
Antalya
Kemer ilçesinde dünyaya gelen Karataş, çocukluk yıllarında evlerinde dedesine ait gramofondan dönem sanatçılarının eserlerini dinledi.
Dinlediği türkülerdeki bağlama sesinden etkilenen Karataş, çok istemesine rağmen maddi durumu iyi olmayan babasından bağlama için para alamadı.
????Babasının çalıştığı inşaatlarda çıraklık yaparak kazandığı parayla bir bağlama satın alan ve çalmayı öğrenen Karataş, zamanla bu bağlamanın sesini beğenmeyerek, kendi bağlamasını yapmaya karar verdi.
Bulduğu kütükleri oyarak bağlama yapmayı öğrenen Karataş'ın bu gayreti, zamanla mesleği haline geldi.
Yarım asra dayanan ustalığında birçok mahalli sanatçının bağlama talebini karşılayan Karataş, aralarında Neşet Ertaş ile İzzet Altınmeşe'nin de yer aldığı tanınmış sanatçılara da bağlama üretti.
Mesleğin kaybolmasından endişe eden Karataş,
çocukluk yıllarında dinlediği türkülerin içinde bir kıvılcım olduğunu ve bağlamaya olan merakının böylece başladığını anlattı.
"Öğretmenlerin anlattığı dersler bir kulağımdan girip diğerinden çıkıyordu ama dinlediğim türküler bir şekilde aklımda kalıyordu." diyen Karataş, ilkokulu bitirdikten sonra babasıyla inşaatlarda çalışmaya başladığını ve buradan biriktirdiği harçlıklarla ilk bağlamasını aldığını söyledi.
Bu bağlamanın istediği sesi vermemesi nedeniyle el becerisiyle kendisine uygun olanı yapmaya başlayan Karataş, "Bir kütük bulup akşama kadar oyuyordum ama ya bir yerinden deliniyor ya da çatlıyordu. Ertesi gün bir kütük daha bulup baştan başlıyordum." diye konuştu.
Zamanla doğru aletleri edinip nasıl kullanacağını öğrendiğini ve yaklaşık 40 yıldır "usta" olarak bağlama ürettiğini dile getiren Karataş, "Sonradan bana 'Senin sazların çok güzel bir tını veriyor' diyerek bağlama yaptırmak için gelmeye başladılar." dedi.
Çocukluk yıllarından beri Nuri Sesigüzel, Aşık Veysel, Mahsuni Şerif ve Neşet Ertaş'a büyük hayranlık beslediğini vurgulayan Karataş, bu isimlerden birine de bağlama yapmaktan büyük mutluluk yaşadığını ifade etti.
"Hayranı olduğum sanatçıya saz yapmak da nasip oldu"
Neşet Ertaş'ın plak çıkardığını duyunca yaptığı ilk işin sanatçının plağını almak olduğunu anlatan Karataş, şöyle konuştu:
"Yıllar sonra, 2013'te Neşet Ertaş buraya konsere geleceği zaman bana gelip, onun için hediyelik bir saz yaptırdılar. Onun sazına Sibirya çamından ladin kapak taktım. Çok güzel oldu. Neşet Ertaş geldi yanıma, ellerine kapandım. Mekanı cennet olsun. Öyle bir ozan bir daha gelemez. Beni ziyaret etti. 'Ellerine sağlık' dedi. Onu görmek bile bana yetti. Gençliğimde hayranı olduğum sanatçıya saz yapmak da nasip oldu."
"Sazımız, sözümüz bizim kültürümüz"
Çok az usta kaldığını, artık imalatın makineleştiğini belirten Karataş, makine yapımı enstrümanların zaman zaman tamir için kendisine geldiğini, ancak el yapımı kadar başarılı üretimler olmadığını anlattı.
Yetkililerden bağlama ustalığının devam ettirilmesi için destek beklediğini dile getiren Karataş, "Bir yere toplasa bizi, biz seçsek saz yapacak meraklı çocukları, yetiştirsek. Sazımız, sözümüz bizim kültürümüz. Bizden sonra onlar devam ettirse bu işi. Ben parmaklarım tutmayana kadar bağlama çalmaya ve çalışmaya devam edeceğim." dedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com