Çeçen-İnguş İstang sanatı: Vaynah kültüründe keçe estetiği

Abdullah Ali Güzel
Abdullah Ali Güzel
Çeçen-İnguş İstang sanatı: Vaynah kültüründe keçe estetiği
10-12-2025

Çeçen-İnguş İstang sanatı: Vaynah kültüründe keçe estetiği

Марша догIийла шу!

Çeçenler ve İnguşlar (Vaynahlar), yüzyıllar boyunca zorlu dağ ekolojisine uyum sağlayarak hem işlevsel hem de estetik açıdan üstün nitelikli bir tekstil kültürü geliştirmişlerdir. Bu kültürün en rafine tezahürü, Çeçence'deİstang” (İnguşça: İsting) olarak bilinen geleneksel keçe halıdır.

Çeçen istang sanatı, salt bir el sanatı olmanın ötesinde, Vaynah halkının kozmolojik algısını, sosyo-ekonomik yapısını ve tarihsel direncini barındıran bir “tekstil metni” olarak okunmalıdır. Bir maddi kültür öğesini anlamanın ilk adımı, onu tanımlayan dilsel çerçeveyi analiz etmektir; nitekim Çeçen keçe terminolojisi, bu sanatın standartları belirlenmiş ekonomik bir üretim modeli olduğunu kanıtlayan derin bir semantik yapıya sahiptir. Çeçen dilinde keçe halıyı tanımlayan “İstang” terimi, etimolojik olarak iki kökten türemektedir: Çeçencedokuz” anlamına gelen “İss” ve tek bir koçtan kırkılan yapağıyı ifade eden “Thonka”. Bu bağlamda İstang, kelime anlamı olarak “dokuz koç yünü” veya “toplam dokuz kırkım” manasına gelmektedir. Bu isimlendirme tesadüfi olmayıp, standart bir halının üretimi için gereken hammadde miktarını sabitleyen, ürünün kalınlığını, yoğunluğunu ve ısı yalıtım kapasitesini garanti eden bir kalite standardıdır. Hayvancılığa dayalı dağ ekonomisinde bu miktar ciddi bir sermaye birikimini temsil ettiğinden, istang estetik bir obje olmanın ötesinde bir servet saklama aracı ve takas birimidir.

Çeçen ve İnguş literatürü incelendiğinde, keçenin tek tip bir malzeme olmadığı; kullanım amacı, teknik ustalık ve estetik değere göre hiyerarşik bir sınıflandırmaya tabi tutulduğu görülmektedir. Bu hiyerarşinin zirvesinde, “renkli” veya “süslü” anlamına gelen, çok renkli ve karmaşık bezemelere sahip “Horza İstang” yer alır; bu tür, bir varlık göstergesi ve çeyizlerin en değerli parçası olarak kabul edilir. Standart “İstang” ise genellikle kakma (mozaik) tekniği ile üretilen, evlerin duvarlarını süslemek ve yalıtım sağlamak için kullanılan ana dekoratif unsurdur. Estetik bitiş detaylarına verilen önemi gösteren bir diğer tür, kenarlarına püskül veya saçak eklenmiş “Hinca yolu istang”dır; bu tür, 18. yüzyıl seyyahı Jacob Reineggs tarafından özellikle not edilmiştir.

Daha işlevsel ve kaba türler arasında ise “Kuuz” bulunur. İstang'dan daha mukavemetli, desensiz veya basit desenli olan bu kalın yer yaygısı, toprak zeminli dağ evlerinde temel ısı yalıtımı ve uyuma alanı sağlamak için kullanılır. Üretim kalitesi en düşük olan, yumuşak yünden fazla emek harcanmadan yapılmış gibi duran keçelere “Biygig” adı verilir ve bunlar genellikle eyer altı veya yatak dolgusu gibi ikincil işlevlerde kullanılırken, “Boto” adı verilen tür, modern tekniklerden önceki döneme ait daha ilkel veya arkaik üretim metodunu imleyen kadim bir keçe tipidir. Duvar dekorasyonunda kullanılan ancak genellikle dokuma tekniğiyle yapılan yaygılar ise “Pals” olarak adlandırılır.

Bu sanatın tarihi kökenlerine inildiğinde, arkeolojik kaynaklar keçe üretiminin bu coğrafyada binlerce yıldır süregelen kesintisiz bir gelenek olduğunu gösterir. Vaynahların ataları olan Durdzuklar, 9. ve 10. yüzyıl Fars coğrafyacıları tarafından kaydedilen yoğun koyun yetiştiriciliği kültürüyle bilinir. Koyunun olduğu yerde dokuma tezgahına ihtiyaç duymadan yünü tekstile dönüştürmenin en efektif yolu olan keçe, teknolojik bir zorunluluktu.

1239 yılında Alan başkenti Maghas'ın Moğollar tarafından yıkılmasıyla nüfusun yüksek dağlık bölgelere çekilmesi, soğuk iklim koşullarında keçeyi ve kepeneği (Vert/Burlu) hayatta kalma kitinin stratejik parçaları haline getirmiştir. 18. ve 19. yüzyılda bölgeyi ziyaret eden seyyahlar, istang sanatının gelişmişlik düzeyini belgeleyen önemli kayıtlar bırakmıştır. 1780'lerde Jacob Reineggs, Çeçen kadınlarının ürettiği “ince keçe” halıların kalitesini ve özgün desenlerini överken; Alman doğabilimci Peter Simon Pallas (1793-1794), Galgai (İnguş) ve Natschkha (Çeçen) halklarının halılarındaki desenlerin rastgele olmadığını, klan tabanlı bir kodlama sistemine dayandığını not etmiştir.

İ.A. Güldenstadt ise 1770'lerde Çeçen keçelerinin su geçirmezlik özelliği nedeniyle Terek Kazakları ve Rus subayları tarafından askeri amaçlarla talep edilen ticari bir meta olduğunu belirtmiştir. 20. yüzyılın başlarında, özellikle 1925'te sanatçı V. Shlepnev'in “Şali Köyünden Halı” gibi eserleriyle istang kültürü görsel olarak belgelenmiştir. Ancak 1944'tekiOperasyon Chechevitsa” ile halkın Orta Asya'ya sürülmesi büyük bir kırılma yaratmıştır.

Bu süreçte Çeçen ustalar, Orta Asya (Kırgız, Kazak) keçe gelenekleriyle temas etseler de, kültürel asimilasyona direnerek kendi “Kuzey Kafkasya” karakterlerini korumuşlar; KırgızŞırdak” halılarındaki dikiş tekniği yerine, kendi “kakma” (vvalivanie) tekniklerini muhafaza etmişlerdir.

Çeçen istangını benzersiz kılan temel unsur, basit bir “boyama” işlemi değil, “vvalivanie” (içe yuvarlama/gömme) adı verilen karmaşık bir “kakma” mühendisliğidir. Bu teknikten önce, anilin boyaların olmadığı dönemlerde Çeçen kadınları karakteristik renk paletini yerel floradan elde etmiştir. Kırmızı veya bordo renk için Mürver (Sambucus ebulus) meyvelerinin suyu kullanılırken; mavi ve indigo tonları Çivit Otu (Isatis tinctoria) yapraklarının fermantasyonuyla sağlanırdı. Siyah ve kahverengi konturlar Kurt Pençesi (Polygonum bistorta) köklerinden, dayanıklı koyu kahverengi tonları ise Ceviz (Juglans regia) kabuklarından elde edilirdi.

Bu doğal boyalarla hazırlanan keçelerin üretimindeki “kakma” tekniği, negatif ve pozitif alanların birbirini tamamlaması prensibine dayanır.

Usta, farklı renklerdeki (örneğin kırmızı ve mavi) yarı keçeleşmiş plakaları üst üste koyarak deseni her iki katmandan aynı anda keser. Ardından “takas” işlemiyle, kırmızı plakadan çıkan parça mavi zemine, mavi parça ise kırmızı zemine yerleştirilir; böylece birbirinin negatifi olan iki halı aynı anda üretilir. Ek yerlerine beyaz yün kordon yerleştirildikten sonra, halı sıcak sabunlu su ve basınçla bütünleştirilir, bu sayede dikişsiz, tek parça ve son derece sağlam bir yapı elde edilir.

Bu teknik üretim sürecinin, inanılmaz bir sembolik dille birleştiğini biliyor muydunuz?

Çeçen istangı, üzerindeki her kıvrımla Vaynahların inançlarını ve doğa algılarını taşıyan bir metindir. Güneş (Malkh) tapıncını simgeleyen daireler ve rozetler, suyun akışını simgeleyen “koşan dalga” bordürleri ve bereket sembolü “koç boynuzu” (kochkar), bu metnin alfabesini oluşturur. Bu özellikler, bölgesel bir karşılaştırma yapıldığında Çeçen istangını komşu kültürlerden net bir şekilde ayırır.

Çeçen ve İnguş (Vaynah) keçeciliğinde baskın olan dikişsiz “Vvalivanie” (Kakma) tekniğine karşın; Orta Asya (Kırgız/Kazak) geleneğinde dikişli mozaik olan “Şırdak” ve basma yöntemi “Ala-kiyiz” baskındır. Estetik açıdan Vaynah halıları, keskin geometrik hatlar, simetri ve solar sembolizm ile karakterize edilirken; Dağıstan örnekleri daha organik, kıvrımlı ve İran etkili bitkisel motifler, Orta Asya örnekleri ise daha yumuşak hatlı iri koç boynuzu motifleri içerir. Renk kullanımında ise Çeçen halıları Kırmızı-Siyah veya Kırmızı-Mavi gibi yüksek kontrastlı ikilileri tercih ederken, Dağıstan ve Orta Asya örneklerinde çok daha çeşitli ve renkli paletler görülür.

Sosyo-kültürel bağlamda İstang, doğumdan ölüme kadar Çeçen hayatının her evresinde yer alan; kadın emeğinin, çeyiz ekonomisinin ve konukseverliğin (h'asha) merkezi bir öğesidir.

Misafir odalarının (kunatskaya) en değerli süsü olan istanglar, aynı zamanda evi kötü ruhlardan koruyan birer tılsım olarak görülmüştür. Sovyet modernizasyonu ve savaşlarla yok olma noktasına gelen bu sanat, 21. yüzyılda güçlü bir rönesans yaşamaktadır. Rusya Etnografya Müzesi'ndeki koleksiyonlar ve “İstingDerneği gibi sivil girişimler sayesinde unutulan desenler yeniden canlandırılmaktadır. Zinaida Hahirova gibi ustaların çalışmaları, uluslararası ödüller kazanırken, modern moda tasarımcıları, geometrik keçe desenlerini giyilebilir formlara dönüştürerek Vaynah kimliğinin küresel görünürlüğünü artırmaktadır.

Sonuç olarak; Alanların başkenti Maghas'ın yıkıntılarından modern Grozni'ye uzanan Çeçen İstang sanatı; “Vvalivanie” tekniğindeki mühendislik dehası, “dokuz koç yünü” etimolojisindeki ekonomik standart ve geometrik desenlerindeki sembolik derinlikle Vaynah kimliğinin, estetiğinin ve tarihsel direncinin yaşayan bir sembolü olarak varlığını sürdürmektedir.

Böylece yitmeye yüz tutan nice kültürel hazinemizin tespiti ve ifşası için gayret ile yüce Yaratan’a dua ediyoruz.

Дала Ӏалаш дойла!

.

Abdullah Ali Güzel, dikGAZETE.com

Kaynakça

1. Yıldır, Erol. Chechen (Nakhche-Nokhchi) Istang: Traditional Felt Craft of the Chechen People. (Çev. B.N. Saltaeva-Akchubuk). Rostov-on-Don: Media-Polis, 2021.

Not: Bu eser, modern dönemde Çeçen keçeciliği üzerine yazılmış en kapsamlı metinlerden biridir. "Dokuz koç yünü" etimolojisi ve üretim teknikleri bu kaynaktan derlenmiştir.

2. Shavlaeva, Tamara Magomedovna. Iz istorii razvitiya sherstyanogo promysla chechentsev v XIX - nach. XX vv. (19. ve 20. Yüzyıl Başlarında Çeçen Yün Endüstrisinin Tarihinden). Grozni, 2006.

3. Dzaurova, T. A-H. Ingush National Ornament (GIalgIay qaman gIarchosh). Moskova: DeLibri, 2019.

4. Güldenstadt, J.A. Reisen durch Russland und im Caucasischen Gebürge (Rusya ve Kafkas Dağları Boyunca Seyahat). St. Petersburg: Imperial Academy of Sciences, 1787.

5. Studenetskaya, E.N. "Uzornyye voyloki narodov Kavkaza (Kafkas Halklarının Desenli Keçeleri)". Kavkazskiy Etnograficheskiy Sbornik, Cilt 6. Moskova: Nauka, 1979.

Abdullah Ali Güzel
Abdullah Ali Güzel

Abdullah Ali Güzel kimdir?

1998 doğumlu Abdullah Ali Güzel, arkeoloji eğitimine devam ederken; Kafkasya’nın kültür ve arkeolojisi başta olmak üzere, dünya eski çağ kültürleri ve halk bilimi üzerine okumalarını ve yazı çalışmalarını sürdürmektedir.

Abdullah Ali Güzel, ilgi çekici konularda kaleme aldığı yazılarıyla burada.

.

dikGAZETE.com

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?