Ankara
Uzmanlar, ABD ve Güney Kore arasında nükleer enerjiyle çalışan denizaltı geliştirme konusunda yapılan anlaşmanın bölgesel yansımalarına ilişkin AA muhabirlerine açıklamalarda bulundu.
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih, Coğrafya Fakültesi Kore Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ertan Gökmen, iki ülke arasında yapılan anlaşma ile ABD-Güney Kore ilişkilerinde ABD Başkanı Donald Trump yönetiminin bakış açısını değiştirdiğini ve Güney Kore lehine farklı bir boyuta taşıdığını söyledi.
????"ABD'nin 65 yıldır nükleer işbirliği politikalarında görece temkinli veya kısıtlayıcı olduğu düşünülürse, Güney Kore'ye verdiği bu destek 'politik' olarak bir istisna ya da yeni yön olabilir. Bu gelişme ABD'nin nükleer iş birliği ve yakıt döngüsü konusundaki politikalarında bir esneme olduğunu gösteriyor, daha açık bir ifadeyle ABD sanki müttefik bir ülkeye belirli koşullarla uranyum zenginleştirme hakkı verilebileceğini kabul ediyor." diyen Gökmen, bu gelişmelerin ABD'nin bugüne kadar yürüttüğü politikalarında bir kırılma olduğu anlamına gelmediğini, zamanla bu anlaşmanın pratik olarak nasıl yansıyacağının takip edilmesi gerektiğini aktardı.
Gökmen, Güney Kore'nin nükleer enerjili denizaltı edinme planının bölgedeki askeri dengeler açısından takip edilmesi gereken bir olgu olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:
"Bunun nasıl şekilleneceği, özellikle ABD-Çin rekabeti ve Japonya'nın vereceği tepkilere bağlı olacak. Amerikan basınına göre, Kuzey Kore, nükleer başlık taşıyabilecek denizaltı projelerini yıllardır zorluyor. Ayrıca nükleer tahrikli bir denizaltı yapmaya çalıştığına dair bilgiler de var. Güney Kore'nin nükleer enerjili denizaltısı daha uzun menzilli ve kalıcı devriye ile Kuzey'in denizaltı üslerini ve füze denemelerini gizli şekilde izleyebilir. Daha hızlı konuşlanma sayesinde kriz anında erken uyarı ve karşı atak kabiliyetini artırabileceği de kesin. Bu, operasyonel dengede Güney Kore lehine bir kayma demek."
"ABD-Güney Kore güvenlik çerçevesi, Hint–Pasifik'te çok katmanlı bir güvenlik ağını daha görünür hale getirecek"
ABD ve Koreli yetkililerin, Güney Kore'nin nükleer enerjili denizaltılarının "Çin donanmasını dengelemek ve ABD'ye küresel görevlerde destek vermek" için de düşünülmesi gerektiğini açıkça söylediklerini hatırlatan Gökmen, bu girişimlerin Pekin yönetiminin daha fazla denizaltı ve anti-denizaltı yeteneğine yatırım yapması için gerekçe yaratabileceğini vurguladı.
Gökmen, Güney Kore iç kamuoyunda nükleer silah edinme konusunda yükselen bir grafiğin göze çarptığını, buna hem ABD ve hem de Güney Kore yönetimlerinin kayıtsız kalmasının da beklenemeyeceğini kaydetti.
ABD'nin Güney Kore'yi, "yalnızca Kuzey Kore'ye karşı korunacak müttefik" olarak görmediğine, Çin'in denizdeki yükselişini dengeleyecek daha büyük bir deniz stratejisinin oyuncusu olarak konumlandırdığına dikkati çeken Gökmen, şöyle devam etti:
"Tüm bu girişimler, ABD için Hint–Pasifik'te bir 'nükleer denizaltı ekseni' oluşumuna işaret ediyor. Çin'in deniz gücünü sınırlamaya dönük, denizaltı merkezli bir çevreleme halkası oluşturuluyor. Bu yeni ABD-Güney Kore güvenlik çerçevesi, Hint–Pasifik'te ABD öncülüğünde, nükleer denizaltılar ve ileri teknolojiler etrafında şekillenen, çok katmanlı bir güvenlik ağını daha görünür hale getirecektir. Bu ağ genişlerse, hem Çin'in çevrelendiği algısını güçlendirecek hem de bölgedeki diğer aktörleri 'tarafını ve konumunu yeniden tanımlamaya' zorlayacaktır."
"Komşu ülkelerde politika değişikliklerine yol açabilir"
Güney Kore Pyeongtaek Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cho Hyun-Soo, Güney Kore'nin uranyum zenginleştirme ve kullanılmış nükleer yakıtı yeniden işleme faaliyetlerinin, uzun süredir Güney Kore-ABD Nükleer Anlaşması'nın en önemli tartışma noktalarından biri olduğunu, ABD'nin son zamanlarda Güney Kore'nin uranyum zenginleştirme ve yeniden işleme faaliyetlerine esnek bir yaklaşım sergilese de bunun ABD'nin nükleer silahların yayılmasını önleme politikasında çatlak olduğunu söyleme açısından zor olduğunu söyledi.
Güney Kore'de, nükleer enerjili denizaltıların satın alınmasının uzun süredir ilgi konusu olduğunu belirten Cho, "Güney Kore'nin nükleer denizaltı inşa etme kapasitesine ulaştığına dair basında çıkan haberler, komşu ülkelerde önemli politika değişikliklerine yol açabilir ancak fiili inşa çalışmalarına başlamadan önce önemli müzakereler ve çeşitli süreçlerin tamamlanması gerektiğinden, bu aşamada Kuzeydoğu Asya'da yeni gelişmeler ortaya çıkabilir ancak şu anda nükleer silahlanma yarışını tetikleme ihtimalinı tartışmak zor." değerlendirmesinde bulundu.
Cho, ABD-Güney Kore güvenlik işbirliği için oluşturulan yeni çerçeveye ilişkin şöyle devam etti:
"Güney Kore, Japonya ve Hint-Pasifik bölgesi arasındaki güvenlik işbirliği üzerinde bir miktar etki yaratacaktır. Ancak ASEAN ülkelerinin diplomatik konularda hem ABD hem de Çin'e karşı dengeli bir diplomasi izledikleri ve diplomasi ile güvenlik işbirliğine pragmatik bir yaklaşım sergiledikleri göz önüne alındığında, dışa dönük değişikliklerin sınırlı kalması beklenmektedir."
"(Anlaşma) Doğu Asya'da deniz hakimiyeti rekabeti bağlamında askeri dengeyi önemli ölçüde değiştirebilir"
Güney Kore Far East Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Ali Can Durmaz, ABD'nin Güney Kore'ye yönelik nükleerle ilgili teknoloji işbirliğinin özellikle uranyum zenginleştirme ve yeniden işleme süreçlerine dair destek ile nükleer enerjili saldırı denizaltısı geliştirme işbirliğinin Güney Kore savunma sanayisinin yapısal dönüşümünü tetikleyebilecek nitelikte stratejik bir gelişme olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Nükleer denizaltı geliştirme sürecinin, Güney Kore'nin ileri reaktör mühendisliği, radyasyon dayanımlı alaşım ve kompozit malzemeler, yüksek verimli ısı yönetimi, ultra-sessiz tahrik sistemleri ve ileri seviye sualtı sensörleri gibi yüksek katma değerli alanlarda teknolojik atılım yapmasına katkı sağlayacağını vurgulayan Durmaz, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bu kazanımlar, Kore savunma sanayisinin dışa bağımlılığını azaltarak, uzun vadede otonom bir savunma teknoloji ekosistemi oluşturmasına yardımcı olacaktır. Güney Kore'nin nükleer enerjili saldırı denizaltısı kapasitesi, özellikle Kuzey Kore'nin denizaltından fırlatılan balistik füze kabiliyeti, Çin'in büyüyen denizaltı filosu ve Doğu Asya'da deniz hakimiyeti rekabeti bağlamında askeri dengeyi önemli ölçüde değiştirebilir. Nükleer enerjili saldırı denizaltısı, uzun süreli gölge takibi ve geniş alan gözetleme kabiliyetleri sayesinde, rakip stratejik denizaltıların faaliyetlerini sınırlandırabilir."
Durmaz, iki ülke arasındaki anlaşmayla bölgesel silahlanma yarışının, "nükleer eşik devleti" tartışmalarını ve ileri teknolojilerin güvenli yönetimi gibi risklerin dikkatle yönetilmesi gerektiğini aktardı.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com







