Kıbrıs; İngilizleri “muz cumhuriyeti” olmaktan kurtaran “trio-stratejik” ‘deniz hakimiyet doktrinleri’ndeki üçlü sacayağıdır.
Hakeza “Akdeniz’in uçak gemisi”dir / yavru vatan; Cebelitarık & Süveyş ile beraber okunursa anlam kazanır.
İngilizler için “olmazsa olmazların” başında gelir / sacayağını oluşturan üçlüde ise büyük oranda söz sahibidir.
Keltler, üçlüden birini dahi kaybetse sacayağının dengesiz haline döner ve bunu kendileri için “sonun başlangıcı” olarak görürler.
Sacayağı hangi halde kullanılır?
Ateş yakıldığında / kaos olduğunda..
Bölgenin uzunca süredir kaosta olduğu bir gerçek.
O zaman bu triostratejik hakimiyet her zamankinden önemli “ateşte yanmamak” adına!
Deniz hakimiyet doktrinine sarılan tüm ülkeler içinde bu ‘trio’, ulaşılması gereken bir zirve / dünyada söz & güç sahibi olmak istiyorlarsa bu sacayağına sahip olan ülke, bölgedeki tüm kaoslarda ateşe düşmeden / girmeden / yanmadan istediğini elde eder.
Kıbrıs sacayağının en önemli kısmı / “diğer ayaklar Kıbrıs’la vücut bulur” diye düşünürüm..
Binlerce yıllık uygarlıkları barındıran bu topraklar, güçlüyü barındıran ve güçsüzü yok eden bir ruha sahiptir.
Cumhuriyet sonrası / Misak-ı Milli doktrininde de en önemli paragraflardan birisidir Kıbrıs.
“Efendiler, Kıbrıs düşmanın elinde bulunduğu sürece bölgenin ikmal yolları tıkanmıştır. Kıbrıs’a dikkat ediniz bizim için çok önemlidir”.
“Şecere” esaslı Kıbrıs liderleri, “devlet”imizi her an orada temsil etmiş ve etmeye devam etmektedirler / ruhları şad olsun..
1974 Kıbrıs harekatı sonrasında da “devlet”imiz, Kıbrıs için gereken demografik çalışmaları layıkıyla yapmıştır.
“Zeminin kaygan olması” göz önünde bulundurulmuş ve buna uygun temeller atılmıştır / korkuya yer yoktur hiçbir zaman.
Bugün ise güçlü ile hareket edenlerin içinde “uyuyanlar” kamufle olup, ülkemiz menfaatleri dışında çalışan ülkelerin yollarının sapması noktasında da çalışmalar yapmaktadır / ana dair değil, uzun soluklu planlar vardır Kıbrıs’a dair..
Moral bozucu gelişmeleri de “mehter yürüyüşü” tarzında değerlendirmekte fayda vardır diye düşünürüm..
“İki ileri bir geri” ve her zaman ilerleme stratejisi / Anadolu mayasından var olan mehter yürüyüşünü felsefi değerlendirmekte fayda vardır!
Kıbrıs’a su / GAP / MİLGEM / Kanal İstanbul / nükleer santraller / uçak gemisi vb. projeleri “devlet projesi”dir / siyasi iktidarların değil!
“Devlet projeleri” kişilere indirgen(e)mez ve ilgili kişiler, en üsttekiler dahil olmak üzere hizmet edenlerdir.
Kıbrıs’a su ile Akdeniz’in uçak gemisini bize mecbur kılmış olduk ve bunun gelecekteki güç & etki & getirilerini net olarak göreceğiz!
Kıbrıs halkının geçmişini unutmaması ve devamlı hatırla(tıl)ması “mutlaka” sağlanmalıdır.
Günlük manşet korkularının getirisi olan bir takım düşünce ve karşı düşüncelerin geçici olduğu unutulmamalıdır.
Kalıcı olan; “Kıbrıs Türkü”nün bizden ayrıl(a)mayacağıdır / ayrılmamasıdır.
İngiltere bu konularda kaşımaya devam ettiği takdirde “İrlanda”nın kendini hatırlatması kaçınılmazdır.
Zira “İrlanda Cumhuriyet Ordusu” mağarasında inzivaya çekilmiş olsa dahi uyanması mağaranın içine atılan bir taşa bakar! “IRA” hiç bir zaman bitmez / bunu en iyi İngilizler bilir (!) Kıbrıs’ın temelleri sağlamdır ve stratejisi devamlı revize edilir / devlet için Kıbrıs Anadolu’nun kapısıdır / vazgeçil(e)mezdir..
Günümüze gelecek olursak Kıbrıs; İngilizler, KKTC vatandaşlarını AB ve kendi vatandaşı yaparak yani menfaat dağıtarak etkileme yolunda.
KKTC’nin çekirdek yapısının sağlamlığı, ne yapılırsa yapılsın Rum kesimine entegrasyonunu engelleyecek güçte / doğru strateji ile tabi ki!
Korku; kaosu / geçmiş katliamların sıcak tutulmasını sağlar ve böylece dinamikler ayakta tutulur.
.
Sözlük Emeklisi, dikGAZETE.com
