USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Sporun her branşında var olan 'engelliler’, hayatın her safhasında da var olmalı!

23-12-2018

Toplumun engelli olarak tanımladığı ayrıcalıklı bireylerin sosyal hayatın içerinde var olması, büyük bir kazanım. 

Kabullenmekle birlikte, onlara sunulacak imkânların ‘engelsiz’ birey kimliğinden uzaklaşmalarını sağlayarak, bir statü kazanmalarını sebep olmak, bu alanda hepimize düşmektedir.

Hazreti Peygamber, sadakanın birçok çeşidinin bulunduğunu belirterek; "(Âmaya veya sorana) yol gösterme sadakadır. Gücünle güçsüz birine yardım etmen sadakadır. Konuşmaktan güçlük çekenin meramını ifade etmen sadakadır.”

Bir başka Hadis-i Şerifte Resûl-i Ekrem şöyle buyuruyor; “Allah, sizlerin dış görünüşlerinize ve mallarınıza bakmaz, ancak kalplerinize ve amellerinize bakar.” 

İslam dininin engelli bireylerin hayatın her safhasında toplumun önemli bir parçası olduğunu görmekteyiz…

“Hazreti Peygamber, insanların sahip oldukları engelleri, onların bazı alanlarda güçleri nispetinde verebileceği hizmetin önünde bir engel olarak görmemişti. 

Onlara çeşitli kademlerinde görev ve sorumluluk veren Rahmet Elçisi, bir ayağı aksayan genç dostu Muâz b. Cebel’i ehil görmüş ve Yemen’e zekât memuru ve kadı sıfatıyla göndermişti…

Hazreti Peygamber’in, âmâ olan İtbân’ın davetine icabet ederek evine kadar gitmesi, gösterdiği yerde namaz kıldırması, kendisine ikram edilen yemeği yemesi, onun tevazuunu ve engellilere olan sıcak ilgisini göstermektedir.” (Hadislerle İslam-Diyanet İşleri Başkanlığı)

ENGELLİ BİREYLERE REVA GÖRÜLENLER...

Kur’an-ı Kerim ve Peygamber sünnetini öğrenip, hayat sürecinde tatbik etmek mana, huzur gibi değerler ölçüsünü de beraberinde getirir.

Bir önceki yazımızda ve daha öncekilerde de dikkat çekmiştik; ayet ve hadislerden edindiğimiz bilgiyle, engelli bireyler normal hayatın bir parçası olarak, İslam dininin emrettiği ibadet sorumluluğu ve hayat akışında üstenilmesi gereken görevleri yerine getirmesi, bireylerin huzurlu bir hayat sürmesini sağlıyor. 

Sahip oldukları yeteneklerine göre yönlenmelerini sağlamak, engelli bireylerin toplum için tüketici durumundan çıkması ve üretici durumuna geçmeleri sağlanmakta. 

Peygamberimiz döneminde ‘engelli’ bireylere reva görülen görevlere baktığımızda, vali tayin etme, savaşa katılma, imamlık yapmak gibi ruh ve beden sağlığının durumuna göre, yapabilecekleri her konumda görev aldıklarını görmekteyiz.

Dinimizin, engelli bireylere yaklaşımı, bireysel ve sosyal kazanım olarak ortaya çıkmaktadır… 

SPORUN HER BRANŞINDA VARLAR…

Günlük hayatın her safhasında yer alan engelli ayrıcalıklı bireyler, sporun farklı kategorilerinde boy göstermektedirler.

Hemen hemen bütün branşlarda ulusal ve uluslararası sportif organizasyonlarda gerek bireysel, gerekse takım sporlarının anlatmakla bitmeyen sportif başarılar imza atıyor. 

Peki, bunu nasıl başarıyorlar; "İnanmak ve çalışmakla.”

Siz eğer onlara yapmanız gereken konuları beyan edip, sistem ve programlı hayata geçirildiğinde netice olmakta güç değil.

Nitekim 2016 yılında Rio Paralimpik Oyunlarında 3 altın 1 gümüş ve 5 bronz, toplamda 9 madalyayla kendi başarımızı biraz daha ileriye taşımasını bildik. 

İşitme Engelliler Federasyonu Başkanı Yakup Ümit Kihtir’ın belirttiği gibi; “Engellilerimiz için de daha etkin politikalar üreterek, toplumla bütünleşmelerini, iş gücüne katılmalarını, huzur ve refahlarının artmasını sağlamak için özveriyle çalışmalıyız. Evet, iş gücü katılımıyla toplumla bütünleşmek. Eşit yaşadığımız bir dünya hepimizin en büyük özlemi.”

Bu tablo bizi dönüp, dolaştırıp şu noktaya getirmekte; "Merhamet duygusunu kaybetmeyelim, inşallah."

Siz bunu "taşı gediğine koymak…" sözünün yansıması olarak algılama ve icraata geçme olarak yorumlayabilirsiniz. 

Bu saatten sonra, engelli engelsiz ayrımı yapmaksızın ayrıcalıklı bireyler, yapılan tüm proje ve uygulamalarımız içerisinde yer almaları sağlanmalı. Bu süreçte bize düşen görev, bildiğimizi satırlara yansıtmak, inşallah… 

.

Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?