Rus-Türk ilişkilerinin 24 Kasım imtihanı
MOSKOVA
Tam 10 yıl önce, 24 Kasım 2015 tarihinde Türkiye, bir Rus SU-24 savaş uçağını düşürmüştü. Bu olay, Rus-Türk ilişkileri açısından büyük bir imtihan oldu. Uçak faciası, Moskova-Ankara hattında diplomatik ve ekonomik gerginliğe yol açmış ve Rusya'nın Türkiye'ye karşı yaptırımlar uygulamasına neden olmuştu. İki ülke ilişkileri kısa süreliğine ciddi şekilde olumsuz etkilenmişti. Abartmıyorum, adeta iki ülke savaşın eşiğine gelmiş durumdaydı.
Özetle; 2015 yılının Kasım ayından 2016 yılının Haziran ayına kadar Rusya-Türkiye ilişkileri çok kötü günlerini yaşıyordu. Batı ise uçak kazasından “yararlanmayı” planlıyordu. Batı, Moskova-Ankara ilişkilerinin daha da gerginleşmesini arzu ediyordu. Sadece Batı değil, Rusya ve Türkiye'de de ilişkilerin bozulmasını isteyen güçler vardı. Amerika ise olası Rus-Türk savaşının patlak vermesini arzuluyordu. Ama olmadı. Haziran ayında Rusya ve Türkiye barıştı. Bu barış, Batı'nın planlarını altüst etti. Alın size bir örnek: 2016 yılının Eylül ayında, dönemin ABD Başkanı Barack Obama’nın, Çin’deki G-20 zirvesinde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki diyaloğu kıskançlıkla izlediği gözlerden kaçmadı. Çünkü Obama, gözlerine inanamıyordu. Erdoğan ve Putin o zirvede samimi şekilde sohbet ediyordu. Obama'nın gözlerindeki o bakışlar, her şeyi anlatıyordu.
Fakat, o tarihlerde Rus-Türk barışını sağlayan mimarları da tekrar hatırlatalım... Bu tarihi şahsiyetler, bunu hak ediyor.
Ve şahsen de tanık olduğum birkaç olayı anlatmak istedim.
Şöyle ki; Nisan 2016'da Moskova'da Azerbaycan Cumhuriyeti eski Başbakan Birinci Yardımcısı Abbas Abbasov'u ofisinde ziyaret ettim. İçeri girdiğimde Abbasov, çok meşgul idi. Kendisiyle konuşurken, gözüm masasındaki bir kağıda takıldı. Tecrübeli devlet adamı Abbasov, kimse görmesin diye yavaşça o ‘A4’ kağıdını ters çevirdi. Yüzüme bakarken hafifçe gülümsedi.
Konuşma esnasında mevcut Rus-Türk krizine de değindik. Abbasov, yine gülümseyerek, “Merak etme, sorun çözülecek. Bundan hiç şüphen olmasın...” dedi.
Aradan birkaç gün geçti. Moskova'nın tarihi Ukrayna Oteli'nde, asansörün önünde Devlet eski Bakanı, ünlü işadamı Cavit Çağlar'ı görünce hemen önünü kestim; “Cavit bey merhaba! Ben sizi İzmir'den, 1990'lı yıllarda eğitim gördüğüm yıllardan tanırım...” diyerek kendimi tanıttım.
Cavit bey gülümsedi ve samimi şekilde tokalaştı. Kolumdan tutarak restorana davet etti.
Restoranda Cavit beye, “Uçak Krizi” sonrası gerginleşen Türk-Rus ilişkileri ortamında, Türk-Rus ilişkilerinin çok kötü durumda olduğunu ve acilen bir şeylerin yapılması gerektiği ile ilgili düşüncelerimi anlatıyordum.
Cavit bey dikkatle dinlerken, “Peki Fuad, sence neler yapılabilir?” diye sordu.
Bu konuda, barış için yapılması gereken bazı şeyleri anlatırken, tecrübeli devlet adamı Cavit bey, elinde kalemle notlar alıyordu. Karşılıklı konuşmamızın ardından, samimi bir şekilde ayrılırken, telefon numarasını bırakmayı da ihmal etmedi...
Aradan birkaç ay geçti…
Türk-Rus barışı sağlandı ve barışın mimarlarından birinin (hatta en önemlisinin) Cavit Çağlar olduğunu öğrenince hemen kendisini arayarak teşekkür ettim.
Bana; “Fuat kardeşim, kusura bakma, ilk görüştüğümüzde sana bu misyonu anlatamazdım. Ama söylediklerin de bana yardımcı oldu” diyerek duygu ve teşekkürlerini ifade etti.
4 Kasım 2017’de ise “Rusya Ulusal Birlik Günü” dolayısıyla Moskova'daki Kremlin Sarayı'nda düzenlenen tarihi törende Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Cavit Çağlar'a “Rusya Devlet Nişanı” takdim ederek kendisini onurlandırdı.
Aradan yıllar geçti. Bugün de Cavit bey her defa süreçte kendisine destek veren Rusya'daki dostlarının önemli rolünü anlatıyor. Bu isimlerden biri de Abbas Abbasov'dur. Cavit Çağlar, Kremlin Sarayı’nda Rusya Devlet Başkanı Putin tarafından ‘Devlet Nişanı’ ile ödüllendirildiği törende Abbasov’un katkılarını da vurgulamıştı.
Abbasov'la Moskova'daki ofisinde görüştüğümüzde masasındaki ters çevirdiği kağıdın sırrı da buradaydı. Bu kâğıtta Moskova ile barış misyonu bağlamında Türkiye'den getirilen önemli bir yazı olduğunu yıllar sonra öğrendim. Şöyle ki; Cavit bey, Moskova'da Abbas Abbasov ile o tarihlerde sık sık görüşüyordu.
Cavit bey asla teslim olmayan bir tecrübeli siyasetçi. İş hayatında da bu prensipleri ile faaliyet gösteren Cavit bey, bu iradesi, Rusya ve Türkiye arasında barışın sağlanmasında meyvesini verdi. Nitekim kendisi de televizyon programlarında bu süreci anlatırken Moskova'da bazı bürokratik zorluklarla karşılaştığını sık sık vurguluyordu. Cavit bey o günlerde teslim olmuyor ve barışın sağlanacağına inanıyordu. Kendisine Rusya'da bu konuda en büyük desteği de Abbas Abbasov sağladı.
Rusya’da nüfuz sahibi olan Abbasov, iki ülke arasında krizin yaşandığı 7 ayda ilişkilerin düzelmesi için arabuluculuk yapan önemli isimlerden biri. Abbasov, Moskova’ya giden Çağlar’ın Rusya’daki görüşmelerin ve çalışmaların sağlanmasına büyük katkı sağlamıştı. Abbasov, Rusya’da barışma sürecini takip eden isimlerden biriydi.
Özetle, Abbas Abbasov da Rus-Türk barışının gizli mimarlarından biri. 2017 yılında Rus devlet Rossiya-24 kanalındaki ‘Gizli Diplomasi’ belgeseline konuşan Cavit Çağlar, Rusya ile Türkiye arasındaki barışın sağlanması sürecinde Abbasov’un Moskova’da kendisine çok yardımcı olduğunu anlatmıştı.
Bu arada, Hulusi Turgut’un yazdığı ve Doğan Kitap’tan çıkan 751 sayfalık “Cavit Çağlar/Fırtınalı Bir Yaşam Öyküsü” adlı kitapta da Cavit Çağlar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la olan görüşmesini şöyle anlatıyor:
“ -“Efendim, Putin’in maiyetinde, alt kadroda çalışan pek çok dostum var. İstifade edeceğim kanaldaki en önemli kişi Dağıstan Cumhurbaşkanı Ramazan Abdulatipov. Yeltsin’in başbakan yardımcısıydı, yüksek bir siyasi şahsiyet. Başka bir dostum daha var; Haydar Aliyev’in birinci yardımcısı Abbas Abbasov. O da şu an Moskova’da ve Kremlin ile münasebetleri çok iyi”- dedim. Abbas Bey o tarihte Moskova’da yaşıyordu. Telefonla ulaştım ve konuyu açtım. Moskova’da buluşmaya karar verdik."

- Abbasov, Abdulatipov ve Çağlar
Köklü tarihi geçmişine sahip Türkiye-Rusya ilişkileri 21. Yüzyılda 24 Kasım imtihanını verdi. Kötü niyetli insanlar, Türk-Rus savaşını arzu ederken, başta Cavit Çağlar ve kendisine destek veren Abbasov gibi iyi niyetli insanlar devreye girerek barışın sağlamasında muazzam rol oynadı. Çünkü onlar asla teslim olmayan ve barışa inanan şahsiyetlerdir.
Bu tarihi de burada altını çizerek tekrar hatırlatmak istedim.
.
Fuad Safarov, dikGAZETE.com