
Ankara
Thomas Friedman, NYT gazetesinde, ABD Başkanı Donald Trump'a hitaben "Bu İsrail hükümeti bizim müttefikimiz değil" başlıklı görüş haberi kaleme aldı.
Friedman, Trump'ın gelecek hafta Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar liderleriyle görüşmeyi planlamasının ancak İsrail Başbakanı Netanyahu ile görüşmeyi planlamamasının "hayati bir gerçeği anlamaya başladığını" gösterdiğini ifade etti.
Mevcut İsrail hükümetinin "ABD'nin bölgedeki temel çıkarlarını tehdit edecek şekilde" davrandığını öne süren Friedman, "Netanyahu bizim dostumuz değil." ifadesini kullandı.
Friedman, Netanyahu'nun Trump'ı aptal olarak gördüğünü belirterek, ABD'nin Hamas, İran ve Husilerle yürüttüğü bağımsız müzakereler aracılığıyla Trump'ın Netanyahu'ya, "kendisini satın alamayacağını" gösterdiğini aktardı.
"Aşırı milliyetçi, mesihçi" İsrail’in ABD'nin müttefiki olmadığını vurgulayan Friedman, bu hükümeti İsrail tarihinde önceliği Arap komşularıyla bir arada yaşamanın getireceği faydalar olmayan bir yönetim olarak tanımladı.
Friedman, mevcut İsrail hükümetinin önceliğinin "Batı Şeria'nın ilhakı, Gazze'deki Filistinlilerin sürülmesi ve orada İsrail yerleşimlerinin yeniden kurulması" olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Çünkü Netanyahu hükümeti aşırılık yanlısı gündemi doğrultusunda bizim çıkarlarımıza zarar vermektedir. Netanyahu'nun diğer ABD başkanlarına yaptığı gibi sizi ezip geçmesine izin vermemeniz sizin için bir övünç kaynağıdır. Seleflerinizin bölgede inşa ettiği ABD güvenlik mimarisini savunmak da hayati önem taşımaktadır."
ABD-Arap-İsrail ittifakı, ABD'nin çıkarlarına hizmet ediyor...
Friedman, mevcut ABD-Arap-İsrail ittifakının yapısının 1973'te eski Başkan Richard Nixon ve eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger tarafından Rusya'yı bölgeden çıkarmak ve ABD'yi bölgede baskın küresel bir güç haline getirmek üzere kurulduğunu kaydetti.
Söz konusu yapının o zamandan bu yana ABD'nin jeopolitik ve ekonomik çıkarlarına hizmet ettiğini belirten Friedman, bu yapının büyük ölçüde ABD ile İsrail'in iki devletli çözüme yönelik taahhüdüne dayandığını aktardı.
"Siz de ilk döneminizde Gazze ve Batı Şeria'da bir Filistin Devleti kurulmasını öngören planınızla bunu ilerletmeye çalıştınız. Elbette bu plan, Filistinlilerin İsrail'i tanıması ve kurulacak devletin silahsızlandırılmış olmasını kabul etmesi koşuluna bağlıydı." ifadelerini kullanan Friedman, Hamas'ın 7 Ekim 2023'teki saldırısı öncesinde Netanyahu yönetiminin "bölgedeki ABD güvenlik ve barış mimarisi yerine Batı Şeria'nın ilhakını öncelik haline getirdiği" değerlendirmesi yaptı.
"Netanyahu, kendi çıkarlarını İsrail'in ve ABD'nin çıkarlarının önüne koydu"
Friedman, eski Başkan Joe Biden yönetiminin yaklaşık bir yıl boyunca İran'a karşı denge sağlayarak Çin'i bölgeden uzaklaştırıp ABD - Suudi Arabistan güvenlik anlaşmasının Kongre'den geçmesinin yolunu açacak iki devletli çözüm hakkında Filistin yönetimiyle diyalog başlatmayı kabul etmesini istediğini ifade etti.
Netanyahu'nun bu talebi "kabinesindeki Yahudi üstünlükçülerin hükümeti devireceklerini söylemesi üzerine reddettiğini" belirten Friedman, "Birden fazla yolsuzluk suçlamasıyla yargılanan Netanyahu, başbakanlık korumasını kaybedemezdi. Bu koruma ona hem yargı sürecini uzatma hem de muhtemel bir hapis cezasından kaçınma imkanı tanıyordu." ifadelerini kullandı.
Friedman, İsrail ile Suudi Arabistan arasında Filistinlilerle iki devletli çözüm çabasına dayalı ilişkilerin normalleşmesinin tüm Müslüman dünyasını İsrailli turistlere ve yatırımcılara açacağı, Yahudilerle Müslümanlar arasındaki küresel gerilimleri azaltacağı ve bölgedeki ABD avantajlarını pekiştireceğini belirterek, "Netanyahu, kendi çıkarlarını İsrail'in ve ABD'nin çıkarlarının önüne koydu." değerlendirmesinde bulundu.
Netanyahu'nun "2 yıl boyunca herkesi oyaladığını" belirten Friedman, tarafların artık İsrail'in söz konusu anlaşma içinde yer almasını beklemediğini kaydetti.
Friedman, "Netanyahu, Gazze'ye yeniden girmeye hazırlanıyor ve Filistin halkını, bir tarafı Akdeniz, diğer tarafı Mısır sınırı olan dar bir köşeye sıkıştırmayı planlıyor." ifadesini kullanarak, bu hamlenin İsrail'e yönelik "daha fazla savaş suçu" suçlamasını gündeme getirebileceğine ve Netanyahu'nun "ABD yönetiminin kendisini korumasını" bekleyebileceğine dikkati çekti.
"Netanyahu'nun Gazze'yi tekrar işgal planı kalıcı bir İsrail askeri işgalini amaçlıyor"
Friedman, "Hamas liderliği, esirleri serbest bırakmalı ve Gazze'den uzun zaman önce çekilmeliydi, böylece İsrail'in savaşı sürdürme bahanesi kalmazdı." ifadesini kullandı.
"Netanyahu'nun Gazze'yi tekrar işgal planı, Hamas'a karşı ılımlı bir alternatif oluşturmak değil. Bu, kalıcı bir İsrail askeri işgalini ve tüm Filistinlilere baskı uygulayarak bölgeden çıkmalarını sağlamayı amaçlıyor." değerlendirmesinde bulunan Friedman, bu durumun "Akdeniz kıyısında bir Vietnam'a" neden olabileceğini belirtti.
İsrail'in aşırı sağcı Maliye Bakanı Bezalel Smotrich'in 5 Mayıs'ta yaptığı, "Gazze'nin kalıcı işgaline" yönelik açıklamalarına değinen Friedman, yerel nüfusun "Gazze Şeridi'nin dörtte birinden daha küçük bir alana sıkıştırılacağını" vurguladı.
Friedman ayrıca, İsrailli askeri uzman Amos Harel'in konuya ilişkin bir analizindeki "İsrail ordusunun asker kaybını en aza indirmek amacıyla daha agresif bir güç kullanmayı planladığına ve bu durumun, Gazze'deki sivil altyapının büyük ölçüde yok olmasına yol açabileceğine" yönelik yorumuna dikkati çekti.
Harel'in, söz konusu stratejisinin, sivillerin insani yardım kamplarına zorla yerleştirilmesine, gıda ve ilaç sıkıntısına, yeni kitlesel sivil ölümlerine neden olabileceğini öngördüğünü aktaran Friedman, Harel'e göre bu gelişmelerin "daha fazla İsrailli siyasi ve askeri liderin bireysel düzeyde uluslararası hukuk önünde yargılanmasına yol açabileceğini" kaydetti.
Friedman, bu yaklaşımın sadece İsrail için değil, ABD'nin Orta Doğu'daki müttefikleri için de "ciddi sonuçlar" doğurabileceğini belirterek, Ürdün ve Mısır'ın, Netanyahu'nun Filistinlileri Gazze ve Batı Şeria'dan sürerek bu iki ülkeye yönlendirmeye çalıştığından endişe duyduğunu aktardı.
"Filistinlilerin umutlarının tamamen yok olmasının bölgede ABD-Arap-İsrail güvenlik entegrasyonunu genişletmeye yönelik isteği azaltabileceğine" işaret eden Friedman, bunun İran ve Çin'e karşı uzun vadeli stratejik kazanımlar sağlayabileceği değerlendirmesinde bulundu.
Friedman, "Sayın Başkan, Orta Doğu konusunda iyi ve bağımsız içgüdüleriniz var, bunları izleyin. Aksi takdirde şu acı gerçeğe hazırlıklı olmalısınız: Yahudi torunlarınız, Yahudi devletinin dışlanmış devlet olarak görüldüğü bir dünyada büyüyen ilk nesil olacak." ifadelerini kullandı.
Haaretz gazetesinin 7 Mayıs tarihli haberinden alıntı yapan Friedman yazısında, "Gazze Şeridinde öldürülen 18 bini çocuk olmak üzere 52 binden fazla Filistinlinin sayısını görmezden gelmeye devam edebilir, rakamların güvenilirliğini sorgulayabilir, tüm baskı, inkar, ilgisizlik, mesafe koyma, normalleştirme ve meşrulaştırma mekanizmalarını kullanabiliriz. Bunların hiçbiri acı gerçeği değiştirmeyecektir: İsrail onları öldürdü. Bunu bizim ellerimiz yaptı. Gözlerimizi kaçırmamalıyız. Uyanmalı ve yüksek sesle haykırmalıyız: Savaşı durdurun." ifadelerine yer verdi.
Kaynak: AA
.
dikGAZETE.com