Düzce
Kaynaşlı ilçesi merkezli 7,2 büyüklüğündeki, 845 kişinin öldüğü ve 2 bin 678 kişinin yaralandığı afetin üzerinden 26 yıl geçmesine rağmen enkaza dönen evlerden arta kalan yaşanmışlıklar tazeliğini koruyor.
Sarsıntıya ilçe merkezinde annesi Sunay Kabacı ile kaldığı 4 katlı evde yakalanan 35 yaşındaki Ramazan Kabaca'nın ilkokul öğrencisiyken yaşadığı annesini kaybetme acısı, görme yetisini yavaş yavaş kaybedip genç yaşında engelli kalmasıyla arttı.
????Enkaz altında kaldığında kendisini teskin eden annesinin sesini son olarak yıkıntılar arasında duyan Kabaca, görme kaybı nedeniyle artık sadece siyah ile beyazı ayırt edebildiği dünyasında hayat mücadelesine devam ediyor.
%2FAA-39676783.jpg)
"Deprem haberlerini duyduğumda acıları bizzat hissediyorum"
Kabaca,
deprem günü okuldan döndükten sonra annesiyle evde olduğunu, sarsıntı anında kendisinin salonda annesinin de mutfakta bulunduğunu anlattı.
Bir anda büyük bir gürültü duyduğunu ve elektriklerin gittiğini aktaran Kabaca, "O esnada bina çöktü. Annemin bana, 'Korkma oğlum, ben buradayım yanına geleceğim. Hareket etme." dediğini duydum. Kafama aldığım darbeyle bayılmışım, sadece bu kadarını hatırlıyorum." dedi.
Kabaca, enkazdan 7 saat sonra çıkarılabildiğine değinerek, "En son annemin sesini hatırlıyorum. Beni enkazdan çıkardıktan sonra hastaneye, sonra da köye eve götürdüler. Ertesi gün öğleye yakın annemin ölüm haberini aldım. Bunun acısı anlatılamaz ve kelimelere sığmaz. Bu acı yıllar geçse de asla unutulmuyor. Bunun tarifi bile yok." diye konuştu.
Deprem meydana geldiğinde 10 yaşında bir ilkokul öğrencisi olduğunu, kendi işlerini halledebildiğini ancak bir süre sonra görme kaybının hızla ilerlediğini kaydetti.
Kabaca, şu an sadece ışığı algılayabildiğine değinerek, "Kendi başıma hareket edebilir durumda değilim. Işık seviyesinde görüyor veya siyahla beyazı seçebilir derecedeyim. Türkiye'nin farklı yerlerindeki deprem haberlerini duyduğumda, bunu yaşadığımız için acıları bizzat hissediyorum. Ben binaların sağlam yapılmasını istiyorum. Binalar deprem açısından çok önemli." ifadelerini kullandı.
%2FAA-39676784.jpg)
"Acımızı içimize döküyoruz, fazla belli etmemeye çalışıyoruz"
Depreme 9 katlı binanın giriş katında işlettiği kasap dükkanının enkazında oğlu 17 yaşındaki Resul'ü kaybeden ve ayağı ampute edilen 70 yaşındaki Burhan Şen, çeyrek asırdan fazla süreyi geride bıraksa da yitirdikleri nedeniyle afetin etkilerini hala hissediyor.
Şen, yaşadığı acıların tazeliğini koruduğunu ve devamlı hatırında bulunduğunu dile getirerek, insanları depremin değil usulüne uygun olmayan yapıların öldürdüğüne dikkati çekiyor.
Acılarının 26 yıl geçmesine rağmen tazeliğini koruduğunu dile getiren Şen, yapılan çürük ve yüksek binaların, usulüne ve kanuna aykırı yapılan binaların öldürdüğünü söyledi.
Şen, inşaatların çok sağlam yapılması gerektiğini vurgulayarak, "Kendimizi, ailemizi ve çoluk çocuğumuzu sağlama almamız lazım. Bizi dünyaya bir getiren var ve bizi tekrar alacak. Bizim buna inancımız tam. Bunun için acımızı içimize döküyoruz, fazla belli etmemeye çalışıyoruz. Böyle yaşamaya çalışıyoruz." dedi.
Depremin olduğu yıllardaki imkansızlıkların kendilerini çok zorladığını anlatan Şen, aradan geçen sürede Türkiye'nin çok geliştiğini ifade etti. Şen, şunları kaydetti:
"Ben enkazdan çıkarıldıktan sonra hastaneye polis arabasının arka koltuğunda gittim. Ambulans bile yoktu. Şimdi uçak geliyor, helikopter geliyor, yaralı alıyor. Uçan ambulans geliyor ama bunu bilenler bilir, bilmeyenler bilmez. Biz bunu çok iyi biliriz. Allah'a çok çükür bugünlere geldik. O gün bu zamanki şartlar olsaydı, benim ayağım da kangren olmazdı."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com