Siyaset

Dışişleri Bakanı Fidan: Suriye'de problemler dikkatle yönetilmezse ülke giderek parçalanmayla karşı karşıya kalabilir

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, "Problemler eğer dikkatle yönetilmezse, ülkenin tamamıyla bölgesel bütünlüğüne, toprak bütünlüğüne yönelik bir sıkıntının ortaya çıkma ihtimali var. Ülke giderek daha da parçalanmayla karşı karşıya kalabilir" dedi

Dışişleri Bakanı Fidan: Suriye'de problemler dikkatle yönetilmezse ülke giderek parçalanmayla karşı karşıya kalabilir
11-11-2025 01:44
Ankara

Fidan, Washington'daki temaslarına ilişkin basın mensuplarının sorularını cevapladı.

ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ABD Başkanı Donald Trump'ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve birçok yetkiliyle Beyaz Saray'da görüşmeler yapmak üzere ABD tarafından davet edildiğini belirten Fidan, ziyaretinin Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın ziyaretiyle denk geldiğini ifade etti.

Fidan, Şara'nın Trump ve ekibiyle görüştüğünü ve görüşmenin bir kısmında kendisinin de davet edildiğini kaydederek, özellikle Trump'a Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını ve iyi dileklerini ilettiğini aktardı.

Türkiye'nin Suriye'yle ilgili genel görüşlerini ve ABD ile işbirliği fırsatlarını görüştüklerini anlatan Fidan, Suriye'nin kalkınmasına, birliğine, beraberliğine, huzuruna ve bölgenin güvenliğine ilişkin birçok konuyu konuşma imkanı bulduklarını söyledi.

Fidan, sonrasında Beyaz Saray'da Rubio, Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani, Witkoff ve Barrack'ın da bulunduğu uzun bir toplantı yaptıklarını belirterek, bu toplantıya daha sonra ABD Başkan Yardımcısı JD Vance'in de katıldığını kaydetti.

Toplantıda görüş alışverişlerinde bulunduklarını aktaran Fidan, "Özellikle Suriye'nin güneyinde, kuzeyinde ve diğer yerlerdeki sorun alanları daha iyi nasıl yönetilebilir? Sezar Yasasıyla ilgili çalışmalar nasıl yapılabilir? Onlara detaylı bakma imkanımız oldu. Görüşlerimizi, pozisyonlarımızı ortaya koyduk" dedi.

Witkoff ve Barrack ile ayrı görüşme yapıldı...

Fidan, Witkoff ve Barrack ile ayrı bir toplantıya devam ettiklerini belirterek, Witkoff'un sorumlu olduğu Filistin dosyasındaki birçok konuyu Gazze'de kabul edilen ateşkes ile ilgili aksayan sorunlar dahil detaylı bir şekilde ele aldıklarını söyledi.

Witkoff'un Rusya-Ukrayna dosyasına da baktığına işaret eden Fidan, bu konuya dair de uzun görüşmeler yaptıklarını dile getirdi.

Rusya-Ukrayna savaşının durması için şu anda bulunulan kritik eşikte neler yapılabileceğine, ABD ile bu konuda nasıl çalışılabileceği üzerine görüştüklerini anlatan Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu konuda birtakım görüşleri olduğunu, onlara ilişkin bazı değerlendirmeleri ve atılacak adımları ortaya koyduklarını belirtti.

Fidan, İran nükleer müzakerelerinde ABD'nin pozisyonunu ve bundan sonra nasıl adımlar atılması gerektiğini de değerlendirdiklerini kaydederek, bu konunun bölgeyi yakından ilgilendirmesi nedeniyle epey görüş alışverişinde bulunduklarını ifade etti.

Özellikle Suriye konusunda Büyükelçi Barrack ile ve Filistin, Rusya-Ukrayna ve İran konusunda da Witkoff ile çok detaylı bir görüşmeler yaptıklarını aktaran Fidan, görüşmelerin neticeleriyle alakalı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı da bilgilendirdiklerini söyledi.

Fidan, Trump'ın Suriye meselesine yaklaşımının oldukça yapıcı olduğuna dikkati çekerek, bunun Türkiye tarafından olumlu bulunduğunu dile getirdi.

"Sezar Yasası'nın tamamen ortadan kaldırılması önemli"

Şu anda Suriye ekonomisinin tekrar ayağa kalkması için Suriye Sezar Sivil Koruma Yasası (Sezar Yasası) adı verilen yaptırımların kalıcı olarak kaldırılmasıyla alakalı neler yapılabileceğine odaklanıldığına işaret eden Fidan, şunları kaydetti:

"Çünkü başkanlık yetkileri kullanarak kısıtlı oranda bazı istisnalar getirilmişti ve belli ekonomik faaliyetlerin önü açılmıştı ama yasanın tamamıyla ortadan kaldırılıp tekrar Kongre'den geçirilerek başkanlık istisnalarına ihtiyaç duyulmayan bir noktaya getirilmesi gerekiyor. Burada yönetimin aynı görüşte olması ve Kongre'ye bu türden bir tavsiyede bulunması fevkalade önemliydi. Bunun için hem Sayın Şara'nın anlattıkları hem bizim orada anlattıklarımız bence büyük önem taşıyor."

Fidan, Şara'nın ABD'de Kongre üyeleriyle bir araya geldiğine işaret ederek, Sezar Yasası için oylamayı Kongre üyelerinin yapacağını ve bunun önemli olduğunu dile getirdi.

"Suriye'deki sorunlar dikkatle yönetilmezse ülkenin bütünlüğüne yönelik sıkıntı olabilir"

Suriye'nin güneyinde Süveyda'da ve kuzeydoğusunda Suriye’de “SDG” adını kullanan terör örgütü PKK/YPG'nin bulunduğu yerlerde durumun ne olacağı ile ilgili konuların ele alınması açısından da görüşmelerin önemli olduğunu vurgulayan Fidan, şu şekilde konuştu:

"Aslında önümüze şöyle bir şablon çıkıyor. Gerek kuzeyi, gerek kuzeydoğusu, gerek güneyi. Buradaki problemler eğer dikkatle yönetilmezse, ülkenin tamamıyla bölgesel bütünlüğüne, toprak bütünlüğüne yönelik bir sıkıntının ortaya çıkma ihtimali var. Yani ülke giderek daha da parçalanmayla karşı karşıya kalabilir. Bunu Amerikalıların anlıyor olması tabii önemli ve anladıklarını da görüyorum.

Yani ülkenin bir ve bütün olması ama herkesin aynı zamanda can güvenliği, mal güvenliğinin olması ve çeşitli etnik, dini grupların bu noktada herhangi bir baskı altında olmaması fevkalade önemli. Bu altın oranı bulmak için tabii büyük bir gayret var. Aynı zamanda kimseye de tehdit olmamaları gerekiyor. Bu yönde de ciddi konuşmalar oldu, görüş alışverişlerinde bulunduk."

Fidan, Şeybani ve Rubio ile de görüştü...

Fidan, Suriye, ABD ve Türkiye dışişleri bakanları olarak Şeybani ve Rubio ile üçlü görüşme de yaptıklarını kaydederek, 3 ülkenin perspektifini ve nasıl daha iyi işbirliği yapabileceklerini ele aldıklarını ifade etti.

Mayısta Antalya'da da üçlü bir görüşmeye ev sahipliği yaptıklarını hatırlatan Fidan, ikincisini gerçekleştirmiş gibi olduklarını dile getirdi.

Fidan, Barrack'ın sürekli bu konuda iletişimde bulunulabilecek bir büyükelçi olması nedeniyle çalışmaların hız ve pratiklik kazandığına dikkati çekerek, "Onun da çok yoğun bir mesaisi var, özellikle Suriye konusunda. Hem Amerikan tarafıyla Suriye tarafının ilişkilerini götürmesi hem güneyde olan sorun, İsrail'e bakan kısmı, hem kuzeyde, kuzeydoğuda bize bakan kısmı, bütün bunların hepsiyle ilgili yoğun bir mesai var. Tabii öyle bir özel temsilcinin, iyi çalıştığımız bir büyükelçinin olması da bizim için ayrıca bir tabii ki önemli, kıymetli bir şey." diye konuştu.

"Türkiye olarak soykırımın durmasını, insani yardımların başlamasını bir numaralı önceliğimiz olarak görüyoruz"

Fidan, Gazze'deki ateşkes süreci ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) ele alınan karar taslağına ilişkin devam eden sürecin "fevkalade önemli" olduğunu belirterek, ilan edilen kapsamlı barış anlaşmasının ilerleyen aşamalarının hayata geçmesi için böyle bir güvenlik konseyi kararı olduğuna inanan bir grup aktörün olduğunu söyledi.

"Türkiye olarak barış planının bütün aşamalarının herkesin lehine olacak şekilde hayata geçmesini ve soykırımın durmasını, insani yardımların başlamasını bir numaralı önceliğimiz olarak görüyoruz." diyen Fidan, bu konuda yöntem farklılıklarının olabileceğine dikkati çekti.

Fidan, Türkiye'nin hassasiyetinin uygulanabilir, tecrübelerinin, endişelerinin de yansıdığı bir BMGK kararının ortaya çıkması olduğunu belirterek, şu anda tartışmaların devam ettiğini, bazı taslakların olduğunu ve bunlara görüşlerini ilettiklerini, çekincelerini de söylediklerini aktardı.

Türkiye'nin BMGK üyesi olmadığını hatırlatan Fidan, konuyu yakın olan ülkelerle konuştuklarını belirterek, aynı fikirde oldukları, beraber hareket ettikleri Gazze Temas Grubu, sekiz ülkeli grup ile bir araya gelip, görüş alışverişinde bulunduklarını söyledi.

Fidan, 3 Kasım'da İstanbul'da yapılan Gazze konulu toplantıyı hatırlatarak, toplantıda konuya ilişkin görüş alışverişinde bulunduklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Biliyorsunuz geçtiğimiz hafta biz İstanbul'da bir ev sahipliği yapmıştık. Ağırlık olarak bu maksatla yani temas grubu ve sekiz ülke grubu olarak nasıl bir görüş oluşturmalıyız? Şu anda yürüyen süreçle ilgili nelere ihtiyaç var? Uluslararası bir kararın BMGK'dan çıkacak temel parametreleri neler olmalı? Çünkü çok farklı aktörlerin farklı perspektifleri ve öncelikleri var. Yani bunları bir araya getirmeniz biraz zor olabiliyor. Bunların hepsinin bağdaşabileceği bir metin nasıl bir metin olabilir? Tabii ki herkesi yüzde yüz tatmin etmesi mümkün değil. Yani diplomasinin, uzlaşmanın doğasında bu var zaten ama barış antlaşmasının ilerleyen aşamalarda hayata geçmesini de engelleyici bir metin olmamalı. Yani bir şey yapıyorum derken bir şeyi bozmamalı.

Bu konudaki çalışmalar devam ediyor. Şu anda sessizlik sürecine sunulmuş bir metin var. Değerlendirmelerimiz devam ediyor o konuda. Arkadaşlarımızla yakından takip ediyoruz, çalışıyoruz. Ortaklarımızla konuşuyoruz. Bugün Beyaz Saray'da gün boyu yaptığım çeşitli aktörlerle görüşmelerde de, çeşitli seviyelerde konuyla ilgili görüşlerimizi dile getirme imkanımız da oldu."

Kaynak: AA

.

dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER