Ankara
Ankara'da bir otelde düzenlenen toplantıda, çalışmayı yürüten Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sağlık Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Simten Malhan ve Ankara Bilkent Şehir Hastanesi Tıbbi Onkoloji Kliniği Eğitim Görevlisi Prof. Dr. Mehmet Ali Nahit Şendur katılımcılara araştırma hakkında bilgi verdi.
????Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdür Yardımcısı Uzman Dr. Hamit Harun Bağcı, buradaki konuşmasında, kanserin çağın en ciddi sağlık sorunlarından biri olduğunu ve her 6 ölümden 1'ine neden olduğunu söyledi.
Meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser olduğunu belirten Bağcı, dünyada her yıl yaklaşık 2,3 milyon kadına tanı konulduğunu, 700 bine yakın kişinin öldüğini, Türkiye'de ise her yıl yaklaşık 27 bin kadına teşhis konulduğunu ve 4 bin 500 kişinin hayatını kaybettiğini dile getirdi.

Ücretsiz tarama programlarıyla farkındalık ve erken tanı oranlarının yükseltilmesi hedefleniyor
Bağcı, hastalıkla mücadelede en etkili stratejinin erken evrede yakalayabilmek olduğunu, Sağlık Bakanlığı olarak ücretsiz tarama programlarıyla farkındalık ve erken tanı oranlarını yükseltmeyi hedeflediklerini ifade etti.
2025 itibarıyla tarama programlarını hızlandırdıklarını anlatan Bağcı, "İlk 9 ayda 800 bin meme kanseri taraması yaptık. 42 bin 500 şüpheli pozitif vakayı ilgili merkezlere yönelttik. Vatandaşlarımıza 40 milyon SMS atarak kanser taramalarına teveccühünü artırmayı başardık. Vatandaşlarımız bu SMS ile büyük oranda başvurularını artırdı, özellikle son 2 ayda birçok kişiyi tarayabildik." bilgisini verdi.

"25,4 milyar liralık bir tasarruf elde edebiliyoruz"
Prof. Dr. Simten Malhan ise
HER2 mutasyonunun meme kanserlerinde yüzde 15 civarında görüldüğünü ve çok agresif seyirli bir mutasyon olduğundan bahsetti.

Malhan, her mutasyona göre tedavilerin farklılık gösterdiğini ve bu tedavilerin maliyetlerinin de oldukça ağır olduğunu dile getirdi.
Çalışma ile kişiye özel tedavi yaklaşımlarıyla hem maliyetleri düşürmeyi hem de hastalara klinik açıdan olumlu kazanımlar sağlamayı hedeflediklerini belirten Malhan, "Kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımlarıyla 10 yıllık süreçte toplam 3 bin 859 metastaz vakasının önlenebildiğini gördük. Metastaz, kadınlar için hem fiziksel hem de manevi açıdan oldukça zor bir süreç. Dolayısıyla bu süreci hiç yaşamadan kadınlara sağ kalım yılları sağlayabilmek ve üstelik bunu da kaliteli yaşam yıllarıyla geçirebilmesini sağlayabilmek gibi önemli bir kazanım mevcut." diye konuştu.
Malhan, çalışmaları kapsamında 10 yıllık süreç içerisinde hem sağ kalım hem kaliteli yaşam yılları hem de kişinin üretime geri dönebilmesiyle üretimden kazandığı yılları ve maliyetleri hesapladıklarını aktardı.
10 yıllık süreçte ekonomik anlamda önemli bir tasarruf elde edildiğini vurgulayan Malhan, şunları kaydetti:
"3 bin 859 kadın hastanın metastazı önlendiğinde 25,4 milyar liralık bir tasarruf elde edebiliyoruz. Bu, sağlık sistemimizin sürdürülebilirliği açısından çok önemli. Nüfusumuz, insanların ihtiyaç ve istekleri artıyor, sağlık sistemleri tüm dünyada olduğu gibi daralıyor. Dolayısıyla kaynakları çok daha elverişli kullanmamız gerekiyor. Eğer bunun gerçekten bir çaresi varsa bu kaynakları ihtiyaç duyulan farklı alanlara kaydırabilir, kaynak tahsisi verimliliğini yakalayabiliriz. Böylelikle önümüzdeki nesillere de sağlık sistemimizi aktarabiliriz. Bu kazanımların politika belgelerinde yer almasını arzu ediyoruz. Bu bilimsel çalışma bir kanıt niteliğini oluşturuyor."
Malhan, çalışma kapsamında her hastaya ortalama 27 yıl sağ kalım süresi kazandırıldığını, bunun 21'inin sağlıklı ve 16'sının üretime döndüğü, topluma katkı verdiği yılları ifade ettiğini kaydetti.
Her 4 kadındaki kanserden biri meme kanseri
Prof. Dr. Mehmet Ali Nahit Şendur da Türkiye'de her 4 kadındaki kanserden birinin meme kanseri olduğunu dile getirdi.

Meme kanserinde erken teşhisle uzun dönem sağ kalmanın mümkün olduğunun altını çizen Şendur, "Ülkemizde maalesef yüzde 12,5'lik kanserin tanı anında ileri evrede olduğunu biliyoruz. Bunu tarama evrelerini, sıklığını ve farkındalığı artırarak yüzde 3, yüzde 5'lerin altına düşürebiliriz. Erken tanıyla kişiselleştirilmiş, bireyselleştirilmiş tedaviyle de multidisipliner ekiple çalışarak bu hastaların metastatik evreye geçişini engelleyip, kadınlarımızı sosyal, psikolojik ve ekonomik yönden tekrar topluma kazandırabiliriz." ifadelerini kullandı.
Araştırmadaki temel amaçlarının özellikle Türkiye'deki meme kanseri sıklığını dikkate alarak, kanseri daha erken yakalayarak kaç hastanın metastatik evreye geçişinin engellenebileceği olduğunu aktaran Şendur, "Metastatik evreye geçişini engellediğimiz hastaların sosyal, psikolojik ve ekonomik boyutunu araştırdık. Böylece kadınları topluma kazandırıyor ve 3 bin 859 kişinin metastatik evreye geçişini engelliyoruz. Bu çalışma ekonomik maliyete de çok büyük faydası olduğunu gösterdi." diye konuştu.
Kaynak: AA
dikGAZETE.com