USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Bir güzel adam… Dayıcığım… Alaettin Kavi

Bir güzel adam… Dayıcığım… Alaettin Kavi
01-10-2025

BİR GÜZEL ADAM… DAYICIĞIM… ALAETTİN KAVİ

Ortak kanaat…

Diyorlar ki, 80 kuşağı kadar vatansever bir kuşak gelmedi, bir daha da gelmez…

Merhum Dündar TAŞER 1970’lerde öyle demişti… “Öyle bir gençlik geliyor ki bu gençlik Türkiye’yi büyük yarınlara taşıyacak…

O gençliği kamplara böldüler.

Bir yanda komünizm tehdidi…

Bir yanda NATO ve Batı/ABD Emperyalizmi…

Ne Amerika ne Rusya, ne Çin, herşey Türklük için…” diyen gençlerle, “Tam Bağımsız Türkiye.” diyen idealist gençleri birbirine vurdurdular…

O yıllarda Adalet Partili Ailelerin çocukları sağcı ve Ülkücü, CHP’li Ailelerin çocukları da solcu Devrimci oluyorlardı. Benim dedem Hafız İsmail de Halk Partiliydi. Eve günlük Milliyet Gazetesi alırdı. Sonra dayılarım büyüyünce Cumhuriyet Gazetesi de almaya başladılar. Sağcılar da Tercüman Gazetesi alırlardı.

Bizim Ailelerimiz dindardır, sosyal çevremiz de dinine hürmetkârdırlar. Sonucunda medeniyet değerlerine bağlı bir solcu (Devrimci) genç çıktı ortaya. Beş erkek kardeşin ikincisi… Alaettin

1977-78-79 yılları. İstikrarsız terör yılları. Ülkede adeta iç savaş var. Hızlandırılmış eğitimle yüksekokula gitti ve öğretmen oldu. Tıpkı ağabeyi gibi, kardeşlerinden biri de öğretmen olmuştu.

1980 yılında askeri darbe oldu.

Dedem tüm kitaplarını topladı dayılarımın, yatak altlarından hâki asker parkalarını buldu. Hepsini yaktı. Ben de bir sürü kitap okumuştum o zamanlar… Harun Karadeniz’ler, Marks, Lenin, Arnavutluk Emek Partisi programı vs.

Dayım, bizim kuşağı çok etkiledi. Lisede herkes solcu oldu.

Ben 1983 yılında Kara Harp Okulu’na girerken “Yeğen, TBMM’ne fötr ile giremeyeceğimiz anlaşıldı, postalla gireceğiz.” demişti. O yıllarda Uğur MUMCU, Doğan AVCIOĞLU, Servet TANİLLİ okuyordu…

Alaettin Kavi, hep millî kaldı.

Klasik aile bağlarını hep korudu, yaşatmaya çalıştı. Ama solcu çevre, O’na ve çevresine bir türlü TÜRKÜM dedirtmiyordu. Ben de hep takılırdım kendisine. Ömrünün son yıllarında Çepnicilik başlamıştı. Ben Oğuzculuk, Kıpçakçılık gerekçeleri ile Büyük Türk Milleti’ni bölmeye çalışanlara karşı Oğuz kelimesinin kullanılmasına taraf değildim. Çünkü bu boylar Oğuz, Kıpçak demeksizin tarih içinde coğrafi birlikteliklerle teşekkül etmişti. Dayıcığım da ömrünün son yılında Düzce’deDüzce Oğuz Ata Çepni Boyu Kültür ve Dayanışma Derneği” kurdu. Aslında kendi ideoloji hapsinden kurtulmuştu…

Bana kocaman lise öğrencisi iken diş fırçalamayı tarif edip anlatmıştı. Harp Okulu öğrencisi iken nasıl sakal tıraşı olmam gerektiğini gösterdi.

Harp Okulu’nda öğrenci iken her hafta mektuplar yazdı. En az dört-beş sayfa olan… “Dayımdan Mektuplar…” diye kitap yapmak için sakladığım.

Bilge bir insandı. Akrabaları arar, sorar, bir arada tutmaya çalışırdı. Trabzon, Giresun, Samsun, Yalova, Aydın, Erzurum, İstanbul gibi illerdeki akrabalarımızı bulmuş ve ziyaret etmişti.

Sözüne itibar edilen, fedakâr bir adamdı Dayıcığım.

Hep mücadele etti.

Vatansever bir adamdı. Büyük Türk Milleti’nin töresine bağlı yaşadı… Solculuğu biraz babadan ama çoğunlukla adalet ve gelir dağılımındaki dengesizliğe karşı duruşundandı.

Rabb’im, cennetinde buluştursun inşallah…

Cenaze namazını İlahiyat Profesörü, Trabzon’dan dede ocağından amcazadesi kıldırdı.

Cenazesine öğretmen arkadaşları geldi, ülkenin dört bir yanından. Orada da ilginç bir şey oldu. Düzce’ye 350-400 yıl önce Haymana ve Kula Bölgelerinden gelen Kürt Kökenli aileler vardır. Bunlar Düzceli’dirler. Biri katılmış cenazeye. Kendisini tanıtıyor. “Biz bu Kürt Ailelerden, Şehbızın Aşireti’nden, Düzce’de kültür ve haklarımızı korumak için dernek kurduk.” vs. diyor. Orada bir de akrabamız arkadaşım sol görüşlü bir öğretmen vardı. Çalıştığı daha önce Yunan işgâli görmüş bir Ege ilçemizde Yunan dostluğunu geliştirmek için Sirtaki Kursu açmışlardı. Ben sosyal sayfasından eleştirince beni engellemişti. O da vardı. Aradım O’nu dedim ki; “Sen o topluluğa kendini şöyle tanıştırsaydın, meselâ Ben Türk Çepni Boyu’nun Hamzaoğlu Sülalesindenim. Sana o solcu arkadaşlarınız nasıl bakarlardı?

Hani Apo Haini diyor ya ifadesinde “Bize Kürtçülüğü Türk Solu öğretti… Biz 1970’lerde Türk Solu içinde Kürtçü olduk.”

Dayıcığımın son Düzce Oğuz Ata Çepni Boyu Kültür ve Dayanışma Derneği belki de içinde olduğu sol düşünceye bir manifestoydu. Allah ömür verseydi bunun mücadelesini verecekti. Çünkü Çepni Federasyonu içinde tüm Türkiye’de tanındı ve bilindi.

Dayıcığımın çelişkili gibi görünen hayatı aslında bir dönemin şahididir. Bu hayat Dündar TAŞER’in beklediği idealist gençlikten birinin sade ama ideolojik karmaşa içinde geçmiş hayatıdır.

Dayıcığım. Bana ve fikirlerime hep saygı duydu. Benimle hep konuştu. O’na Sultan GALİYEV’i anlatmıştım belki 20 yıl önce… O ideolojilerin kendi toprağına bağlı ve saygılı yaşanması gerektiğini söylemese de öyle davrandı. Bu nedenle herkesle bir ortak yanı, ortak alanı oldu.

Benim güzel Dayıcığım.

Tüm ölümler gibi senin ölümünde beklenmedik oldu. Anamın dediği gibi ayakta öldün…

Seni dua ve minnetle anacağız. Bendeki yerin çok büyük. Bana topluma saygıyı, vatan ve Millete Sadàkâti öğreten birkaç insandan birisin dayıcığım.

Rabb’im cennetinde buluştursun.

Bıraktığın Aile Birliğimizi de Çepni’nin hırçın ve hırslı mücadeleciliğini de koruyacağız.

Bıraktığın Tam Bağımsız, Etkin ve Güçlü Türkiye sevdanı da sosyal devlet, adil devlet, kul hakkına riayet eden millet yürüyüşünü de bil ki sürdüreceğiz.

.

Emekli Yarbay Halil Mert, dikGAZETE.com

-Strateji ve Yönetim Uzmanı, Elektrik-Elektronik Mühendisi

Buradan izleyebilirsiniz;

.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?