USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Bir Türk tek başına bir devlet kurar mı kurar! Ne için? Adalet ve barış için!..

06-08-2018

Bir insan düşünün hayatını adalet ve barış için feda etmiş olsun.

1946 Kıbrıs doğumlu, Turancı Lider Kemal H. Gürpınar...

Haksız yere Ege Adaları’na yerleşen "Yunanistan’a adaları terk etmesi için nota" verdi. 

Konuyu Avrupa Parlamentosu’na ve Birleşmiş Milletler’e taşımakla kalmamış, ayrıca sahibi olduğu İnternational Negotiators(Uluslararası Müzakereci) ofisinden de takip ediyor.

Kendi sosyal medya sayfasından yayınladığı "CV’"sine göz atılınca, hukuk konusunda nerdeyse almadığı diploma yok gibi.

Kim bu Türk, neden böyle davranıyor? 

Dedik ya işte, bir Türk, hayatta tek başına da kalsa adalet ve barış için devletini kurar diye. Yirmi birinci (21.) yüzyılda çılgın bir Türk, tek başına çıkıyor ve "Yunanistan’a adaları terk etmesi için NOTA" verebiliyor. 

Kendisi ile yaptığım telefon görüşmesinde; 

"Ben adalet ve barış için, hakkın yerini bulmasını istiyorum. Bütün gayretim de bu yöndedir.

Geçmiş tarihlerde bile bu tür karışık duruma ge(tiri)lmiş konularda müzakereler yürüterek, yaşanabilecek çatışma ihtimallerini çözüme ulaştırıp adaleti tesis ettim" diyor.

Son dönemlerde Yunanistan hakkında basından edindiğimiz gerçek bilgileri sıralayacak olursak; 

Mültecilerin Avrupa’ya geçiş güzergâhı olarak kullandıkları Yunanistan da uygulanan olumsuz müdahaleler.

FETÖ ile bağlantılı olup da Türk adaletinden kaçanların koruma altına alınması ve iade edilmemeleri. 

Kıbrıs’ta barışı için atılan adımların boşa çıkarılması için takındıkları gerginlik siyaseti. 

Ege Denizi’nin bir "Yunan gölü olduğu iddiasıyla kışkırtıcı açıklamalarını dahi rahmetli Demirel’in "Ege bir Yunan gölü değildir, Ege bir Türk gölü de değildir, Ege bir GÖL değildir diyerek yaptığı açıklama bile, Türkiye’nin samimi ve barışçıl olduğunu göstermektedir.

Gelinen son süreçte, uluslararası hukuk çerçevesinde yapılan karşılıklı anlaşmaların olmasına rağmen YunanistanEge Adalarının birer “Yunan adası" olduğunu açıklayarak hak iddia etmekle birlikte, Yunan sivil ve askerlerinin adalara yerleşmelerini “Adaletin terazisini kaçırmak" olarak algılayan Kemal H. Gürpınar, konuya el atarak Yunanistan’a NOTA verdi, 

Bir ülkeye NOTA vermek, ciddiye alınması gereken bir konudur.

Konuyu, Uluslararası hukuka dayandırmak gerekir. 

"Müzakere etme yeterliliği, uluslararası tanınan bir müzakerecinin, konuyu iki ülke arasında yapılan anlaşmalar ve uluslararası kabul gören mahkemelerin ve yapıların kayıtlarına dayandırmadan başlatılması mümkün değil" demek yerinde olur.

Kemal Gürpınar’ın, uluslararası hukuka ve yapılan anlaşmalara dayandırdığı haklı gerekçeleri ise şöyle;

Türkiye ve Yunanistan arasındaki deniz sınırı henüz bir anlaşmayla belirlenmemiş olmasına rağmen Yunanistan, Ege Denizi’nde bulunan 18 adayı uluslararası anlaşmalara aykırı olarak işgal etti ve askeri tahkimatta bulundu. 

Yunanistan’ın işgal ettiği 17 ada “Koyun, Hurşit, Formoz, Eşek, Nergizcik, Bulamaç, Kalolimnoz, Keçi, Sakarcılar, Koçbaba, Ardacık, Gavdos, Dhia, Dionisades, Gaidhouronisi, Koufonisi, Venedik Kayalıkları.

Ege Denizi’nde Yunanistan tarafından işgal edilen 18’inci ada olan Marathi Adası’nın, 1933’te Türk Hükümetince Milletler Cemiyeti’ne başvuruda bulunularak Türk adası olarak ve ismen tescil ettirildiği ortaya çıkmıştı.

Oysa şu anda, hem Türkiye hem de Yunanistan karasularının Ege Denizindeki genişliği 6 deniz milidir. 

Türkiye’nin ve Yunanistan’ın Ege Denizi’ndeki sahillerinin coğrafi konumu birbirleri ile yan yana ve aynı zamanda karşı karşıyadır, bu da bir sınırlandırmayı gerekli kılmaktadır. 

Deniz alanlarının kesiştiği ya da bir noktada birleştiği yerlerdeki yakın ya da karşıt konumlar arasında bulunan deniz alanları sınırlarının anlaşmayla belirlenmesi gerekliliği uluslararası hukukun temel bir kuralıdır.

Yunanistan’ın neden olduğu Ege sorunlarının başında 1923 LozanAntlaşması1947 Paris Antlaşması ve konuya ilişkin diğer uluslararası belgeler çerçevesinde Doğu Ege Adaları’nın silahsızlandırılmış statüsü gelmektedir.

Yunanistan, bu anlaşmayı hiçe sayarak işgal ettiği adaları silahlandırmaktadır.

*

Kendisinin kamuoyunda "Turancı Lider" olarak tanındığını belirten Kemal Gürpınar, amaçlarının "Türk Hükümeti ve devlet politikaları dâhilinde kan dökülmeden adaları Yunanistan işgalinden kurtarmak" olduğunu söylüyor. 

Bir sonraki aşamada konuyu Londra Uluslararası Tahkim Mahkemesi’ne (LCIA) taşıyacağını belirten Turancı Lider Kemal Gürpınar; “Bu mahkemenin yaptırımının olup olmayacağı?” sorusuna ise "Yunanistan ve Türkiye’nin de anlaşma ile bu mahkemenin kararlarını uyguladığı, LCIA’nın, milletlerarası bir tahkim kurumu olduğu" cevabını veriyor. 

(Kaynak: Ege’de Yunan oyununu bozan Türk! Yunanistan’a adaların tahliyesi için "Nota" verdi!)

Görünen o ki, Yunanistan, yaşadığı çıkmazlardan sıyrılıp çıkmanın yolunu, "üçüncü dünya savaşını çıkartmak pahasına" da olsa Türk düşmanlığı yaparak aşmak istiyor.

Çılgın bir Türk ise ADALAET VE BARIŞ adına yola çıkıyor, hukuku işleterek mücadelesini veriyor.

Kim bu vatanından emdiği SÜTÜN hakkını vermeye çalışan Çılgın Türk? Turancı Lider Kemal H. Gürpınar.

.

Ali Karani, dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?