Genel

Soma davası sanığı: ’’Eğitim almadık’’

Soma davası duruşmasında ifadesi alınan tutuklu sanıklardan Vardiya Amiri İsmail Adalı, karbonmonoksit maskesinin 1 yıldır kontrolünün yapılmadığını ve acil durumlara karşı eğitim almadığı bilgisini verdi. Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs tarihinde 301

Soma davası sanığı: ’’Eğitim almadık’’
16-04-2015 23:07

Soma davası duruşmasında ifadesi alınan tutuklu sanıklardan Vardiya Amiri İsmail Adalı, karbonmonoksit maskesinin 1 yıldır kontrolünün yapılmadığını ve acil durumlara karşı eğitim almadığı bilgisini verdi.
Manisa’nın Soma ilçesinde 13 Mayıs tarihinde 301 maden işçisinin hayatını kaybettiği faciaya ilişkin Akhisar’da görülen davada 8’i tutuklu toplam 45 sanığın savunmalarının dinlenmesine devam edildi. Soma davasının üçüncü duruşmasında Soma Kömür İşletmeleri A.Ş’nin sahibi Can Gürkan, Genel Müdür Ramazan Doğru ve İşletme Müdürü Akın Çelik’in ardından Vardiya Amiri İsmail Adalı ve Teknik Nezaretçi Ertan Ersoy da ifade verdi.
İsmail Adalı sözlerine kendisinin Teknik Müdür olarak nitelendirildiğini ancak Vardiya Amiri olduğunu vurgulayarak başladı. İş tanımını da anlatan İsmail Adalı, “Maden ocağında 6 tane birim var. Her birimin başında bir yetkili amir var. Ben kendi birimimle ilgili işlere bakıyorum. Üretim ile ilgili bütün işler bana bağlı. İş güvenliğinden sorumlu değilim. İş güvenliğinden sorumlu arkadaş Mehmet Efe’dir. Üretim en büyük birimdir. Diğer birimlerin yaptığı işlere karışmıyorum. Yalan söyleme gibi bir durumum yok. Bana söylenen görevleri kabul etmiyorum” dedi.

“HAVANIN YÖNÜNÜ TERSİNE ÇEVİRELİM”
Olay günü çalıştığını ve kontrol merkezine yakın olduğunu belirten Adalı şunları söyledi:
“Saat 15.00 civarında meydana geldi. Olayı duyduğum an kontrol merkezine girdim. Kontrol merkezinde sabit sensörlere baktım. Hepsi normaldi. Yeşil yanıyordu. Sonra bir sensör aniden kırmızıya döndü. Ocakta yangın olduğunu anladım. Kontrol merkezinden Olcay Ere ocağın boşaltılmasını istedim. Hemen ardından ocak ağzına geldim. Vardiya değişimi için işçiler gelmişti. Ocağın temiz hava girişinden içeriye girdim. Saat 15.10’da duman hissedilmişti. Olcay arkadaşımı aradım. U-3’ten duman geldiğini söyledi. Ben U-3’e gelmeden önce 50-60 metre ileride sıcak ve dumanlı bir ortamla karşılaştım. Yangının orada olduğunu anladık. Koyu bir duman vardı. Hiç bir şey gözükmüyordu. Maske takıp 15 metre anca gidebildim. İşletme Müdürü Akın Çelik’e olayı anlattım. ‘Yangın yok, duman var’ dedim. Akın Bey de ‘havanın yönünü terse çevirelim’ dedi. Olay yeri bin 500 metre mesafede dumanın S panosundan geldiğini anladık. A panosunda 150 kişi vardı ve yaşıyordu. S panosunda ise 3 kişi yaşıyordu, diğerlerinin ise hayatını kaybettiğini gördük.”

“EĞİTİM ALMADIM”
Adalı, mahkeme başkanının “Acil durumlarda neler yapılacağı konusunda eğitim aldınız mı, tatbikat yapıyor musunuz ?” sorusuna, “O konuda benim bilgim yok. Eğitim almadım. Tecrübelerimle olası bir durumda nasıl davranacağımı biliyorum” diye yanıt verdi.
Mahkeme Başkanı’nın ‘Üretim baskısı var mı’ sorusuna ise Adalı, “Bizde işçi zorlanmıyor. 3 vardiya halinde arkadaşlarımız 8 saat çalışıyor. Ocağın iki hava girişi ve iki hava çıkışı var. Bu konularda yatırım yapıldı. Yarı mekanizma sistemi ile kömür çıkarılıyor. İnsanı zorlayarak ne kadar çalıştırılır. İşçinin yapabileceği iş bellidir. İşçiler üzerinde zorlama yapıldığını kabul etmiyorum” diye yanıtladı.

“MASKEMİN BİR YIL KONTROLÜ YAPILMADI”
Karbonmonoksit maskesinin 1 yıldır kontrolünün yapılmadığını da paylaşan Adalı, “Maskem doluydu. Benimki yeniydi. Bir yıldır kullanıyorum. Bir yıldır kontrolü yapılmadı. Bu kontrole iş güvenliği bakıyor. Yaşanılanlar çok acı. Ben Somalıyım. Ben bu maden de akrabamı, çocukluk arkadaşımı kaybettim. Benim de kalbim var. Benim de bir aile ve çocuğum var. 301 arkadaşımı kaybettim. 6 yaşında çocuğum var. ‘Baba niye eve gelmiyorsun’ diyor. Beraatimi istiyorum.”
Savunmaların yapıldığı sırada mahkemede bulunan şehit madenci yakınları sık sık sözlü tepki gösterirken, mahkeme başkanı da yargılamanın sağlıklı olması amacıyla madenci yakınlarına sessiz olmaları gerektiği konusunda uyarılarda bulundu.

“KAHVALTI YAPTIĞIM ARKADAŞLARIMI KAYBETTİM”
Şehit ailelerine başsağlığı dileyerek sözlerine başlayan Teknik Nezaretçi Ertan Ersoy da, “Kimisi kocasını kimisi babasını kimisi kardeşini kaybetti. Evet ama bende birlikte kahvaltı yaptığım arkadaşlarımı kaybettim” dedi.
İşletmedeki görev tanımını anlatan Ersoy şöyle konuştu:
“İşletmede faaliyet raporları düzenleyip bunları Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne (MİGEM) gönderiyordum. Ayrıca ocaktaki çalışmaların işletme projelerine göre uygun yürütülüp yürütülmediğini kontrol ediyordum. Eksiklikleri yazdım. Tespit ettiğim aksaklıkları işletme sahibine verdim. Hakkımda isnad edilen havalandırma ve sensörlere ilişkin bir eksiklik yok. Havalandırma işlemini ayrı bir mühendis takip ediyordu. Maske bakımını Harun Yıldırım yürütmekteydi. Eğer olumsuzluk varsa bana bildirilir bende not alırdım. Ocağı 10-15 günde bir dolaşırım. Önce dinamit deposunun denetlemesini yapar sonra ocağı girerim. Ne iş güvenliği ne de gaz maskeleri ile ilgili bana bir bilgi verilmedi.”

“DAHA CEHENNEMİ GÖRMEDİNİZ”
Olay gününü de anlatan Ersoy, “Öğle namazımı kıldım. Birden sesler geldiğini duydum. Yangın çıktığını söylediler. Olay yerinde yoğun duman ile karşılaştım. Anlatmam çok zor. Bu ellerle arkadaşlarımın cenazelerini çıkardım. Anlatamıyorum. Cehennemi yaşadık” dedi. Bunun üzerine madenci aileleri “Asıl cehennemi biz yaşadık. Cehennemi sen görmedin daha” diye tepki gösterdi.

“MADENLERİ ÜNİVERSİTELERİMİZ KONTROL ETSİN”
Bilirkişi raporunu da eleştiren Ersoy, “Bilirkişi bu olayı çözmek isteseydi olay günü olay yerine giderdi. Kömür yandığı iddia ediliyor, yanma olayı yok. Hikayelerle bilirkişi raporunun yapılmasını kabul etmiyorum. Kazadan sonra herkes bir şeyler söylüyor. Türkiye’de madenleri üniversitelerimiz gelsin, kontrol etsin. Ama sorumluluk almaktan herkes kaçıyor” ifadelerini kullandı.
Soma davasının dördüncü duruşmasına yarın devam edilecek.
(İHA)
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER