Prof. Dr. Bedri Gencer yazdı;
TÜRKİYE’Yİ YAKAN GÜÇ
Modern çağda zulüm iki faktör ile zirveye çıktı:
1. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte kötülük (şiddet, savaş, terör) araçlarının da gelişmesi.
2. Kendilerinden başka bütün insanları Yahudilere hizmet etmek için yaratılmış hayvanlar olarak gören Benî İsrail’in devletleşmesi.
Türkiye’yi saran orman yangınları, bu iki faktörün birleşmesinin ürünüdür.
İsrailli Profesör Martin van Creveld, 2003 yılında o dönemde devam eden İkinci İntifada'nın İsrail'in varlığını tehdit ettiğini düşünüyor ve bütün dünyayı batırmakla tehdit ediyordu:
“Yüzlerce atom savaş başlığı ve rokete sahibiz ve bunları her yöne, hatta belki de Roma'ya fırlatabiliriz. Avrupa başkentlerinin çoğu hava kuvvetlerimiz için hedeftir. General Moşe Dayan'ın bir sözünü aktarayım: "İsrail, rahatsız edilemeyecek kadar tehlikeli, kuduz bir köpek gibi olmalı." Şu anda her şeyin umutsuz olduğunu düşünüyorum. Mümkünse işlerin bu noktaya gelmesini engellemeye çalışmalıyız. Ancak silahlı kuvvetlerimiz, dünyanın en güçlü otuzuncu değil, ikinci veya üçüncü kuvvetidir. Dünyayı da bizimle birlikte batırma kapasitesine sahibiz. Ve size temin ederim ki bu, İsrail batmadan önce gerçekleşecektir.”
Teknolojinin gelişmesi ile birlikte organize politik şiddet araçları da gelişti, savaş ile terör birbirine karıştı. Savaş, konvansiyonel kinetik savaştan medyatik savaş, psikolojik savaş, diplomatik savaş, ekonomik savaş, elektronik savaş, siber savaş ve son olarak yangın savaşı gibi kinetik olmayan soğuk savaş türlerine uzandı. Yangın savaşı, kinetik savaş ile kinetik olmayan savaşın birbirine karıştığı, yeryüzünde ancak İsrail’e yakışan en kahpe savaş türüdür. İsrail askerlerinin yangın çıkarmak için Lübnan'ın güneyine mancınıkla ateş topu fırlattığı görülmüştü.
Türkiye’de geçtiğimiz yıllarda çıkan orman yangınlarında farklı şüpheler vardı. PKK, arazi mafyası, psikopatlar vs. PKK’nın arkasındaki gücü de tahmin etmek zor değil. Bu sene ülkenin dört bir yanında çıkarılan yangınların faili belli: İsrail.
Edirne, Tekirdağ, Çanakkale, İzmir, Manisa, Aydın, Muğla, Bursa, Balıkesir, Sakarya, Bilecik, Karabük, Eskişehir, Afyon, Mersin, Antalya, Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay, Adıyaman…
Gazze’yi bomba ile yıkan ile Türkiye’yi yangın ile yakan, aynı güç… Gazze bomba ve açlıktan ölüyor, Türkiye yangından yanıyor. Yahudilerden başka herkesi Yahudilere hizmet etmek için yaratılmış hayvanlar olarak görenlerin yeryüzünde yapamayacakları kötülük yoktur. Adamlar planlı, organize bir şekilde Türkiye’yi yakıyorlar.
Elbette terör devletini dize getirmek, terör örgütünü dize getirmek kadar kolay değildir. İsrail, bu yangınlarla Türkiye’ye karşı alenen savaşı başlattı. Buna karşı Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın millete hitabıyla acilen bir Millî Seferberlik ilan edilmeli.
Acilen yapılması gerekenler:
– İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığını Afet ve Acil Durum Bakanlığına dönüştürmek
– Belediyelere bağlı itfaiye teşkilatını yeni bakanlığa bağlamak
– Yangın söndürme uçakları başta olmak üzere yangın söndürme teknolojisini güçlendirmek
– Ormanlık alanlardaki enerji nakil hatlarını yer altına almak
– Acilen yanan ağaçlar yerine ağaç dikme kampanyası başlatmak
– Yanan alanlara yanıcı ve yağlı bir ağaç türü olan kızılçam yerine kuraklığa dayanıklı ve yeniden yeşerebilen meşe türünden ağaçlar dikmek
– Yaz mevsimine girilince ormanlık alanlara giriş–çıkışı yasaklamak
– Yangın çıkaranlara çok ağır cezalar getirmek
– Medya ve sosyal medyada yangınları bahane ederek Türkiye (hükümet) aleyhine, İsrail lehine algı operasyonu yapan gazete, televizyon ve kişileri anında bertaraf etmek
– Deprem gibi afetlerde halka ve devlete en büyük desteği veren sivil toplum kuruluşlarının Müslüman cemaatler olduğu açıkça görüldü. Orman yangınlarına da ilk onlar koştu. Mesela İnsana Değer Veren Dernekler Federasyonu (İDDEF) (@iddef), Türkiye’de meydana gelen sel, deprem ve yangın gibi afetlerde Acil Yardım Birimi ile çalışmalara katılmıştır. Antalya ve İzmir'de meydana gelen yangınlara da müdahale eden görevlilere destek veren İDDEF acil yardım ekipleri, aynı zamanda bölgeye intikal eden mobil aşevi ile ikramda bulunmuştur (*). Dolayısıyla devletimizin, sahadaki sivil eli olarak İDDEF gibi STK'lara daha çok fırsat ve destek vermesi gerekir.
ve
– Milletçe her şeyin sahibi olan Allah’a daha çok yönelmek
Zira O’nun ilmi dışında bir yaprak bile düşmez (En'âm, 59)
Ya Rahman!
Rahmetinle ülkemizi, milletimizi, bütün masum insanları, canlıları koru.
.
Bedri Gencer, dikGAZETE.com
(*) https://www.iddef.org/iddef–ekipleri–yangin–bolgesinde–gorevde
@RTErdogan @HakanFidan
