MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Diyanet İşleri Başkanı’na dini lider demek, bir defa İslam’ın mesaj ve ruhuyla taban tabana zıttır. Kararnameli dini lider nerede görülmüştür? Bir Başbakan’a bağlı dini lider nasıl olacaktır? Maaşlı çalışan dini lidere nerede rastlanmıştır?” dedi.
Giresun ve
Rize mitinginin
ardından Trabzon Atatürk Alanı’nda Trabzonlulara hitap eden
Bahçeli konuşmasına “Trabzon’da, bu
muhteşem tabloyla karşılaşmaktan son
derece bahtiyarım. Bugün
Karadeniz hakikaten çırpınıyor, göğsümüzü kabartıyor. Trabzon adeta deniz
gibi dalgalanıyor, sevdalısına kucak açıyor” diyerek başladı.
12
yıl 6 ay 11 gündür süren
AK Parti iktidarının 11 gün
sonra noktalanacağını iddia eden Bahçeli, “Sıkıntılarınızın son bulacağı, tazelenmiş ve yenilenmiş milli iradenin tecelli edeceği genel
seçimlere sayılı günler kalmıştır.
Türk milleti 7
Haziran günü sandığa giderek kaderine ve geleceğine
sahip çıkacaktır. Çok şükür, 11 gün sonra Türkiye’de, Trabzon’da, Karadeniz’de huzura kavuşacaktır. Trabzon sırtındaki kamburu nihayet atacaktır” ifadelerini kullandı.
“Trabzonlu Kolbastı’yı bile huzurla oynayamıyor.
Hamsi para etmiyor” diyen Bahçeli, “Fındık
üreticisi şikayetçi, dert küpü.
İşte Türkiye’nin gerçeği budur, işte Trabzon’un acı manzarası bundan ibaret.
Erdoğan ve Davutoğlu bu gerçeklerle yüzleşmekten sürekli kaçıyorlar. Sanal sorunların
peşinde koşuyorlar.
Sahte mağduriyetlerden medet umuyorlar.
Gerçek mağdurun Trabzon sokaklarında, kahvelerinde, mahallelerinde
olduğunu görmüyorlar, görmek istemiyorlar” şeklinde konuştu.
Bahçeli, Türkiye’nin ne
kadar sorunu varsa Trabzonlunun bunun en ağırını yaşadığına dikkat çekerek, “Trabzon buhranın en derinine katlanmaktadır. Peki, Trabzon’un sıkıntıları niye daha fazladır? Niçin Trabzonlu büyük mağduriyet içindedir? AKP Trabzon’dan intikam almaya çalışıyor da ondan. Başbakan, Trabzonluya tepkili de bunun için. Trabzonlular, Karadenizliler sizlerle övünüyorum. Baskılara boyun eğmediniz, yalanlara kanmadınız, hakkınızı aradınız, dik durdunuz, sözünüzü esirgemediniz…Hüseyin
Avni Aker’den yükselen
coşku ve heyecanlı sesi,
vatan ve millet yolunda da ispatlayacaksınız. Zira Trabzon’a yakışacak budur” diye konuştu.
"İSLAM’DA RUHBAN SINIFI YOKTUR"
“Hamsiyi siz tuttunuz, onlar çaldılar. Fındığı siz ürettiniz, onlar
ayakkabı kutularına aşırdılar” diyen Bahçeli, şunları kaydetti:
“Siz çalıştınız, onlar götürdüler. Siz emek verdiniz, onlar soydular. Siz çile çektiniz, onlar haram saltanatı sürdüler. Kamudaki araçlara harcanan 3
milyar 300 milyar liraya çerez parası derken hiç utanmadılar.
Diyanet İşleri Başkanı’na yüz
binlerce liralık
lüks ve
zırhlı araç hediye ederken, ne var bunda dediler, hiç pişmanlık duymadılar. Duydunuz
değil mi, Erdoğan,
Diyanet İşleri Başkanı’na şimdi de
özel uçak tahsis edecekmiş. Sanki babadan
kalma mirasından, sanki bankadaki milyar dolarlarından
hayır yapıyor. Erdoğan haklı eleştirileri, ‘Vatikan’a niye bakmazlar, Vatikan’da dini liderin özel
uçağı var, özel araçları var, zırhlı araçları var. Niye
bunları görmüyorsunuz?’ sözleriyle geçiştirmeye kalkışmıştır. Ve devamla şöyle demiştir: ‘Vatikan’da
yapı bu olacak, bizim dini liderimiz tarifeli uçakla
seyahat edecek. Bunlar
için çok da
önemli değil, ama
bizim için önemli’ Vicdanen Cumhurbaşkanlığından düşmüş olan 17-25 Erdoğan bu sözleriyle defalarca pot kırmış,
yanlış üstüne yanlış konuşmuştur. Helal kazanç,
helal lokma gibi derdi
olmayan Erdoğan’ın, Trabzonlu’nun nafakasını har vurup harman savurması affedilmeyecek hatadır. Erdoğan Vatikan’da var biz de niye yok demektedir. İlk olarak,
Vatikan dün bir
açıklama yapmış, ne geçmişte ne de bugün, Papa’nın özel uçağı veya
helikopteri olmadığını duyurmuştur. Vatikan’ın lüks araçlara mesafeli tutumu bilinmekle birlikte, Erdoğan’ın
yakın ilişki
içinde olduğu Papa’nın yurtdışı seyahatlerini tarifeli uçaklarla yaptığı ileri sürülmüştür. Erdoğan,
yüzü kızarmadan söylediği yalanının
üstünden iki gün geçtikten sonra suçüstü yakalanmıştır. İkinci olarak, Papa’yla Diyanet İşleri Başkanı’nı mukayese
etmek hangi aklın ürünüdür? İslam’da ruhban sınıfı yoktur. İmtiyazlı, ayrıcalıklı din
adamı statüsü de hiç kimse için söz
konusu olamayacaktır. Bir Müslüman, iradesini, aklını kalbini ve vicdanını kendisi gibi beşer olan
ölümlü bir şahsa ön şartsız devredemeyecektir. Şu anki Diyanet İşleri Başkanı’nın geçmişte yaptığı bir konuşması da aynen
buna işaret etmektedir. O halde, Papalıkla Diyanet İşleri Başkanı’nı terazinin iki ayrı kefesine koyup kıyaslamak ya cehalet
ya da fitneciliktir. Diyanet İşleri Başkanı’na dini lider demek, bir defa İslam’ın mesaj ve ruhuyla taban tabana zıttır. Kararnameli dini lider nerede görülmüştür? Bir Başbakan’a bağlı dini lider nasıl olacaktır? Maaşlı çalışan dini lidere nerede rastlanmıştır? İslam’da ruhban sınıfı
tesis etme sinsiliği neye ve hangi alçak emellere hizmettir? Erdoğan
Müslüman Türk milletini ne zannetmektedir? Diyanet İşleri
Başkanı derhal bunlara
cevap vermelidir. Kendisine dini lider denilmesini, Papayla
aynı çerçevede değerlendirilmesini çok acil aydınlığa kavuşturmalı, fikrini paylaşmalıdır. Geçtiğimiz yıllardaki bir konuşmasında; ‘Devlet malının dokunulmazlığı ve
manevi mesuliyet, en az özel mülk kadar dinen ve manen
hassas bir konudur’ diyen Diyanet İşleri Başkanı inançlarımıza sürülen
kara lekeye
karşı tavır almalıdır.”
PROJELERİNİ SIRALADI
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Trabzon’da verdiği müjdelere de değinen Bahçeli, şunları söyledi:
“Geçtiğimiz günlerde Trabzon’a gelmiş,
yeni bir şey söylememiş, bilinenleri yalnızca tekrar etmiştir. Davutoğlu’nun
vaat ettiği Trabzon
Güney Çevre Yolu
Projesi MHP’nin projesidir. MHP iktidarında
proje ihalesi yapılmış ve bundan 13 yıl önce yapıma hazır
hale getirilmiştir. Bu güzide proje AKP tarafından tam 13 yıldır tozlu raflarda bekletilmiştir. Davutoğlu’nun bu zamana kadar
aklı neredeydi, nelerle uğraşıyordu? Güney Çevre Yolu’nu tamamlamak inşallah bize nasip olacaktır. Yıllar
yılı ödenek sıkıntısı
nedeniyle ağır aksak ilerleyen Karadeniz
Sahil Yolu’nun
önünü de MHP açmıştır…AKP iktidarının tam 3 seçimdir, Trabzon’u oyaladığı ve
bir türlü bitirip hizmete açamadığı
Akyazı Projesi Trabzon’a bir lütuf değildir. Trabzon’a ve Trabzonspor’a anasının ak
sütü gibi helaldir. Çünkü Trabzon Akyazı’yı almak için büyük bedeller ödemiştir.
Hüseyin Avni Aker Stadı,
hemen yanıbaşındaki
Yavuz Selim Stadı, 19
Mayıs Kapalı
Spor Salonu, Orman Misafirhanesi, Trabzon Otobüs Terminali ve
Akçaabat Fatih Stadı Trabzon’un elinden alınmıştır. Karşılığında da Akyazı Stadı’nın mülkiyeti Trabzonspor’a verilmemiş,
sadece tahsis edilmiştir. İnşallah iktidarımızda, Akyazı Projesi için Trabzon’dan alınanlar Trabzon’a geri verilecektir. Ve Akyazı Projesi için
dolgu yapılan alanın
bütün geliri de Trabzonspor’a tahsis edilecektir. Trabzon ulaşımda sahip olduğu elverişli konumunu değerlendirmeli, demiryolu hatlarıyla da
ulaşım sistemi güçlendirilmelidir. Bu bakımdan
Yatırım Programı’nda yer alan Erzincan-Gümüşhane-Tirebolu-Trabzon
Demiryolu Projesi’ni de önemsiyor ve elbette olumlu buluyoruz. Ancak, biz MHP
olarak Trabzon’a, Karadeniz’e ve Türkiye’ye bir proje daha sunmak istiyoruz. Samsun-Trabzon-Hopa-Batum Demiryolu Projesi’ni Trabzon, Karadeniz
ve Türkiye için çok daha verimli ve yararlı bir proje olarak değerlendiriyoruz. Bu projenin bir ucu Bakü’ye, bir ucu da Almatı’ya uzanacaktır. Bu proje bilim adamlarımızın, çeşitli
sivil toplum kuruluşlarımızın da önerdikleri Demir İpekyolu Projesi’dir. Demir İpekyolu Projesi ile Türkiye, Trabzon
üzerinden Avrasya ve
Türk Dünyası ile
barış ve işbirliği zemininde bütünleşecektir. Demir İpekyolu Projesi ile kıtalar, Trabzon ve Karadeniz üzerinden birleşecektir. Trabzon küllerinden
yeniden doğacaktır. Trabzon Karadeniz’in iş ve aş üreten kutup yıldızı olacaktır.”