USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Gazi Osman Paşa’nın hemşehrisi 'Okçular Tepesi'ndeki Türk Erhan Afyoncu!

Gazi Osman Paşa’nın hemşehrisi 'Okçular Tepesi'ndeki Türk Erhan Afyoncu!
25-08-2025

Gazi Osman Paşa’nın hemşehrisi 'Okçular Tepesi'ndeki Türk Erhan Afyoncu!

Yeni Anayasa tartışmaları ve “Terörsüz Türkiye” süreci, beraberinde bazı kavramlaştırmaları yeniden gündeme taşıdı. Özellikle devletin kurucu kimliği ve vatandaşlık anlayışı konusunda geçmişte de tartışma yaratmış olan “Türkiyelilik” kavramı, yeniden masaya yatırılıyor. Türklüğü ve Türk vatandaşlığını esnetme, hatta kurucu iradenin tarihsel ve kültürel temellerini muğlaklaştırma amacı taşıdığı öne sürülen bu kavram, aslında köklü bir geleneğe dayanmıyor. Ne tarihte ne de kültürel hafızada karşılığı olan “Türkiyelilik”, birkaç aktörün telaffuzu sonrasında siyasal ve akademik çevrelerde popülerleşmeye başladı.

Burada dikkat çekici nokta, kavramın toplumsal bir ihtiyacın sonucu olarak ortaya çıkmaması, aksine belli siyasi odakların ideolojik tercihlerinin ürünü olarak gündeme sürülmesidir. Oysa Türkiye Cumhuriyeti, Anayasa’da da açıkça belirtildiği üzere, “Türk” adını hem kurucu milletin tarihi misyonuna hem de vatandaşlık hukukunun kapsayıcı şemsiyesine dayandırmaktadır. Türk kimliği, sadece etnik bir aidiyet değil; binlerce yıllık devlet geleneği, ortak mücadeleler, ortak değerler ve Cumhuriyet’in kurucu felsefesiyle bütünleşmiş bir üst kimliktir.

Türkiyelilik” gibi belirsiz ve yapay kavramların ortaya atılması, vatandaşlık bağını zayıflatmakla kalmaz; aynı zamanda toplumsal birlik ve milli aidiyet duygusunu da aşındırır. Bir ülkenin vatandaşlık anlayışı, tarihten ve kültürden beslenmediği sürece yapay kalmaya mahkûmdur. Bu nedenle bugün yeniden ısıtılarak gündeme taşınan bu tür kavramların, Anayasa tartışmalarına sahici bir katkı sunmak yerine, kimlik siyaseti üzerinden kutuplaşmayı derinleştirme riski taşıdığı görülmektedir.

‘Türkiyelilik’ de nereden çıktı?

Sanatçı Oktay Kaynarca’nın bir televizyon programında sarf ettiği “Ben Türkiyeliyim, Türkiye milliyetçisiyim” ifadesi, yalnızca bireysel bir görüş beyanı olarak kalmadı; Türkiye’nin çekilmek istendiği kaotik ortamın kapısını da aralamış oldu. Bu sözler, kısa sürede kamuoyunda geniş yankı buldu, tartışmaları hararetlendirdi ve toplumu farklı kamplara ayıran yeni bir fay hattı oluşturdu.

Özellikle “Yeni Anayasa” tartışmalarının hız kazandığı bir dönemde bu çıkış, Türk adının Anayasa’dan çıkarılması gerektiğini savunan marjinal unsurları cesaretlendirdi. Zira “Türkiyelilik” gibi belirsiz ve tarihsel köklerden yoksun bir kavramın dillendirilmesi, yalnızca kavramsal bir tartışma değil; aynı zamanda Türk kimliğinin kurucu unsur olarak varlığını sorgulamaya açan bir girişimdir. Cumhuriyet’in temel felsefesi ve kurucu iradesiyle bağdaşmayan bu yaklaşım, vatandaşlık bilincini sağlamlaştırmak yerine bulanıklaştırmakta, ortak kimlik etrafında kenetlenmiş toplumsal yapıyı gevşetmektedir.

Kaynarca’nın sözleri, kültürel bir perspektif ya da kişisel bir aidiyet tanımı çerçevesinde değerlendirilebilirdi. Ancak mesele, siyasal tartışmaların en sıcak gündem maddelerinden biri olan Anayasa’ya dokunduğu anda, sembolik anlamının ötesine geçerek doğrudan siyasi bir tartışmanın parçası haline gelmiştir. Bu nedenle mesele, bir sanatçının bireysel kimlik beyanı olmaktan çıkmış; Türkiye’de milliyet, vatandaşlık ve kimlik konularında derin ayrışmaları tetikleyen bir polemik haline dönüşmüştür.

Türkiyeliyim” söylemi, toplumun geniş kesimlerinde, Türk kimliğini zayıflatma çabalarının yeni bir aşaması olarak algılanmakta; bu da yalnızca ideolojik tartışmaların değil, milli birlik ve toplumsal barışın da geleceğini ilgilendiren bir mesele haline gelmektedir.

Okçular Tepesi boş değil birileri var!

Milli Savunma Üniversitesi Rektörü ve aynı zamanda tarihçi olan Prof. Dr. Erhan Afyoncu, CNN TÜRK ekranlarında kendisine yöneltilen “Tarihte Türkiyeli kavramı var mıdır?” sorusuna verdiği cevapla tartışmalara farklı bir boyut kazandırdı.

Prof. Dr. Afyoncu, “Türkiyeliyim, Türkiye milliyetçisiyim” şeklindeki ifadelerin tarihi bir temele dayanmadığını, geçmişte kullanılmamış kavramlar olduğunu vurguladı. Ona göre; doğru olan, “Türk’üm, Türk milliyetçisiyim veya Türkçüyüm” şeklindeki beyanlardır. Afyoncu, bu noktada çok çarpıcı bir örnek de verdi: “İspanyol, İspanyalıyım diyor mu? Fransız, Fransalıyım diyor mu? O halde Türk için de aynı ölçü geçerlidir.”

Bu açıklamalar, tartışmanın yalnızca güncel siyasetin konusu olmadığını; aynı zamanda tarihsel bir perspektiften de ele alınması gerektiğini ortaya koydu. Zira “Türkiyelilik” gibi kavramların tarihte hiçbir karşılığı bulunmadığı gibi, mevcut milletlerarası terminolojide de benzeri bir örnek yoktur. Kimlik tanımları, tarihsel süreçte toplumsal hafıza, kültürel aidiyet ve devlet geleneği üzerinden şekillenir. Bu nedenle yapay olarak üretilen kavramların, köklü bir milletin adını ikame etmesi mümkün değildir.

Prof. Dr. İlber Ortaylı da Afyoncu’nun sözlerine destek vererek tartışmaya katıldı. Ortaylı, kaleme aldığı yazısında “Türklük – Türkiyelilik” meselesinin tarihsel arka planını anlatarak, bu kavramların birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini ifade etti. Ortaylı, Afyoncu’nun tespitlerinin altını çizerek, “Herkesin altına imza atması gerekir” sözleriyle net bir destek sundu. Böylece iki önemli tarihçi, farklı platformlarda yaptıkları açıklamalarla tartışmanın seyrini belirlemiş oldular.

Bu noktada dikkat edilmesi gereken husus, tartışmanın yalnızca terminolojik bir mesele olmadığıdır. “Türk” kavramı, tarihsel derinliği, siyasal meşruiyeti ve toplumsal bütünleşmeyi ifade eden kurucu bir unsurdur. “Türkiyelilik” gibi yapay tanımların öne çıkarılması, sadece kavramsal bir tartışma değil, aynı zamanda milli kimliğin zayıflatılması girişimi olarak algılanmaktadır. Nitekim Afyoncu ve Ortaylı’nın ortak tutumu, bu meselenin tarihsel gerçeklikten koparılamayacağı ve milli aidiyetin tartışmaya açılamayacağı yönünde güçlü bir mesaj içermektedir.

Çarşı tam anlamıyla karıştı.

Neden mi?

Çünkü AK Parti eski milletvekili Mehmet Metiner de Star’da şu açıklamayı yaptı: “Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu’nun çoğu zaman alttan alta ve bazen de açıktan pervasızca süreç karşıtı yayınlarıyla dikkat çeken CNN Türk ekranlarında ‘Türk, Türklük ve Türkiyelilik’ bahsinde yaptığı açıklamalar kelimenin tam anlamıyla süreci sabote etmektir.”

Bu sözlerle birlikte herkes safını belirlemiş oldu. Öyle ki sürecin ortasında duranlar artık kendi tercihlerinin sonuçlarıyla yüzleşmek zorunda kalacak.

Akademiden Askerî Sahaya Türk Ordusunun Yerli-Milli Sesi Erhan Afyoncu…

Erhan Afyoncu’nun hem tarihçi-akademisyen kimliği hem de Milli Savunma Üniversitesi’nin rektörü olarak üstlendiği görev, onun sözlerinin sıradan bir akademik değerlendirme olmadığını gösteriyor. Zira Milli Savunma Üniversitesi, doğrudan Türk Silahlı Kuvvetleri ile bütünleşmiş, subay ve askerî öğrencilerin yetiştiği stratejik bir kurumdur. Bu bağlamda Afyoncu’nun açıklamalarını yalnızca akademik bir perspektifin ürünü olarak değil, aynı zamanda Türk ordusunun köklü geleneğiyle uyumlu, yerli ve milli duruşunun bir yansıması olarak okumak gerekir. Onun söylemleri, tarihten beslenen bir akademisyenin tespitleriyle, devletin güvenlik kurumlarıyla doğrudan ilişkili bir rektörün hassasiyetlerini birleştirmektedir. Bu yönüyle Afyoncu’nun ifadeleri hem entelektüel zeminde tarih bilincini hem de Türk ordusunun kimliğinde var olan bağımsızlık ve milli duruşu temsil eden bir bütünlüğe işaret etmektedir.

Gazi Osman Paşa’nın postmodern varisi Erhan Afyoncu…

Plevne Kahramanı Gazi Osman Paşa, 1833 yılında Tokat’ta dünyaya geldi. Köklü Yağcıoğulları ailesine mensup olan Osman Paşa, özellikle 1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi’nde sergilediği dirayetli savunma ile tarihe geçti.

Plevne, onun şahsında bir kahramanlık destanına dönüşmüş; Türk askerinin vatan müdafaasında neler yapabileceğini tüm dünyaya göstermiştir. Öyle ki; yalnızca Osmanlı coğrafyasında değil, Avrupa’nın pek çok ülkesinde de Osman Paşa’ya hayranlık duyulmuş, adı kahramanlıkla özdeşleşmiştir. Ömrünün sonuna kadar saygı gören Gazi Osman Paşa, “Türk kahramanlığının timsali” olarak hafızalara kazınmıştır.

Bugün ise onun hemşehrisi, Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu, benzer bir mücadeleyi tarih sahnesinde değil, fikir dünyasında sürdürmektedir. Afyoncu, “Türk” adını anayasal zeminden silmeye çalışan, yerine “Türkiyeli” gibi içi boş ve tarihsiz bir kavram ikame etmeye uğraşan etnik ve ideolojik çevrelere karşı net bir duruş sergilemektedir. Zira “Türk” kavramı, yalnızca bir etnik grubun değil, bin yıllardır bu topraklarda devlet kurmuş, imparatorluk inşa etmiş, vatan müdafaası yapmış bir milletin adıdır. Türk kelimesi hem bir kimlik hem de bir medeniyetin özüdür.

Türkiyeli” gibi sunî kavramlar ise tarihsel karşılığı olmayan, köksüz ve aidiyetsiz bir tanımlamadan öteye gidemez. Plevne’de, Çanakkale’de, Sakarya’da ve Dumlupınar’da destan yazan kahramanlar “Türk” adını taşımaktaydı. Türk kelimesi, sadece bir kimlik değil, aynı zamanda bir onur, bir şeref, bir tarih mirasıdır. Onu silmeye, sulandırmaya çalışan girişimler, aslında milletin ortak hafızasını zayıflatma çabalarından başka bir şey değildir.

Gazi Osman Paşa’nın direnişi, askeri sahada bir vatan savunmasıydı; Prof. Dr. Erhan Afyoncu’nun çıkışı ise kültürel ve fikrî sahada bir kimlik savunmasıdır. Her ikisinin de merkezinde “Türk” vardır. Türk adı, devletin ve milletin varlığını simgeleyen en güçlü ortak paydadır. Bu ad, tarih boyunca ne cephede ne de zihinlerde asla teslim olmamıştır, bugün de teslim olmayacaktır.

Türk Dünyasının ortak değerlerinden biri olarak Cumhurbaşkanlığına!..

Ayrıca, Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu’nun şahsiyeti yalnızca akademik bir tarihçilikle sınırlı değildir. O, Türk dünyasında tanınan bir isimdir. Osmanlı tarihinden Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar uzanan geniş bir birikimle, devlet geleneğini ve milli kimliği en iyi tahlil eden akademisyenlerden biridir. Rektörlüğünü yürüttüğü Milli Savunma Üniversitesi, sadece Türkiye’nin subaylarını değil, aynı zamanda Türk Devletler Teşkilatı’na bağlı ülkelerden gelen askeri öğrencileri de eğitmektedir. Böylece Afyoncu’nun yönetimindeki kurum, adeta Türk dünyasının ortak askerî ve stratejik akademisi konumundadır.

Bu çerçevede, Prof. Dr. Erhan Afyoncu’nun yalnızca bir tarihçi veya akademisyen değil, aynı zamanda Türk dünyasını birleştirebilecek vizyona sahip bir şahsiyet olduğu görülmektedir. Türkiye’nin içinden geçtiği kritik süreçte, kimliğini “Türk” adı üzerinden şekillendiren, milletin tarihsel köklerini bilen ve Türk dünyasının geleceğine dair vizyon sahibi bir ismin siyasette daha aktif rol alması, ülke için bir ihtiyaç olarak değerlendirilebilir.

Bu bağlamda, Prof. Dr. Erhan Afyoncu’nun Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olması gerektiği fikri, sadece bir tercih değil, aynı zamanda stratejik bir öneridir. Çünkü Afyoncu, Türk kimliğinin tarihî sürekliliğini bilen, devlet geleneğine hâkim, genç subayları yetiştiren ve Türk dünyasının ortak gelecek tasavvuruna katkı sağlayan bir isimdir. Onun adaylığı, Türkiye’nin kimlik tartışmalarında köklerinden kopmamasını ve Türk dünyasında lider ülke olma vizyonunu güçlendirecektir.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

омюр челикдёнмез, Дикгазете

Seçilmiş Kaynakça

https://www.dailymotion.com/video/x90gd4q

https://www.msu.edu.tr/sayfadetay?SayfaId=10&ParentMenuId=3

https://www.timeturk.com/biyografi/gazi-osman-pasa-kimdir/biyografi-779476

https://www.gzt.com/genc-motto/plevne-kahramani-gazi-osman-pasa-3788942

https://www.gop.edu.tr/Icerik.aspx?d=tr-TR&mk=30452&m=gazi_osman_pasa_kimdir

https://x.com/eafyoncu/status/1802772446808002930?t=NjnXE-lIuoA5cHryW-wVnQ&s=19

https://www.diken.com.tr/ilber-ortayli-erhan-afyoncunun-turkluk-turkiyelilik-aciklamalari-dogru/

https://www.trthaber.com/haber/yasam/plevne-kahramani-gazi-osman-pasa-aniliyor-570197.html

https://www.cnnturk.com/turkiye/turk-mu-turkiyeli-mi-tartismasi-erhan-afyoncu-son-noktayi-koydu-2124431

https://www.cnnturk.com/turkiye/prof-dr-erhan-afyoncu-milli-savunma-universitesi-rektorlugune-atandi-567158

https://onedio.com/haber/oktay-kaynarca-katildigi-programda-ben-turkiyeliyim-turk-milliyetcisiyim-sozleriyle-dikkat-cekti-1229232

https://serbestiyet.com/featured/metinerden-cnn-turk-ve-erhan-afyoncuya-surec-tepkisi-pervasizca-yayinlarla-sureci-sabote-ediyorlar-215159/

https://blog.milliyet.com.tr/muhtesem-yuzyil-in-danismani--erhan-afyoncu-ataturk-kultur--dil-ve-tarih-kurumu-uyeligine-atandi/Blog/?BlogNo=357856

https://t24.com.tr/haber/prof-dr-ilber-ortayli-dan-turk-ve-turkluk-tartismasinda-prof-erhan-afyoncu-ya-destek-herkesin-altina-imza-atmasi-gerekir,1254541

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?