USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

En Büyük Proje Niyetlenmek!..

04-02-2018

Değişim için değişmeyen bir doğru var ki, tüm mesele o ‘gerçeğe’ ulaşabilme.

Bunu yapacak olan o ‘konuyla’ uzaktan veya yakından bağlantısı olan herkes.

Örneğin engellilik konusu.

Bir birey için bir uzvunun eksik olması veya kullanamaması, kişiye göre değişir. Doğuştan veya sonradan, hayat sürecinin bir anında muhatap olunması, ‘ders’ almak isteyenler için yeterli olacaktır.

Yeter ki ‘niyetimiz’de samimi olalım.

Engelli bireylerin sporla nasıl bir bağ kurulacağının, yapılan egzersiz ve sportif etkinliklerin nasıl bir kazanıma dönüşeceğini yine bu satırlarda, siz değerli okuyucularımızla paylaştık.

Engelli arkadaşımızın "Engellilerin önünde en büyük engel sevgisizliktir…" sözü, diğer kardeşimizin  "Kör olduktan sonra görmeye başladım…" nükteli sözlerinin tesiri gibi, her yazdığımız yazının kamuoyundaki yansıması ve geri bildirimleri, kararan vicdanların daha fazla kararmasının panzehiri gibi…

"ÖTEKİLEŞTİRME" DEĞİL, MORAL VE MOTİVASYON İLE...

Ülkemizde ortalama sekiz kişiden birisinin engelli olduğu gereceğiyle yola çıkıldığında, toplumun bir ferdi olarak onların, gerek aile içi, gerekse toplumla/sosyal hayatla iç içe olmaları zorunluluğu doğmakta.

Bu da demek oluyor ki, siz engelli bir vatandaşı ‘yok’ sayamazsınız.

Öyle bir yanlışın içine düşüldüğünde, bunun adı ‘ötekileştirme’ olur ki, böyle bir sonuç, o kişi için hayattan ‘kopma’, toplum olarak da artı ‘külfet’ oluşturmaktır.

Böyle bir sonuç, cahillik veya art niyetlilik olur ki, akıl ve vicdan, dahası Allah (c.c) ve Sünnet’i kendisine ölçü kabul eden hiçbir varlık bunu kabul etmez, etmemeli.

Peki, engellilerin hayatlarını kaliteli şekilde idame ettirme arzusunda olmayıp, gerçekleri kabullenmeye direnç gösteren gözü ‘kör’, kulağı ‘sağır’ olanlara ne demeli?

Ne diyelim Allah (c.c) her şeyi en iyi bilen ve takdir edendir.

İşte burada bizim duamız, örnek olması içinde gördüklerimizin yansıması olan yazılarımız devreye girer.

Beni en çok etkileyen, hayat koşuşturmasının içerisinde karşılaştığımız, kendileri engelli olarak tanımlansa da, yaptıkları ve yaşama kaliteleri bakımdan engelli sıfatının dışına çoktan çıkan, mutluluk ve başarının kaynağını oluşturan sıra dışı moral/motivasyon bireyler/kardeşlerimiz.

Bu sırrın ne olduğunu sorduğumda, aldığımız cevap kaynağını tevhit, Allah’a (c.c) olan teslimiyet inancına dayandığını görmekteyiz.

Peki, kamusal alanlarda farklı görevler üstlenen bizlerin/herkesin görevi ne olmalı?

Bu soruya en kestirme cevap, mevcut imkânları, engeli bulunmayanlara olduğu gibi, engelli kardeşlerimizin hizmetine sunabilmek…

EN BÜYÜK PROJE NİYETLENMEK SONRASINDA İSE ADIM ATMAK...

Engellere diğer alanlarda olduğu gibi sportif alanda sunulacak hizmetin bireysel veya toplumsal yarar sağladığı o kadar çok bilimsel çalışma var ki!

Değindiğimiz gibi, yeter ki niyetimizde samimi olalım. Bana sorsalar en büyük proje ne?

Söyleyeceğim tek şey ‘niyetlenmek’, sonrasında ise adım atıp ‘harekete geçmek.’

İşte bu görüşümüze karşılık gelecek sadece bir örnek "Engelliler Sporuna Sosyolojik Yaklaşım" konulu makale.

Gazi Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Azmi Yetim hocamızın makalesinin içeriğinde gerek bireysel, gerekse toplumsal kazanımlara ayrıntılarıyla değiniliyor.

ENGELLİLER, SOSYAL VE SPORTİF ALANLARDA SÜREKLİ DESTEKLENMELİ...

İşte, ‘fiziksel’ ve ‘ruhsal’ tedavi olarak gördüğümüz oyunla başlayıp, egzersizle devam ettirilen ve kuralı ve rekabete dayalı sportif faaliyetlere dönüşen süreçte, ruhsal (zihinsel) ve bedensel (fiziksel) çok sayıda olumlu etkisini gözlemlemek mümkün olmakta.

Azmi Yetim hocamızın makalesinin sonuç bölümünde belirtildiği gibi, engelli bireylere yönelik beden eğitimi ve spor etkinlikler hakkında çalışmalar yapılmalı, engelli bireylerin sosyal ve sportif etkinliklere katılımları sürekli desteklenmeli.

Zihinlerde oluşabilecek ‘Nasıl yani?’ sorusunu tekrar tekrar sormak istememe adına, sadece iki örnek.

İlçesinde sayısız spor tesisi olmasına rağmen, kapısını engelli bireylere açmayan anlayışa sahip yöneticiler var.

Onların yasakçı davranışı bize, "Hocam, bana spor yaptırmaz isen, hareketsizlikten çürüyeceğim" diyen kardeşimizin serzenişi hatırlatıyor.

Veya Özel Sporcular Federasyonu (Devletin imkânlarıyla) 2 bin 500 rakımda Dünya Kayak Şampiyonası'na hazırlanan Hakkâri Yüksekovalı zihinsel engelli kayakçı Tacdin Ören’in, şampiyonada kendisine "Altın Madalya"yı hedef koyması!

Sözün özü mü?

"Siz imkân verin, onlar başarır."

:

Ahmet Gülümseyen, dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?