
ESKİ KÖYE YENİ ADET
CHP haklı...
Adamlar, yüz yıldır ülkeyi aralarında paylaşıp, yemiş içmişken
Birdenbire bir Molla Kasım gelip;
- Hooop!
Deyip, hesap sormaya kalkıyor. Rüşvet ve yolsuzluklarını soruşturuyor.
Yetmedi…
Bir de haklarında mahkeme açıp, kayyum atıyor.
Böyle bir şey mi olur mu?
CHP, ömrü hayatında böyle bir şeyi yaşamış değil. Mahkemeler diğer partiler için soruşturma açıp kapatabilir; bu normal ama CHP için asla böyle bir şey düşünülemez. Eski köye yeni adet mi getiriryorsunuz?
SEN BİZİM KİM OLDUĞUMUZU BİLİYOR MUSUN?
- Biz ki, cumhuriyetin kurucu partisiyiz!
- Bu size rüşvet alma, yolsuz ve hırsızlık yapma hakkı mı veriyor?
- Aklının zoruna bak! Ben sana ülkenin kurucu partisiyiz diyorum sen hırsızlıktan bahsediyorsun. Patron kendi kasasından para mı çalarmış!.. Para zaten onun!
- Anlamadım!
- Bak sana izah edeyim...
İNGİLİZ KRAL VE KRALİÇESİ…
- Mevzuyu anlaman için buradan taa İngiltere’ye gitmem gerekecek. Çünkü; Zamanında protokolleri yerine yerleştirirken onları örnek almıştık ya!.. Onun için bu mevzuda da onlardan örnek vereceğim.
- Nasıl yani?
- Melon şapkadan, meclis başkanı ve cumhurbaşkanların giyidiği kuyruklu redingota kadar her şeyi ama her şeyi İngilizlerden kopya almadık mı?
- Aldık ama “Tayyip” o kuyruklu radingotu giymediydi!
- Karıştırma şimdi! “Tayyip”in yaptıkları bini aştı zaten ama şimdi mevzu o değil. Soru sorup sinirlerimi de bozup edip durma! O “Tayyip” kuyruklu radingotu giymedi ama “kardeşim” dediği A. Gül’e nasıl giydirmiştik unuttun mu?... Üstelik o kıyafetiyle Kraliçemizle şey yani kraliçe ile bardakları “çın çın” yaptırdıydık da içimizin yağları erimişti.
- Neyse sadede gelelim!
- İngiliz kralı veya kraliçesi o ülkenin sahibi sayılır.
- Yani?
ÜLKESİNİ TAPULU MALI GİBİ KULLANIR!..
- Yanisi şu; Ülkede herkes kral adına iş görür. Mesela; Donanmaya amiral mi atanacak, o amiral kral adına komutanlık yapar. Tüm üst düzey kadro bu şekilde olduğu gibi ülkenin de neredeyse yarısını tapulu malı gibi kullanır.
- Peki, kral kendi özlük haklarını nasıl kullanıyor?
PASAPORT…
- Kralın, Kendi özlük hakları diye bir şey yok.
- Nasıl yani?
- Bunu da anlaman için yine bir örnek üzerinden anlatayım. Az önce ne dedim!.. Ülkenin tüm yönetim kadrosu kral adına görev yapar demiştim ya!
- Evet!
- Mesela diyelim ki, seçimle (!) gelen başbakan görevine başlamadan önce bizde nasıl ki, Anıtkabir’e gidip ilke ve inkilaplara bağlı kalacağına dair şeref defterini imzalıyorsa, burada da şöyle bir seremoni işler.
- Nasıl?
- Seçilen(!) başbakan kralın huzuruna giderek diz çöker. Kral seçilen başbakana hem görevini hatırlatır hem de onu Anglikan Kilisesi adına kılıcıyla takdis eder.
- Aman Tanrım! Bu ne kadar korkunç bir şey... Peki, bu durumda laiklik ne olacak?
- İngiltere laik bir ülke değil ki!
- Nasıl olur? Bu durumda bunlar nasıl yaşıyor nasıl nefes alıp-veriyorlar?
- Boş ver bu işleri sen! Bunları anlamaya vus’atın müsait değil. Çünkü Kral aynı zamanda Anglikan Kilisesi’nin de başı. Yani Osmanlı’daki Hilafet ve Saltanatın tek kişide toplanması gibi bir şey.
Ayrıca; Avrupa’da sadece İngiltere değil, İspanya’dan Danimarka’ya, İsveç’ten Belçika’ya kadar Fransa hariç hiç biri laik değil. Bu böyle... İstersen biz yine mevzumuza dönelim.
- !.. !.. !..
- Pasaportta kalmıştık...
- Evet! Ülkedeki tüm görevliler kral adına iş görüyorsa kralın pasaportunu kim veriyor?
- Kimse veremez! Kral ancak kendi kendine pasaport vermeli ki, o da olmaz. Bundan dolayı kral başka ülkelere yaptığı ziyaretlerini pasaportsuz olarak yapar.
AVRUPA DİZ Mİ ÇÖKTÜ!..
- Mevzu dışı ama şu kadarcık bir hatırlatma yapmam gerekiyor: Malum olduğu üzere ABD başkanı Trump tüm Avrupa liderlerini ayağına çağırarak önüne dizip patronluk yapmıştı ya!
- Evet!
- O gidenler arasında İngiltere başbakanı da vardı.
- Evet...
- İngiltere’de işlerin nasıl döndüğünü bilmeyenler “Avrupa Trump önünde diz çöktü” dediler.
- Çökmedi mi?
- Hayır yani evet... Buna Avrupa diz çöktü denebilir ama İngiltere’yi özel konumundan dolayı ayrı tutmak gerekirdi. Nitekim Avrupa liderlerini ayağına çağıran Trump şimdi İngiltere Kralı’nın ayağına kendisi gidiyor. Şimdi tekrar mevzumuza dönelim mi?
- Yok!.. Gerek kalmadı. CHP rejimin kurucu partisi olarak bugüne kadar nasıl kendisine hesap sorulmadıysa şimdi de aynen İngiltere Kralı gibi kendisinden hesap sorulmasın istiyor ama köprünün altından çok sular aktı geçti. Bu saatten sonra artık bu mümkün değil. Tüm hırsız ve rüşvetçiler hesap verecek...
Ve devletimiz… Ana kaidesi üzerinde sağlam bir şekilde oturacak gibi görünüyor. Yanlış mı düşünüyorum?
- Eh! Yaklaştın... Mevzuya yavaş yavaş ısınıyorsun gibi geldi bana.
- Peki, bundan sonra ne olacak?
- Onu da başka sefere konuşuruz inşallah.
.
Emin Batur, dikGAZETE.com
halim 19 saat önce
Zebûn-küş Avrupa bir hak tanır ki: Kuvvettir. mehmet akif.
türkiyenin yıllık bütçenin yarısı faize gidiyor beyim, borca değil.
körü körüne mecnun olmaya gerek yok bence.