USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Vatan Engelliler Spor Kulübü Başkanı Halim Deliismail ile…

07-11-2021

Halim Deliismail. Vatan Engelliler Spor Kulübü Başkanı. 1984’de İstanbul’da dünyaya geldi. İlkokulu 5’inci sınıfa kadar normal okulda, Ortaokulu ise Veysel Vardar Görme Engelliler Ortaokulunda okudu. Açıköğretime devam ederek liseden mezun oldu. 

Satranç, Bilgisayar, Diksiyon gibi kurslara giderek, kendini donanımlı hale getirdi… 

Halim Başkan ile 2004-2005’e denk gelen ve golbol (goalball) hakemliği yaptığımız yıllarda tanıştık. 

15 yıla aşkın bir sürede, engelli sporun yarar sağlama adına iletişimimiz devam etti. Geçtiğimiz günlerde ise sosyal medyadan (instagram: ahmetgülümseyen) yaptığımız canlı yayın programımıza konuk oldu. 

Görme engelli sporunun içerisinde sporcu, yönetici ve başkan olarak bulunduğu 17 yıllık tecrübesini paylaştı. İlgili ve yetkili mercilere mesaj niteliği taşıyacak o spor sohbetimizden bazı konu başlıklarını siz değerli okuyucularımızla paylaşmak istiyoruz. Hayırlara vesile olmasını dileriz…

YÜZDE 5 GÖRDÜĞÜM İÇİN ŞÜKREDİYORUM

2-3 yaşındayken görme engelli olacağım belliymiş az buçuk. Teyzem tespit etmiş. Yere anahtar düşürmüş ve zor bulmuşum. Doktora götürmüşler, bu ilerleyecek demiş. 9-10 yaşıma kadar görüşüm normal seyrinde devam etti. 18 yaşına geldiğim de ise görüş derecem yüzde 5’e kadar düştü. Şu anda gün ışığını ve vaktin gündüz veya akşam olduğunu hissedebiliyorum.

O yüzde 5’lik oranla, Allah’a çok şükür, kendimizi idare ettirebiliyoruz…”

VATAN ENGELLİLER SPOR KULÜBÜ

Spora, 2004 yılında İstanbul Görmeyenler Gençlik ve Spor Kulübüne Genel Koordinatör unvanıyla, yönetici olarak adım attım.

Yöneticilikten önce atletizm, yüzme, halter gibi sporun birçok alanıyla sporcu olarak aktif yer aldım. 2013 yılında ise Vatan Engelliler Spor Kulübünü kurdum. O tarihten bugüne Kulüp Başkanlığını sürdürmekteyim. Kulübümüz dört engelli gruba (görme, işitme, özel sporcular ve bedensel) yönelik hizmet vermek için kurulmuştur...

NEDEN SPOR KULÜBÜ BAŞKANLIĞI?

2004 yılında yöneticilik hayatına başladım. 2013 yılına kadar çeşitli sivil toplum kuruluşları ve spor kulüplerinde görev aldım. O yıllarda engellilere yönelik spor alanları ve faaliyetleri kısıtlı olduğu için zor şartlarda bugüne kadar geldik. 

Kulüp Başkanı olmaktaki amacım, arkadaşları hem spora kazandırmak, hem de engellilerin sosyalleşmeleri sağlayarak, toplum içerisinde değer kazanmasına öncülük yapmaktı. Yaptığımız iş gönüllülük esasına dayanıyor. İşin içine sevgi katmazsan, başkanlık da, yöneticilik de, sporculuk da zor gelir. 

Yöneticilik yaptığım dönemde, projeler sunuyorduk. Kulüp başkanları bizim önümüze set çektikleri için, projelerimizi hayata geçiremiyorduk. Kulüp başkanı olduğumuzda, engellilere yönelik projelerimizi daha hızlı bir şekilde hayata geçirme imkânına sahip oldukKulüp başkanlığının en büyük katkısı bu oldu…”

İŞİMİZE SEVGİMİZİ KATTIK

İstanbul 15 milyonluk bir şehir. Ben Anadolu yakasında oturmama rağmen, her gün Avrupa yakasına gidip geliyorum. Salon ayarlamak, seminer ve konferanslara katılmak ve sponsorluk çalışmaları için sürekli hareket halinde, oldukça yoğun tempo içerisindeyiz. 

Yaptığımız işe sevgimizi kattık. İnsan bir işi severek yaparsa, hiçbir zaman yorulmaz. O bakımından sürekli enerjik doluyuz. Enerjimiz sonuna kadar harcayıp, engelli camiasına her zaman hizmet etmeye devam edeceğim…

BEYAZ BASTONUN ÖNEMİ

Beyaz Baston, görme engelli bir bireyin adeta gözü konumundadır. Beyaz baston, yolda giderken önümüzdeki engellere takılmamak için bize öncülük yapıyor. Beyaz baston bizim her şeyimiz; gözümüz, kulağımız, elimiz ve ayağımız.

Beyaz Baston olmadan görme engelliler dışarı çıkamaz. Beyaz Baston sayesinde ağaca vuruyoruz ağaç olduğunu, kaldırıma vuruyoruz kaldırım olduğunu, direğe vuruyoruz direk olduğunu anlıyoruz, kaldırıma park eden arabalara vuruyor onların araba olduğunu anlıyoruz. Beyaz Baston bizim her şeyimiz, her vakit yanımızdan eksik etmiyoruz…”

ENGELLERİN KALDIRILMA HASSASİYETİ

İnsanlarımız, beyaz bastonu gördüğünde yolu açmaları lazım. Kaldırım üzerine duba, masa, sandalye gibi nesneler koyulduğu için, kaldırımların düzenli değil. Bu durum, bir engelli için sıkıntı oluşturuyor. 

Görme engelliler için kaldırımlar boş olması lazım. Park sıkıntısı, İstanbul’un en büyük sıkıntılardan birisi. 

Araçlar kaldırıma park ettiğinde, bizlerde yoldan gitme mecburiyetinde olduğumuz için sıkıntıların yaşanması kaçınılmaz oluyor. Bastonumuzu kaldırdığımızda, araçların durması gerekiyor, ama hareketi kimse dikkate almıyor. Bu konuda bilinçli ve duyarlı olunması gerekiyor.

Bu bilinç son 20 yılda % 50-60 otursa da, bu bilincin tam istenilen seviyeye gelmesi için daha çok yolumuz var. Gören insanlarımızı bizlere engel değil, önümüzdeki engelleri kaldırmaya davet ediyoruz…”

FARKINDALIK EĞİTİMİNİN ÖNEMİ

Şehir planlamasındaki aksaklıklara bağlı olarak, engelleri kaldırmak için belediyelere önemli görev düşmektedir. Yerel yönetimler, kaldırımdaki direkleri ve ağaçları sıralı dizmeleri gerekiyor.

Spor Kulüpleri ve Sivil Toplum Kuruluşları olarak, insanlarımızı bu konuda bilinçlendirmek, öncelikli vazifelerimizden. 2018-2019 yılında okullara bizzat giderek ‘Farkındalık Semineri’ veriyorduk. Biz bunun başlangıcını yaptık. 2020 ve 2021 yılında pandemi engeline takıldığımız için, bu seminerlere ara vermek zorunda kaldık.

 Küçük yaşta bilinçlendirme eğitimi başlarsa, toplumun engellilere bakış açısı da istenilen düzeye ulaşacaktır. Herkes üzerine düşeni yapmalı ki, bizlerde normal hayatta engellerle karşılaşmayalım.

O engeller kalktığı vakit, bulunduğumuz şehirde rahatlıkla dolaşma imkânımız olacak. Aksi takdirde, yürürken engellere ya kafamızı, ya kolumuzu, ya ayağımızı vurup yaralanacağız. 

O nedenle hep birlikte engellileri kaldırırsak, bizler de engelsiz bir yaşamımızı sürdürürüz.

Toplumun empatiyi yaşaması için İstanbul’da Gayrette Metro İstasyonu içerisinde yer alan Turkcell Diyalog Müzesi’ni ziyaret etmelerini tavsiye ediyorum. 40’ar dakika rehber eşliğinde yürürken, engellilerle empati yaparak, o duyguyu yaşatıyorlar…”

SPORLA ÇOCUK YAŞTA TANIŞMAK

Sporla tanışma kişinin yeni arkadaşlıklar edinerek sosyalleşmesini sağlayacak, aynı zamanda kötü alışkanlıklardan uzaklaşması için önem taşıyacaktır. Çocuklarımızı küçük yaşta sporla buluşturmamız lazım. 

Biz görme engellilerde 15-16 yaşlarından sonra sporcu bulabiliyoruz. O yaştan sonra onları sporcu yapmak ve sporun içerisinde kalmalarını sağlamamız zor oluyor. Küçük yaşta yetiştirdiğimiz vakit, hem zamanını verimli şekilde geçirmesini sağlayacak, hem de sporcu olarak önü açılacaktır.

Sporcumuzun sağlıklı ve dinç olması, bizim için mutluluk oluyor. Kulüp başkanı olarak bu sürece öncülük yapabiliyorsak, çocuklarımızı spora kazandırdığımızda bizim mutluluğumuz da artıyor...

SPORLA MUTLULUĞU YAKALADIK

“2004 yılından bugüne aralıksız olarak turnuvalara giden, hem sporcu, hem yönetici, hem de başkanım. Bazen bu yolculuklar otobüs, bazen belediyenin tahsis ettiği araç, bazen uçakla gerçekleştirdik.

Bazen bu masrafları sponsor karşılıyor, bazen de giderleri cebimizden karşılıyoruz. Sporcularımıza gönüllü çalıştırıcıları bulmuş ve antrenman yaptırmış isek, müsabakalara götürmek durumdayız. Bu turnuvalarda çocukların arkadaşları oluyor ve sosyalleşiyorlar, kültürleri artırıyor. Çocuğun turnuvada yer alması ve başarılı olması, mutlu olmalarını sağlıyor.

Kupa ve madalya alarak bu mutluluğu daha da artıyor. Çocuklarımız maçlarını kaybettiklerinde, biz nasıl kazanamadık diye, ağladıklarını şahit olduk. O bakımdan biz her fırsatta müsabakalara gidiyoruz. Ömrümüz devam ettiği sürece, maçlara katılmaya devam edeceğiz…”          

ÇOCUKLARIMIZA ÖRNEK OLMAMIZ GEREK

“Hayata insan dokununca anlıyor. Spor yapan kişi yeni insanlar tanıyor, sosyalleşiyor, kültürleşiyor. Bizler de sporcuların önünü açmak için çaba sarf ediyoruz. Kurumlara gidiyoruz, yazışmalar yapıyoruz, salonların ayarlamasından konaklamasına kadar her şeyi yapmaya çalışıyoruz. 

Bizim için çocukların spor yapması önemli. Bizler, taşıdığımız bayrağı onlara teslim edeceğiz. O şekilde bizim çocuklarımıza örnek olmamız gerek, bizim için en büyük mutluluk o...

BELEDİYELERİN SORUMLULUĞU BÜYÜK

“Bazı belediyeler engelli spor branşları kuruyor, bazı beledilerde ise engellilere yönelik spor faaliyeti yoktur. Tesis olarak, eğitim olarak, ulaşım konusunda belediyelere büyük sorumluluk düşüyor. 

Belediyelerde engellilere yönelik spor kulüpleri kurulmaz ve branşlar açılmaz ise bağımsız kulüplerin çalışmaları bir yere kadar. Belediyelerin, bedensel, özel sporcular, işitme ve görme engellilerin aynı çatı altına alıp, bireylerin spor yapmaları için imkân sunma fırsatı var. 

Bireysel çalışmalarda imkânlar yeterli değil veya bir yere kadar. Bazı belediyeler duyarsız oluyor, hiçbir engelli branşı kurmuyor. Bazı belediyeler ise engellilere yönelik tek branş kuruyor.

Biz bütün belediyelerin engelli kulüpleri olması, bu çocuklarımızı tek çatı altında toplayıp, öncülük yapmalarını arzuluyoruz. 

Biz bir yere kadar çocuklarımıza ulaşabiliyoruz. Belediyelerin imkânları daha fazla olduğu için, bu sayede daha çok çocuğun spor yapma imkânı olacaktır. Böylelikle, karşılaşılabilecek sorunlar tek kalemde, kökten çözebilirler...”

ENGELLİ BRANŞINDA İSTANBUL’UN YERİ

Ankara’da 7 milyon nüfus ve 35 kulüp var, bizim İstanbul’da 17 milyon nüfusa rağmen 10 tane faal kulüp var. Ankara’dan daha az. Niye az kulüp var? İşi bilmeyen arkadaşlarımız var. Yönetici olarak onları yetiştirmiyoruz. 

Arkadaşlarımız, ön planda olma düşüncesine kapılıyorlar. Bu fikrin yıkılması lazım. Bizler bir çocuğumuzu yetiştirip, kulüp kurdurursak, bizim kazancımız o olur. Bu çocukların önleri tıkandığı için kulüpler çoğalamıyor. Belediyeler de destek vermiyor. O bakımdan İstanbul’da kulüp sayımız yeterli düzeyde değil.

Görme Engelliler, kaynaştırma okullarında bir sürü görme engelli çocuğumuz var. Kaliteli, yetişmiş yönetici olmadığı için kulüplerimizi aynı kişiler yönetiyor ve aynı döngü davam ediyor. O bakımdan yeni kulüp oluşmuyor. Onun için İstanbul nüfusuna göre kulüp sayısı yeterli düzeyde değil…

İSTANBUL’DA SPORCU NEDEN YETİŞMİYOR?

“İstanbul’da Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe, Başakşehir gibi 5-6 tane büyük kulübümüz var. Bu takımlarımız, bütçeye yük getirir diye Görme Engelli Spor Branşı açmıyorlar. Oysa ki Türkiye, B1 futbolda Avrupa, Golbol’da Olimpiyat Şampiyonluğu var. Ama ülkemizde Golbol’da (Goalball) tesisimiz yok.

Yazışmalar yapıp, tesis ayarlayarak çocuklarımıza idman yaptırıyoruz. Milli Takım düzeyinde büyük başarılarımız var ama İstanbul’un büyük takımları görme engelli branşı kurmaya yanaşmıyorlar.

Fazla bir maliyet istemiyoruz biz. Bu kulüpler yeri geliyor bir oyuncuya 3 milyon dolar veriyorlar. Görme engellilerde bir branşa kullanılacak para, yıllık 100-150 bin lira. Bu bütçe ayrıldığı ve branş açıldığı takdirde, görme engeliler spor yapmak için içinde yer aldıkları problemlerden kurtulacak, hem de formasını giydikleri kulüplere şampiyonluklar kazandıracaklar. 

Rekabete bağlı olarak engelli sporunun zirveye çıkması sağlanacak. Diğer türlü, sıkıntılar devam edecektir. Düşünebiliyor musunuz, sporcumuzun biri Tuzla’da diğeri Başakşehir’de otuyor. Bu çocukları nasıl bir araya getirip, antrenman yaptırıp, sportif başarı sağlayacaksınız.

İstanbul’da, çok zor şartlar altında biz çocuklarımıza spor yaptırıyoruz. Ama büyük kulüplerimiz branş açtıkları takdirde, çocuklarımız düzenli antrenman yapacak, evden araçla alınıp antrenmana getirecek, ona göre Türkiye şampiyonlarına daha iyi şartlarda ulaşım imkanı bulacaklar. Böylelikle, çocuklar daha iyi desteklendiği için başarılı olacaklar. Diğer türlü İstanbul’da sporcu zor yetişir…”

AİLELER ÇOCULARININ YANINDA OLSUN

Ailelerin araştırma yapıp, kulüplere çocuklarını getirip, bizlere teslim etmelerini istiyoruz. Aileler korkuyorlar, güven konusunda çekinceleri oluyor. Çalışan ailelerden, çocuklarını nasıl getirip götüreceğiz, diyenler oluyor. Sporu bilmeyen ailelerimiz de var. Çocuklarına ve bizlere güvensinler.

Biz çocuklarımızı spor aracılığıyla sosyalleştirir, kültürlü bireyler olarak yetiştiririz. Aileler çocuklarını evlerde tutmasın. Okullara gönderip eğitime destek versin.

Spor kulüplerine gönderip spor yaptırsınlar. Her alanda çocukların yanlarında olsunlar. Çocuklarına destek konusunda her zaman araştırmacı olsunlar. Destek önemli. Biz de imkânlarımız doğrultusunda, onlara her türlü desteği sunarız…

SESİMİZİ DUYURMAK İSTİYORUZ

Bir belediye başkanından randevu almaya çalışıyorum, beni müdüre sevk ediyor. Başkanın beni muhatap alıp, bizzat projeleri, proje sahibinden dinlemesi lazım. Ama maalesef belediye başkanlarına ulaşamıyoruz.

Bizi dinleyen müdürler de, projelerimizi tam olarak yukarı ulaştırmadığı için, proje bir yerde tıkanıp kalıyor.

Hedefe ulaşmak için, sunumumuzu bizzat, birebir başkana yapmamız gerekiyor. Sorunlar aşağıdan yukarıya gittiği için tıkanıyor.

Oysaki tersi olsa, yukarıya sıkıntılarımızı anlatsak, problemlerimizin rahatlıkla çözüleceğine inanıyorum. Kapıları her defasında zorluyoruz. Zorladığımız kapıların açılması, sorunların çözümü, neticeye ulaşmamız için önem taşımaktadır…

MİLLETVEKİLLİĞİ ADAY ADAYLIĞI

Bir dönem milletvekili aday adaylığımız oldu. Çocuklar okullarda eğitim aldıktan sonra, yarı gün okul eğitimi yarım günde spora teşvik ederdik. Bu birinci projem. İkinci projem ise, illerimizde golbol (goalball) ve futsal oynanacak tesisler yaparak, çocukların 7-8 yaşlarında spora başlamalarını sağlardık.

Her ilde Avrupa, Dünya ve Olimpiyat sporcusu çıkmasının alt yapısını oluşturduk. Her alanda eksiklerin tamamlanmasını sağlayarak, çocuklarımızın başarılı olmasını sağlardık…”

FEDERASYON BAŞKANLIĞI GÖREVİNE TALİBİZ

Görme Engelliler Spor Federasyon Başkanlığına adayım. Ekibimle birlikte Federasyon Başkanlığına seçildiğim takdirde şeffaf ve adil bir yönetimle göreve geleceğiz. Tesisleşme konusunda sıkıntılar yaşıyoruz.

Devlet ve özel sektör işbirliğiyle tesisler yaptırtarak, görme engellilerin hizmetine sunmak istiyoruz. Görme Engelliler Spor Federasyonun mevcut 8 branşta faaliyet gösterilmektedir. 

Bu branşlara tandem bisiklet, güreş gibi branşları ilave ederek daha çok görme engelli bireylerin, daha farklı branşlarda faaliyet göstermesini istiyoruz. Tesisleşme olarak Bolu ilimizde Eğitim Kamp ve Konaklama Merkezi Yapma düşüncemiz var. 

Şu anda, hali hazırda 60 dönümlük bir araziyle ilgili görüşmelerimizi tamamladık. Sportif Müsabakalarda başarılı olan ilk 3 sporcuya teşvik ödülleri vererek, sporcuların daha başarılı olmalarına katkı sağlayacağız. 

Bölge Şampiyonaları tertipleyeceğiz. Bölgelerinde ilk 3’e giren sporcular Türkiye Şampiyonasına katılım sağlayacaklar. 

Kulüplerimle dört ayda bir istişare toplantısı yapıp, sorunları yerinde çözüm sağlayacağız. Federasyonumuzun kendisine ait binası yok. Var olan ise kirada. Daha önce Gençlik ve Spor Genel Müdürlük binasındaydı. 

Biz göreve geldiğimiz de alt katı kafeterya, üstü spor salonları, onun üstü federasyonumuzun ofisi, onun üstü ise misafirhane olacak şekilde, federasyonumuzun 4 katlı binaya kavuşturacağız. 

Bizim amacımız kulüplerimizi ve sporcularımıza daha iyi imkânları sunarak, görme engelli sporumuzu zirveye ulaştırmak istiyoruz. Sorunlar belli ama hedefe ulaşmak, sorunları çözmek için bir olmamız gerekiyor...”

.

Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?