USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Putin sinyali verdi Türkiye ziyareti yakın, Erdoğan Kırım’daki Büyük Cuma Camii açılışına gidecek mi?

Putin sinyali verdi Türkiye ziyareti yakın, Erdoğan Kırım’daki Büyük Cuma Camii açılışına gidecek mi?
03-01-2024

Putin sinyali verdi Türkiye ziyareti yakın, Erdoğan Kırım’daki Büyük Cuma Camii açılışına gidecek mi?

 Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Türkiye’ye bir ziyaret yapacağı medyada yer bulmaya başladı. Zaten kendisi de her yılın sonunda basın mensuplarıyla gerçekleştirdiği ve soruları yanıtladığı “Yılın Özeti” programında: “… belki önümüzdeki yılın başında ziyaret gerçekleştirme konusunda mutabakat sağlayabiliriz…” dedi.

Vladimir Putin’in ülkemizi ziyaretini, hayatın olağan akışına ve mevcut gelişmelerin olağan seyrine uygun buluyorum. Türkiye ile Rusya, karşılıklı olarak çok yönlü iş birliğini geliştirmek istiyor.

Geçmiş yıllardan bugüne hem Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin hem de Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ciddi bir özveri göstererek büyük enerji ve altyapı projelerini hayata geçirdiler.

Türkiye ve Rusya, içerisinde bulundukları konumlar ve ikili iş birlikleri vasıtasıyla hem küresel bağlamda hem de bölgesel olarak mevcut çatışmaların çözümüne büyük katkıda bulunuyorlar.

Türkiye ve Rusya’yı yalnızca Karadeniz ve Avrasya gibi bölgesel ve dar açıdan irdelememek gerekir.

İki ülke de küresel olarak güvenliğin ve istikrarın güçlendirilmesi adına iş birliği ve diyaloğa açık bir şekilde diplomasi yürütüyorlar.

Bence bu ziyaretin temel amacı yine size bahsettiğim gibi bölgemizdeki ve küresel çaptaki çatışmaların çözümüne katkı sağlamak için olacaktır.

Tabii bu bağlamda değerlendirilmesi gereken en önemli hususlardan bir tanesi, Rusya’nın da taraf olduğu çatışma bölgesi olan Ukrayna’dır.

Ukrayna’daki sürecin sonsuza dek sürmeyeceği açıktır. Rusya, Ukrayna’yı düşman olarak görmüyor.

Ukrayna’da süregelen bu çatışma hali, Batı cephesinin Rusya’yı stratejik olarak yenilgiye uğratma isteği yüzünden bitmiyor. Hep söylediğim gibi: Batı, erken bir barıştan ziyade uzun bir savaşı tercih ediyor.

Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, görev süresi boyunca uzun yıllardır Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte çokça defa görüşme gerçekleştirdi. İki lider arasındaki bağın bir mevkidaşlıktan öte olduğunu herkes biliyor.

Sayın Erdoğan ile yakın ve tabir-i caizse dostça ilişkileri olan Sayın Putin, daha geçen günlerde Gazze hususunda kendisine atıfta bulunarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı bölgede barışın sağlanması ve çatışmaların sonlandırılması için her şeyi yapan bir lider olarak tanımladı. Dolayısıyla Ukrayna’daki krizde de Türkiye’nin bir rolü olacaktır.

Kaldı ki Türkiye, geçmişte her iki ülkenin heyetlerini İstanbul’da toplayarak barışa katkıda bulunmak için adım atan ilk ülkelerden birisi oldu.

Türkiye, her ne kadar NATO üyesi bir ülke olsa da diğerlerine göre bağımsız bir diplomasi yeteneğine sahiptir. Bugün hem Rusya’ya hem de Ukrayna’ya eşit mesafede yaklaşıyor.

Öte yandan Rusya’ya karşı Batılıların yürürlüğe koyduğu ambargolara katılmıyor. Akılcı, gerçekçi ve pragmatik bir diplomasi yürütüyor.

Türkiye’nin bu bağımsız tavrı, bölgedeki çatışmaların çözümü ve küresel barış hususunda oldukça kıymetlidir. Rusya devleti ve Vladimir Putin’in de bu gerçeğin farkında olduğunu düşünüyorum.

Tabii bu görüşmeler sırasında konuşulacak tek konu Ukrayna olmayacaktır.

Her iki ülke arasında devam eden birçok proje bulunmakta. Bunlardan en önemlisi tabii ki Akkuyu Nükleer Santrali ve Türk Akımı projeleri.

Bu iki önemli projenin devamlılığı açısından ilişkilerin dostane bir havada geçmesini doğru buluyorum. Ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin seviyesi karşılıklı önemli projelerin devamlılığını etkiliyor.

Bir de Kırım’da inşaatı artık sona eren ve ibadete açılan Büyük Cuma Camisi var.

Bildiğiniz gibi Sayın Vladimir Putin, Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı Kırım’da yeni inşa edilen Büyük Cuma Camisi’nin açılış törenine çağırdı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açılış törenine katılıp katılmayacağı hala büyük soru işareti.

Camiden ilk görüntüleri sizin de aracılığınızla Türk kamuoyu da gördü. Biz de Kasım ayında yarımadaya yaptığımız ziyaret sırasında camiye uğrayarak süreci kendi gözümüzle inceleme fırsatını yakaladık. (*)

Hali hazırda devam eden Özel Askeri Operasyon’un sonlanmasının ardından Kırım’daki bu güzel caminin açılışında Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Vladimir Putin, Kırım Cumhuriyeti yerel yetkilileri, Kırım’daki Kırım Tatar nüfus gibi ben de Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın açılış töreninde olmasını isterim.

Kırım’da yapılan bu önemli mimari kalıcı eserin Türkiye’ye bırakılmış olması ve tüm malzemelerinin Türkiye’den karşılanması, Simferopol Akmescit şehrinin en müstena yerinde yapılmış olması beni oldukça etkiledi. Diğer taraftan, Cami ile bütünleştirilerek aydın din adamı geleneğinin sürdürülecek olması müjdesini gördüm.

Büyük Kadetral Cuma Camisi, Osmanlı ve Anadolu mimarisinin özelliğini taşıması, Kırım’ın çok dinli, çok mezhepli, çok kültürlü; Müslüman, Hristiyan Ortodoks ve Musevi ibadethaneleri içinde yer alması ayrı anlam taşımaktadır.

Bilindiği üzere, Fransız Devrimi sonucunda milliyet kavramı ön plana çıksa da yüzyıllar boyunca toplumsal aidiyet din üzerinden ifade edilmiştir. Dolayısıyla iki kavram arasında doğrudan bir ilişki vardır. Bu sebeple her üç semavi dine ait ibadethanenin aynı şehirde olması, özellikle külliye niteliğinde caminin mevcudiyeti, toplumların güç birliğinin sembolü olacaktır.

İlahi dinlerin ortak mesajı Tanrı’nın yarattığı yeryüzünde tüm insanlığın barış ve huzur içinde yaşamasına yöneliktir.

Yine tüm ilahi dinlerinöldürmeyeceksin” emri, insan canının kutsallığının teminatıdır. Günümüzde Gazze’de ayırt edilmeksizin sivil insanların ve binlerce masum çocuğun seri şekilde öldürülmesi yüce Tanrı’nın ilahi emrini hiçe saymak ve ona başkaldırmaktır.

Açılışı gerçekleştirilecek Kırım’ın Simferopol Akmescit şehrinde inşa edilen Büyük Cuma Camii, Yüce Allah’a adanmış olması nedeniyle, Tanrı’nın barış içinde yaşanmasına dair arzusunu da yerine getirmektir.

Cami, cem olunan toplanılan yer anlamındadır. Cuma ise Müslüman bireylerin bir araya gelerek haftalık ibadetlerini yerine getirmelerinden dolayı toplantı demektir.

Camiler, Avrasya steplerinden Anadolu bozkırlarından ve dünyanın her yerinde, her Müslüman bireyin yaşadığı coğrafyadan.

Güzel dünyamızı yok etmek isteyen küresel emperyalist güçlere karşı bir direnç merkezi ve bir aydınlanma havzasıdır.

Müslümanların kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’de A’raf / 31. Ayet de yüce Allah şöyle buyurur: “Ey Adem oğulları, namaz kıldığınız, ibadet ettiğiniz her yerde temiz ve güzel elbiselerinizi giyin. Yiyin, için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.”

Dikkatinizi çekerim, vahyin sahibi; “Ey Araplar, Ey Farslar, Ey Türkler, Ey Ruslar, Ey İngilizler, Ey Almanlar, Ey İtalyanlar, Ey Fransızlar” ya da “Ey İsrailoğulları” diye seslenmiyor. Topyekun tüm insanlığı kapsayacak şekilde “Ey Adem Oğulları” diye sesleniyor.

.

Ünver Sel, dikGAZETE.com

-Kırım Tatar Kültür Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı, Kırım Kalkınma Vakfı Başkanı, Uluslararası Kırım Dostları Derneği Başkanı, Uluslararası Rusofili Hareketi Kurucu Üyesi-

(*) Türkiye, Rusya, Ukrayna ve Kırım konusunda yaşananlar

https://www.dikgazete.com/yazi/turkiye-rusya-ukrayna-ve-kirim-konusunda-yasananlar-6347.html

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?