Babacan fiyaskosu ve ABD - İngiltere rekabetinin Türk siyasetine yansıması

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
Babacan fiyaskosu ve ABD - İngiltere rekabetinin Türk siyasetine yansıması
28-11-2019

AK Parti'nin miadını doldurduğunu düşünen bazı siyasiler, yeni bir partiyle halkın huzuruna çıkmaya pek hevesli. Kendilerini kimler gazlıyor, coşkuyu hangi odak veriyor, benim de merakımı uyandırmıyor değil!

Ali Babacan nereden geliyor, nereye gidiyor? 

Şakirt olsam "Âlem-i berzah ve âlem-i ervahta bulunan ve ahirete gitmek için bekleyen hadsiz ervah-ı bakiye kafileleri" der geçerdim. 

Bazı karikatüristler ve mizah yazarları kendisine “Bebecan" diyor. Dedesinin adıyla müsemma. 

Aile tarihi; Ankara'nın ilçesi Şereflikoçhisar'ın antik çağda “Parnassos” geçmiş yıllarda “Parlasan” günümüzdeki adıyla Değirmenyolu’nda başlar.

Özellikle Roma devri, tarih kaynaklarında “Parnassos” adıyla anılan, Değirmenyolu Köyü ve çevresi, antik kaynaklarda ve haritalarda “Parnassos Antik Kenti” olarak belirtilmiştir.

Aile şirketinin internet sitesinde paylaşılan “Kontrollü bilgi”ye göre; Ali Babacan'ın ismini taşıdığı dedesi, 1911 yılında Parlasan'da doğdu. Askerlik sonrası 1928 yılında katır ve develere yüklediği çeşitli tuhafiye mallarını köyler arasında dolaşıp satarak çerçilik yaptı. 1938'de oğlu Hilmi doğdu. 13 yıl Şereflikoçhisar ve civar köylerinde çerçilik yaptıktan sonra 1941 yılında Şereflikoçhisar ilçe merkezinde dükkan açtı.

Hilmi Babacan, 1931'de Aksaray Valisi Ziya Günar tarafından yaptırılan Şereflikoçhisar Cumhuriyet İlköğretim Okulundan mezundur. 

Dede Ali Babacan, başarılı oğlunun lise ve üniversite öğrenimini tamamlaması için Ankara'ya göç eder. Hilmi Babacan, 1956 yılında Ankara Ticaret Lisesi'ni, 1961 yılında Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi'ni bitirir. 

Hilmi Babacan'ın babası “Parlasanlı Ali Babacan1985 yılında ölür. 

Köylüleri, Babacan ailesinin muhacir olduğu rivayetini aktarır.

Köyde yaşanan menfi bir hadise sonrası ailenin Ankara'ya taşındığı da tahkike muhtaç söylentilerden biri. 

Kerkük Yolcusu kalmasın: Papulan/ Babulan/ Babacan...

Bazı tarihçiler, Kanûnî döneminde tanzim edilen, 111 Numaralı Kerkük livâsı Mufassal Tahrîr Defteri’nde "Karye-i Helmīn 306 ma‘a mezra‘a-i Papulan, tābi‘-i Kerkük Babacān veled-i ‘Alīşāh"  bugünkü Türkçe ile "Kerkük'e bağlı Helmīn köyüne yakın Papulan mezrasında vergi mükellefi Babacān veled-i ‘Alīşāh" kaydından söz eder. 

Cizye-i Gebrān ve Yahūdiyān…

“Cizye” ne demek? Kaynağını “Tevbe suresi 29. ayeti”nden alan, Müslüman devletlerde Müslüman olmayan yurttaşlardan alınan bir tür vergi. 

Gebran" gayri-müslim, hristiyan demektir. “Zerdüşt” anlamı da var. 

Yahūdiyān”, Yahudiler demek. 

Aşağıdaki metinde, Helmīn köyünde yaşayan Gebrān ve Yahudiler’den nasıl vergi alındığı anlatılıyor:

"İşbu nefs-i Dakūk ve karye-i Gök-değen [Gökdan] ve karye-i Şemsiyye ve karye-i Helmīn'in cizye-i gebrān ve Yahūdiyān ve ‘ādet-i ağnām ve beytü'l-māl-ı ‘āmme ve hāssa ve yava ve kaçgun ve māl-ı gā’ib ve māl-ı mefkūd ve bi'l-cümle kāffe-i hukūk-ı şer‘iyye ve āmme-i rüsūm-ı ‘örfiyyelerin min-külli'l-vücūh mefrūzü'l-kalem ve maktū‘ olmak üzere Vezīr-i a‘zam-ı müşārun-ileyh hazretlerine temlīk olunub emlāk-ı mezbūre re‘āyāsı ‘avārız-ı dīvāniyye ve sāyir tekālīf-i ‘örfiyyeden dahi mu‘āf ve müsellem olmağın minvāl-i mezbūr üzere mahalline kayd ve işāret olunmak fermān olunmağla şerh ve tahrīr olundu; fi't-tārīhi'l-mezbūr. Harrerehü'l-fakīr Mustafā, (...) Re’īsü'l-küttāb. (Bu açıklamanın üzerine terkin kaydı çekilmiştir.)"

İşte deve, işte hendek! 

İsteyen baksın T.C. BAŞBAKANLIK DEVLET ARŞİVLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı Yayın Nu: 64, 111 NUMARALI KERKÜK LİVÂSI MUFASSAL TAHRÎR DEFTERİ (Kanûnî Devri) ANKARA – 2003

"HELMÎN" sözcüğü, Kürtçe’den Türkçe’ye çeviride, “süblimleşmek, cismin katı durumdan sıvı duruma geçmeden gaz durumuna dönüşmesi” fiili anlamına gelmektedir.

En doğrusu Babacan ailesinin bilgi dağarcığında.

Yazının öznesi Ali Babacan, Ankara 4 Nisan 1967 doğumlu…

Torun Ali Babacan gibi tüm kardeşleri TED Ankara Koleji mezunu.  

ODTÜ'yü birincilikle bitiren Ali Babacan, 1990 yılında “Fulbright Bursu”nu kazanarak, Amerika Birleşik Devletleri'ne gitti.

Babacan, 1990-1992 yılları arasında İllinois'deki ABD Northwestern Üniversitesi Kellogg School of Management'da İşletme dalında yüksek lisansını (MBA) tamamladı. 

Babası Hilmi Babacan'ın bir söyleşideki ifadesine göre oğlu, Amerika’da 1992–94 yılları arasında uluslararası firmalara danışmanlık yapmış. 

1994’te ABD’den Ankara’ya dönen Babacan bir süre, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan istifa ettirdiği Melih Gökçek’in danışmanlığını üstlenir. 

Babacan, 2001 yılında AK Parti Kurucu Üyesi oldu. 2002 yılında 36 yaşındaydı, siyasette tecrübesi yoktu. Görev yaptığı süre boyunca kimi zaman dışarıda, kimi zaman partisi içinde eleştirildi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi 22. 23. ve 24. Dönem AK Parti Ankara Milletvekili olan Ali Babacan, aynı zamanda Başbakan Yardımcılığı görevinde bulundu. 

Televizyona çıktı “Efsane” bitti… 

Koçyiğit Köroğlu ne güzel söyler;  "Delikli demir icat oldu mertlik bozuldu…

Ali Babacan’ın, yeni kurulacak parti tanıtımı için çıkarıldığı ilk televizyon serüveninde bazı olumsuzluklara vurgusu nedeniyle her ne kadar kendisine övgüler yağdırılsa da durum tam bir fiyaskoydu.

Ali Babacan, kurucusu olduğu AK Parti’den’den istifa etmesinin ardından ilk kez katıldığı canlı yayında, Başkanlık Sistemi'nin vaatlerini yerine getiremediğini savundu ve "Parlamenter sisteme geçmek, güçler ayrılığını tesis etmek gerekiyor" dedi.

2019'un sonuna kadar, partinin tüzel kişiliğini kurmayı amaçladıklarını söyleyen Babacan, öncelikli sorunlar olarak ekonomi, insan hakları ve ifade özgürlüğü ihlalleri, demokrasi ve parti içi demokrasiyi gösterdi.  

Akılları sıra FETÖ’cü oylara talipler… 

Babacan, AK Parti içinde bu ilke ve değerler örselendiği için ayrıldıklarını ifade etti. 

Fatih Altaylı'nın hazırlayıp sunduğu “Teke Tek” adlı programda soruları yanıtlayan Ali Babacan, Sadullah Ergin'le ilgili olarak sorulan, "Adalet Bakanlığı döneminde FETÖ'cü yapılaşmanın etkin olması bakımından, bu işin sorumlusu Sadullah Bey'in bagajını taşımak ağır gelmeyecek mi?" soruda zor anlar yaşadı. 

Altaylı, programın sonlarına doğru Babacan'a çok dikkat çeken bir soru sordu.

Bu laf kavgada söylenmez “Siz bir liderden çok, organizatör gibisiniz!”

Fatih Altaylı'nın sorduğu soru: "Sizin yaptığınız bu coğrafyada çok kabul gören bir şey değil. Herkes lider arıyor. Siz bir liderden çok organizatör gibisiniz, deminden beri aldığım hissiyat bu. 

Yol arkadaşı olarak beraber hareket edeceği kişilerle gelecek vizyonu organize etmeye çalışıyor hissiyatı oluştu. 

Ali Bey takacak arkasına insanları, tutacak kollarından yürüyecek gidecek diye bir hissiyat oluşmadı. 

Ali Bey, bir organizasyon yapacak, başarıya ulaşması için arkadaşlarıyla birlikte çalışacak hissiyatı oluştu bende. 

Bu AK Partili, hem Cumhurbaşkanı'na yakın hem muhalif siyasetçinin doğurduğu sıkıntıyı doğuracak mı?"

Evet, Ali Babacan lider değil. 

Olamaz da…

Çünkü yapısında yok. 

Elini taşın altına koymaz. Kayseri ekolündendir. “Armut piş ağzıma düş”. 

Habertürk’teki Altaylı-Babacan programına ilişkin kanaat ve görüşüm: 

Londra bankerlerinin mumla aradıkları birisi gibi duruyor. İngiliz sermayesinin desteği arkasında pupa-yelken.

Jeopolitiğin de matematiği var. 

Reelpolitik okumam, Babacan'ın yeni sürece denk düşmediği ekseninde. 

Sebeb? 

Çünkü, önümüzde olası ABD-Çin savaşı var. Hem dünyada hem de Türkiye'de İngiliz ekolü ile Amerikan ekolü kıyasıya rekabet içinde. 

ABD'nin girişimleriyle, Türkiye’nin NATO içindeki konumu, aktif ve dominant bir yapıya dönüştürülecek. 

Bu çerçevede Amerikalılar, Irak petrollerini ve Türkmen bölgesini altın tepside sunuyor. 

İngilizler ne veriyor?

Sadece laf; ha bir de Çin'le mercimeği fırına verdikleri, "One Belt One Road -Bir Kuşak, Bir Yol- çağdaş İpek Yolu masalı. 

Tıpkı “Denizci Sinbad” gibi. 

Biliyorsunuz Sinbad, kurgusal bir denizci ve hikâye kahramanı. Ortadoğu kökenli bu hikâyenin yanı sıra “Binbir Gece Masalları”nda da geçer.

Türkiye yol ayrımında.

Derin Ankara karar vermeye hazırlanıyor.

Ya İngilizler’in masalları ya da Misakı Milli?

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @oc32oc39 , @dikgazete

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Necdet Çelikdönmez 4 yıl önce
Yazar ömür Çelikdönmez ayağı yeten basan makaleler yazmakta olup bilgileri sağlam kaynaklardan teyit ettiği kesindir.Emekli bir asker komutan ordu mensubu olarak ömür beyi aynen destekliyor ve kendisinin yalnız olmadığını deklare ediyoruz.Herkes yazmakta hürdür doğruları yazan bir kalem olan ömür bey yaş yere basmaz.Kalemine kuvvet yüreğine sağlık esenkalasın selamlar gönderiyorum üstat..
Necdet Çelikdönmez 4 yıl önce
Yazar ömür Çelikdönmez ayağı yeten basan makaleler yazmakta olup bilgileri sağlam kaynaklardan teyit ettiği kesindir.Emekli bir asker komutan ordu mensubu olarak ömür beyi aynen destekliyor ve kendisinin yalnız olmadığını deklare ediyoruz.Herkes yazmakta hürdür doğruları yazan bir kalem olan ömür bey yaş yere basmaz.Kalemine kuvvet yüreğine sağlık esenkalasın selamlar gönderiyorum üstat..
Sinan 4 yıl önce
Dingilizlerden bişey çıkmaz çok sinsi ve çakallar..Altın tepside sunulan doğru olandır
Tuğrul Arslan 4 yıl önce
Ayıptır ulan Allah'tan kork, hicmi utanmıyorsun bunları yazmaya sırf İktidara yaratacaksınız diye ettiğiniz rezilliğe bak Allah sizi Hidayete dahi erdirmesin
Donkişot 4 yıl önce
Lan olum Erdoğan yalakalığı yapcam diye ona buna b. k atma
Kemal 4 yıl önce
Liderler güç eline geçince çoğunlukla diktatörleșiyir. Organizatör ler amatör ruh ile daha ergin üretimsel sonuçlar elde edebiliyor. Mevcut başkan kimilerince lider görünebilir. Peki yanında ve çevresinde kan emiciler dışında kim kaldı? Çünkü kimlik erozyonuna uğradı. Ali Babacani politikaları bağlamında pek desteklemem. Ekonomik veriler bağlamında ivmeli köpüklü köpüksüz 3 çeyrekli yeni hazine bakanından daha verimli olduğu bir gerçektir. Gelelim soy sop geçmişine. Bu tür camurlarin atılmadığı hiçbir siyasi yoktur Türkiye de. Buna padişahlar, Atatürk ten Erdoğan a herkes dahildir. Bu nedenle, bu tür yazıları kaleme alan kiralık kalemșörlerin sanırım soyu sopu bozuk olsa gerek...
ha 4 yıl önce
Yazının ilk bölümü profesyonel bir algı operasyonudur. Nesebi ile ilgili bölümden bahsediyorum.
Mehmet 4 yıl önce
Son nefesimizde bile Musul Kerkük Batum gümülcine
Yeşim 34 4 yıl önce
Süper kaleminize sağlık