Kayseri
İmam hatip lisesinin musiki bölümünden mezun olan Yiğitoğlu, Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Geleneksel Türk Müziği bölümünde eğitimini sürdürüyor.
Çocukluğundan bu yana ezgilerle iç içe büyüyen üniversite 3. sınıf öğrencisi Yiğitoğlu, stüdyoya çevirdiği odasında cura, üç telli, altı telli, kısa sap, uzun sap, Nesimi, kopuz, ruzba (iki telli), tambur, renk, divan gibi bağlama ailesinden çok sayıda enstrümanla türküler icra ediyor.
Beste de yapan Yiğitoğlu, 7 yaşında semt pazarında gördüğü küçük tekneli, renkli oyuncak sazların dikkatini çektiğini, o yaşlarda ailesine bu sazlardan aldırdığını söyledi.

Küçükken ayna karşısında oyuncak saz çaldığını anlatan Yiğitoğlu, daha sonra annesinin cura, dedesinin uzun sap, dayısının ise kısa sap bağlama hediye ettiğini ve bir ay bağlama eğitimi aldığını belirtti.
İlahiyatçı dedesini rol model gördüğünü, kendisinin de mahalle camisinde zaman zaman müezzinlik yaptığını aktaran Yiğitoğlu, "Ben de imam olmak maksadıyla ortaokulda imam hatibe gitmek istedim, nasip olmadı, liseye nasip oldu." dedi.
Yiğitoğlu, Kayseri Anadolu İmam Hatip Lisesini kazandığını, yarım puanla fen ve sosyal bilimler projesi uygulayan bir bölümü kaçırdığını ve o yıl açılan musiki bölümüne kabul edildiğini, lise yıllarında Cumhurbaşkanlığı ve yurt dışı konserlerinde yer aldığını dile getirdi.
Hayatına müzikle devam etmeyi seçtiğini ifade eden Yiğitoğlu, Erciyes Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin Geleneksel Türk Müziği bölümünde 3. sınıf öğrencisi olarak eğitimini sürdürdüğünü kaydetti.
Kovid-19 salgını dönemini fırsat bilerek işin mutfağına yöneldiğini anlatan Yiğitoğlu, "3-5 dakikada dinlediğimiz şarkıların aslında üretim sürecinin ne kadar da meşakkatli olduğunu ve haftalar, aylar sürdüğünü, aslında kimsenin dikkatini çekmeyen detaylar için bile saatlerce, günlerce uğraşıldığını gördükten sonra bu alan aslında benim için derya deniz bir vaziyete büründü. Babaannemin evi müsaitti ve bir odayı kendime tahsis ettim, ses kartı, kulaklık, mikrofon ve bilgisayar gibi ekipmanlarımı tamamlayarak yavaş yavaş kayıt serüvenine başladım. Deneme, yanılma yöntemiyle yanlış yapıp doğruyu bulmaya çalışarak bu seviyeye geldim." diye konuştu.
Bağlamanın her türünü kayıtlarında kullanıyor...

Aktif kayıtlarını, düzenlemelerini, stüdyo çalışmalarını, stüdyoya çevirdiği evinin odasında sürdürdüğünü belirten Yiğitoğlu, odasında bağlama ailesine ait çeşitli türler bulunduğunu ve müzik çalışmalarında bunları icra ettiğini anlattı.
Yiğitoğlu, 30'u bağlama ailesinden olan evindeki enstrümanlar hakkında şu bilgileri verdi:
"En küçüğünden başlayacak olursak curamız var, üç tellisi, altı tellisi var. Kısa sap bağlamamız var, Nesimi sazlarımız var, kopuzlarımız, dede sazlarımız, ruzbalarımız var. Uzun sap tambur, divan ve renk bağlamalarımız da var. Stüdyo çalışmalarımda maksadım bu ailenin hiçbirini ötekileştirmeden yerli yerince kullanarak bu renkleri duyurmak. Amacım bu aileyi kayıtlarımda canlı tutabilmek. Türkiye piyasasında uzun sap ve kısa sap bağlama diye isimlendirdiğimiz sazlar daha çok ön planda. Maksadım hem kayıtlarım hem stüdyo çalışmalarım vesilesiyle bağlama ailesinin renklerini canlı tutmak."
Türk halk müziğinde eskisi kadar üretim olmadığına dikkati çeken Yiğitoğlu, bu zamana kadar dijital platformlarda ve single çalışması adı altında paylaştığı iki çalışması bulunduğunu, üçüncü çalışmasının sözü ve bestesinin kendisine ait olacağını, kayıt ve klip çalışmalarını tamamladığını sözlerine ekledi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com