
İstanbul
Dinç, 26 Haziran Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığı ile Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, bugün bağımlılıkların aileleri, toplumları ve nesilleri etkileyen küresel sorun haline geldiğini, bununla mücadelede en hassas grubu ise çocukların ve gençlerin oluşturduğunu kaydetti.
Özellikle merak ve arkadaş çevresi gibi etkenlerin madde kullanımına başlama sürecinde başlıca risk faktörleri arasında yer aldığına dikkati çeken Dinç, 2023'te yayımlanan "Madde Kullanıcıları Profil Analizi 2022 Yılı Narkolog Raporu"na göre, bağımlı kişilerin yüzde 32,7'sinin madde kullanımına yalnızca merak nedeniyle başladığını aktardı.
????Dinç, bu durumun, önleyici çalışmaların erken yaşlardan itibaren duygusal, sosyal ve psikolojik alanları kapsayacak şekilde yürütülmesi gerektiğini ortaya koyduğunu ifade etti.
Bağımlılıkları tetikleyen önemli unsurlar arasında çocukların ve gençlerin yalnızlık duygusunun, ergenlikteki kendini ispat arzusunun ve merak duygusunun yattığını vurgulayan Dinç, "Çocuklarımızın bu tuzağa düşmemeleri için yalnızca dış tehditlere karşı değil, iç dünyalarında da bir direnç inşa edebilmeliyiz. Onların kalbine dokunup onları hayata karşı güçlü kılmamız gerekiyor. Çünkü bağımlılıklarla mücadelede en güçlü koruyucu unsur, güvene dayalı güçlü aile bağları. Aile içindeki sağlıklı iletişim ve güven veren bağlar, çocuklarımızın ve gençlerimizin hayata tutunma gücünü artırıyor." değerlendirmesinde bulundu.
"Ulaşılabilir, bilim temelli ve sürdürülebilir destek sunulduğunda iyileşmek mümkün"
Doç. Dr. Dinç, bağımlılıklarla mücadelede erken başvurunun ne kadar kritik olduğunu her geçen gün daha net gördüklerini belirterek, şunları aktardı:
"Sadece 2020-2024 yılları arasında YEDAM'larımıza (Yeşilay Danışmanlık Merkezi) başvuran kişilerin neredeyse yarısı, bağımlılıkları artmadan yardım almayı başardı. Bu çok kıymetli bir gelişme. YEDAM'larda düzenli danışmanlık sürecine katılanların değişimi ise çok net. Üç ay boyunca sürece sadık kalanlarda psikososyal iyileşme oranı yüzde 39'ken, bu oran bir yılın sonunda yüzde 51'e yükseliyor. Maddeyi tamamen bırakma oranları da dikkat çekici düzeyde artıyor. Bir yıl boyunca destek alan bireylerin yüzde 71'i, sürecin sonunda hiç madde kullanmadığını ifade ediyor. Bu rakamlar bize şunu gösteriyor: Ulaşılabilir, bilim temelli ve sürdürülebilir destek sunulduğunda iyileşmek mümkün."
Tüm bu sürecin temelinde ailenin olduğunu vurgulayan Dinç, "Güvene dayalı, destekleyici aile bağı bireyin danışmanlık sürecine tutunmasını, kendini ifade etmesini, yeniden ayağa kalkmasını kolaylaştırıyor. Yeşilay olarak sadece bağımlılığı değil, onu besleyen duyguları da hedef alıyoruz ve danışanlarımızın kopmuş bağlarını da iyileştirmeye çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.
"Geleceğimizi korumak için 7'den 70'e birlikte mücadele etmeliyiz"
Yeşilay Başkanı Dinç, bağımlılıklara karşı eğitim programlarından ulusal ve uluslararası kongrelere, spordan sanata kadar geniş yelpazede çok yönlü mücadele yürüttüklerini bildirdi.
Bağımlılıklarla mücadelede toplumsal sorumluluğun önemine işaret eden Dinç, şunları kaydetti:
"Gençlerimizin bu tehditle hiç tanışmaması için yürüttüğümüz önleme ve bilinçlendirme çalışmalarındaki tecrübelerimizi dünyayla paylaşıyor, gelecek nesillerimizin bağımlılıklarla hiç tanışmaması için var gücümüzle çalışıyoruz. Üniversitelerde ve liselerde gençlerimizle sık sık bir araya geliyor, 182 üniversite kulübümüzde görev alan Genç Yeşilaycılarımızla eğitimler, kamplar, kültür, sanat ve spor faaliyetleri gerçekleştiriyoruz. İçişleri Bakanlığımızla başlattığımız Bağımsızlık Seferberliği projemizle tüm toplumumuzu, genç nesillerimizi ve geleceğimizi korumak için 7'den 70'e birlikte mücadele etmeliyiz."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com