USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Bu süreçte hâlâ Galatasaray'da suçlu mu arayacağız!

04-03-2016

Adı şampiyonluklarla anılan Galatasaray, şimdilerde ‘istifa’, ‘ceza’ gibi konularla boğuşuyor. Bugün yapılan ‘icraatın’ kaynağına girmezseniz, kulüplerin yönetim beceriksizlikleri alır başını gider...

Peki, Galatasaray’ı köşeye sıkıştıran, dahası yöneticilerin beceriksizliğini tavan yaptıran durumlar ne! Biz bu konuları dillendirirken, yazıya konu olan sadece Galatasaray değil, vermeye çalışacağımız mesaja futbol dışındaki kulüpleri de dahil edebilirsiniz!..

Sarı-Kırmızılı ekip, Türkiye Kupası 2-1’in rövanşında Akhisar ile 1-1 berabere kalarak turu geçti. Galatasaray’ın bu tür maçlardaki kazancı sadece ‘sonuç’ üzerinde kendini gösteriyor. Mustafa Denizli’nin ayrılmasından sonra, takımın başında maça çıkan altyapı hocalarından Orhan Atik, kendi ifadesi ile ‘Emanete gözüm gibi bakarım’ diyerek duruşunu gösterdi...

Akhisar Kupa maçı ‘sonuç’ olarak Sarı-Kırmızılı takıma turu getirse de, konuk takımın teknik direktörü Cihat Arslan’ın maç sonu düzenlenen basın toplantısındaki sözleri, konunun ‘hassasiyetini’ çok net şekilde özetliyordu. Arslan, “Maalesef Türkiye’de hocalar değişiyor ama anlayış ve grup değişmiyor. Galatasaray’da grubun değişmesi lazım, hocaların değil” derken, yaşananları garipsememek gerektiğini özetliyordu. Bu tür başkan ve yöneticiler olduğu sürece, ne bu tartışmalar, ne de gelişmeler biter...

Tabii bir takımın başkanı iseniz, oluşturduğunuz yönetimle kulübü istediğiniz gibi yönetme hakkına sahipsiniz. Ta ki takımınızın saha içinde aldığı iyi sonuçlar ve kulübün mali gelir-gider dengesini iyi ayarlamanıza kadar... Bunu yapamıyorsanız, Kulübü ‘batırıp’ değil, ‘bırakıp’ gitmeniz gerekir. Bugüne kadar siz ‘Ben bu işi başaramadım, kulübümün daha fazla zarara uğramaması için bırakıyorum’ diyen bir başkan veya yönetici gördünüz mü! Ben hatırlamıyorum. Nedeni, kimsenin işine gelmeyişi...

Bugün soru şu; "Mustafa Denizli istifa etti ise, onu göreve getiren Dursun Özbek’in durumu nedir!.." Bu sorunun karşılığı tartışılmıyor ise, bugün neyi tartışacağız!.. Geçtiğimiz sezon, takımına üç Kupa kazandıran Teknik Direktör Hamza Hamzaoğlu’nu gönderip, Mustafa Denizli’yi takımın başına getiren kim! Madem soruya karşılık gelen cevap ‘Dursun Özbek ve Yönetimi’ ise şimdi soruyorum, bugün neyi-niçin tartışma gereği duyuyoruz...

Mustafa Denizli sezon ortasında ‘geldi’, sezon bitmeden gitti. Madem gidecekti, neden geldi! Böyle bir çelişki olabilir mi? Bunun adı zor günde sahip çıkmak mı, yoksa zor günde yüzüstü bırakıp gitmek mi?!

Denizli, Galatasaray ile el sıkıştığında, 27 Kasım’da ‘Mustafa Denizli istifa!’ başlığını atmamızın nedeni de bu idi! Siz, Atletico maçını saha kenarında olmak yerine ‘tribünde’ izlemeyi tercih eden, takıma güvenmeyen, kısacası heyecanı bitmiş bir teknik adamı göreve getiriyorsanız, hangi söz muhataplarına kâfi gelir!..

Tüm bunlar yaşanırken, UEFA Finansal Kontrol Kurulu tarafından finansal fair play kriterleri yerine getirilmediği gerekçesiyle Sarı-Kırmızlı ekibe bir yıl Avrupa Kupalarından men cezası geliyor. Bu yetmezmiş gibi, 2-3 yıl ceza alınmadığı için kulübün 2. Başkanı Cengiz Özyalçın neticeyi “Bu sonuç, Galatasaray yönetiminin bir başarısıdır” şeklinde yorumluyor.
Galatasaray’ın başkanı istifa etmez, yardımcısı da gelinen bu noktayı başarı olarak görürse, diyecek bir şey kalmaz...

Gelinen bu süreçte hâlâ suçlu mu arayacağız!..

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?