Hitler ve karşı propagandalar: Korku, çakma suikast, yalan haberciler…

Tolga Eşref Göktürk
Tolga Eşref Göktürk
Hitler ve karşı propagandalar: Korku, çakma suikast, yalan haberciler…
23-03-2024

Hitler ve karşı propagandalar: Korku, Çakma Suikast, Yalan haberciler

İngiltere’de bir toplantıda emekli bir İngiliz üstadımız, bize bir kitap önerisinde bulundu. Kitap; “Bir Bilgi Savaşı Nasıl Kazanılır: Hitler'i Zekasıyla Alt Eden Propagandacısı.

Hitler’in propagandasında, propaganda tek kişi tarafından yönetilmelidir. Birçok kişinin propagandaya müdahalesi etkiyi azaltacaktır. Propaganda yapılırken düşman iyi analiz edilir. Ara-sıra düşman olarak tarif edilen kişilere bilgi-belge sızdırılır. Bu sızdırma ağı, sürekli olarak devam eder.

Gobels; “Bol bol yalan söyleyin ve inanıldığını gördüğünüzde devam edin. Bu başardığınızın göstergesidir” demektedir. Tembel zihin, yalanı çok çabuk sindirir demektedir.

Mesela kötü giden bir şey varsa, bunun sebebi düşman olarak belirlenmelidir” demektedir. “Hiçbir zaman düşünürlere oynanmamalıdır. Sinirli kitleler ana hedef grubu olmalıdır” demektedir.

Prof. Dr. Esra Bozkanat, Hitler’in propagandasını incelediği makalesinde, propaganda tekniklerini sıralamıştır; kendini halktan biri gibi göstermek, karşı tarafa aşağılayıcı lakaplar takmak, iki parti arasında birini daha iyi göstermek, verilecek mesajda toplumda saygı duyulan ya da önemli bir kişiliğin ağzından söyleme, zira Robert B. Cialdini’ye göre insanlar, kendilerine benzeyen kişileri daha çok beğenmektedirler.

Utanılacak bir durum oluştuğunda hemen yalana baş vurmak ve daha büyük yaygara kopararak bu rezilliği örtmek en önemli propaganda sistemdir. (Genellemeleri parlatma) Sosyal adalet, yoldaşlık, din gibi kavramlar sürekli kullanılmalı ve kişi ile beraber olduğu inandırılmadır. (Hatalı ikilem sunma), yanlış önermeler kullanılarak kendi istenen önermeye yönlendirme ve tek amaç, tek hedefin karşı tarafa empoze edilmesi sağlanmaktadır.

İddiada bulunma, tartışmaya açık olması gereken bir hususun genel bir gerçeklik gibi ortaya koyulması hem inanılırlığı hem de güveni tazeleyecektir. Dinleyicilerin bilgisizliği ne kadar artarsa bu iddiaya inanış o kadar artacaktır.

Hitler propagandası konusunda; Hitler mitinglerinde hep ilk on dakikayı kendini ya da topluluğu kendine acındırma tekniğini kullanarak nefreti körüklemiş ve muhalefeti bunun sebebi olarak suçlamıştır. Mitinglerini inceleyen Psikanalistler; yapılan atıfların insanlara, kendileri hakkında hoşlanmadıkları ve sosyal yaşamdaki sefaletlerini dış dünyaya yansıtma imkânı tanıdığını ve bunun sebebi olarak da her zaman dış güçleri suçladığını belirtiliyorlar.

Bireye yeterince iyi olmadığı ve bunu başkasına yansıtarak ezebileceğini hissettirir. Böylece güçlü bir lidere boyun eğilmesi ve onun üstün olduğunun hissedilmesi sağlanır. Ekonomik, sosyal sorunların yaşandığı toplumlarda, öfkeli kalabalıkların parçası olmak, bireyleri iyi hissettirir. Yine bu gruplar içerisinde komplo teorileri, sözde gizli bilgi ve misyonların olduğu ve bu gruplara bireylerin iyelikleri gibi karmaşık tiyatrolar gibi grupların kanalize edilmesini kolaylaştırır.

Birey, anlamadığı ve anlamlandıramadığı her karmaşık olayı, gizli bir misyon ya da “Tanrı’nın bir hediyesi” gibi algılar ve kendine bir rol biçer. Böyleye cahilliği, lidere sorgusuz itaati doğurur.

Peter Pomerantsev'in yakın zamanda Hitler dönemine ait bir kitabı yayımlandı. Kitap, önemli konulara yer veriyor. “Bir Bilgi Savaşı Nasıl Kazanılır: Hitler'i Zekasıyla Alt Eden Propagandacısı” kitabı, aslında Hitler ve Propagandasını, Sefton Delmer, üzerinden nasıl kırıldığını anlatıyor.

Delmer, İkinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere Siyasi Harp Başkanlığında göreve başlıyor. Günümüze uyarlar isek “Psikolojik Harp Dairesi” aslında.

PWE Political Warfare Executive: Siyasi Harp Dairesi Başkanlığı adını nasıl çevirirseniz, düşman moralini bozmak, Nazi Almanyasında işgal edilen bölgelerde kara propaganda yürütmek amaçlı kurulan bir daire aslında. 1941 yılında kurulan teşkilat, Dışişleri, İstihbarat ve Ekonomi Bakanlığı tarafından yönetiliyordu. 1945 yılında devrilene kadar görevini sürdürdü. Günümüzde tugay statüsünde varlığını sürüyorken son Exeter Üniversitesi Strateji ve Güvenlik Enstitüsü Direktörü Korgeneral Sir Paul Newton komutanlığını yapmış. Devrelerinden kendisini dinlemek isteriz ya da öğrencilerinden aslında.

Hitlere karşı, karşı propaganda…

Tarihçi ve arşivci Lee Richards tarafından ortaya çıkarılan ve düzenlenen, gizliliği kaldırılmış Birleşik Krallık hükümeti dosyalarına göre, Alman askerlerinin yaklaşık yüzde 40'ı Delmer'in istasyonlarını izliyordu. Münih'teki SS Obergruppenführer, Delmer istasyonlarının şehirdeki ilk üç istasyon arasında yer aldığından ve tam bir kargaşaya neden olduğundan şikayet etti. Goebbels bunların ne kadar etkili olduğu karşısında dehşete düşmüştü.

Delmer; özellikle Nazilerin lükse düşkünlüğü ve cinsel olayları anlatması, halkta dinlenir hale getirdi. İyi ordu kötü parti teması üzerinde çok durdu. Bu ırkçı vatansever (Kendisini dinleyenler arasında o şekilde tanımlanmıştır), Nazi yetkililerinin iğrenç faaliyetleri hakkında hikayeler yaydı ve onların sadomazoşist âlemlerinden söz etti. Bu, ****grafi düşkünlerinin ilgisini çekmeye yardımcı oldu ve Nazi yetkililerine hakaret etme konusundaki tabuları yıktı.

Daha incelikli bir şekilde, Nazizm’in teslimiyet ve tahakkümün psikolojik cazibesinden nasıl yararlandığını dramatize etti ve alay etti.

Delmer, insanları ilgilenmelerini isteyeceği şeylerden ziyade kendi çıkarları doğrultusunda meşgul etmenin gerekliliğini anladı.

Delmer, izleyicilerinin dünyasını anlamak için elindeki her araştırma aracını kullandı. Fransa'daki partizan gruplar, askeri futbol maçlarının en son skorlarını ve polis memurlarının kullandığı araçlara ilişkin bilgileri sağladı.

Goebbels'in propagandasının ilkesi, sizi etkilemeye çalışmak, gürültücü, öfkeli kalabalığın içinde eritmekse, o zaman medya, devreye girmek için bir dizi özerk, bilinçli adım atmanızı talep ediyordu. Delmer'in hastalık taklidi yapmanıza ve cepheden kaçmanıza yardımcı olan broşürleri gibi diğer medya araçları da insanların kontrolü ele alması ve daha aktif olması için tasarlandı. İnsanları, Nazi propagandasının dayattığı rolleri oynamak yerine kendilerine rol yaratmaya teşvik etti.

Bir önemli Propaganda: Korku verme, örtülü tehdit…

Hitler’in kullandığı yöntemlerden birisi de korku. Sınıfları ve insanları korku ile elde tutma tekniğiydi. SS (Schutzstaffel) aslen Hitler'in seçkin kişisel korumasıydı. Hitler'in fanatik destekçilerinden oluşan, müthiş bir özel orduya dönüştü. Rakiplerini ortadan kaldırmak için onları infaz ekibi olarak kullandı.

SD (Sicherheitsdienst), Nazi Partisi'nin istihbarat ve güvenlik servisiydi. Heinrich Himmler ve Reinhard Heidrich komutasındaki SD, Almanya'daki her bireyin sürekli gözetim altında tutulmasını hedefliyordu. Oysa bu böyle olmadı. SS’ler kendi siyasi çıkarları çerçevesinden siyasi erklere bile korku salmaya çalıştı.

Planlı suikast girişimleri, “bakın biz olmazsak sizi kimse korumaz” çıkarımları, atanan kişilerin yerine yenisini getirmek için siyasi karalama ve girişimler, “bizim varlığımızı unutma” planlamaları. Çoğu SS yöneticiler içerisinde güce ve paraya kendini kaptırmış kişilikler tarafından planlanmaya başlamıştı. Kendi içlerinde çatışmacı görünen bu kişiliklerin sonradan çıkan belgelerde ve sorgularda beraber hareket ettikleri ortaya çıkmıştı.

SD (Sicherheitsdienst), Nazi Partisi'nin istihbarat ve güvenlik servisiydi. Heinrich Himmler ve Reinhard Heidrich komutasındaki SD, Almanya'daki her bireyin, sürekli gözetim altında tutulmasını hedefliyordu.

Gestapo (Geheime Staatspolizei, Gizli Devlet Polisi) Nazilerin gizli polisiydi. Almanya'nın iç güvenliğinde çok önemli bir rol oynadı. Yani iki istihbarat servisi ortaya çıkmıştı.

1939'da Reich Güvenlik Merkezi ofisi (RSHA) kuruldu. Bu, Gestapo ile SD'yi, SS'nin liderliği altında birleştirdi. İşte Aslında SS’lerin sonunu getiren de bu olmuştu. Vasıfsız SS’ler yükseldikçe sistemim de vasıfsızlaşmıştı aslında ve sonu geldi.

Hitler’in tekniklerini kullandığı iddia edilen siyasiler de oldu.

Orta yaşlı bir erkek ve kadının yatak odası görüntüleri, Filipinler’de 2016 yılında yayımlandı. Kadın Filipin Devlet Başkanı Rodrigo Duterte'yi ve onun uyuşturucuya karşı kanlı savaşını sert bir şekilde eleştiren Senatör Leila de Lima'ya ilginç derecede çok benziyordu. Senatör kendisi olmadığını ve söyledi.

Yine başka bir ‘facebook’ sayfasında Lima'nın uyuşturucu tacirleri ile olan ‘phoshoplu’ görüntüleri bir anda yayılmaya başladı. Duterte, Lima'nın tüm ulusu kandırdığını (daha ağır bir ifade söylendi) söyledi.

Daha sonra İngiltere’de malikane aldığı, bir mahkumla “direk dansı” yaptığı, haberleri ‘facebook'ta yayıldı.

Olaydan 56 ay sonra Lima tutuklandı. 2023 yılında birçok suçlamadan aklandı ya da beraat etti.

Filolog Svetlana Boym'un tanımladığı gibi; kaybedilen vatanları “paranoyak kararlılıkla” yeniden inşa etmeye çalışan “onarıcı nostalji”dir. Pomeranstev, “Bu hayalet, uydurma geçmişleri sunanların arzuladığı son şeyler gerçeklerdir” olarak tanımlamış.

Sonları mı? Birkaç örnek...

Ernst Kaltenbrunner; profesör, doktor, general: İdam edildi.

Polonya kasabıHans Frank, alçak sesle şunları söyledi: “Tanrı'ya beni merhametle kabul etmesi için yalvarıyorum. Hapishanede gördüğüm iyi muamele için minnettarım.”

Seyss-Inquart sakin bir sesle şunları söyledi: “Umarım bu infaz, İkinci Dünya Savaşı trajedisindeki son perde olur ve bundan dersler çıkarılır, böylece barış ve anlayış takip eder.”

Sonra bağırdı: “Almanya'ya inanıyorum.”

Joseph Goebbels: 6 çocuğunu siyanür ile öldürttü. Kendisini, yaveri Günther Schwägermann’a öldürttü. Yaverini yıllarca BND’nin ayak işlerinde kullandığı iddia edilir.

.

Tolga Eşref Göktürk, dikGAZETE.com

Tolga Eşref Göktürk
Tolga Eşref Göktürk

Tolga Eşref Göktürk kimdir?

-Fikirde Kulis-

Irak, Süleymaniye Amerikan üniversitesi Hukuk mezunudur. Aile şirketlerinin yurt dışı dahil çeşitli bölgelerdeki işleriyle uğraşmaktadır. Evli, 3 çocuk babası Tolga Eşref Göktürk, İngilizce ve Arapça biliyor.

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?