’’Cumhurbaşkanımızı hedef alan her şey bizi almıştır’’

Başbakan Ahmet Davutoğlu, ’’Buradan hem tüm partilere hem de kamuoyumuza seslenmek istiyorum. Cumhurbaşkanlığı makamını ve Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alan her şey bizi almıştır" şeklinde konuştu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 2015 milletvekili genel seçimlerinden sonra AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlenen grup toplantısında AK Partili vekillere seslendi. Davutoğlu, partisinin 258 milletvekiline mesajlar verdi. 7 Haziran neticelerinin millet için hayırlı olmasını temenni ettiğini belirten Davutoğlu, seçilen milletvekillerine ve seçilemeyerek listenin gerisinde kalan adaylara teşekkür etti. Davutoğlu, "Tam bir dava aşkıyla yol arkadaşlarımızı selamlıyorum, onların da aslında manen bu salonda olduğunu söylemek istiyorum" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu, "Şimdi diğer partilere bakın, diğer partilerin kısaca tutumlarına bakın. CHP, kaybettiği bir seçimi kazandım telaşı içine ve böyle bir takdime yöneldi. Kendi iç parti iç çekişmelerinin yansıması, bunu biliyoruz ama dikkat ediniz dün dahi seçimin üzerinden 10 gün geçmiş, matematiği de bozarak ’yüzde 60’lık bir blok var’ diyor Sayın Kılıçdaroğlu. Yüzde 54 şu anda meclise girmiş olan bizim dışımızdaki partilerin oy oranı. Meclis dışındaki partilerin oy oranından da kendi kesesine koyuyor. Meclis içinde birbirine benzemeyen partilerin oy oranını da kendi kesesine koyuyor. Yüzde 60’lık bloktan bahsediyor. Hani bizi kutuplaştırıcı bir söylem kullanmakla tenkit eden aydınlara kamuoyu gözlemcilerine söylüyorum. Blok nedir blok? Neyle tanımlıyorsunuz bloğu? Bundan daha kutuplaştırıcı bir dil olabilir mi? Biz, bloğuz demek karşımızda da blok var demek. CHP’nin bu yüzü bütünüyle ifşa edilmiştir. Bütün meseleleri kendi doğruları etrafında bir siyaset oluşturmak değil, bütün meseleleri AK Parti’yi bir şeklide engelleyebilecek bir yol. Çünkü, onlara gelen mesajlar böyle.
"Yine bizim daha önce kullandığımız kavramdan hareketle restorasyondan bahsediyorlar" diyen Davutoğlu, "Olağanüstü kongremizde hatırlayanlar bilir, 9 maddelik bir restorasyon çerçevesinde AK Parti ve Türkiye ile ilgili görüşlerimizi paylaşmıştım. Dün de onlar bir restorasyondan bahsediyorlar, iyi öğrenmeye başlamaları güzel de tabirleri doğru kullansınlar. Devlet makamlarına veya siyaset kurumlarına hakaret ederek, onları yıpratarak restorasyon yapılmaz. Buradan hem tüm partilere hem de kamuoyumuza seslenmek istiyorum. Cumhurbaşkanlığı makamını ve Sayın Cumhurbaşkanımızı hedef alan her şey bizi almıştır" şeklinde konuştu.

"MEŞRUİYETİN KAYNAĞI LOBİLER VEYA PERDE GERİSİNDE YAPILAN PAZARLIKLAR DEĞİL"
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Geçen sene halkın yüzde 52 oyuyla seçilen Sayın Cumhurbaşkanımızla ilgili öyle bir hava estiriliyor ki meşruiyeti tartışmaya açılmaya çalışılıyor. Meşruiyetin kaynağı millettir. Meşruiyetin kaynağı lobiler veya perde gerisinde yapılan pazarlıklar değil ve bu anlamda Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Cumhurbaşkanlığı makamının meşruiyetini tartışma konusu yapmayız. Bu makamı yıpratmaya dönük hiçbir tavra kesinlikle taviz vermeyiz. Buradan eğer bir siyasi çözüm çıkacaksa, herkes var olan anayasal sürecin dokusuna, doğasına saygı göstermelidir ve bu anayasal süreçte de hükümet kurma makamı verecek olan makam Cumhurbaşkanlığı makamıdır. Bu anlamda Cumhurbaşkanlığı makamının atacağı adımlar konusunda da herkesin siyasi ahlak ve meşruiyet sınırları içinde davranması gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyorum.

"BAŞKA PARTİLERİN NE YAPACAĞINI TAYİN ETMEK SAYIN BAHÇELİ’NİN VEYA MHP’NİN YETKİSİNDE DEĞİL"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 7 Haziran genel seçimlerinin sonuçlarının açıklanmasının ardından kullandığı ifadeleri hatırlatan Davutoğlu, "CHP bu tutumu sergilerken MHP daha ilk geceden takındığı tutumla ’Ben bu oyunun dışındayım’ dedi. MHP’ye oy veren değerli seçmenlerimiz, biz oy versin vermesin bütün seçmenlerimizin tercihi başımızın üzerindedir. Kim olursa olsun hangi partiye oy vermiş olursa olsun bütün vatandaşlarımız bizim için azizdir, hem de düşünceleri her an bizim tarafımızdan dikkatle takip edilecek bu ülkenin aziz vatandaşlarıdır. Burada dikkat ediniz herhalde MHP seçmeni sen MHP’ye sen oyunun dışında kalırsın diye oy vermedi. Daha ilk geceden kapıları kapatmak, hani CHP’nin bloklaştırıcı tutumu, MHP’nin kapıları kapatan tutumu ile karşı karşıyayız. Yine, burada son 10 gün içinde gelen mesajlar. MHP’den gelen mesajlar da başka partilerin ne yapması gerektiği üzerine yorumlar yapılıyor. Burada duymak istediği siz ne yapmak istiyorsunuz? Başka partilerin ne yapacağını tayin etmek Sayın Bahçeli’nin veya MHP’nin yetkisinde değil. Kendi tutumlarını açık şekilde ortaya koysunlar" ifadelerini kullandı.
"1999 seçimlerindeki tutumları ve daha sonraki tavırlarına bakıldığında MHP’nin iç muhasebe yapacağına dair ümidimi korumak istiyorum" diyen Davutoğlu, "Kendi içlerinde mutlaka CHP, MHP onlar da istişarelerini yapmak durumundalar. 7 Haziran seçimlerini kendi perspektifleri ve sadece partinin çıkarları açısından değil, milletin ne söylemek istediğini anlamak bakımından önemli. HDP ise daha vahim bir tablo ortaya koydu. 7 Haziran’da seçimin yurtiçinde, yurtdışında galibi ilan edildiler. Nasıl oluyorsa, yüzde 13’le seçimin galibi olmak. Matematiksel olarak, siyasal olarak nasıl olduğu tartışılır. Şimdi, sınav vaktidir. Siz, Sayın Demirtaş’tan o günden bugüne artık biz bu seçimlerden galip çıktık, biz öyle görmüyoruz ama öyle varsayıldığı için ’Bu silahları gömme vaktidir’ dediğini duydunuz mu? Artık demokrasi, meşruiyet içinde kalmalıyız şiddet ve teröre karşıyız’ dediğini duydunuz mu? Milletimize sesleniyorum. İyi niyetle ve özgürlükçü olduğu düşüncesiyle HDP’ye oy vermiş seçmenlerin, siz silah için mi, terörün devamı, şiddet için mi oy verdiniz, yoksa Ankara’da meşru bir siyaset için mi oy verdiniz? Karşılaştığınız her HDP’liye bunu sorun. Ya silah ya demokrasi. Bir taraftan demokrasinin bütün imkanlarını kullanacaksınız diğer taraftan da silahlı baskının her türlüsünü yapacaksınız. Türkiye’nin seçim sonrası kamu düzenini temin etmek ve herhangi bir şekilde Türkiye’nin koalisyon senaryoları içinde bir krize yönelebileceğini düşünen bazı çevrelere fırsat verilmemesi açısından da her türlü tedbirin alınması talimatını verdik" açıklamasında bulundu.

"BİR SANİYE DAHİ YÖNETİM BOŞLUĞUNA İZİN VERMEYİZ"
Davutoğlu, "Biz hükümet sorumluluğu içinde son anımıza kadar, biz de son ana kadar hükümet olmanın gereğini yaparız aziz milletimiz o anda rahat olsun. Bir saniye dahi yönetim boşluğuna izin vermeyiz. Taviz vermeyeceğimiz ahlaki ilkelerimizi vurguladık, onlara çağrımızda rövanşist bir siyasi söylem geliştirirseniz altında kalırsınız. ’Önce rövanş alalım, sonra siyaseti yapalım’ demeye başlarsanız, bunun altında kalırsınız. Bizim devrimiz, devri sabık yaratılacak bir devir değil aksine milli gelirin dört misli arttığı, Türkiye’nin hasta adam vasfından çıkıp dünyada iddialı bir şekilde durduğu aydınlık dönemdir. Ne muhasebe yapmak isterseniz bu muhasebeyi yapmaya hazırız. Hiçbir şekilde herhangi bir muhasebeden kaçınmadık, herhangi bir hesaplaşmadan da kaçınmayız. Bizi böyle bir hesaplaşmaya davet eden veya edecek olanlar son 13 yıl içinde milletimizin elde ettiği kazanımlara bir baksınlar" dedi.

"HODRİ MEYDAN"
"28 Şubat veya 12 Eylül şartlarının bir daha olmayacak şekilde haklarını kullandıkları özgürlük ortamını, işkencenin sıfırlandığı karakollarımızı hatırlasınlar, varsa bir hesaplaşma hodri meydan millet bu hesabı görür. ’Önce hesaplaşma sonra helalleşme diye bir tabiri ortaya atanlar’, millet hesabı gördüğü için bütün bu saldırılara 7 düvelin yüklenmesine rağmen bizi birinci parti yaptı ve sorumluluğu bize verdi. Biz bu sorumluluktan hiçbir zaman kaçmadık, kaçmayız. Hesaplaşmaksa buna da hazırız. Helalleşmek ise buna dünden hazırız. Bizim kimseye rövanş nazarıyla bakmamız söz konusu değil. Bize gelene de ’niçin geldin’ diye siper çekmemiz de söz konusu değil.Bu ülkenin her bir siyasi partisini bu ülkenin asli unsuru olarak görürüz, kapımızı açık tutarız, gönlümüzü açık tutarız. Gelen buyursun gelsin ama o gönüle girmenin de belli ahlaki ilkeleri ve temel prensipleri olduğunu da herkes bilmeli. Bizimle koalisyon kurmaya niyet edecek olanlar ya da bu düşünce içinde olanlara ilk çağrımız yumruklarını çözsünler, silahlarını gömsünler, baltalarını gömsünler. Yani yumrukla sahaya çıkıp sonra da tokalaşmak, koalisyon nihayet tokalaşmadır bu anlamda, yumrukla tokalaşılmaz. Yumruklarınızı çözün bu ülkenin geleceğini konuşalım, baltalarınızı gömün savaş baltalarınızı gömün, rövanşist tutumlarınızı, her şeyi sizinle konuşalım ama yumrukla bizi diz çöktüreceğinizi zannediyorsanız bunu deneyen çok oldu siz de başaramazsınız. Dış çevrelerden, içeriden gelen tehditlere nasıl direndiğimiz milletimiz de tarih de bütün karde, halk da bilir. Sizler 22., 23., 24. dönemden sonra sizler 25. dönemde yeni bir ’Bismillah’ ile yola çıkıyorsunuz. ilk defa tek başına iktidar olmamanın sancılarını belki birlikte yaşayacağız. bu sancılar yol sancılarıdır, Yeni Türkiye’nin doğumu kolay olmayacak bu anlaşılıyor ama kim ne yaparsa yapsın yeni Türkiye doğacak. Allah bu doğum sancılarını hayra tebdil eylesin. Doğumu geciktirmeden, hep beraber yeni küresel büyük Türkiye’yi inşa etme konusunda bu onurlu görevi yapmayı bize nasip eylesin."
(İHA)