alfabe, Türk Devletleri Teşkilatı’nın kurulması vb. gibi yapılan birçok çalışma var onlardan bahsetmiyorum.
Çünkü;
O çalışmalar tamamlanmamış olsa Zengezur Koridoru’nun bir manası da olmazdı.
Neyse…
İRAN, NUH DİYOR PEYGAMBER DEMİYOR!..
İran…
O sıralarda (2021) Irak, Suriye ve Lübnan’da tam saha pres yapacak konumda ve Husileri de Yemen’de iktidara getirerek Yemen’i yanına çekmiş kimseye “eyvallah” diyecek bir hali yoktu.
Yani İran’a göre “Şii Hilali” kemale ermiş, bölgede ondan başka kimsenin sözü geçmez sanıyordu.
Haliyle;
Türkiye’nin “gel bu işi beraber çözelim” teklifini geri çevirdi.
Niçin?
Makul bir cevap yok. Orta sahada top çeviriyor ama herkes biliyor ki, Türkistan'la kuracağımız bağ, çarpan etkisi yaparak Türkiye'yi büyük bir güç yapacak. İran bunu açıkça söylemiyor. "Emperyalizm... " falan diyerek ABD'nin bölgeye gelmesini felaket olarak gösteriyor (Sanki ABD bölgede değil ve Irak'ta da ABD ile devir-teslim yapmamışlar gibi)
Peki, Tamam... Eyvallah!
ABD emperyalist anladık. Peki, Rusya ne? Kızılay hayır kurumu mu?
Üstelik;
Başından beri Türkiye – İran – Azerbaycan - Ermenistan arasında bu iş çözülsün diyen biziz.
İRAN ŞUNU DESE YA!..
"Ey Türkiye!
Senin, zamanında bana yapmış olduğun iyilikleri unutmuş değilim. Sarı pasta mevzusunda ABD ve müttefikleri bize saldıracakken sen bize kefil oldun... Onların oyununu bozdun.
Şimdi de;
Ermenistan ve Rusya'ya bu kadar dil dökmene gerek yok. Biz komşuyuz onun ötesinde kardeşiz. Turan illerine ulaşmak mı istiyorsun? Gel o yolu benim topraklarımdan geçir.
Ama;
Yol üzerindeki mal ve hizmetlerin işletmesi bana ait olacak (Akaryakıt istasyonları... Yeme-içme yerleri… Otel ve geçiş ücretleri vb. gibi)”
Dese…
Türkiye, “yok” mu diyecekti?
Aynı şekilde;
Rusya da gereksiz bir inatla direndi.
Hem Ermenistan hem de Azerbaycan’ın eski Sovyet toprağı olmaları hasebiyle “Bunlar nasıl olsa bana muhtaç... Eninde sonunda kapıma gelecekler" diye düşündü.
Kimbilir; Dugin, Putin'e daha neler söylemiştir.
Çünkü Rusya da
Türkiye’nin Türk Cumhuriyetleri ile olan bağın güçlenmesine razı olmuyor İran gibi boş hayallerle engel olmaya çalışıyordu.
Ancak;
Tarihi hadiseler fizik kanunları gibidir. Siz ne kadar engel olmaya çalışsanız da su gelir ve üstünüzden aşarak yoluna devam eder.
Nitekim öyle de oldu.
ŞOK!..
Rusya ve İran razı olmayınca ABD ile bu iş çözüldü.
İran ve Rusya’nın derin aklı, böyle bir şeyin olacağına zerre kadar ihtimal vermedikleri için şoka girdiler
Ve tahmin ederim ki;
Hala o şoktan uyanabilmiş değiller.
ŞİMDİ NE OLACAK!..
- Türkiye istediğini aldı: Türkistan yolu açıldı. Bunun hem ekonomik hem kültürel hem de güç olarak bize çok yararı olacak. ABD’nin bölgeye gelmesi Çin’i rahatsız edecek ama Çin de mal sevkiyatında bu yoldan istifade edeceği için sesi çıkmıyor. Ayrıca bizim onlarla "Bir Kuşak Bir Yol" projemiz daha var. Bu onun mütemmim cüzü olacak.
- Azerbaycan istediğini aldı: Türkiye ve Türkistan bağlantılı otoyol ve demiryolu ile Avrupa’ya bağlanacak mal ve hizmet tedariki kolaylaşacak. Bu arada 33 yıldır süren ambargo kalktığı için rahat bir nefes alacak
- Ermenistan istediğini aldı: Başta Fransa ve diasporanın verdiği gazla “Büyük Ermenistan” hayalleri kuran Ermeniler, sefilleri oynadığının farkına varmış ve bu sevdadan çoktan vaz geçmişti.
Ama…
İleri karakol görevi gereği aynen PKK’ya “silah bırakma” diyen güçler Ermenistan’a da “bu hayalinden vaz geçme” deyip, kışkırtıyor boş hayallerle oyalıyorlardı. Peşinyan bu oyunun farkına vardı ve imzayı bastı.
- ABD istediğini aldı: Çin ile büyük bir rekabet içinde olan ABD, Zengezur yolunun Ermenistan hududunda kalan kısmını kontrol ederek hem Rusya, hem Çin’e karşı avantaj sağladı.
SONUÇ…
Denecek ki;
İran da ABD’nin gelmesinden rahatsız… O ne olacak?
İran merak etmesin.
O bize tüm yaptığı yanlışlara rağmen nasıl ki, sarı pasta mevzusunda ABD’ye yem yapmayıp, kendisine kefil olduysak, yine böyle bir durumda komşumuza bir zarar verilmesine müsaade etmeyiz. Yeter ki, İran bizimle uyum içinde olsun.
Zaten Pezeşkiyan, bizimle bu konuda uyumlu.
“Zengezur Koridoru'na karşı değiliz” açıklamasını yaptıktan kısa bir süre sonra İran dini lideri Hameney'in özel temsilcisi karşı bir açıklama yaptı.
Geçen yazıda da bahsettiğim gibi karşımızda iki İran var. Bizimle ters giden ve bizimle güç birliği yapmak isten İran...
Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan, bizimle güç birliği yapmak isteyen grubu temsil ediyor.
Bakalım başarılı olabilecek mi?
NOT:
Hatırlanacak olursa Cumhurbaşkanımız, nükleer silah yapımında kullanılan sarı pasta mevzusunda o zamanki Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva ile birlikte İran’a kefil olmuş…
Ve…
ABD’nin İran’a saldırmasının önüne geçmişti.
Bunun neticesinde;
Türkiye ve Brezilya’da büyük olaylar yaşandı. Brezilya devlet başkanı devrildi.
Bizde de;
MİT müsteşarının tutuklanıp, Cumhurbaşkanımızın (o zaman başbakan) ameliyat masasında kelepçelenmesi…
MİT TIR’larının durdurulması...
Gezi Parkı Olayları...
Kobani-Hendek Olayları...
Ve 15 Temmuz darbesi ile Cumhurbaşkanımızı da Lula da Silva gibi devirmeye kalktılar.
Eğer başarmış olsalardı Türkiye, bir Amerikan eyaletinden daha kötü bir konuma gelecek, Da Silva da bir daha Brezilya Devlet Başkanı olamayacaktı.
Her iki devlet başkanı bütün bu sıkıntıları İran için çektiler.
Buna karşı İran ne yaptı?
Hamaney, 2014’te Suriye olaylarını görüşmeye giden Cumhurbaşkanımızı tabure gibi bir iskemleye oturtup ve İran bayrağı varken Türk bayrağını da koymadan “kabul” etti.
Peki,
Tüm bu kibir ve azamet bir işe yaradı mı?
Sanırım söylemeye gerek yok. Durum ortada…
.
Emin Batur, dikGAZETE.com