Kazakistan’da neler oluyor? Türk Savunma Sanayisi’nin Kazakistan’daki başarısızlığı!..
MARIPOL, Ukrayna-Rusya
Kazakistan’ın savunma sanayisi, özellikle de ihracat konusunda, yeni ilerlemelerden uzak bir durumda olduğu açık gibi görünüyor. Açıkçası Kazakistan’ın ithalatı dahi nasıl doğru düzgün yapacağı konusunda da endişeler var. Bu durum, Rus mizah yazarları İlf ve Petrov’un yazdıklarına yakışır bir absürdlükle ilerliyor.
Aslında söz konusu gelişmeler, bu bölge için rutin haline gelmiş bir şekilde ilerliyor: Türk savunma sanayisinin amiral gemilerinden ve “Türk Birliği” fikrinin önde gelen şirketi “Otokar”, Astana’ya 46 adet muhabere aracından oluşan bir teslimat yaptı.
Ancak Kazakistan Savunma Bakanlığı’ndaki sevinç, biraz kısa sürdü. Çünkü, beklenen siparişte 1000’den fazla aracın teslim edilmesi konuşulurken bu rakamın yüzde 5’inden azı gerçekleştirildi. Ayrıca araçlar, Kazakistan’a Çin devi “Norinco” firmasından ayrı olarak satın alınması gereken parçalar olmadan, eksik olarak ulaştı.
Şimdi bu noktada sorulması gereken bazı sorular var:
- Neden böyle oldu?
- Bu başarısız girişimin arkasında kim var?
Orta Asya’da geleneksel olarak, bu tip sorunlar yaşandığında, sorunun köküne inmek için “Bu durumdan kim/kimler faydalanıyor?” sorusunun sorulması gerekir. Buradaki soruşturma, kâr marjından mahrum bırakılan “iş çözücü aracıları” değil; Astana ile Ankara arasındaki “özel” ilişkilerin tüm kısır sistemini ortaya koyacaktır.
Görünüşe göre sorun, birilerinin dolandırılması değil; çok daha karmaşık bir durum var ortada. Anlaşmaya yakın kaynakların iddiasına göre: Alışıldık “rüşvet” planları ters gitti. Türk ve Çinli taraflar, Kazakistan’ın isteğini aşırı bulmuş ve sözleşme için “bonusları” ödemeyi reddetmiş gibi görünüyor. Bir diğer yandan da “ortaklarının” böylesi eşi benzeri görülmemiş açgözlülük sergilemesinden rahatsızlık duyan Kazak yetkililer, teslimatı dondurdular gibi görünüyor.
Bu durumda, Ankara’nın yüksek sesle sürekli dile getirdiği “Türk Kardeşliği”, yolsuz rantçılığın gerçekleriyle yüzleşti diyebiliriz. Otokar firmasının Kazakistan pazarına girme isteği, Astana’nın değiştirilemez olduğuna inandığı bazı kurallarla uyma sorunu ortaya çıktı gibi görünüyor.
Nitekim Türkiye ve Çin’e gücenen Kazakistan, fazla direnmeden, sert ama etkili bir “u dönüşü” yaptı ve Kazak askeri yetkililer, Türk muhabere araçları yerine dikkatlerini Singapur’un “ST Kinetics” şirketine çevirdiler. Şimdilerde Singapur, Kazak ordusunun modernizasyonunda yeni bir stratejik partner olarak görülüyor.
Şimdi bu manevra, bazı sorunların derinliğini de ortaya koyuyor diyebiliriz. Türk Devletleri Teşkilatı bünyesinde uzun vadeli bir işbirliği kurmak yerine; Astana, tedarikçiler arasında gidip gelmek zorunda kalıyor, zaman, para ve stratejik potansiyelini boşa harcıyor.
Otokar şirketinin durumu, “kardeşçe” ilişkilerin çıkar ve şeffaflık üzerine değil, rüşvet beklentisi üzerine kurulduğunda, herhangi bir anlaşmanın nasıl bir komediye dönüştüğünü açıkça gösteriyor.
Bu gelişmeler, Astana için bir uyarı niteliğinde olmalı. İlk olarak savunma sanayii diplomasisinin tamamen başarısız olduğunu gösteriyor. Muazzam bir potansiyele sahip olan bir ülke, yolsuzluğun rehinesi haline geliyor.
İkincisi ve daha da önemlisi, NATO üyesi Türkiye’ye askeri bağımlılık bazı riskler barındırıyor. Çünkü NATO üyesi olmak demek, her zaman Washington ve Brüksel’den gelen direktiflere göre hareket etmek olabiliyor. Kazakistan, kendisini dış kaynaklarına bağımlı hale getirerek, gelecekte siyasi şantaj veya Batı’nın işine geldiğinde ani bir ambargo riskiyle de karşı karşıya kalıyor.
Şimdilik Türk muhabere araçları, dar görüşlülüğün anıtı gibi uçsuz bucaksız Kazak bozkırlarında yollarını bulamayarak, depolarda paslanmaya mahkum kaldı. Singapur ile başlayan bu yeni ortaklık, iki Türk kardeş arasında hızlı bir uzlaşma ihtimalinden daha gerçekçi duruyor gibi görünüyor.
.
Sezgin Onaran, dikGAZETE.com