Türkiye federasyona hazır mı?

Erkan Trükten
Erkan Trükten
Türkiye federasyona hazır mı?
12-03-2025

TÜRKİYE FEDERASYONA HAZIR MI?

HTŞ'li Ahmed Eş Şara ile YPG'li Mazlum Abdi, Federatif Suriye için anlaştı.

Türk halkına adeta çekirdek çıtlatır gibi, yüzleri kızarmadan yalan söyleyenler: “YePeGe silah bıraktı” yalanını söyledi.

Oysa, YPG silah bırakmıyor, HTŞ ile 'entegre' oluyor.

Entegre” olmak demek, uyumlu çalışmak demek.

Tıpkı Barzani Kürdistanı ve Irak Merkezi Hükümeti arasındaki ilişkide olduğu gibi.

Bu gidişle;

Ankara zamanla YPG'yi terör listesinden çıkartacak.

Yalnız, Türk halkını sakinleştirmek ve ürkütmemek adına mümkünse YPG'nin ismini yine değiştirmesini istiyor.

Bunda da şaşılacak bir şey yok...

Biliyorsunuz ki ABD Özel Kuvvetler Komutanı Orgeneral Raymond Thomas, 22 Temmuz 2017'de YPG'nin adını kendilerinin tavsiyesiyle “Suriye Demokratik Güçleri” yani SDG olarak değiştirdiğini itiraf etmişti.

Kim bilir, Türkiye belki SDG ismini de olduğu gibi kabullenir.

Peki bundan sonra ne olacak? Bizi ne bekliyor?

Nihai hedefi bilirseniz, sonucu da görebilirsiniz.

Yapılan plânı gören yarını da geleceği de okuyabilir.

Plân gereği, Suriye'nin tek parça kalması mümkün değil!

Biz, bu filmi Irak'ta da seyrettik ama toplum olarak çok unutkan olduğumuzdan, aynı senaryonun Suriye'de de tatbik edildiğini idrak edemedik.

Büyük bir çoğunluğun Türkiye'nin Irak ve Suriye'deki Kürdistan'ın devletleşmesine karşı çıktığına inanması, gülünecek şey doğrusu.

Yapılanlar bunun tam aksini gösteriyor.

Türk halkının artık şunu iyice idrak etmesi gerekiyor: Irak'taki Kürdistanı da, Suriye'deki Kürdistanı da Türkiye'ye kurduruyorlar. Ve hatta KURDURDULAR.

Aksini düşünmek, süreci okuyamamak, tarihi inkâr etmek, gözleri hakikate kapatmak, polyannacılık oynamak olur.

Bunu da ancak kör milliyetçiler, fanatik partizanlar ve “ak sakallıllar, kara kaşlılar” diye diye devlete ilah gibi tapanlar yapabilir.

Bugün artık Türkiye, dün, “oluşmasına asla izin vermem” dediği ve kırmızı çizgisi olduğunu açıkladığı Irak Kürdistanı'na yatırım yapıyor.

Irak Kürdistan'ının baş şehri Erbil, Türkiye'nin eliyle inşa edildi ve edilmeye devam ediliyor.

Erbil, Türk müteahhitlerin ve iş adamlarının en uğrak yeri.

Ancak, “Kürdistan, Türkiye'nin eliyle kuruluyor” dediysek, Amerika'nın ve İsrail'in olurunu da unutmamamız gerekiyor.

İşte tüm bu olanlar, Amerika, İsrail ve Türkiye'nin oluru ile oluyor.

Büyük Orta Doğu Projesi dedikleri zaten budur ve bu proje zaten yürürlüktedir ve bugüne dek büyük aşama kat etmiştir.

Esad rejimi düşerken İsrail'in de Türkiye kadar sevindiğini unutmayın.

Netanyahu, Esad'ı kendilerinin düşürdüğünü sözlü beyan etti.

Yani İsrail, Colani'nin Şam koltuğunda oturmasından çok memnun.

Şimdi Colani'den memnun olmadıklarını açıklamalarının sebebi, bu bahane ile Suriye'ye çökmektir.

Aslında Colani'nin gelişi, İsrail'in Şam'ın kenar mahallelerine kadar girişini sağladı.

Bölgenin en yüksek dağını, Hermon’u ele geçirdiler.

Suriye'nin altını üstüne getirmek için bir teröristin Şam koltuğuna oturmasına izin vermek kadar iyi bir fikir yok!

Colani size karşı diretti mi?

O zaman hemen onu tekrar terörist ilan edin ve ülkenizi korumak için Suriye'ye daha kapsamlı operasyon yapın.

Colani bunun için bulunmaz Hint kumaşı.

Zaten İsrail de eski bir IŞİD teröristinin Şam koltuğunda oturmasından dolayı, Şam'ın güneyinin tamamen silahtan arındırılmış bir bölge olması gerektiğini söyledi.

Böylece Dürzileri himayesi altına aldı.

Lazkiye ve Tartus'ta Colani yönetimine karşı çıkan isyan ve Colani yönetiminin o isyanı bastırma şekli, Suriye'de henüz en kötü hadiselerin zuhur etmediği anlamına geliyor olabilir.

Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği ve İsrail, çıkarlarına ters bir hamlede bulunursa Colani'yi tekrar şeytan ilân edip, siyaset arenasından uzaklaştırabilirler.

Yalnız bu sefer, Türkiye, Colani'yi himaye eden bir ülke olarak da damgalanabilir.

Zaten bu yüzdendir ki Türkiye'ye YePeGe ile de anlaşmaktan başka çare sunmuyorlar.

YPG, Amerika'nın tam güdümünde olan bir ordu.

HTŞ de şimdilik Amerika'nın sözünden çıkmıyor.

Ve Amerika, Türkiye'nin bir an önce YPG ile barışmasını istiyor.

Çünkü sırada İran var ve Türkiye’nin gücünü Amerika ve City of London adına İran'a karşı yoğunlaştırması bekleniyor ve isteniyor.

Bu arada, City of London ve Trump Amerikası her konuda anlaşmazlık içinde değiller.

İran konusunda ortak hareket ediyorlar. Ve her iki güç de İran'da rejim değişikliğinin zamanının geldiğini düşünüyor.

Bu aşamada Türkiye'nin yapabileceği çok bir şey yok.

Şimdiye kadar uyduğu gibi şimdiden sonra da Büyük Ortadoğu Projesine uymak zorunda.

Söyledikleri tek şey var:

- Türkiye, federasyonuna hazır olmalı!

.

Erkan Trükten, dikGAZETE.com

-13. Cumhurbaşkanı Aday Adayı, Tarih Felsefecisi, Hak Birliği Hareketi “HakBirHar” Genel Başkanı-

.

Erkan Trükten
Erkan Trükten

Tarih Felsefecisi | Araştırmacı | Yazar |

Erkan Trükten kimdir?

Bulgaristan'ın Kırcaali ilinde doğdu (5 Ağustos 1980). Türk tarih araştırmacısı, yazar, tarih felsefecisi, dikGAZETE.com köşe yazarı, BBN Türk Büyük Resim eski Moderatörü.

Hayatı

Komünist lider Todor Jivkov'un Bulgaristan'da yaşayan Türklerin kimliklerini Ortodoks, Slav, Hıristiyan olarak değiştirerek asimile etme politikasının sonucunda, bunu kabullenmeyen ve tüm mal varlığını Bulgaristan'da bırakan ailesiyle 1989 Temmuz'unda anavatanı Türkiye'ye göç etti.

Eğitimi

İlköğrenimini Bulgaristan ve Türkiye'de tamamladı. Orta öğrenimine Kağıthane Anadolu Lisesi’nde devam etti. Erkan Trükten, tarihin toplumsal kimlik üzerinde ideolojik bir araç olarak kullanıldığını küçük yaşta tecrübe ederek fark etti ve tarih eğitimi almak onun ilk hedefi oldu. Tarih eğitimini 1999-2003 döneminde İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde tamamladı. 

2004 yılında artık nispeten demokratikleşmiş Bulgaristan'a giderek Sofya Üniversitesi Felsefe Fakültesi'nden “Küresel Düşüş: Modernizm” tezi ile yüksek lisansını felsefe alanında yaptı. 

2006 Haziran'ında henüz 25 yaşında Elif Yayınları'ndan bir modern dünya eleştirisi sunan ve dayanışmacılık prensibi üzerinden şekillenmiş alternatif bir siyasi yönetim sistemi ortaya koyarak postmodernizmi modernizmin devamı sayan “Modern Sığlık/Metafizik Derinlik” kitabını çıkarttı. 

Trükten, 2019 yılında popülerliğini arttıran ve transhümanizmin insanı başkalaştıran projesini eleştirerek, ilkelden gelişmişe doğru bir medeniyet tasavvurunu ve hatta bu minvalde işlenen insanlık tarihini reddeden “Deccal Derin Devleti” kitabıyla bir tarih felsefecisi olarak gündeme geldi.

Meslek Hayatı

Çeşitli eğitim kurumları ve okullarda tarih öğretmenliği yapan Erkan Trükten, bir süre İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki kuruluşlarda engelli bireylere yönelik Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı (EKPSS) danışmanlığı ve eğitimciliği yaptı.

Bazı medya organlarının tarih programlarına konuk olarak katıldı. Sivil toplum kuruluşlarında tarih felsefesi üzerine konferanslar verdi ve vermeye devam etmektedir. 

2014 yılında İstanbul Üniversitesi Avrasya Araştırmaları Enstitüsü'ne giren Erkan Trükten, ikinci yüksek lisans eğitimini yarıda bırakarak, yıllardır üzerinde çalıştığı “Deccal Derin Devleti” isimli kitabını bitirmeye yoğunlaştı. Kitap üzerinden söyledikleri o kadar çok konuşuldu ki, çeşitli televizyon programlarına çağrıldıktan sonra, yaklaşık iki yıl sürecek “BBN Türk” kanalının “Büyük Resim” programının moderatörü oldu.

P(L)ANDEMİ sürecinde, küresel işgal planına karşı, farklı sosyal medya ortamlarından kesintisiz olarak görüşlerini aktaran Erkan Trükten “Yeni Dünya Düzeni” adı altındaki küresel işgal planı çerçevesinde oluşturulmaya çalışılan “Deccalizm”e karşı mücadelesine devam ediyor.

14 Mayıs 2023 tarihindeki Cumhurbaşkanlığı Seçiminde Bağımsız Aday olarak meydanlara çıkan Erkan Trükten, yoğun çalışma temposu arasında kitap çalışmaları ile dikGAZETE.com köşe yazarlığını sürdürmektedir.

Kitapları

- Modern Sığlık Metafizik Derinlik; 2018, Felsefe/ 272 sf. Elif Yayınları

- Deccal Derin Devleti; 2022, Araştırma/inceleme, 512 sf. Şira Yayınları/ Mona Kitap

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?