Gündem

Orman yangınlarında bir çay kaşığı toprakta bile milyonlarca canlı yok olabiliyor

Prof. Dr. Ender Makineci, orman yangınlarında bir çay kaşığı topraktaki milyonlarca toprak canlısı ve mikroorganizmaların da yanarak yok olduğunu, toprak yüzeyinde 80 santigrat derecede canlıların ölümünün başladığını söyledi.

Orman yangınlarında bir çay kaşığı toprakta bile milyonlarca canlı yok olabiliyor
09-08-2025 12:38
İstanbul

İstanbul Üniversitesi-Cerrahpaşa Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ender Makineci,
orman yangınları ve ortaya çıkan zehirli gazların doğaya ve canlılara etkisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Makineci, orman yangınlarının, yanıcı yükü ölü dokulardan oluşan örtünün yanması ile ağaç altında çalı ve otsu tabakayla tepeye sirayet eden tepe yangını şeklinde farklı türlerinin olduğunu söyledi.

Yapılan araştırmalara göre, orman yangınlarında genelde 70 birim (kg/ton) karbonmonoksit çıktığını belirten Makineci, şöyle devam etti:

"Karbonmonoksit çok zehirli bir gaz ve yangında en fazla çıkan gaz miktarı. İnsana öldürücü etkileri var, 3-5 dakikaya kadar maruz kaldığında doğrudan ölüme sebebiyet verebilen bir gaz çeşidi. Orman yangınlarında ölümlerde de en etkili olan kirletici gaz. Ayrıca orman yangınlarında 12 birim hidrokarbonlar (metan-CH4 gibi), 8,5 birim partikül maddeler-kül-yanan parçacıklar ve 2 birim azot oksitler de açığa çıkmakta, bunlar da insan sağlığına ve canlılara zarar veren, solunum yoluyla akciğerlere girerek solunum sistemine önemli hasarlar verebilen gazlar ve maddelerdir. Ayrıca araştırmalara göre, orman yangınları sonrası bu maddeler farklı kimyasal maddelerle foto kimyasal reaksiyonlarla 4 bin 500 yıl kalıcılık-yarılanma sürelerine varan yeni kimyasal bileşikler oluşturabiliyor."

Yangın sonrası çıkan zehirli gazlar yağış rejimini de etkiliyor

Ortaya çıkan zehirli gazların kilometrelerce, hatta diğer ülkelere kadar gidebildiğini kaydeden Makineci, hatta bu gazların bulut oluşumlarını etkileyerek yağış rejiminde de değişimlere neden olabildiğini ifade etti.

Prof. Dr. Makineci, yangın sonrası oluşan külün, mineral madde olduğunun altını çizerek, "Yangının bir sevecen tarafını göstermek değildir bu ama aynı Sahra Çölü'nden gelen tozlar gibi baktığınızda küller, bitkileri mineral besin maddeleriyle besleyebilecek formda bileşikler, elementler içerir. Yanma sonrası oluşan külle mineral maddelerce zengin bir toprak örtüsünün bulunması eğer sahada erozyon riski yoksa yeni gelen bitki örtüsüne beslenme, büyüme avantajı sağlar." dedi.

Orman yangınları sonrası toprağın fiziksel, kimyasal ve biyolojik değişimine de değinen Makineci, yangının ormanın altındaki ölü organik tabakayı tamamen yakması durumunda sıcaklığın artışına bağlı olarak toprakta suyunu kaybetmiş bir kuru tabaka meydana geldiğini söyledi.

Makineci, bu kuru tabaka üzerine düşen bitki tohumları çimlenemediği için erozyona, şiddetli yüzeysel su akışına ortam sağlayacak bir izolasyon tabakası oluştuğunu belirterek, şunları kaydetti:

"Bir çay kaşığı toprakta milyonlarca toprak canlısı, canlı mikroorganizmalar var. Yanıcı madde yükü ve artan yüzey sıcaklığına bağlı olarak orman ekosisteminde bir çay kaşığı topraktaki milyonlarca toprak canlısı ve mikroorganizmalar yanarak yok oluyor. En düşük yangın bile 300-400 santigrat dereceye ulaşır, toprak yüzeyinde 80 santigrat derecede ölümler başlar. Bu toprak canlılarının ölümü olarak gerçekleşir. Maalesef tanışmadığımız, envantere geçmemiş türler bile yangınlarda kaybolabiliyor. Orman toprağı üzerindeki cansız organik atıklarla bitki dokuları içerisinde bulunan bütün elementler de yangın şiddetine bağlı olarak oksitlenerek kaybolur."

- Maki florası ve kozalaklar kendini yenileyebiliyor

Akdeniz Bölgesi'nde yanan alanda maki florasının gelişiminin çok gözlenen bir durum olduğunu vurgulayan Makineci, maki florasının yangından sonra yeni sürgünler oluşturmaya, yayılmaya daha aktif hale geldiğini kaydetti.

Makineci, kozalaklar içinde tohum içeren türlerin de yangındaki sıcaklıktan etkilenmeden toprak içerisinde çimlenebildiğini belirterek, "Yangından sonra hemen orada çimlenebilir, genç bireyleri üretebilir, bir yenilenme potansiyeli sunabilir. Bunlar yoksa alan tamamen bitki örtüsünden yoksun kalarak, organik maddesini kaybederek erozyona ve yüzeysel akışa açık bir duruma gelirse burada yenileyecek türler de olmadığı için bitki örtüsünün yeniden alana gelmesi çok daha uzun bir zaman alır. Yıllarca, on yıllarca buraya yeni bir bitki örtüsü gelemeyebilir." şeklinde konuştu.

Yangınlar sonucu endemik türlerin kaybolabildiğini dile getiren Makineci, Trakya bölgesindeki toy kuşunun yuvasını yaptığı çalılıkların anız yangınları nedeniyle yok olduğunu, kuşun bu bölgeden tamamen kaybolmasının başlıca sebebinin anız yangınları olarak gösterildiğini anlattı.

- Yanan alanlar rehabilite ediliyor

Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde yanan ormanlık alanlarda yok olan türler, bitki örtüsü ve ağaçlara ilişkin bilimsel çalışmalar yapıldığını dile getiren Makineci, şunları anlattı:

"Bunlar bilimsel etikette kaldığı için çok fazla duyulmuyor. Tarım ve Orman Bakanlığı Araştırma Enstitüleri, konu bazlı araştırma enstitüleri, üniversiteler, biz bireysel araştırmacılar birçok çalışmalar yapıyoruz. Özellikle 2021 Antalya Manavgat yangını sonrası Bakanlık çok geniş bir araştırma ekibi kurarak, hatta uzun vadeli yangınların etkilerini araştıracak şekilde projeler geliştirdi. Çalışmalar bilimsel olduğu için yaygın etkileri bilimsel raporlar, makaleler ve bildiriler olarak kalıyor. Bunları, özellikle araştırma sonuçlarını kamuoyuna yansıtmak gerekiyor. Dünyada başka bu şekilde yangınla mücadele eden ve yangın alanlarını rehabilite eden bir ülke yok. Çok açık söyleyebilirim bunu."


Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER