USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Uluslaşmak, devlette denge ve balansı inşa edebilmektir!

07-05-2019

Ulusun temsiliyet hakkının teslim edildiği “Devlet” ve yapıları, balans üzerine kurgulanmak ve devam ettirilmek zorundadır.

Tüm dünyayı üzerimize güldürmek de var” diyerek bir giriş yapalım.

Düşünün ki; bir futbol karşılaşmasında, sadece bir futbolcu, tüm maç boyunca bireysel olarak top koştursun ve sadece kendi kişisel yeteneklerini seyirciye gösterebilmek için bireysel oynayarak çaba harcasın.

Ortaya nasıl bir görüntü çıkar ve sonuç ne olur; hayal etmek çok da zor olmasa gerek!

Futbol, temel itibari ile takım oyunudur. Tüm futbolcuların kendi mevkileri vardır ve her mevkinin kendi oyun stratejisi ve yapılması gereken görevleri vardır.

Herkes üzerine düşen görevi, hakkı ile yaparsa hem oyunda bir ahenk olur hem de maçı izleyen seyirciler, tüm takımı takdir ederek, oyundan zevk alır. 

Burada yenilmek veya galip gelmek, maçtan zevk almanın önüne geçemez. Önemli olan, seyircinin izlemeye geldiği maç sonrası, keyifle evine geri dönmesidir.

Tüm dünyanın gıpta ile baktığı şehrimiz İstanbul… 

Ve…

2019 yerel seçimleri üzerinden devletin itibarsızlaştırılmak istenmesini nasıl okuyabiliriz!

Ulus, kendi görevini hakkı ile yaparak sandığa gitmiş, seçime yüksek katılım sayesinde vatanına sahip çıktığı mesajını dünyaya ilan etmiştir.

Kadim köklerinden beslenen bu ulus, sürekli olarak aşağılanmış ve “Yüzde X’i aptaldır” deme yüzsüzlüğünü gösterenlere rağmen, dengeyi kurmayı da her seçimde verdiği oylar sayesinde gerçekleştirmiştir.

Lakin gel gör ki, bu balansın kurulması mesajını anlamamakta ısrar eden hangi takımdan olursa olsun, bir takım “İdare(siz)ciler”, hala ayak diretmekte ve tüm dünyanın tribünlerde oturarak, düşürüldüğümüz gülünç durumu zevkle kahkahalar atarak izlemelerini gör(e)memektedirler.

Gelinen şu son durumda dahi, seçim sonuçlarını bir göz önüne getirelim; genel olarak hemen hemen her belediyede, “Bir taraf”tan Başkan var iken “Diğer taraf”tan Meclis çoğunluğu vardır.

Devlette senkronizasyon (uyumlu çalışma), olmazsa olmazdır.

Ulusun görev tevdi ettiği her bir bireyin farkına varması gereken gerçeklik ise getirildiği makamın seviyesi değil, o makamın işlevini sağlıklı şekilde işletmek olmalıdır.

Devlette balans, sadece uyumlu şekilde çalışmalar yapılarak gerçekleştirilebilir.

Aksi takdirde, tüm dünyanın bizlere gülmesi ile birlikte, “Devletimiz”in itibarsızlaştırılmasını da kendi şahsi çıkarlarımızın peşinden koşarken, kendi ellerimiz ile gerçekleştirmemiz söz konusu olacaktır.

Bizler, yek vücut olmayı başarmış koca bir ULUS’uz. Bu başarıya, siyasi hırslar yüzünden gölge düşürmeye kimsenin hakkı yoktur.

Bu toprakların her bir ferdi, geçmişte yaptığı gibi; 

Fatih Sultan Mehmet han, Doğu Roma’yı fethettiğinde; “Ben sadece Müslümanların halifesi değil, aynı zamanda Rumların da kralıyım.”

Mustafa Kemal Atatürk, Cumhuriyeti kurduğunda; “Yurtta sulh, Cihanda sulh” şifreleri ile hareket etmektedir.

ULUS, BUGÜN DE DÜNYAYA İLAN ETMİŞTİR Kİ;

Bu toprakların devlet anlayışı, her zaman balans ve denge üzerine inşaa edilegelmiştir.

Bu topraklar, geçmişten bu yana herkesin kendisini ifade edebildiği bir sistem ile yönetilmiştir ve böyle de devam edecektir.

Tüm insanlığın muhtaç olduğu bu anlayış ve sistematiğin itibarsızlaştırılmasına göz yummamak artık elzem olmuştur.

KENDİNİZE GELİN!..

Aynı takımdayız!.. İzleyen de oynayan da herkes ve bütün taraflar kendine gelmeli!..

.

Ali Karani, dikGAZETE.com

Twitter'da bizi takip edin: @KARANIAli , @dikgazete

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?