Küresel bir analiz: Demokrasi nereye?

Ali Ekinciel
Ali Ekinciel
Küresel bir analiz: Demokrasi nereye?
25-08-2025

KÜRESEL BİR ANALİZ: DEMOKRASİ NEREYE?

Merhaba. Bu ay, dünyada demokrasilerin nereye doğru evrildiğini sizlerle paylaşmak istedim. Türümüz ‘homo sapiens'in tarihine dönüp baktığımızda kendini yönetmek için bulduğu en iyi sistemin demokrasi olduğunu görüyoruz. Buna rağmen günümüze kadar insanlığın demokrasi macerasına bakarsak hemen hemen herkesin hemfikir olduğu bir gerçek; demokrasinin “kötünün iyisi” olduğu yönündedir. Siyasi partilerin, vatandaşların oyları ile belirli dönemler için seçilmesi kulağa hoş geliyor. Fakat artık günümüzde demokrasi için bu tabiri kullanamadığımız acı bir gerçek. Geldiğimiz noktada insanoğlunun güç ve iktidar arzusu maalesef “kötünün iyisi”nin artık sadece “kötünün kötüsü” olduğunu bize söylemektedir.

Gelin dünyada demokrasi örneklerine bakalım. Her ne kadar ülkelerin resmi isimlerinde ‘demokratik’ ibaresi yer alsa da tek partinin yönettiği ve göstermelik seçim bile yapılmayan Çin ve Kuzey Kore gibi ülkeleri bir kenara bırakalım. Rusya ve eski Sovyet ülkelerine bakarsak askerlerin seçim sandıklarının başında beklemesi ve bazen oy kullanma kabinine girip, insanları kontrol ettiklerini sosyal medyada sıkça görmüşsünüzdür. İktidar ve muhalefet partisinin adının bile bilinmediği ve onun yerine tek adam ve karşısındaki yine ona sadakatle bağlı bir göstermelik aday arasında sahnelenen bir tiyatro ve sonucunda yüzde 90 ile kazanan tek adamın zaferi... Gerçek bir aday ortaya çıkarsa ya hapiste zehirlenme vakası yaşanır ya da sokak ortasında gerçekleşen suikast ile öldürülür. Orta Asya’da halkın verdiği oylarla yönetimi değiştirme hakkına bir parça sahip olduğu Kırgızistan ve Moğolistan haricinde de neredeyse tablonun tümü bu şekilde. Sözde, sokaklarda seçim afişlerinin her yeri kapladığı ve “dünyanın en kalabalık demokrasisi” denilen Hindistan’da ise çok büyük propaganda tiyatrosuyla aynı başkan ölene kadar seçilir durur.

Orta Doğu'ya gelirsek İran gibi, rejimin birkaç din adamının ‘politbüro’da ülkeyi yönettiği ve rejimin izin verdiği biri muhafazakâr baskıcı diğeri ise biraz reformist ve sözde yenilikçi iki parti arasında göstermelik bir seçim yapıldığını biliyoruz. Sonunda seçilen adayın mollaların kuklası olduğu bir yönetim şekli görürüz. İsrail ve ülkemiz gibi uzun yıllar tek parti tarafından yönetilen ülkeleri geçersek İslam coğrafyasında görece seçimlerin etkisinin olduğu iki ülke Fas ve Tunus'un her şeye rağmen en demokratik ülkeler olduğunu söyleyebiliriz.

Avrupa ülkelerine gelirsek, çoğunda halen gerçekten demokratik seçimlerin yapıldığını söyleyebiliriz. Düzensiz göçmenliğin etkisiyle aşırı sağ iktidarların yükselişte olduğu bu dönemde Avrupa demokrasinin yeni Hitlerler ve Mussoliniler çıkarabileceği ise ihtimal dahilinde. Buna rağmen tüm gelişmişlik endekslerinde en önde olan İskandinav triosu (Finlandiya - İsveç - Norveç) sosyal demokrasi ile serbest piyasa ekonomisini birleştirerek şu anda dünyanın refah içerisindeki ülkeleri olmaya devam ediyorlar. Bu mucizeyi nasıl gerçekleştirebildikleri ise başka bir yazımın konusu olacak.

Sözde demokrasi beşiği, ABD'de de ise halkın oylarının tecelli ettiği Senato binasının basılması rezaleti halen çok sıcak. Kontrolsüz kapitalizmin eseri olan yönetime dolaylı müdahale eden büyük kartel şirketler ve nüfuzlu lobiler tarafından halkın elinden yöneticisi çoktan alınmış durumda. Seçilen milyarder başkanın, vatandaşların değil lobilerin ve şirketlerin çıkarları için çalıştığı tüm dünyanın bildiği bir gerçek. Ayrıca seçilen başkanın kendi atadığı hakimler aracılığıyla yargıyı iktidarı lehine sürekli manipüle etmesi de son dönem ABD özelinde tüm dünya demokrasisinin kronik hastalığı olmuş durumda. Kasıtlı bir şekilde ülkeye düzensiz göçmenleri doldurup ardından da bu insanlara vatandaşlık vererek kendi seçmenini yaratmak da cabası. Seçildikten sonra başka bir partiye transfer olarak seçmenlerin iradesini çalan politikacılar ise demokrasinin yüz karaları olmaktalar.

Durum böyleyken demokrasinin ve dolayısıyla insanoğlunun geleceği artık çok ümit vaat etmiyor. Demokrasinin sadece sandıklara oy doldurma olmadığını da unutmamak gerek. Basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığı ve şeffaf bir yönetim olmadan sandık sadece bir tiyatro dekorudur.

Toparlarsak insanoğlunun milyonlarca yıldır araya araya bulduğu “kötünün iyisi” dediği yönetim biçimi artık tek adamların, tek partilerin, şirketler ve lobiler gibi çıkar gruplarının, bazen bir askeri diktanın ya da dini bir zümrenin elinde can çekişiyor. İnsanlık artık kendi seçtiklerinin elinde esir olmuş durumda. Antik Yunan Filozofu Platon bu konuda 2500 yıl önceden bizleri şu sözleriyle uyarıyor.

Milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. Eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye dönüşebilir. Bu nedenle eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse, orada oligarşi oluşur. Demagog lider altındaki devlette bir müddet sonra kaos türeyecektir. Bu kaosu önlemek için demagoglardan diktatörler çıkar ve sonunda halk bir tiranın yönetiminde köle toplum olarak yaşamaya başlar.

Demokrasinin bu haliyle nereye kadar böyle gidebileceğini bir başka yazımda tartışmak istiyorum. Şimdilik hoşça kalın.

.

Ali Ekinciel, dikGAZETE.com

Ali Ekinciel
Ali Ekinciel

Ali Ekinciel kimdir?

Yazar Ali Ekinciel 1984'de Ankara'da doğdu. Selçuk Üniversitesi İktisadi Bilimler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümünü bitirdikten sonra İngiltere'de bir yıl İngilizce eğitimi gördü.

Daha sonra dört yıl kaldığı Amerika Birleşik Devletleri’nin New York eyaletinde, Bilgisayar Programcılığı ve İngilizce Öğretmenliğinden mezun olup, çeşitli kolejlerde dersler verdi.

2014 yılında Türkiye’ye dönen Ali Ekinciel, aynı yıl “Karabağ Güncesi” adlı kitabını yayınladı.

Bir süre özel eğitim kurumlarında İngilizce öğretmenliği görevlerinde bulunan Ali Ekinciel, köşe yazılarının yanısıra tarihi roman tarzında eserler vermektedir.

Yayınlanan eserleri:

- Karabağ Güncesi, 2015

- Yararlı İngilizce Cümleler ve Kalıp İfadeler, 2016

- Aşk-ı Şura, 2017

- Tarihi Diyaloglar, 2021

E-posta: ali_ekinciel@hotmail.com

.

dikGAZETE.com

 

 

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
halim 2 ay önce
çok yakında kodlu demokrasiye yani yapay zekanın seçtiği bürokrasi ve liderlere yani dijital monarşiye geçeceğiz. PALANDİR sistemini bir araştırırsan sorularına cevap bulabilirsin bence.