
Safer, Sefer, Zafer; Türkiye Birleşik Devletleri
Cumhur İttifakı, Türkiye Siyaset Tarihinde kısa aralıklarla birçok sayfaya imza atarak; Türkiye’nin en az gelecek elli belki de yüzyılına damga vurmuş oldu.
‘Türkiye Ekseni’, ‘Türkiye Yüzyılı’ ve şimdi ‘Terörsüz Türkiye’.
Cumhur İttifakı’nın inisiyatifiyle PKK Çatı Terör Örgütüne silah bırakma çağrısı, günün şartları gereği karşılık buldu.
Terörsüz Türkiye’nin temelinde Cumhur İttifakı olsa da artık devletin literatürüne girdi; yani sürecin işleyişi ile ilgili bir takım hukuki uygulamalar kanunlaştırılacak.
En üst düzey Güvenlik Bürokratlarından biri olan MİT Başkanı İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın nezdinde; Terörsüz Türkiye sürecinin kurumsal liderliğini yapıyor. MİT Başkanı İbrahim Kalın, görevi gereği birtakım bilgilere sahip olmakla birlikte; taraflara ayrıca güven telkin ediyor.
Devlet, bu süreci kazasız belasız atlatmak için gayet titiz davranacak.
MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın, partileri ziyaretleriyle, sürecin çerçevesi de daha netleşti. Terör örgütü, sahada silah bırakmaya başladı. Suriye ve Irak başta olmak üzere geniş bir coğrafyada adım adım mıntıka temizliği yapılacak.
Önce, Türkiye sınırına yakın bölgede silah teslim süreci başlatıldı. Türk Silahlı Kuvvetleri personeli, silahları teslim alarak; kayda geçirip imha edecek.
Türk Ceza Kanunu’na geçici maddeler eklenerek; teröristlerin suç durumu tespit edilerek Türkiye’ye kabulleri sağlanacak. Tabii bir de Avrupa’daki sivil yapılanmalar da gözden geçirilecek.
Kurulacak Siyasi Komisyonun acele etmeden; adil bir çerçevede çalışması gerekir.
Yeni bir Diriliş ve Medeniyet Tasavvuru şekilleniyor.
Türkiye, küresel ve bölgesel çatışmalarda Arabuluculuk tutumunu sürdürüyor. Rusya- Ukrayna Savaşının sonlandırılması için Türkiye’nin gösterdiği yoğun diplomasi faaliyetleri ortada.
Türkiye, bir imaj peşinde değil. Jeopolitik dengeleri gözeterek; krizlerin tetiklediği fay hatlarında biriken negatif enerjinin boşaltılması için uğraşıyor.
İstanbul’da gerçekleştirilen en son barış görüşmesinde liderler bazındaki bir toplantının tertibi için çok ilerleme sağlanamasa da masada esir takasının kabul görmesi sonucunda yüzlerce savaş esirinin serbest bırakılması; Rusya ve Ukrayna için büyük bir başarı. İnsani durumun getirdiği müspet gelişme; barış masasının kurulmasını hızlandırır.
Türkiye; Doğu Avrupa, Balkanlar, Kafkasya, Karadeniz ve Ortadoğu’da istikrarın temsilcisi.
Ukrayna-Rusya Savaşında sürekli barışı istediğini vurgulayan ABD/ Trump’ın aksine Türkiye hem Rusya hem de Ukrayna ile görüşebilme becerisini gösterdi.
Bölgesel/Küresel İstanbul Güvenlik İnşa Modeli geliştirildi.
Dikkat edilirse Lozan, Cenevre, Nev York gibi barış görüşmelerinin yapıldığı tarihi birikime sahip şehirler eski vasfını kısmen de olsa yitirdi.
İstanbul, barış görüşmelerinin sürdürüldüğü Küresel bir merkeze dönüşüyor. Bu durum, Türkiye’nin gücünü yansıtıyor. Batılı Küresel Güçlerin devre dışı bırakıldığı İstanbul, daha geniş Barış Görüşme Platformlarına ev sahipliği yapacak.
Türkiye, diplomatik manevra kabiliyeti ile Uluslararası Barış Görüşmeleri için yegâne ülke konumuna yaklaşıyor.
Barış görüşmeleri, orta ve uzun vadede seyreden bir süreç. Olumlu ihtimallerin gözetilmesi, çözülen meseleler için sürecin doğru yönetimi ile siyasi iradenin tutumu; güven inşasını destekleyecektir.
Esed Rejimi, 2015’de yaptığı anlaşma çerçevesinde Rusya’yı Suriye’ye davet etmişti. Suriye’de mevcut üsleri olan Rusya’nın Suriye İç Savaşına dahil olması sivil halk için kötü sonuçlanmıştı.
Ahmet Şara liderliğindeki Suriye, şimdi Türkiye’den askeri olarak yardım istedi. Yıl 2025, Türkiye zaten siyasi ve ekonomik olarak Suriye lehine bu bölgede. Türkiye, uluslararası hukuk çerçevesinde askeri olarak da bölgeye müdahale edebilecek. Bu durum Terör devleti İsrail’in ve Batılı Güçlerin, Ortadoğu’yu parçalama projesini çöpe atacak.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da söylediği gibi Türkiye, Ortadoğu’da şiddet kullanılarak bölme ve istikrarsızlaştırma çalışmalarına karşı ‘Doğrudan Müdahale’ edecek.
Neticede Lozan ve Sevr’in ‘Ortadoğu’su haritadan silinecek.
Haritada sadece Ortadoğu değil; Balkanlar ve Kafkasya’nın merkezinde Büyük Türkiye Devleti yer alacak.
Adına ne derseniz deyin; yeni bir bölgesel ittifak kuruluyor:
Türkiye Birleşik Devletleri!
Türkiye’nin mevcut anayasası dar geliyor; bu sebeple resetlenecek/ sıfırlanacak daha kapsamlı bir anayasa kabul görecek.
“Türkiye; büyüme, zenginleşme ve genişleme sürecinde bir ülkedir. Ülkemizin içindeki tartışmalar bu devingenlik yönünü görmezden gelebilmektedir.”
Türkiye merkezli Kafkasya (Azerbaycan, Ermenistan, Gürcistan), Balkanlar (Makedonya, Yunanistan, Bosna Hersek, Sırbistan, Bulgaristan), Karadeniz (Qırım) ve Irak (Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi dahil)- Suriye’nin dahil olduğu siyasi ve coğrafi birliktelik, federasyon ve ittifak süreci başlatıldı.
Türkiye, yeni bir küresel model geliştirmelidir. Etnik, dini ve kültürel yapının korunduğu devasa sinerjik bir yapı.
Lübnan ve Balkanlaşmanın sonlandırılacağı bütünleşme/ birleşme; Türkiye Birleşik Devletleri.
Hicri Safer ayı başladı. Herhangi bir aydan farkı olmayan Safer’de eski Araplar; savaşlarda erzakları bittiği/ kilerin boş olduğu dönemde arayışa çıkarlarmış. Safer, köken olarak; boşluk ve sararma (hastalık) anlamına geliyor. İslam ile birlikte Saferü’l-Muzaffer denilmiş.
Karanlığı bitip aydınlığın doğduğu vakitte Sefere çıkanların ayağına taş değmesin. Kitlesel Şer Otoritesine dur denilme vakti.
Muzaffer ordunun sefer/seher vakti.
Selam olsun; mazlum coğrafyalara!
“O (gece), tanyeri ağarıncaya kadar, (ibadet ehline) bir selam (rahmet ve esenlik)tir” Kadr Suresi, 5.Ayet.
.
Mehmet Yıldırım, dikGAZETE.com
Not:
1- Prof. Dr. Toğrul İsmayıl ve Dr. Atila Demirkasımoğlu’nun sosyal medya paylaşımlarından alıntı yapıldı.
2- Teknofest Sosyal Medya Ağı faaliyete geçti, tebrik ederim.
3- Eskişehir Orman Yangınında şehit olan vatanseverlerimize Allah (cc) rahmet ve mağfiret eylesin.