USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

'Yıl 2019' birlikte yaşama kültürüne bir adım daha yaklaşıyoruz…

01-07-2019

Din üzerinden ulusun parçalanması Hak mıdır?

:

23 Haziran 2019 İstanbul B.B. seçimlerinin ardından, ikinci defa Büyükşehir Belediye seçimini kaybeden Binali Yıldırım olmasına rağmen, Sanki Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a karşı savaş açılmış da açılan bu savaşta Türk milleti, Batılı düşmanların da desteğini alarak, vatana ihanet etmişler gibi göstermeye çalışmak kabaca cahilliktir, acizliktir, ulusun bölünmesini tetikleyecek dinamitlerin döşenmesi demektir. 

Bu gerçeği doğru okumak gerekirse; “Siyasi hırsları ve ekonomik rantları için sınır tanımazca davrananların afişe edildiği gün” şeklinde okumak en doğrusu olacaktır.

Kendilerini “Osmanlı’nın torunları” olarak gösterenler, daha Fatih Sultan Mehmet Han’ın Doğu Roma’yı fethederek İstanbul’u almasıyla birlikte, İstanbul’da yaşayanlara yönelik kurduğu cümleyi anlayamamış olmaları da hayret verici bir durumdur.

“Yıl 1453” Fatih Sultan Mehmet Han diyor ki; 

“BEN SADECE MÜSLÜMANLARIN HALİFESİ DEĞİLİM, AYNI ZAMANDA (KEİSER AL-RUM) RUMLARIN DA KIRALIYIM!..”

Böyle diyerek tarihe not düşmesinin arka planını kavrayabilmek, biat ederek aklını teslim edip, ipotek koyduranların değil, aklını kullanarak Fatih’i anlamaya çalışanların kavrayabileceği bir durum olarak görmek gerekmektedir.

Kabul edelim veya etmeyelim, Türklüğün üzerine ölü toprağı misali serpilen ve karabasan gibi çökmüş olan bu Araplaştırma projesi tersine çevirilmiştir. 

Dikkat edilmesi gereken en önemli konu şu olmalıdır aslında;

Cumhurbaşkanı’nın etrafını sarmış olan bu menfaat odaklı kariyerist tayfa, tüm güzel kazanımların üzerine çöreklenmektedir. Lakin kayıp ve zararlar için hesap verilmesi gerektiği noktada ise tüm sorumluluğu Cumhurbaşkanı’nın boynuna atarak kendi kirli ellerini yıkamakta  ve masum rolünü de çok iyi oynamaktadırlar.

Bu durum, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nı AİT OLDUĞU ULUSUNDAN kopartmakla birlikte, tek başına herşeye yetişmesi mümkün olmayan Cumhurbaşkanı’nı da ulusunun gözünde “tek sorumlu” konumuna getirmektedir.

Tezgâh nasıl; mükemmel değil mi?

Gelinen son aşamada Cumhurbaşkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi, birlikte ve eşgüdümlü olarak çalışmak durumundadırlar. Çünkü “AKP’liler” olarak bildiğimiz kirli ilişkilere sahip güruhun temizlenmesi sadece ve sadece Cumhuriyetin Kurucu Partisi olan Cumhuriyet Halk Partisi’nin vereceği destek ile mümkün olacaktır.

Yüce İslam dinini kullanarak rantlarına rant katanların dönemi kapanmıştır.

Yüce İslam dini, yine yüce Türk milleti tarafından korunup kollanarak hak ettiği mertebeye taşınmasıyla birlikte, suistimal edilmesinin önüne aşılmaz bir set olarak duracaktır.

.

Ali Karani, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @KARANIAli , @dikgazete

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?