Analiz/Röportaj/Dizi/Rapor

Kırım Vatan Kültür Derneği Başkanı Nusret Tuzak ile Tatarlar, Kırım, Türkiye, Rusya, Ukrayna ve farklı gelişmeler üzerine...

Kırım Vatan Kültür Derneği Başkanı Nusret Tuzak ile Tatarlar, Kırım, Türkiye, Rusya, Ukrayna ve farklı gelişmeler üzerine Ömür Çelikdönmez konuştu…

Kırım Vatan Kültür Derneği Başkanı Nusret Tuzak ile Tatarlar, Kırım, Türkiye, Rusya, Ukrayna ve farklı gelişmeler üzerine...
03-07-2025 08:56

ANKARA - ÖZEL - Konuşan; Ömür Çelikdönmez

- Sayın Nusret Tuzak, öncelikle Kırım Vatan Kültür Derneği’nin kuruluş hikâyesinden ve temel misyonundan bahseder misiniz?

- Kırım Vatan Kültür Derneği, 2024’de kurulmuş olmasına rağmen 2000’li yılların başında Kırım Tatar halkının kültürel mirasını Türkiye’de yaşatmak ve özellikle genç kuşaklara aktarmak amacıyla faaliyet yürüten ciddi bir ekipten söz ediyoruz. Bizim misyonumuz sadece folklorla sınırlı değil. Hem geçmişimizi anlamak hem de geleceği şekillendirmek adına, tarihsel hafızayı diri tutmak, çok boyutlu diplomatik ve kültürel ilişkiler kurmak bizim için temel hedef. Türkiye ile Kırım ve Rusya arasındaki manevi bağları güçlendirmek, bu sürecin doğal bir parçası.

- Ankara merkezli bir dernek olarak, Türkiye’deki Kırım Tatar diasporasıyla nasıl bir iletişim ve işbirliği içindesiniz?

- Biz bu süreci bir “iletişim”den ziyade, “birlikte üretimolarak görüyoruz. Eskişehir’den Bandırma’ya, Konya’dan İstanbul’a kadar farklı bölgelerdeki Kırım Tatar dernekleriyle düzenli temaslarımız var. Farklı görüşler olabilir ama önemli olan ortak kültürel zemini ve siyasi vizyonu koruyabilmek. Ankara’da bulunmamız, bizi doğal olarak diplomatik çevrelerle de temas kurmaya zorluyor.

- Kültürel kimliğin korunması bağlamında ne tür etkinlikler düzenliyorsunuz? Dil, müzik, gelenek gibi unsurlar önceliğinizde mi?

- Kuşkusuz. Ana dil bizim varlığımızın bel kemiği. Tatarca derslerinden geleneksel müziğe, halk danslarından tarih seminerlerine kadar çok geniş bir yelpazede faaliyet yürütüyoruz. Ama burada nostaljiye saplanıp kalmak istemiyoruz. Kültürel kimliği geleceğe taşıyacak olan, bu mirası çağın diliyle yeniden üretmektir. Kırım’ın Rusya’ya katılmasıyla birlikte bu alanda çok ciddi gelişmeler yaşandı.

- Genç kuşaklara yönelik özel projeleriniz var mı? Özellikle aidiyet duygusunu güçlendirmeyi hedefleyen çalışmalar yapıyor musunuz?

- Gençler bizim kırılma hattımız. Onların kimlik bilinciyle büyümesi çok önemli. Bu nedenle üniversitelerle ortak projeler, dijital platformlarda içerik üretimi, gençlik kampları gibi faaliyetleri önceliyoruz. Aidiyet, sadece geçmişe dönük bir duygu değil; bugünü anlamlandıran, geleceği sahiplenmeye yönlendiren bir bilinçtir.

- Türkiye dışındaki diasporalarla, özellikle Romanya, Polonya, Ukrayna, Finlandiya, Bulgaristan, ABD ve Kanada’daki Kırım Tatar topluluklarıyla irtibatınız var mı?

- Elbette. Özellikle Romanya ve hatta Ukrayna’daki topluluklarla sıkı temaslarımız var. Her ülkenin iç dinamikleri farklı, bu nedenle ilişkileri o ülkenin şartlarını dikkate alarak kuruyoruz. Finlandiya ve Kanada gibi ülkelerde de özellikle genç kuşak üzerinden kültürel bağlar inşa etmeye çalışıyoruz.

- Rusya’nın 2014’te Kırım’ı ilhak etmesinden bu yana geçen süreci siz nasıl değerlendiriyorsunuz? Dernek olarak bu meselede nasıl bir duruş sergiliyorsunuz?

- 2014'ten bu yana yaşananlar, uluslararası hukukun ve halkların haklarının çeliştiği karmaşık bir duruma işaret ediyor. Bizim duruşumuz açık: Kırım Tatar halkının temel hakları, kültürel özgürlükleri ve toplumsal temsiliyeti garanti altına alınmalı. Aynı zamanda bölgede gerilimi artıracak yaklaşımlardan da uzak durulmalı. Rusya ile diyalog kanallarının açık tutulması, bu hakların sağlanması açısından önemlidir. Biz de buna çalışıyoruz.

- Kırım’ın uluslararası statüsü hakkında Türkiye kamuoyunda yeterince farkındalık olduğunu düşünüyor musunuz?

- Kamuoyunda bir farkındalık var ama bu farkındalık çoğu zaman yüzeysel. Oysa mesele sadece Kırım'ın statüsü değil, orada yaşayan halkların ortak geleceğidir. Bu nedenle kamu diplomasisi ve akademik çalışmaların daha stratejik şekilde desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz.

- Ukrayna’nın Kırım üzerindeki hak iddiası ile Kırım Tatarlarının talepleri arasında tam bir örtüşme var mı, yoksa arada ayrışmalar mevcut mu?

- Ukrayna’nın mevcut yönetimiyle ortak bir noktamız yok. Kırım Tatar halkı, Ukrayna'nın etnik arka planına indirgenemez. Biz, kendine özgü talepleri, dili, dini ve toplumsal hafızası olan bir halkız. Bu nedenle taleplerimizin her aktör tarafından doğrudan muhatap alınması gerektiğini savunuyoruz.

- Moskova yönetimi sizce Kırım Tatarlarını bir “azınlık” olarak entegre mi etmeye çalışıyor, yoksa kültürel asimilasyon politikaları mı yürütüyor?

- Resmî söylemde ve Sn. Putin’in yayımladığı kararnamede entegrasyon vurgusu var. Bu sahada da artık yerleşti. Dil eğitimi, medya özgürlüğü, temsil hakkı gibi konularda çok daha geniş haklara sahip olduk. Bu noktada Rus makamlarının daha kapsayıcı politikalar geliştirmesi sevindirici. Biz çatışmadan değil, birlikte yaşamdan yanayız.

- Kırım’da yaşayan Tatarların güncel durumu hakkında sağlıklı bilgiye ulaşmak mümkün mü?

- Temel haklar güvence altına alındı. Temsil sorunu önemli ölçüde çözüldü. Ekonomik ve toplumsal refah ile barınma gibi konularda gelişmeler ileriye gidiyor. Biz bunları Türk devletiyle de istişare ediyoruz.

- Türkiye’nin Kırım meselesine yaklaşımını nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Türkiye, denge siyasetiyle hareket ediyor. Kırım’ın Ukrayna toprağı olduğu yönündeki resmi açıklamalar önemli ama yeni bir angajman gerektiğini düşünenlerin sayısı oldukça fazla. Özellikle Kırım Tatarlarıyla ilgili kültürel ve insani programların güçlendirilmesi yönünde hazırlıklar var.

- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kırım’ın Ukrayna toprağı olduğu” yönündeki söylemleri, Kırım Tatarları açısından ne kadar etkili?

- Bu söylemler resmî bakış açısı. Fakat Tatarlar, Kırımla normalleşme olmasını, diasporadakiler doğrudan Kırım’a gidip gelmeyi, ilişkilerin devlet düzeyinde yeniden başlamasını Ankara’dan bekliyor. Uluslararası dengeler de değişiyor. Sn. Erdoğan da bu değişime ayak uyduracak öngörüye sahip güçlü bir liderdir.

- NATO, AB ve BM gibi uluslararası kuruluşların Kırım politikasını yeterli buluyor musunuz?

- Son derece yetersiz ve tek taraflı. Kırım’da yaşayan halkların hayatımdan ziyade küresel batının çıkarlarına hizmet ediyor. Bu durumun değişmesi ve Kırım’ın yeni statüsünün artık tanınması gerekiyor.

Yaptırımlarla değil, halkları güçlendiren politikalarla ilerlemek gerekiyor.

- Rusya ile ilişkilerin ekonomi, enerji ve güvenlik bağlamında ilerlediği bir dönemde, Kırım meselesi sizce Türkiye dış politikasında ne ölçüde öncelikli bir konu olabilir?

- Kırım meselesi, Türkiye-Rusya ilişkilerinin içinde çözülmesi gereken bir konu değil; ama bu ilişkinin sorumlu ve çok katmanlı doğası, Kırım Tatarlarının haklarının korunması için de bir fırsat sunuyor. Türkiye, bölgesel istikrar vizyonunu Kırım bağlamında da sürdürmeli.

- Kırım’daki soydaşlarımıza ve dünya genelindeki Kırım Tatarlarına buradan nasıl bir mesaj vermek istersiniz?

- Birlik, sabır ve akıl. Tarihsel olarak pek çok sınavdan geçtik; bu da geçecek. Ama ancak kültürümüzü diri tutarsak, birbirimize sırtımızı dönmezsek ve geleceğe dair umut beslersek. Sadece Kırım’daki soydaşlarımız değil diasporadakiler de Moskova ile yapıcı ilişkileri korumalı ve geliştirmeli. Yeni bir dünya kuruluyor ve Tatarlar da Kırım da burada kritik bir öneme sahip olacak.

- Sizce Kırım Tatar halkının önündeki en büyük fırsatlar ve tehditler nelerdir?

- En büyük Fırsat: Dünya çapında artan dijital bağlar, kültürel dayanışma ve küresel uyanış.

Tehdit: Batıdan yönelen tehditlerle baş etmek için ortak bilgi, strateji ve kolektif aklın henüz tam olarak oluşmaması.

- Kırım’ın geleceğini nasıl görüyorsunuz?

- Bugün yaşananlar geçici olabilir ama halklar arası ilişkiler kalıcıdır. Kırım’da yaşayan herkesin bir arada, özgürce ve eşit biçimde yaşayacağı bir gelecek mümkün. Bunun yolu, birbirini dinleyen ama hakikati eğip bükmeyen bir siyasal kültürden geçiyor. 2014’ten sonra bu dinamikler çok daha hızlı gelişiyor.

- Derneğinizin önümüzdeki yıllarda gerçekleştirmeyi planladığı özel bir proje ya da vizyon var mı?

- Dijital arşiv projemizi başlatıyoruz. Kırım Tatarlarının sözlü tarihini, müziğini ve gündelik hayatını dijital ortama taşıyacağız. Ayrıca, Türk ve Rus ve diğer ülke karar vericilerine yol gösterecek, onları bir araya getirecek bir Karadeniz Forumu planlıyoruz.

- Türkiye'de Kırım adıyla faaliyet gösteren pek çok dernek, vakıf ve platform mevcut. Sizi farklı kılan nedir?

- Biz meseleyi sadece kültürel ya da sadece siyasi değil, bütüncül görüyoruz. Slogan atmak yerine zemin inşa etmeyi önemsiyoruz. O nedenle hem akademiyle hem diplomasiyle hem de sivil toplumla temas hâlindeyiz. Düşmanlaştıran değil ortaklaşan bir zemin inşa ediyoruz.

- Bazı yapılar daha çok kültürel faaliyetlere odaklanırken, bazıları doğrudan siyasi söylemler üretiyor. Siz bu spektrumda nerede duruyorsunuz?

- Kültürsüz siyaset, siyasetsiz kültür bizi tamamlamaz. Haklarımızı savunurken, diyaloğun dilinden vazgeçmeyiz.

- Farklı Kırım Tatar örgütleri arasında zaman zaman görüş ayrılıkları yaşanıyor. Bu ayrılıklar sizce nereden kaynaklanıyor?

- Bu kaçınılmaz. Coğrafya, tarihsel deneyim ve siyasi pozisyonlar farklılık yaratıyor. Yıllarca NATO-Batı eksenli politikalar için kullanılan Kırım örgütleri, bir imtiyaz sahası yaratmıştı. 2014’te Bu imtiyaz alanı ortadan kalktı. Bu kör ve dar klik, kendi menfaatleri için hareket ediyor ve yeni döneme cepheden karşı çıkıyor.

Kırım’da yaşayanları değil kendilerini önceliyor. Temel farklılık bu. Özetle; Rusya düşmanlığı Tatar haklarının önüne geçiyor.

- Kırım Tatar diasporasında birlik sağlamak adına ne gibi girişimlerde bulunuyorsunuz?

- Düşüncelerimizi tüm platformlarda açıkça ifade ediyoruz. Özel görüşmelerle bağları güçlendiriyoruz. Devlet içindeki karar vericilerle açık kanallarımızdan iletiyoruz. Kanaat önderlerini aklı selim politikalara davet ediyoruz.

Batının at gözlüklerini yavaş yavaş kırıyoruz. Birlik sağlamak bir sonuç değil; süreçtir. Bu sürecin esası da planlamadır.

.

Ömür Çelikdönmez, dikGAZETE.com

омюр челикдёнмез, Дикгазете

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER