İstanbul
Norton, "ReOrient: Critical Muslim Studies" dergisince 26-30 Mayıs'ta "Direnişi Yeniden Yönlendirmek" temasıyla bu yıl ilk kez İstanbul'da düzenlenen ve dünyanın dört bir yanından akademisyen ile araştırmacıları bir araya getiren yaz okulu kapsamında,
değerlendirmelerde bulundu.
Profesör Norton, Gazze'de yaşananların yalnızca bölgeyle sınırlı kalmadığına, dünya genelinde demokratik talepleri yeniden canlandırdığına işaret ederek, "ABD ve başka yerlerde, daha önce hiç görmediğimiz bir otoriterlikle karşı karşıyayız ancak bunlar şimdi kamp kuran öğrenciler ve sokaklarda protesto eden insanlar tarafından sorgulanıyor. Bunun sonucunda güçlü ve özgürleştirici bir şeylerin ortaya çıkacağını umuyorum." ifadelerini kullandı.
Ülkesi ABD'nin Gazze'de yaşanan trajedideki payının büyük utanç kaynağı olduğunu söyleyen Norton, "Aynı zamanda bence, dünyadaki Müslümanlar ve benim için camilerin, hastanelerin, okulların yıkıldığı Gazze'deki insanların kararlılığında, özgürlük arayışlarında ve acımasız askeri güce karşı koyma yeteneklerinde düşünülmesi gereken çok şey var." diye konuştu.
Filistin meselesinin, dünya genelinde politik tutumları ve gençliğin siyasi bilincini etkilediğini vurgulayan Norton, "Öğrenciler okuyor, araştırıyor ve Batı merkezli anlatıların dışındaki kaynaklara yöneliyor. Yayınlar ve alternatif medya onlara hem Filistin'i hem de kendi hayatlarını düşünme gücü veriyor." değerlendirmesinde bulundu.
Norton, medya üzerindeki baskıların da özellikle Batı'da hissedildiğini belirterek, "Batı medyası, Filistin yanlısı seslere yer vermekte isteksiz ancak insanlar alternatif mecralar buluyor. Yorum köşelerinde halk, ana akım anlatılara karşı ses çıkarıyor." dedi.
Sanat dünyasının Filistin meselesine desteğine de değinen Norton, sanatçılar ve müzisyenlerin de Filistin için seslerini yükselttiği kampüs eylemi hakkında yapılan rap müziklerin, medyada yer bulduğunda daha büyük kitlelere ulaşabildiğini kaydetti.
ABD'de otoriter eğilim artıyor
ABD'de yaşanan otoriter eğilimlere işaret eden Norton "Trump, bir kral gibi davranmak istiyor. Oysa Amerikan halkı ve Müslümanlar 'Krallara hayır.' der. Ama Trump'ın destekçileri, özgürlük yerine tahakküm istiyor. Bu durum yalnızca Müslümanlara değil, Filistin destekçilerine, kadınlara, emekçilere de yönelmiş bir susturma girişimi." diye konuştu.
Norton, ABD'deki Müslüman öğrencilerin ve araştırmacıların baskı altında olduğunu vurgulayarak, "Öğrenciler korkuyor. Sadece Türkiye'ye gelmekten değil, ABD'de yaşamaktan da korkuyorlar. Onlara ev adresimi ve telefon numaramı veriyorum, ihtiyaçları olursa bana gelebilsinler diye." ifadelerini kullandı.
Georgetown Üniversitesinde Müslüman-Hristiyan anlayış üzerine çalışan bir merkezde görev yaptığını belirten Norton, merkezdeki bir araştırmacının keyfi gözaltına alındığını ve Louisiana'da özel bir mahkemeye çıkarıldığını aktararak, "Bu süreçte kar amacı güden cezaevlerinde tutuluyorlar. Bu durumun kendisi bile başlı başına utanç verici." dedi.
Norton, Amerikan toplumunun geçmişte Müslümanlara yönelik daha olumlu bakış açısına sahip olduğunu söyleyerek, "Thomas Jefferson, Kur'an okurdu. 19. yüzyılda bir Amerikan kasabasına, Cezayirli direnişçi Abdülkadir'in adı verildi. Müslüman karşıtı söylemler geç geldi, özellikle 1967 sonrası dönemde ABD'nin İsrail'le özdeşleşmesiyle arttı." diye konuştu.
"Filistin meselesi, demokrasi ve özgürlük talepleriyle doğrudan bağlantılı"
Filistin meselesinin, demokrasi ve özgürlük talepleriyle doğrudan bağlantılı olduğuna işaret eden Norton, "Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi'nde, halkın özgürlüğünü koruma ve gerektiğinde isyan etme hakkı vardır. Filistin halkının mücadelesi bu hakkın en açık örneklerinden biridir." değerlendirmesinde bulundu.
Trump yönetiminin üniversitelerdeki Filistin destekçisi etkinlikleri hedef aldığını kaydeden Norton, ekim ayında katıldığı edebiyat etkinliği Filistin Hakları Konferansı'nı örnek gösterdi. Norton, çocuk kitapları, yüz boyama ve aile etkinliklerine yer verilen konferansın, "terör etkinliği" olarak hedef gösterildiğini söyledi.
ABD'nin uluslararası imajındaki değişimi yorumlayan Norton, "Eskiden özgürlükler ülkesi olarak görülen Amerika, artık otoriterliğin simgesi gibi algılanıyor. Ve bu sadece bir algı değil, gerçek. Ama halk bu duruma sessiz kalmayacak." dedi.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com
