USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Irak, İran, Katar, Türkiye ve Suriye İstihbarat Servisleri Eşgüdüm Toplantısı

14-12-2018

Gizli servisler zaman zaman bilgi değişiminde bulunmak veya kendi ülkelerinin müşterek çıkarları için operasyonlar gerçekleştirme amaçlı istihbari temaslarda bulunur.

İkili anlaşmalarla bir başka ülkenin başkentinde istihbarat servislerinin ofisini açabilirler.

Örneğin Türkiye’de 1999’dan günümüze faaliyet gösteren FBI ofisi mevcut.

Türkiye’de FBI Ofisi ne zaman açıldı?

Şubat 1997’de, Amerikan Federal Soruşturma Bürosu (FBI) uyuşturucu kaçakçılığı ve uluslararası terörle mücadeleyi daha etkin yürütebilmek için Türkiye'de ilk kez ofis açma kararı aldı.

FBI Başkanı Louis Freeh; Nisan 2000’de Ankara'ya gelmiş ve hem yeni açılan 'FBI Ofisi'ni denetlemiş, hem de görüşmeler yapmıştı. 

Ekim 2005’te FBI direktörü Robert Mueller, Türkiye‘ye gelmiş ve FBI ofisini ziyaret etmişti.

Türkiye’de CIA Ofisi var mı?

16 Mart 2013’te Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT), TBMM Telekulak Komisyonu üyesi milletvekillerinin, “Türkiye’de CIA, MOSSAD’ın bürosu var mı?” sorusuna: “MİT gerektiğinde yabancı ülke istihbarat servisleri ile işbirliğinde bulunabilmektedir.

Bu anlamda, teşkilatımızın diğer ülkelerde temsilcileri bulunduğu gibi diğer ülkelerinde ülkemizde temsilcilikleri bulunabilmektedir.” cevabını vermişti.

 Ancak bu gizli servis temsilcilik yapılanması CIA - ABD Dışişleri Bakanlığı - ABD Diplomatik Temsilcileri - Sivil Toplum Örgütleri olarak da karşımıza çıkıyor. 

McKinsey; ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı CIA’nın yan kuruluşu! 

Türkiye’de kurumsal ve ekonomik reformlar için ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı CIA’nın yan kuruluşu McKinsey’le anlaşılma yapıldığının açıklanması kıyameti koparmıştı.

Kamuoyunun, muhalefet partilerinin ve sivil toplum kuruluşlarının tepkisi üzerine iktidar geri atmış, bu projeden bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla vaz geçildiği belirtilmişti.

CIA ve İsrail ordusunu yapılandıran McKinsey; Türkiye’de İstanbul ve Ankara dahil toplamda 44 farklı ülkede 83 ofisi olan bir firma.

10 binin üzerinde çalışana ve 3 milyar dolarlık bir ciroya sahip.

McKinsey & Company; önde gelen işletmelere, kamu kuruluşlarına, sivil toplum kuruluşlarına ve kar amacı gütmeyen kuruluşlara hizmet veren global bir yönetim danışmanlığı firması.

McKinsey İstanbul Ofisi, 1995 yılında Türkiye’de faaliyet göstermeye başlıyor. 

Kamuflaj, üst düzey yönetim danışmanlığı şirketi.  

Şirketin kendi internet sayfasında yer alan referans işlerine bakılırsa McKinsey, 1995’te İstanbul Ofisi’ni açmadan önceki dönemde, 1980’lerin ortasında, Türkiye’nin Avrupa Birliği başvurusunu şekillendirmesine yardımcı olmuş.

MOSSAD Türkiye Ofisi?

İsrail'in başka ülkelerin istihbarat örgütleriyle işbirliğini yürüten 'Tevel' ve Arap ajanları yönlendiren 'Tzomet' adlı istihbarat birimlerinin, MİT’in bilgisi dahilinde Türkiye’de faaliyet gösterdiği geçmiş yıllarda ortaya çıkmıştı.

Tevel; İsrail ve Diaspora Yahudileri arasında üçüncü dünyadaki sosyal ve çevresel adalete ulaşmadaki işbirliği, Yahudi kimliğini yeniden kazanacak, İsrail'i güçlendirecek projelerle ilgileniyor.

Hatta iddialara göre Türkiye, PKK mücadelesinde sağladığı yardım karşılığı MOSSAD'a iki de üs açma izni vermişti. 

İslam Ülkeleri İstihbarat Örgütleri Koordinasyonu var mı?

İslam ülkelerine baktıkça aklıma “Bakkal Amca” türküsünün sözleri aklıma gelir;

“Bakkal amca bakkal amca (Ne var)

Yağıyi var mı (Var var)

Uniyi var mı (Var var)

Şekeri var mı (Var var)

Ne duruyorsun (Ne yapayım)

Helva yapsana helva yapsana

Helva yapsana vay vay helva yapsana” 

Aslında Türkiye, helva işinden iyi anlıyor. 

Eylül 2010’dan itibaren Cidde’de İslam ülkeleri istihbarat örgütlerinin koordinasyonunu sağlamaya yönelik bir merkez kuruldu ve bu örgüt eski bir Türk istihbaratçı tarafından yönetildi.

Şimdi işin başında kim var bilemiyorum.

Hatta Türk basınında bazı köşe yazarları bu ismin MİT Müsteşarlığı’ndan emekli Emre Taner olduğuna değinmişti.

Öyle ki Cidde’de bulunan İslam ülkeleri istihbarat kurumlarının koordinasyonunu sağlayan merkezin başkanlığını yapan Emre Taner; İslam ülkelerinin oluşturduğu istihbarat ağının başına geçtikten sonra, Pakistan’dan, Tunus’a kadar nerede yaprak kımıldasa Ankara’nın haberi oluyordu!

Merkezin kalbinin attığı Cidde’ye akan bilgiler, anında Yeni Mahalle’deki merkeze iletiliyordu!

Türkiye, yıllar sonra kendisine yakışanı yapıp büyük oynuyordu.

Elini sokmadığı iş yoktu.

16 Şubat 2012’de Yeni Akit’de yayımlanan haberde, birimin merkezi Cidde’de olmasına rağmen İran’ın da merkeze üye olduğu ve periyodik toplantılar için üst düzey istihbaratçıların zaman zaman Suudi Arabistan’a gittikleri ve bilgi paylaşımında bulundukları belirtilmişti.

Cidde’de bulunan İslam Konferansı Örgütü’nün de bu merkeze fiziki destek verdiği, İslam Konferansı Örgütü’nü oluşturan ülkeler arasındaki siyasi rekabetin bu oluşuma engel olamadığına dikkat çekilmişti. 

Geçmişteki Arap-İsrail savaşlarında istihbarat eksiğinin ne denli facialara yol açtığının biliniyor olmasından ötürü bu ülkelerin söz konusu girişime sıcak baktıkları ve aralarındaki ihtilafları, istihbarat paylaşımı söz konusu olduğunda unuttukları özellikle vurgulanmıştı.

Irak, İran, Katar, Türkiye ve Suriye İstihbarat Servisleri Bölgesel İşbirliği Yapılanması  

Katar Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman El Sani; birkaç ay önce Bağdat ziyaretinde Iraklı yetkililere; Türkiye, İran ve Suriye'nin de yer alacağı bir bölgesel ittifak kurma teklifinde bulundu.

Bu teklif, mevcut yapılanmanın açık edilmesi anlamına geliyordu. 

Katar Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed Bin Abdurrahman el Sani’nin,  bölge ülkeleri Irak, İran, Katar, Türkiye ve Suriye’nin bir koalisyon kurması önerisi bu anlamda, İslam Ülkeleri İstihbarat Örgütleri Koordinasyonu yapılanmasından daha küçük ölçekli bölgesel bir organizasyon.

Amaç Irak, İran, Katar, Türkiye ve Suriye’nin yer aldığı beşli ittifakın ortak siyasi ve ekonomik çıkarları daha iyi koruyabilecek olması.

Çünkü Katar, böyle bir yapılanma ile Suudi Arabistan’ın başını çektiği ve ülkesine yönelik siyasi, ekonomik ve sosyal ambargonun yol açtığı güvenlik tehdidini ortadan kaldırmayı hedefliyor. 

Suudi istihbaratı, ‘Maslahat Al-Istikhbarat Al-Aammah’ın faaliyet sahası; Katar, Yemen, İran, Irak, Suriye ve Türkiye’yi kapsıyor.  

Katarlılar da  “bir şeyler yapmak lazım” diyor…

Bölgesel 5’li istihbarat ittifakı iş başında!

Büyükten küçüğe doğru sıralanacak olursa:

Türkiye Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT),

İran İstihbarat ve Güvenlik Bakanlığı Vezaret-i Ettela’at Ve Amniyet-i Kisvar (VEVAK),

El-Cumhuriyyetü’l-Arabiyyetü’s-Suriyya / Suriye Arap Cumhuriyeti Umumi İstihbarat Direktörlüğü- (İdare el-Muhaberat al-Ama), 

Irak Ulusal İstihbarat Servisi (INIS),

Katar İnternaly Force – LEKHWIYA/İç güvenlik gücü (ISF)  var güçleriyle çalışıyor. 

Irak, İran, Katar, Türkiye ve Suriye İstihbarat Servisleri Eşgüdüm Toplantısı yapılıyor, bilgi paylaşımında bulunuluyor, ortak operasyonlar gerçekleştiriliyor.

Bölgeyi izleyin ne demek istediğimi anlarsınız…

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter: @oc32oc39

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?