Batı Karadeniz’in Türk Tarihi ve İstiklal Harbindeki yeri, güncel sosyal tuzaklara karşı bölgenin öncü vasfı
Batı Karadeniz neresidir?
Coğrafya’ya, tarihe, beşerî yapıya bakınca Kocaeli’nden Kastamonu’ya kadar olan bölge geliyor aklıma…
İklim aynı, rüzgâr aynı, hırçın Karadeniz aynı…
Batı Karadeniz’de aynı dönemde varolduk. Aynı dönemde, aynı bölgelerden göç aldı Karadeniz…
Bölgenin yerlileri var. Kim bunlar? En sessiz ama çoğunluk…
Malumları Anadolu’ya 1071’de son kez geldik. Bölgeye Müslüman Türkler, Osman ve Orhan Gazi döneminde yerleştiler…
Osmanlı Başkentlerini düşününüz. Söğüt, Bursa, Edirne ve İstanbul… Şimdiki başkenti de düşününüz. ANKARA…
Batı Karadeniz adeta Osmanlı Payitahtını koruyup kolladı, şimdiki başkentimizle, en büyük şehrimiz İstanbul arasında kavşak ve güzergâh Batı Karadeniz Bölgesi…
Osmanlı’da Kastamonu Vilayetimizin sınırlarını düşününüz. Tam da Batı Karadeniz aslında…
Bu günlerde gündem TERÖRSÜZ TÜRKİYE.
Batı Karadeniz Bölgesi özellikle de Düzce, Sakarya, Zonguldak olmak üzere çok değerli sosyal laboratuvardır ülkemiz için.
Son 300 yılımız acılarla dolu.
Son 300 yılımız maalesef hala yazılmayan muhacirlik öyküleriyle dolu.
Son 300 yılımız HASTA ADAM ilan edilip, hedef haline getirilip parçalanan ve şairin “Biz neyledik o koskoca elleri!” dediği terkediş, katliam, göç, harp ve cephelerle dolu.
İşte tam da bu zor zamanlarda Batı Karadeniz Bölgemiz, Merhamet Medeniyetimizin inkişâf ettiği bölgedir.
Rusların işgâl ve iğfalleri sonucu önce Kırım ve Kuzey Kafkasya’dan başladı göçler. Hani haykırdık ya gecelerde “Şeyh Şamil’i bilmeyen atasını ne bilir…” Önce Şamil’in Orduları, ailelerini gönderdi Türkiye’ye… Çok hazindir Kafkasya’dan Çerkez ağırlıklı göçler. 250 yıldır balık yemeyen bir halk düşünün… Karadeniz’in azgın dalgalarında yitip giden ecdâda hürmeten.
Çerkez Halklar, Abhazlar, Dağistanlılar, Karaçaylar, Balkarlar, Gürcüler, Kabartaylar, Ahıskalılar, Terekemeler…
Balkanlar’dan da göçler başladı.
Ruslara, Sırplar, Yunanlılar, Bulgarlar, Romenler de eklenmişti katliam ve isyanlarla…
Bu günkü iç göçleri başlatan 1. Dünya Savaşı’ndaki Doğu Anadolu’da Rus, Fransız, İngiliz işgalleri ve yerli Hristiyan Ermeni ve Rumları ayaklandırmaları sonucu Doğu Karadeniz Bölgemizden, Doğu, Güneydoğu Bölgelerimizden göçler başladı Batı Karadeniz’e…
Burada bir hakkı teslim edelim. Batı Karadeniz’in yerli halkı, tüm bu göçleri ve muhacirleri bölgesinde kucakladı, gerçek manada ev sahipliği yaptı ve ellerindekini gelenlerle paylaştı, evlerini, köylerini paylaştı.
Türk Tarihi’nde benim kanaatim iki büyük acı var. Her ikisinin de sosyal yıkımı çok büyük olmuştur. Birincisi; iki büyük Türk Devleti arasındaki savaş. Osmanlı-Safavî Savaşı. İkincisi; 1. Dünya Savaşı.
Birinci Dünya Savaşı’nın acılarını yüklenen bölgedir Batı Karadeniz. İstiklâl Harbimizin yükünü her anlamda en önde yüklenen bölgedir Batı Karadeniz. Hepimiz biliyoruz Sakarya’ya, Kocatepe’ye Karadeniz’den mermi taşıyan kadın ve çocukların öykülerini, Şerife Bacı namlı Kastamonulu anamızı bilmeyen varsa kendi cehaletine yansın. Neden kadın ve çocuk peki? Çünkü erkekler cephede… Bir yönü ile hepimiz Savaşın Çocukları değil miyiz?
Özetle, fedàkârlık ve birlik, Millîlik yönü ile bakıldığında BATI KARADENİZ, TÜRK MİLLETİ'NİN ARKATAŞI'DIR. Direnek merkezidir.
Göçler bitti mi? Elbette hayır!.. Zorunlu göçlere daha sonra mübadeleler eklendi. Zorunlu göçlere Bulgar Zulmü eklendi. Zorunlu göçlere Yugoslavya İç Savaşı sonuçları eklendi. Doğu Anadolu’muzdaki terör belasının sonuçları eklendi. Farklı sebepleri olan iç göçler eklendi.
Neden Batı Karadeniz bunca göç aldı?
Batı Karadeniz verimli ve kavşak bir bölgedir. Dünyanın Merkezi İstanbul’la Anadolu hatta Asya Kıtası üzerindeki köprüdür. Ulaşım yolları üzerindedir.
Batı Karadeniz’in insanı merhametli, vatansever, Millî, töre, terbiye ve inancına bağlı ve hürmetkârdır. Misafirperverdir batı Karadeniz insanı…
Nereden nereye…
Şimdi TERÖRSÜZ TÜRKİYE’ye örnek olduğumuzu gösterme zamanı…
Bizim oralarda malumları ben Düzce Kaynaşlı’lıyım derler ki; “Yetmişikibuçuk millet var bizde…”
Sayarlar… Boşnaklar, Pomaklar, Arnavutlar, Çerkezler, Abazalar, Gürcüler, Kürtler, Türkler, Yörükler, Mohti Lazlar… Yetmez!.. Başlarlar il ve ilçeleri de saymaya… Trabzonlu, Ordulu, Sürmeneli, Maçkalı, Yomralı, Oflu, Rizeli, Çaykaralı vb.
İşte size Yetmişikibuçuk millet!..
Allah Aşkına ayrı ayrı milletler midir bu saydıklarımız…
Batı Karadeniz’de hepsi iç içedir. Aynı töre ve terbiyeye, gelenek ve göreneğe sahiptirler. Küçük folklorik ve yöresel farkları elbette vardır. Hepsinde de Büyük Türk Milleti’nin hatıraları vardır, izleri vardır. Yedi Atasını bilen, komşusu ve akrabası ile evlenmeyen, büyüklerin yanında çocuklarını sevemeyen Çerkezlerle Kazak ve Kıpçak Türklerinin töresi birdir. Balkanlara yayılan terbiye Karaman Türkleri’nindir…
Hâsılı Batı Karadeniz tüm bu alt grupların mozaik değil mermer olduğunu Büyük Türk Milleti’nin birlik ve beraberliğini, aynı tutku, fedakârlık ve sadakâtle devletine bağlı olduğunu tüm insanlığa göstermiştir.
Batı Karadeniz Bölgemizin imparatorluk bakiyesi olmayı özümseyip en son Suriye’den gelenler dahil bağrına basıp, birlik olması sosyal olarak örneklik yönüyle incelemeye değerdir.
Batı Karadeniz sosyolojik bir gerçekliği ortaya koymuştur. Ayrışmamış toplumlar milleti teşekkül ettirir ki, mezarlıkları birdir, kız alıp verirler, et-tırnak değildirler, aynı bedenin her zerresinde hepsi vardır. Başta, kalpte, kolda, bacakta, kanın her damlasında her biri vardır. Adriyatik’ten, Amerika Yerlilerine, Afrika’daki Tuareglere değin soydaşlık ve akrabalık vardır. Din kardeşliği vardır.
TERÖRSÜZ TÜRKİYE altyapısında Batı Karadeniz’in örnek öncülüğü olmalıdır. Batı Karadeniz, etnik kimliklere saygılı olmak ile bir olmayı, Büyük Türk Milleti Millî Şuurunu birlikte yaşamayı göstermiştir.
Etnikçi ve bölücü tuzaklara düşmeyen Batı Karadeniz İnsanı, her türlü saygı ve hürmete lâyıktır. Çanakkale’ye düzenlenecek tarihi gezilere Batı Karadeniz’e yapılacak ictimài ve beşerî geziler kesinlikle eklenmelidir. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu’muzdan okullar seçilecek örnek köy ve yerleşkelere getirilip gezdirilmelidir.
Batı Karadeniz Kurultayı, bölgemizin kalkınması, siyaset ve ülke yönetiminde daha etkin olunması, Millî Kimliğimize, birlik ve beraberliğimize katkısı yönüyle çok değerlidir.
Kutlu olsun.
Emek verenlere şükranlarımı arz ederim.
.
Emekli Yarbay Halil Mert, dikGAZETE.com
-Strateji ve Yönetim Uzmanı, Elektrik-Elektronik Mühendisi
Buradan açıklamalarımız ile izleyiniz;
.
TÜREYİŞ Medeniyet Değerleri Çalışma Grubu
