USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

İşrak vakti Zeytindağı’na duyulan özlem; MİT Akademi Raporu

İşrak vakti Zeytindağı’na duyulan özlem; MİT Akademi Raporu
04-08-2025

İşrak vakti Zeytindağı’na duyulan özlem; MİT Akademi Raporu

Bugün Suriye sınırları içinde yer alan Şam'da 1390'da doğan ve asıl ismi Muhammed Şemseddin bin Hamza olan Akşemseddin; 1453 yılında Edirne'den İstanbul'a doğru yürüyen fetih ordusuna birçok mürşit gibi talebeleri ile katılmıştır.

Akşemseddin, ordunun sıkıntılı dönemlerinde hem Sultan Mehmed Han’ın hem de ordunun Kuvve-i maneviyesini destekleyici söylem, dua, davranışıyla; tasavvuf ve hal ehlinin tavrını göstermişti. Fatih'in ve ordunun yanında olamadığı dönemlerde ise mektuplarıyla bu vazifeyi yaptı.

En zor zamanlarında Fatih'in kararlı, sabırlı, dirayetli ve dikkatli olmasını isteyen Akşemseddin; neticede kültürümüze çok önemli miraslar bıraktı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan; “Gazzeli kardeşlerimiz, öz yurtlarında, şehit kanlarıyla sulanmış o mübarek topraklarda inşallah ebediyen özgürce yaşayacak. O kutlu gün geldiğinde Allah nasip ederse biz de orada olacağız. Gazzeli kardeşlerimizle birbirimize muhabbetle sarılacak, kucaklaşacak, inşallah hep beraber, omuz omuza şükür namazı kılacağız. Suriye'de olduğu gibi Gazze'de de zulmün sona erdiğini inşallah göreceğiz. O güzel günlere mutlaka vasıl olacağız" sözleri ile bir kez daha kararlı duruşunu gösterdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın deyimi ile; Hasreti çekilen büyük ve güçlü Türkiye'ye kavuşmamıza; coğrafyamızda barış rüzgarlarının esmesine çok az kaldı.

Bu bir temenni sözü değil. Türkiye, içi boş sözler söylemiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan çok güçlü ve açık ifade kullanıyor.

Adım adım bağ örülüyor; sımsıkı bir ip! MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin de belirttiği gibi; önce Şam birkaç yıl sonra da Kudüs; Müslümanlar tarafından fethediliyor.

İşrak vakti yani güneş doğduktan bir süre sonra Kudüs ve Gazze’deyiz!

Kıbrıs, Libya, Qarabaq/Karabağ ve Şam’da olduğu gibi!

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, Hamas Şura Meclisi Başkanı Muhammed Derviş ve heyeti ile İstanbul’da durum değerlendirmesi yapması; Türkiye’nin öncelikli meselelerinden birinin de Gazze olduğunu gösteriyor.

Türkiye hem sahada hem masada oyunu kuruyor; düşmanı yakalamak üzere…

Türkiye, resmi diplomatik temasların ötesinde modern jeopolitik ittifakların karmaşık ve sorunlu problemleri ile başa çıkmayı biliyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, İtalya Başbakanı Giorgia Meloni ve Libya Ulusal Birlik/ Mutabakat Hükümeti Başbakanı Abdulhamid Dibeybe’nin, Türkiye, İtalya ve Libya İşbirliği Zirvesi kapsamında İstanbul’da bir araya gelmesi; Batı Akdeniz’de yeni bir jeopolitik ittifakın kurulduğunu gösteriyor.

Türkiye’nin ön adımı ile Libya; Avrupa, Afrika ve Akdeniz'i birbirine bağlayan bölgesel bir lojistik merkeze dönüşüyor. Libya Başbakanının, Trablus'un bölgesel dengelerde “güvenilir bir oyuncu” rolünü yeniden kazanmak için çalıştığını vurgulaması dikkat çekici.

Türkiye’nin askeri, siyasi ve ekonomik desteği ile Libya’nın Akdeniz'de istikrar ve entegrasyon çabalarının uluslararası alanda giderek daha fazla tanınmasına yol açıyor. Libya, artık uluslararası arenada denge kurucu ve işbirliği için arana bir aktör. Libya, saygın kimliğine Türkiye sayesinde kavuşuyor.

Jeopolitiğin kırılgan yapısı, yerini birleşen ve fay hatlarının silindiği yeni oluşumlara bırakıyor.

Küresel arenada oyuncular ve rollerin sürekli değişmesine rağmen İtalyan Lider Meloni bu oyunda Türkiye ile birlikte hem hareket alanını genişletiyor hem de ülkesinde hükümetinin altyapısını güçlendiriyor.

Gazze ve Kudüs meselesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile farklı görüşe sahip olsa da gelinen noktada İtalyan Lider Meloni; Türkiye ile aynı konuma yaklaştı. Meloni, en son İsrail’in Gazze’deki savaşının sürdürülemeyeceği ve haklı olmadığını açıkça Katil Netanyahu’ya söyledi.

Türkiye, İtalya ve Libya Liderlerinin bir araya gelmesi, Yunanistan’ı bir hayli tedirgin etti. Yunan basını bu durumu; “Hükümet için bir yenilgi. Atina oyun dışı kaldı. İtalya Başbakanı Giorgia Meloni, Yunanistan’a sırtını döndü” şeklinde yazdı.

Yunanistan’ın bu ittifaka katılmaktan başka çaresi yok.

Akdeniz’in hem batısında hem de doğusunda Türkiye, safı sıklaştırıyor; halkayı genişletiyor.

İsrail, denizden yaklaşan tehdidin farkında. Türkiye ile Doğu Akdeniz’de Kıbrıs üzerinden hesaplaşmanın derdinde. Vadedilmiş Büyük İsrail haritasına Doğu Akdeniz’de eklenmek isteniyor.

İsrail basınında çıkan bir analizde; Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi ile koordinasyon içinde, adanın kuzeyini kurtarmak için bir acil durum operasyonu hazırlanması isteniyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti; Türkiye ve Hamas’a sınırsız operasyon imkânı sunuyor. Bu sebeple İsrail’in Kıbrıs stratejisini değiştirmesi talep edilse de aslında İsrail, çoktan Kıbrıs üzerinde Rumlar aracılığı ile operasyona hazırlanıyor.

Bölge, artık Türkiye ordusunun ileri üssü konumunda ve hem askeri hem de sivil; İsrail iletişimini dinleyebilen gelişmiş silah sistemleri, siber gözetleme ve sinyal istihbaratı (SIGINT) altyapısını barındırıyor.

Türkiye'nin yeni Typhoon balistik füzesi, 560 kilometreye kadar uzaklıktaki hedefleri hassas bir şekilde vurabilir. Batılı istihbaratlara göre, Girne ve Gazimağusa'daki füze üsleri konuşlandırılmaya hazır durumda ve bu da Türkiye'nin Kudüs, Tel Aviv ve Hayfa Körfezi'ni vurma kabiliyetiyle İsrail'e yönelik ilk doğrudan balistik tehdidini oluşturuyor.

200 km'yi aşan menzile sahip Türkiye'nin gelişmiş ATMACA gemi savar füzeleri, kritik doğal gaz platformları da dahil olmak üzere İsrail deniz varlıklarını doğrudan tehdit edebilir.

Habere göre dünyanın onuncu büyük askeri deniz filosuna sahip olan Türkiye; deniz sahasını kendisini tehlikeye atmadan İsrail’e karşı kullanabilecek kapasiteye sahip.

İsrail Ordusu; Kuzey Kıbrıs'taki hava savunma sistemlerini ortadan kaldıracak, istihbarat ve komuta merkezlerini yok edecek ve nihayetinde Türk kuvvetlerini ortadan kaldırarak uluslararası alanda tanınan Kıbrıs egemenliğini yeniden tesis edecektir.

İsrail'in Türkiye karşıtı Doğu Akdeniz girişimini destekleyenlerden geriye sadece Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) kaldı.

Türkiye olup biteni yakından gözlüyor ve Kıbrıs’ta son sürat askeri hazırlığını tamamladı.

Azerbaycan’dan Suriye’ye Türkiye üzerinden doğal gaz sevkiyatı, Türkiye’nin enerji diplomasisindeki başarısı. Bakü’nün Mavi Yanacağı (doğal gaz), Suriye’nin geleceğini şekillendirdiği gibi Azerbaycan’ın da Türkiye’nin eliyle Ortadoğu ve İslam Coğrafyasına taşınmasını kolaylaştıracak.

Azerbaycan’ın Türkiye üzerinden Suriye’ye doğal gaz sevkiyatı; küresel ve bölgesel istikrarı tetikleyecek. Suriye’nin inşasında Türkiye gibi Azerbaycan’ın rol alması; Türk Devletleri Teşkilatı için yeni bir kapının açılışı olacak.

Nihayetinde Milli İstihbarat Akademisi (MİA), İsrail ile İran arasında 13-24 Haziran 2025 tarihleri arasında yaşanan ve kamuoyunda “12 Gün Savaşı” olarak anılan çatışmayı ele alan "12 Gün Savaşı ve Türkiye için Dersler" başlıklı rapor: Türkiye gündeminde ses getirdi. MİA'nın hazırladığı çalışmada, İran-İsrail çatışmasının geleceği ve Türkiye'nin bu olası senaryolara karşı atması gereken adımlar da kapsamlı şekilde ortaya konuldu.

MİT Akademisi; YÖK ve MİT Kanunlarına eklenen ek maddeler çerçevesinde kuruldu. MİT’in görev alanları dahilinde akademik yüksek lisans ve doktora eğitimi veriliyor.

MİT Akademisi Başkanı Prof. Dr. Talha Köse’nin gözetiminde hazırlanan rapor, bir hayli kapsamlı.

İsrail-İran çatışması analiz edilirken; savaşın askeri, istihbari, siyasi ve teknolojik boyutları detaylı şekilde değerlendirilmiş. Türkiye açısından çıkarılması gereken stratejik derslere işaret edilen Raporda ince nüanslara yer verilmiş.

MİT zaten ilgili kurumlara resmi bilgilendirme yapıyor. Konunun ciddiyeti nedeni ile kamu otoritesine (merkezi ve yerel yönetim) sivil savunma ile ilgili ciddi bilgilendirme yapılmış. Türkiye’nin olası bir çatışma/savaşa karşı alması gereken askeri, teknik/ siber bilişim ve sivil tedbirler anlatılıyor.

İsrail’in gelişmiş sivil savunma yapısı sayesinde kendi halkını koruyabildiği kaydedildi. Milli İstihbarat Akademisi, Türkiye’nin de büyük şehirlerinde benzer altyapılar kurması gerektiğine dikkat çekti. Sivil savunma kapasitesi, gelecekteki çatışmalarda hayati öneme sahip olacak.

Şehirlerde teknik sığınakların çoğaltılması gerekiyor. Muhtemelen, AFAD en kısa sürede sığınak meselesine yer verecek. Erken uyarı sistemleri yaygınlaştırılmalı.

Kesintisiz iletişimin önemine dikkat çekiliyor. Mobil hatlar üzerinden halka yanlış ve yönlendirici bilgiler aktarılabilir.

Raporda, İsrail'in İran içindeki uzun yıllardır faaliyet gösteren istihbari ve operasyonel ağlarının savaşta belirleyici rol oynadığı tespit edilirken, modern istihbarat yapılarının, savaşın kaderini nasıl şekillendirebildiği ortaya konuldu.

Bu nedenle kritik personele yönelik istihbarata karşı koyma eğitimlerinin yoğunlaştırılması, farkındalığın artırılması ve erken uyarı sistemlerinin oluşturulması zaruridir. Savunma sanayisi ya da güvenlik bürokrasisi gibi kritik noktalardaki en ufak bir istihbarat zafiyeti, çatışma ortamında son derece yıkıcı darbeler alınmasına neden olabilmektedir.

Modern savaş teknolojilerinin, özellikle hava unsurlarının, savaşın seyrini nasıl değiştirdiğinin açık biçimde analiz edildiği raporda, siber harp, elektronik saldırılar ve kamuoyuna yönelik dijital manipülasyon gibi araçlar da ön plana çıktı.

Bu yönüyle savaş, klasik orduların ötesinde çok boyutlu mücadele biçimlerinin ağırlık kazandığı yeni bir dönemin sinyallerini verdi.

MİT Akademisi raporu; Türkiye’nin hazırlığının hangi aşamada olduğunu gösteriyor. Türkiye; Küresel ve Bölgesel Oyun Kurucu ve Oyun Değiştirici bir ülke.

Hikâye yazılmaya devam ediyor ama kesin olan bir şey var: Sahne artık kurulmuş, ışıklar yandı. Oyuncular bir sonraki perdede sahneye çıkacak! Az kaldı!

Güneş doğarken, insanın içinde de bir güneş doğar. İnsan kendini hatırlar. Çünkü işrak, sadece bir vakit değil, bir diriliştir. Bir hayat ahdidir. Bir dostluk çağrısıdır.

Allah, her kapıyı açandır!

Not: Zeytin Dağı, Kudüs'ün Eski Şehri'nin hemen doğusunda; Kidron Vadisi ile ayrılmış, çok zirveli kireçtaşı sırtıdır.

ZeytindağıFalih Rıfkı Atay'ın yedek subay olarak katıldığı I. Dünya Savaşı'ndaki anı ve izlenimlerinden oluşan ve Osmanlı İmparatorluğu'nun savaşta içine düştüğü durumu ortaya koyan eseri.

.

Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com

https://www.dikgazete.com/haber/istanbulun-manevi-fatihi-aksemseddin-760887.html

https://www.dikgazete.com/haber/disisleri-bakani-fidan-hamas-heyetiyle-gorustu-961154.html

https://www.dikgazete.com/haber/cumhurbaskani-erdogan-milletimizin-hasretini-cektigi-buyuk-ve-guclu-turkiye-ye-kavusmamiza-cok-az-kaldi-961148.html

https://www.dikgazete.com/haber/milli-istihbarat-akademisi-israil-ile-iran-arasindaki-12-gun-savasi-ni-raporlastirdi-961098.html

https://www.dikgazete.com/haber/italya-basbakani-meloni-netanyahu-ya-gazze-deki-durumun-surdurulemez-oldugun-960999.html

https://www.corrierenazionale.net/2025/08/01/vertice-trilaterale-a-istanbul-libia-turchia-e-italia-discutono-energia-migrazione-e-sicurezza/

https://www.israelhayom.com/opinions/northern-cyprus-is-also-an-israeli-problem/

https://mia.edu.tr/uploads/f/12-gn-savasi-ve-trkiye-iin-dersler_1.pdf?v=1754026418

https://www.hurriyet.com.tr/gundem/uclu-zirve-komsuyu-korkuttu-meloni-atinaya-sirtini-dondu-42901425

https://www.dikgazete.com/haber/turkiye-italya-ve-libya-isbirligi-zirvesi-istanbul-da-gerceklestirildi-961134.html

https://yad.mec.org.tr/blog.israktadirilmek/

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?