Türk C4ISR ağları hedefte: İsrail ile Suriye üzerinde yükselen gerilim!

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez
Türk C4ISR ağları hedefte: İsrail ile Suriye üzerinde yükselen gerilim!
31-08-2025

Türk C4ISR ağları hedefte: İsrail ile Suriye üzerinde yükselen gerilim!

Suriye’deki El Şara rejimi; özellikle ABD ve İsrail tarafından İran ve Rusya’nın Suriye’deki nüfuzuna karşı bir kalkan olarak görülse de İsrail’in şamar oğlanı olmaktan kurtulamıyor. Şammar aşireti bu işe ne der?

Türkiye ile SDG üzerinden bilek güreşine giren ABD’nin unuttuğu bir şey var. Suriye; enerji kaynaklarına ve Avrasya kara parçasına uzanan stratejik önemde ticaret yollarına sahip. Suriye üzerinde kontrol sağlanması, bu nedenle Çin’in Ortadoğu’da artan ekonomik nüfuzuna karşı koymak ve ABD’nin bölgedeki baskın yabancı ekonomik ve siyasi güç konumunu yeniden tesis etmede kilit bir unsurdur.

Suriye’yi kontrol etme çabalarında Şara’yı destekleyen emperyalist güçler ile İsrail, Türkiye ve Körfez ülkeleri gibi bölgesel güçlerin birbiriyle çelişen çıkarları, yeni kanlı mezhep çatışmalarına yol açma ve ülkenin parçalanmasını hızlandırma potansiyeline sahiptir. Bu da bölge çapında bir savaşa neden olabilir.

ABD’nin Türkiye ile SDG hattında bilek güreşi, taktik düzeyde sonuçlar verse de stratejik gerçek değişmiyor: Suriye, Doğu Akdeniz enerji denklemine ve Avrasya kara koridorlarına bağlı bir jeoekonomik kilit ülke. Bu nedenle Suriye’de kontrol ve nüfuz, yalnızca güvenlik değil, Çin’in Kuşak-Yol Girişimi’nin (BRI) Levant ayağını sınırlama ve ABD’nin ekonomik-siyasi ağırlığını yeniden tesis etme hedeflerinin de parçası.

Irak üzerinden Suriye’ye uzanan karayolu/olası demiryolu ve Levant liman bağlantıları, Çin’in tedarik zinciri çeşitlendirmesi açısından kritik; Washington bu zemini daraltmak istiyor.

Çin faktörü: Asıl büyük hesap!..

Küresel oyunun perde arkasında Çin var. Pekin’in Kuşak-Yol Girişimi, Irak üzerinden Suriye kıyılarına ve Doğu Akdeniz limanlarına ulaşmayı hedefliyor. Bu, Çin’in enerji güvenliği ve ticaret ağları açısından kritik. ABD’nin Suriye’de kalmakta ısrar etmesinin bir nedeni de işte bu: Çin’in Ortadoğu’da kök salmasını engellemek. Başka bir deyişle, Washington’un gözü sadece İran’da ya da Rusya’da değil; asıl uzun vadeli rakibi Çin’de.

Denklem sadece ABDÇin rekabetiyle sınırlı değil: Rusya, üslenme kapasitesi ve askerî varlığını koruyarak sahada etkin kalmaya çalışırken; Türkiye sınır güvenliği, mülteci baskısı, terör tehdidi ve M4/M5 koridorları gibi somut dosyalarla hareket ediyor.

Körfez ülkeleri, finansal kaldıraç ve diplomatik arabuluculuk kanallarını kullanarak yeni hükümete etki arayışında. İran ise rejim değişikliğinin ardından sahadaki milislerinin büyük kısmını geri çekmiş durumda; bu nedenle etkinliği sınırlı. İsrail ise özellikle İran bağlantılı altyapı ve unsurları hedef alarak havadan bir “dengeleyici” rolünü sürdürüyor.

Ankara’dan net mesaj: İsrail tüm Suriye’den çekilmeli!..

Türkiye, İsrail’in Suriye’deki özerk bölgelere verdiği desteğe karşı çıkıyor. Ankara, İsrail’in tüm Suriye topraklarından çekilmesini ve 1974 tarihli Kuvvetlerin Ayrıştırılması Anlaşması’nda belirlenen sınırlara geri dönmesini talep ediyor.

Trump yönetiminin bu tutumu benimsemesini ve Şara’nın İsrail ile yapılacak herhangi bir anlaşmada bunu şart koşmasını istiyor.

Nitekim Suriye Devlet Başkanı Ahmed el-Şara, Arap gazetecilere verdiği brifingde, Şam ile Kudüs arasındaki güvenlik anlaşmasına ilişkin görüşmelerin "ileri aşamada" olduğunu, “Eğer gerçekleşirse, Suriye ile İsrail arasında 1974 hattı, ateşkes hattı temelinde bir güvenlik anlaşmasına varılacağına bahse girdiğini” söyledi.

Rusya açısından durum İran’a göre biraz daha pozitif. Moskova'nın Esad ile kişisel bağlantısı İran'dan çok daha azdı. Ancak Esat’ın ülkeyi terk etmesi sonrasında ortalığa saçılan bilgilerde Moskova’nın muhalif gruplarla bağlantısı ortaya çıktı. Üsler şimdilik yerinde duruyor. Rusya artık Suriye'nin geleceğinden sorumlu değil. Yeni yönetimle hem ekonomik hem de siyasi ilişkiler korunuyor ve görünüşe göre bu ilişkiler gelişecek.

Türkiye–İsrail çatışma ihtimali kapsamında Suriye merkezli tetikleyiciler!..

Suriye hava sahası, çakışmaları tetikleyici faktörlerin başında yer alıyor. İsrail’in Şam çevresi/Doğu Suriye’ye dönük seri operasyonları ile Türkiye’nin kuzey hatlarında yürüttüğü İHA/SİHA ve hava-denetim faaliyetlerinin dekonfliksiyonsuz kesişmesi buna örnek gösterilebilir.

Bu başka tetikleyici unsur vekâlet ağları üzerinden dolaylı çarpışma.  İsrail’in önceki dönemden kalan İran bağlantılı hedefleri vurması, lojistik/ikmal hatlarının Türkiye’nin etkilediği alanlara yaklaşması; sahada yerel ortakların birbirine temas etmesi gibi.

Ayrıca Doğu Akdeniz enerji/deniz yetki alanları yani MEB/hat belirleme tartışmalarının Suriye kıyı şeridi ve Levant havzalarıyla örtüşmesi, keşif/sondaj güvenliği gerekçesiyle tırmanması.

Son olarak bilgi harbi ve siber alanlardan söz edilebilir. Kritik altyapı (liman, enerji iletim) ve Command, Control, Communications, Computers, Intelligence, Surveillance, Reconnaissance/C4ISR ağlarına dönük karşı hamlelerin kasıtsız etkileri, kinetik sahaya sıçrama riski.

Suriye’deki Türk C4ISR altyapısı İsrail saldırılarının merkezinde!..

İsrail’in Şam saldırılarını “Türkiye ile yeni Suriye yönetimi iş birliğine tepki” değerlendirmelerine katılır mısınız bilmem. Suriye ve Türkiye’nin, Suriye ordusunun kabiliyetlerini güçlendirmek, kurumlarını geliştirmek ve kapsamlı bir güvenlik sektörü reformunu desteklemek amacıyla imzaladığı askeri iş birliği anlaşmasının ardından, İsrail’in hava saldırıları daha bir yoğunlaştı.

27 Ağustos gecesi İsrail ordusu, başkent Şam’ın güneybatısındaki Kisva’daki eski kışlalar ile Cebel el-Manea’daki üsleri peş peşe vurdu. Bu bölgeler, Esad döneminde kullanılan en önemli askeri merkezler arasındaydı. Saldırıların ardından Türkiye, merkezi yönetime desteğini sürdüreceğini açıkladı. Bu açıklamanın başka bir sebebi olabilir mi?

Çünkü İsrail ordusu sözcüsü, operasyonların gerekçesi olarak “Suriye’de tespit edilen gözetleme ve gizli dinleme cihazlarını” gösterdi. İsrailli bir yetkili ise El Hadath’a yaptığı açıklamada, hava saldırıları sırasında Türkiye’ye ait olduğu iddia edilen bazı istihbarat cihazlarının imha edildiğini doğruladı. Yetkiliye göre, bu cihazlar, uzun süredir bölgede aktifti ve “gizli, tehlikeli” nitelikteydi.

Analistler, İsrail’in hedef aldığı bu istasyonların, modern orduların komuta–kontrol, istihbarat, gözetleme ve keşif faaliyetlerini birbirine entegre eden C4ISR ağlarının bir parçası olabileceğini belirtiyor. Uydu, insansız hava aracı (İHA), radar, kara-hava-deniz haberleşme sistemleri ve yapay zekâ destekli analiz yazılımları bu ağın temel bileşenleri arasında yer alıyor.

Aynı yetkili, Suriye hükümetine dolaylı bir mesaj da vererek “Şeriat yönetimini ateşle oynamaması ve Türkiye’nin emirlerini dinlememesi” gerektiğini söyledi. Bu ifade, İsrail’in, Suriye’nin Türkiye ile kurduğu askeri ve istihbarat temelli ilişkilerden duyduğu rahatsızlığı ortaya koydu.

Saldırılar 26 Ağustos’ta, Şam’ın güneyindeki Cebel el-Manea bölgesinde başlamıştı. Yeni Suriye Ordusu birlikleri, bölgede gözetleme ekipmanlarını tespit etmeye çalışırken İsrail hava saldırısına uğradı. Çatışmalar ve ardından gelen bombardımanda çok sayıda asker yaşamını yitirdi, yaralandı ve askeri araçlar tahrip oldu.

Türkiye’nin Suriye’deki askeri varlığı, özellikle 2016’dan bu yana yürüttüğü Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı ve Bahar Kalkanı harekâtları çerçevesinde hem sınır güvenliği hem de terörle mücadele kapsamında şekillenmiştir. Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde çeşitli askeri üsler kurmuş, yerel silahlı gruplarla koordineli şekilde bölge güvenliğini sağlamaya çalışmıştır. Aynı zamanda, Türkiye’nin Suriye Milli Ordusu (eski ÖSO) ile olan iş birliği de Ankara’nın sahadaki etkisini artırmıştır.

İsrail’in Suriye’de yürüttüğü hava operasyonlarının büyük bölümü, İran bağlantılı silahlı gruplara ve Hizbullah’a yöneliktir. Ancak bu son olayda, hedef alınan ekipmanın Türkiye bağlantılı olduğu iddiası, İsrail’in sadece İran değil, Ankara'nın Suriye’deki etkisinden de rahatsızlık duyduğuna işaret edebilir. Bu durum, İsrail’in Türkiye’nin Suriye içinde yürüttüğü askeri ve istihbari faaliyetleri kendi güvenlik algısına tehdit olarak görmeye başladığını gösterebilir. İsrail’in Türkiye-Suriye yakınlaşmasından rahatsızlık duyması da bu bağlamda değerlendirilebilir.

Türkiye’nin Suriye’den Gazze’ye ortak geleceği savunan misyonu…

Suriye'deki hava saldırıları, Gazze’deki kıtlık ve toplu katliamlar, Siyonist sömürgeciliğin ve dünya emperyalizminin doğrudan bir sonucudur. Aylarca süren abluka, sivil yerleşim alanlarının sistematik bombalanması ve insani yardımın engellenmesi, yalnızca bir savaş suçu değil, açık bir soykırım politikasıdır. Bu vahşet, küresel kapitalist düzenin krizlerine verdiği baskıcı ve yok edici yanıtın en çarpıcı örneklerinden biridir.

Savaşlara, soykırımlara ve emperyalist müdahalelere karşı mücadele, yalnızca ahlaki bir sorumluluk değil, aynı zamanda insanlığın ortak geleceğini savunmanın da bir gereğidir. Kapitalist barbarlık, sadece Gazze’de değil, dünyanın dört bir yanında yoksulluk, yıkım ve umutsuzluk üretmektedir.

Bu şiddet ve istikrarsızlığa son vermenin yolu, halkların kendi iradelerine dayanarak örgütlenmesi ve uluslararası dayanışmanın güçlendirilmesidir. “Dünya beşten büyüktür” sözü, bu bağlamda daha da anlamlı hale gelmektedir. Kalıcı bir çözüm, büyük güçlerin çıkar odaklı diplomatik manevralarında ya da yüzeysel barış görüşmelerinde değil; toplumların adalet, özgürlük ve eşitlik temelinde birlikte yürütecekleri ortak çabalarda yatmaktadır.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

омюр челикдёнмез, Дикгазете

Seçilmiş Kaynakça

https://www.bbc.com/turkce/articles/cgjyqdqegl0o

https://www.wsws.org/fr/articles/2025/07/19/kgfa-j19.html

https://www.wsws.org/tr/articles/2025/08/11/wiks-a11.html

https://www.wsws.org/tr/articles/2025/08/26/bbpg-a26.html

https://www.jpost.com/israel-news/defense-news/article-865618

https://www.jns.org/turkeys-expansionism-in-syria-creates-new-challenges-for-israel/

https://www.kurdistan24.net/tr/story/860114/t%C3%BCrkiyeden-israile-suriye-tepkisi

https://www.israeltoday.co.il/read/foreign-fighters-in-syria-once-useful-now-a-burden/

https://www.twz.com/news-features/israel-turkey-tensions-mounting-over-air-bases-in-syria

https://israel-alma.org/syria-turkish-presence-in-military-airports-and-aerial-friction-with-israel/

https://www.salom.com.tr/haber/138560/suriye-devlet-baskani-israil-ile-muzakereler-ileri-asamada

https://turkish.aawsat.com/arap-dünyasi/5175085-türkiye-suriye-ordusunun-yeteneklerini-güçlendirecek

https://worldview.stratfor.com/article/syria-turkey-and-israels-parallel-deployments-heighten-flashpoint-risks

https://www.institutkurde.org/info/depeches/la-syrie-au-coeur-de-nouvelles-tensions-entre-la-turquie-et-israel-17972/

https://anlatilaninotesi.com.tr/20250827/israil-suriyeye-hava-saldirisi-duzenledi-eski-askeri-kislalar-hedef-alindi-1098879413.html

https://www.atlanticcouncil.org/blogs/menasource/dispatch-from-syrias-christian-strongholds-a-new-government-a-full-political-spectrum/

https://russiancouncil.ru/analytics-and-comments/comments/asad-ushel-a-rossiya-ostalas-pochemu-moskvu-ne-smogli-vydavit-s-blizhnego-vostoka/

 

 

Ömür Çelikdönmez
Ömür Çelikdönmez

Ömür Çelikdönmez kimdir?

1965 Nazilli / Aydın doğumlu. İlk orta ve liseyi Isparta’da bitirdi. Isparta Gazeteciler Cemiyeti üyesi olarak, çeşitli gazetelerin (Türkiye, Milli Gazete, Antalya Ekspres vs) Isparta muhabirliğini yaptı. 

Isparta’da neşredilen mahalli gazetelerde haber, yazı ve şiirleri yayımlandı. (Gülkent, Demokrat Isparta, Senirkent Postası vs.) 1984-1985’te Erzurum Atatürk Üniversitesinde Felsefe öğrenimi gördü. 

1985-1993 arası İzmir Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji bölümünde okudu ve mezun oldu. 

Isparta’da bir siyasi partinin basın müşavirliğini üstlendi ve parti bülteni (Arkadaş) yayınladı. 

Arkadaş FM radyosunun editörlüğünü yürüttü. 

12 Eylül 1994’te Tunceli iline felsefe öğretmeni olarak atandı. Tunceli’de görev yaptığı iki yılda ‘Gökkuşağı’ isimli kültür sanat edebiyat dergisini yayınladı. Ayrıca ‘Dört Mevsim Tunceli’ konulu fotoğraf sergisi açtı. 

Millî Gazete ve Yeni Şafak’ta yazıları yayınlandı. 

Öze Dönüş, İmza, Rind, Paye, Büşra, Palandöken, Avaz, Teos, Açılım, Vizyon, Mor Taka, İktibas, Teneffüs, Cem, Yeşilay, Türk Yurdu, Senirkent Yükseliş, İzmir merkezli Yurtta Uyanış, Zonguldak'ta yayınlanan Zonkişot ve Yörünge gibi dergilerde yazı ve şiirleri neşredildi. 

1991’de İzmir’de yayınlanan Taşra dergisinin Genel Yayın Yönetmenliğini yaptı. 

Yine İzmir’de yayımlanan Harman ve Açılım dergilerinin yayın kurulunda yer aldı. Ezcümle Dergisinin sanat danışmanlığını ve yayın yönetmenliğini üstlendi.

‘Milli Sinema’ ile ilgili bir makalesi, TÜRSAK 93 Sinema Yıllığı’na alıntılandı. 

İlk şiir kitabı ‘Mavi Düş’, İzmir’de Teos yayınlarından 1995’te çıktı. 1996-2002 arası Zonguldak İli Devrek İlçesinde görev yaptı. 

Devrek Lisesi ve Devrek İmam Hatip Lisesi’nde felsefe grubu derslerine girdi. 

2000 yılında Devrek Tarihi kitabı, Devrek Ticaret ve Sanayi Odası’nca yayımlandı. 

Devrek Tarihi kitabı, lisans, yüksek lisans ve doktora çalışmalarında kaynak gösterildi, atıfta bulunuldu. 

1996-2002 arası Devrek ve Zonguldak’ta yayınlanan Devrek Vizyon, Teneffüs, Devrek Genç Görüş, Eğerci’nin Sesi, Kuvayı Milliyeciler dergilerinde ayrıca Yeni Devrek, Devrek Eksen, Devrek Turizm Gazetesi, Devrek Paragraf ve Devrek Postası gazetelerinde bölge tarihine yönelik araştırmaları yayınlandı.

Zonguldak'ta yayın yapan yerel TV kanalında “ Tarihimize Yolculuk” başlıklı programı hazırladı ve sundu. 

2002’de 18. Uluslararası Baston ve Kültür Festivali Tanıtım Rehberi’ni hazırlayan ekipte yer aldı. 

Sempozyum ve Bienallere katıldı, bildiriler sundu. 

Eğitim iş kolunda faaliyet gösteren Türk Kamusen'e bağlı Türk Eğitim-sen sendikasının ilçe temsilcisiydi. 

Devrek’te görev yaptığı yıllarda bölge kültürüne ve tarihine katkıları nedeniyle Devrek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünce ‘Teşekkür’, İlçe Kaymakamı tarafından ‘Takdir’ belgesi ile ödüllendirildi. 

2003 Ocak’ta Başbakanlık Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliğine atandı. 

Devlet Bakanı Prof. Dr. Mehmet Aydın’ın Basın Müşavirliğini yaptı. 

2011’de Başbakanlık Mevzuatı Geliştirme ve Yayın Genel Müdürlüğünde görevlendirildi. 

2009’da ‘Efsane Doktor Sadettin Sarı Murat’ kitabı, yine aynı yıl ‘Baston Tarihi / Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabı yayımlandı. ‘Baston Tarihi Devrek'ten Bastonla Tarihe Bakış’ kitabın, yasal olmayan şekilde telif ücreti ödenmeden Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca ‘Bastonlar’ başlığı ile korsan baskısı yapıldı. haberşanlıurfa, akdenizhaber, haberakdeniz.com.tr, www.ahval.net, haberzonguldak2, haber10, timeturk, fikrikadim, kafkassam, dikGAZETE.com ve MHP Erzurum eski Milletvekili Rıza Müftüoğlu'nun sahibi ve genel yayın yönetmeni olduğu Türk Meclisi internet sitesinde, jeopolitik ve jeostrateji konularında yüzlerce makalesi yayınlandı. 

2013-2018 arası Resmi Gazete’nin basıldığı Başbakanlık Basımevi’nde Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri kadrosuyla çalıştı. 

Isparta ili tarihi ve kültürüne yönelik araştırmalar yapan, ilmi toplantı ve geziler düzenleyen Hamideli Derneği’nin genel sekreterliğini üstlendi.

Halen, dikGAZETE.com haber sitesinde araştırma/analiz yazılarını sürdürmektedir.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?