‘Özel kalem’in ‘Ekrem başkan’ı!..
Facebook’da, Ekrem İmamoğlu’nun AK Parti’ye 10 bin dolar bağış yaptığı belirtilerek şöyle bir yazı paylaşılmış.
“İmamoğlu hakkında gerçekler: Çok kez yazdım, canlı yayınlarımda söyledim. Yine yazıyorum!
Ekrem, 2009'da AK Parti’ye üye olmak için iki ayrı çek ile 10.000 dolar bağış yapar. AK Parti’ye üyeliği kabul edilmez. Bir vatandaş gelse, “Ben AK Parti’ye üye olmak istiyorum” dese herkes üye olabilir. Burası çok önemli ama 10.000 dolar bağış yaptığı halde üye yapılmaz! Şimdi asıl ilginç yere geliyoruz. Ekrem, bu sefer rotayı 2014'de CHP'ye çevirir. CHP'den Beylikdüzü belediye başkan adayı olmak ister. Araya hatırı sayılı kişiler girer. Mesela eski başbakanlardan Mesut Yılmaz, Kılıçdaroğlu'na ricada bulunur... Çünkü Ekrem'in babası Hasan, ANAP zamanında Trabzon merkez ilçe başkanlığındadır. Rahmetli Özal, Ekrem'in babası Hasan'ı, yaptıklarından dolayı polis zoruyla ANAP Trabzon merkez ilçe başkanlığından atar!
Bunun önceleri de var. Hasan da siyaset yapmak ister Trabzon'da ama kabul edilmez. "Soyadınız gayrimüslim soyadı -Müdafa-, onun için olmaz" derler. Bizim Karadeniz'de bu tür meselelere çok dikkat edilir. Hasan, kardeşlerine söylemeden soyadını "İmamoğlu" olarak değiştirir. "Müdafa" soyadına tepki gösterenlere inat, Anadolu Müslümanlarından kendilerine tepki gösterenlerin kalplerini bağlayıp inandıracak “İmamoğlu” soyadını seçer. Hasan'ın kardeşleri “Müdafa” soyadıyla hayatlarına devam ederler. Bunun gibi çok örnekler vardır Karadeniz’de. Mesela, rahmetli Fahrettin abi… Rize'de un çuvallarını alır, küçük kiloluk poşetlere koyarak un satmaya başlar Fahrettin abi... Heveslidir… Azimlidir... Ama büyüyemez… Büyümek ister… Tutkuludur işine… Atılım yapmak istese de, başarılı olmaz; engellerle karşılaşır. Anadolu'da öyle elini kolunu sallayarak büyümek kimsenin haddine değildir. İstediğin kadar işi bil, istediğin kadar paran olsa da, büyütmezler adamı. Fahrettin abi, soyadını değiştirir. Ulusoy yapar... Böylece ‘Ulusoy'lar önce Of, sonra Samsun’da çok zengin olurlar. Sonra İstanbul'da… Ulusoy soyadı efsane hale gelir Karadeniz'de. Ulusoy'lar Karadeniz'e damgalarını vurup gitseler de, yerleri dolmaz... İşte bunu fırsata çevirir Fahrettin abi. Soyadını değiştirir değişmez o zamanki Anadolu'da bütün kapılar Fahrettin abiye açılır. Nereye gitse itibar kazanır. Yeni Soyadı ile dikkatleri üzerine çeker, herkes onunla ticaret yapmak için yarışa girer. Bugün un değirmencilikte Türkiye ve dünyanın en büyük un fabrikaları sahibi haline gelir.. Fahrettin Ulusoy abi vefat etti. Oğulları ‘Ulusoy Un’u dünyanın dört bir yanına dağıtmaya devam ederler.
…Bir soyadı nelere kadirdir!..
Hasan'ın, "İmamoğlu" soyadı ile ANAP zamanında başlayan serüvenleri, yükselişe geçer.
Gelelim 2014'e... Ekrem, Beylikdüzü'nde CHP belediye başkan adayı olmak için aday adayları ile yarışırken, bir yerel gazeteci Ekrem'in üniversite diplomasının sahte olduğunu söyler. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, bu konuyu öğrenince, araştırma yaptırır. Ekrem'in üniversite diplomasının gerçekten sıkıntılı olduğunu tespit ederler. Ama dedim ya!.. Hatırı sayılı kişiler Mesut Yılmaz ve zamanın sözde FETÖ imamlarından Karaduman gibi kalburüstü kişiler Ekrem'i destekler. Bin kere dedim, yine diyorum. Ekrem 2014'teki Beylikdüzü belediye başkan adaylığına ‘lise diploması’ koymak zorunda kalır. CHP genel başkanı ve merkezi ‘şaibeli’ diyerek, ‘ilerde sorun çıkarır’ diyerek, Ekrem'in diplomasını kabul etmez!..
Sonra, Ekrem, Beylikdüzü'nden İBB başkanlığını kazanır. O meşhur 6'lı masa toplantılarında Ekrem konusu gündeme gelir. Kılıçdaroğlu'na Ekrem sorusu sürekli sorulur. Kılıçdaroğlu da tabii kurt siyasetçilerden. İbrenin ileride Ekrem'e döneceğini anlar ve onun üniversite diplomasının şaibeli olduğunu söyler. Masada herkesin ağzını kapatır!.. Olan, ta en başta Ekrem'in üniversite diplomasının sahte olduğunu söyleyen Beylikdüzü'ndeki yerel gazeteciye olur. Ekrem'in üniversite diplomasının sahte olduğunu ilk defa gündeme getiren ve ta CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP genel merkezinde konu olan, başkan adaylığı dosyasına lise diplomasını koymak zorunda kaldıran gazeteci bir hafta sonra ölür!..
Burası Türkiye. Dünyanın merkezi… Burada hiçbir şey tesadüflere bırakılmaz!.. Hele hele, bu kadim topraklar hiçbir zaman Türklere ve Müslümanların kendi kendilerine yönetmesine izin verilmez!.. Kale her zaman içeriden yıkılır!.. Gerçekleri bilseniz, bir saat rahat uyuyamaz, bugününüze ve geleceğinize daha çok sarılırsınız!..
06.04.2025 Erdal Yılmaz.”
Daha sonra, “Ekrem İmamoğlu ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın aynı karede olduğu fotoğraf” başlığıyla haber siteleri bir fotoğraf yayımlayarak; spottan; “Ekrem İmamoğlu'nun 23 yıl önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ile aynı kareye girme telaşında olduğu fotoğraf, sosyal medyanın son günlerde en çok ilgi gören karelerinden biri oldu” şeklinde verdiler.
Bu haberlerle birlikte CHP eski milletvekili gazeteci Barış Yarkadaş’tan o fotoğraf konulmuş şu paylaşım geldi: “Hayat ne garip..
Ekrem İmamoğlu, ANAP’tan AK PARTİ’ye geçmeye uğraşırken, referansı hemşehrisi eski Bakan Faruk Özak’tı. (Önde oturan) İmamoğlu, AK PARTİ’de siyaset yapabilmek için Erdoğan’la görüşmeye çalışıyordu. Hatta o dönem AK PARTİ’ye 7 bin dolar da bağış yaptı.
AK PARTİ Beylikdüzü Belediye Başkan Adaylığı talebi kabul görmeyince CHP’ye geldi. Bugün ise cezaevinde. İmamoğlu, disiplin süreciyle CHP’den ihraç edilecekken araya İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin girdi ve süreci durdurdu. Kılıçdaroğlu da, onu zirveye taşıdı.
Şimdi aynı İmamoğlu, o gün görüşmeye çalıştığı Erdoğan’ın rakibi olduğunu söylüyor ancak hakkındaki iddialar çok ağır. Bakalım daha nelere şahit olacağız.”

Yarkadaş’ın paylaşımına verilen cevaplarda fotoğrafın 2002 yılına ait olduğu ve o dönem İmamoğlu’nun Trabzonspor yöneticisi olduğu; kulüp başkanı Faruk Özak’ın da fotoğrafta yer aldığını belirttiler!
Ben fotoğrafa takılmadım…
Sosyal medyadaki ilk paylaşımda Ekrem İmamoğlu’nun AK Parti’ye üye yapılması karşılığı 10.000 dolar bağış yaptığı halde üye yapılmaması ve Barış Yarkadaş’ın paylaşımına göre de; ANAP’tan AK Parti’ye geçmek ve bu partide siyaset yapabilmek için 7 bin dolar bağış yapmasına takıldım!
Ekrem İmamoğlu, AK Parti’ye üye olamayınca, CHP’de siyaset sahnesine çıkıyor!
Beylikdüzü belediye başkanlığı ve ardından İstanbul Büyükşehir başkanlığı!..
Bu ani yükselişin parti tarafından sağlandığı değil de kendisinin becerisi olduğuna iman eden İmamoğlu, partinin genel başkanlığına göz dikti ve sanki genel başkanmış tavırlarına girdi!
Daha sonra “delegelerin satın alındığı” gerekçesiyle davalık olan şaibeli kurultayda, aday gösterdiği emanetçisi Özgür Özel’in kazanmasıyla erken dönem tanrılığını ilan etti!
Öyle ki; basına yansıdığı kadarıyla Afyonkarahisar Belediye Başkan Adayı Burcu Köksal; “Seçildiğimde Afyonkarahisar Belediyesi'nin kapıları DEM Parti hariç her siyasi partiye açık olacak” sözünden sonra İmamoğlu tarafından tehdit edilmiş ve iddialara göre Özgür Özel’e talimat vermiş; Özel, Köksal’ı istifaya davet etmiş; Köksal da, karşılık olarak; “Özgür Bey, genel başkan olarak 80 ili ve İstanbul'u bir müteahhide peşkeş çektiniz; asıl siz istifa edin” sözleriyle tepki göstermişti!..
“Tanrı”lığını ilan eden İmamoğlu, artık cumhurbaşkanını, savcıyı… neredeyse herkesi tehdit eder hale gelmiş ve kendisine karşı bir hareket olursa, halkı sokağa dökeceğini haykırmıştı!
Kendisi ve seçilmiş genel başkan olmak yerine emanetçi genel başkan olmaya can atan Özgür Özel ise, İmamoğlu’nun bütün sözlerini onaylıyor ve bir yazarın da belirttiği gibi, “Gitgide daha çok kendisini İmamoğlu’na bağlıyor”du!
Ekrem İmamoğlu’nun ‘yolsuzluk’ soruşturmasından gözaltına alınıp tutuklanmasından sonra bile onun talimatıyla hareket ediyor sözcüsü gibi davranıyordu.
Cezaevinde olan İmamoğlu da talimatla yetinmiyor; her gün sosyal medya hesabından tehditler savurmaya devam ediyordu!
En son casusluk suçlamasıyla tutuklanmasına karar verilmesi, hızını kesmedi ve sanki üye olarak kabul edilmediği AK Parti’yi ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a kin besliyormuş gibi tehdit ve suçlamaktan vazgeçmedi.
Söyleyemediklerini, Silivri’ye talimat almaya giden Özgür Özel’e söylettirdi!
(Burada şunu belirtmeliyiz; Ekrem İmamoğlu’na kumpas kurulup kurulmadığı ya da suçlu olup olmadığı konusu yargılama sonucu ortaya çıkacaktır. Suçsuzsa serbest bırakılmalı, suçluysa cezasını çekmelidir!)
Ekrem’in CHP’ye verdiği zararı hesap etmeyen bazı partililer, onu kurtarıcı olarak görürken, Atatürk’ün yüzünün yarısını Ekrem yapıp paylaşım bile yaptılar. Artık onlar için Atatürk, Ekrem’di fakat Ekrem’in solcu bile olmadığını düşünemiyorlardı!
Milletvekillerinin birçoğu ulu orta söylemeseler de Ekrem ve Özgür’ün partiyi batırdıkları konusunda hem fikirdi fakat bir şey de yapamıyorlardı!
Bu konuda en rahat, ‘emanetçi’ olarak görünen Özgür Özel’di. Ekrem’in solcu olmadığı veya başka sebepleri umurunda değildi.
Onun için, varsa yoksa ‘Ekrem başkan’dı ve dünyanın bir numaralı lideriydi!
Kendi büyüttüğü Ekrem karşısında emanetçi olmayı bile kendisine fazla görüyordu.

O yüzdendir ki; bir konuşmasında; “Benim işim ceketi çıkarıp kolları sıvamak değil, benim işim ceketi çıkarıp kolları sıvayacak olanı dışarı çıkarmak” diyerek; kendisinin “emanetçi genel başkan” değil, “İmamoğlu'nun özel kalemi” olduğunu net olarak açıkladı!
‘Özel kalem’ ve ‘Ekrem başkan’ı, CHP için bir yüktür.
Şu an onların rüzgarına kapılanlar, gerçekle yüzleştiklerinde göreceklerdir ki, CHP’ye, partiyi taşıyacak bir genel başkan lazım ve bu genel başkan ne Ekrem ne de Özgür’dür!..
.
Ali Mevlüt Kaya, dikGAZETE.com