Dünya

İsrailli avukat: İsrail hapishanelerinde gözlerini bağladıkları Filistinlilere tecavüz ediyorlar

İsrailli Avukat Ben Marmarelli, İsrail hapishane ve gözaltı merkezlerindeki Filistinli esir ve mahkumlar için cinsel saldırı ve tecavüzün, diğer metotlarla birleşen sistematik işkencenin bir parçası olduğunu belirtti.

İsrailli avukat: İsrail hapishanelerinde gözlerini bağladıkları Filistinlilere tecavüz ediyorlar
20-11-2025 12:27
Kudüs

Hapishaneler ve gözaltı merkezlerindeki Filistinli mahkumlara ve esirlere yönelik işkence iddialarının sürekli gündeme geldiği ve siyasi skalada sağın en aşırı ucunda bulunan Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben-Gvir'in göreve gelmesiyle daha da arttığı İsrail'de, Filistinlilere yönelik sistematik işkence uygulandığı çok sayıda insan hakları kuruluşunun raporlarına yansıdı.

İsrail hapishane ve gözaltı merkezlerinde son iki yılda en az 98 Filistinlinin hayatını kaybettiği belgelendi????

İsrail'in sistematik işkence sistemi içerisinde fiziki işkence, dayak, açlık ve susuzluk, tıbbi malzeme ve sağlık hizmetinden mahrum bırakma, hijyen ve kişisel malzeme temin etmeme ve akla gelmeyecek yöntemlerin yanı sıra cinsel istismar ve tecavüz de yer alıyor.

Özellikle Ekim 2023'ten bu yana İsrail'in hapishane ve gözaltı merkezlerindeki "insanlık onurunu zedeleyici" olarak nitelenen işkencelerine dair çok sayıda rapora rağmen Filistinli siyasi esir ve mahkumların şartları sürekli kötüleşirken Tel Aviv yönetimi, Uluslararası Kızılhaç Komitesi'nin (ICRC) Filistinli mahkum ve esirleri ziyaret etmesine, yaşananları doğrudan tespit etmesine de iki seneyi aşkın süredir izin vermiyor.

Filistinli siyasi mahkumlardan birinin hukuki temsilcisi İsrailli Avukat Ben Marmarelli, müvekkilinin İsrail hapishanelerinde yaşadığı işkenceyi ve cezaevlerinin durumunu; İsrail hapishanelerinden serbest kalan ve ismini vermek istemeyen eski bir Filistinli esir ise İsrail işkencelerini
anlattı.

"İsrail hapishanelerinde işkence her zaman vardı"

İsrail hapishanelerindeki muamele ve şartların Ben-Gvir döneminde kötüleştiği kaydedilirken İsrailli Avukat Marmarelli, "İsrail hapishanelerinde işkence her zaman vardı." dedi.

Marmarelli, buna karşın Ben-Gvir'in göreve gelmesinden sonra şartların daha da kötüleştiğini ve işkencenin yoğunlaştığını müvekkilinin kendisine doğrudan anlattığını belirterek hapishanelerdeki "insanlık onurunu zedeleyici" şartları şöyle tasvir etti:

"7 Ekim'de gardiyanlar odalara girip tüm kişisel eşyaları, tüm hijyen ürünlerini, tıraş ürünlerini, yatakları, giysileri; her şeyi aldılar. Müvekkilim 7 Ekim'de giydiği iç çamaşırını giyiyor, bu onun tek iç çamaşırı. Yıkaması gerektiğinde, iç çamaşırı olmadan kalmak zorunda. Avluya çıkmıyorlar. Güneş ışığı görmüyorlar. Yani, 7 gün 24 saat küçük bir hücrede kalıyorlar. 6 kişilik hücrede 12 kişi kalıyor. 6 mahkum demir yataklarda, 6 mahkum da yerde yatıyor. Şilte yok, sadece giysileri var. Bana, İsrail Cezaevi Servisi (IPS) tişörtünü yere serip onu yatak olarak kullandığını söyledi." diye ekledi.

Filistinli mahkum esirlerin yeterince yiyecek de alamadığını belirten Marmarelli "Bir yıl önce, Nisan 2024'te müvekkilimi gördüğümde, holokost filmlerindeki iskeletler gibiydi. Bugün hala çok zayıf ama bir yıl öncesine göre biraz daha iyi." ifadelerini kullandı ve IPS'nin İsrail Yüksek Mahkemesi'ne verdiği liste ile Filistinli mahkum esirlere verilen yemek menüsü arasında büyük bir fark olduğunu kaydetti.

İsrailli avukat, dayak ve aşağılamanın süreklilik arz ettiğinin altını çizerek yıllarca ailelerinin ziyaretinden mahrum kalan, televizyon, radyo ve gazete sağlanmadığı için dış dünyadan haberdar olmayan Filistinlilerin, sadece avukatlarıyla görüşebildiğini ve görüş günlerinin dayak ve aşağılamanın en yoğun günler olduğunu ifade ederek görüş günlerinde yaşananları şöyle anlattı:

"Avukat ziyareti sırasında, onları hücrelerinden çıkarıp hapishanenin başka bir bölümüne götürmek zorundalar. Bir odada avukat pencerenin bir tarafında, mahkum ise diğer tarafında telefonla konuşuyoruz. Bunun için onu sabah 06:00 gibi hücresinden çıkarıyor, dövüyor, tecavüz ediyor ve aynı gün ziyaretçisi olan tüm mahkumlarla birlikte başka bir odaya koyuyorlar."

Filistinli mahkum esirlere avukatlarıyla görüşmekten vazgeçmeleri için yapılan işkenceyi anlatmayı sürdüren Marmarelli sözlerini şöyle sürdürdü:

"Odada ellerini ve ayaklarını kelepçeliyor, gözlerini bağlıyor ve sabah 06:00'dan 16:00'ya kadar gün boyunca dizlerinin üzerinde stres pozisyonunda, gözleri bağlı bekletiyorlar. Müvekkilimi 12:00-13:00 arası 30 dakika gördüğüm süre dışında odada diz çökmüş bekliyor vaziyette. Görüşe geldiğinde ters kelepçeyi telefonu tutabilmesi için öne alıyor, gözlerini bağlayan bezi çıkarıyorlar."

İsrailli avukat, "Gözleri bağlı halde dövüyor ve tecavüz ediyorlar." diyerek Filistinli esirin gözleri bağlı olduğu için kendisine saldıran gardiyanın kim olduğunu göremediğini, isim veya eşkal veremediği için şikayette de bulunamadığını; kendisinin bu konuda dilekçe verdiğini, ne yargıçların ne de polisin bunu umursamadığını vurguladı.

"İşkence sadece tecavüzden ibaret değil, tecavüz büyük resmin, sistematik işkencenin sadece bir parçası." diye konuşan Marmarelli, İsrailli tüm gardiyanlar, avukatlar ve mahkemelerin bu işin içinde olduğunun altını çizdi.

Polis köpeğinin tecavüzüne uğrayan Filistinli esir AA'ya konuştu

Güvenlik endişesi nedeniyle isminin paylaşılmasını istemediği için kendisini Nihat takma ismiyle tanıtan eski Filistinli esir,
zorla çıplak bırakma, cinsel saldırı ve polis köpeği tarafından tecavüze uğrama gibi şok edici fiziksel ve psikolojik işkencelerin "hayatında yaşadığı en zor şeyler" olduğunu söyledi.

Nihat, 14 Ocak 2024'te şafak vakti İsrail ordusunun düzenlediği baskınla alıkoyulduğunu, kıyafetleri tamamen çıkarılarak elleri arkadan kelepçelenmiş şekilde başının tuvaletin çanağına sokulduğunu ve İsrail tarafından bu alıkonulmasının 1990'lardan beri yaşadığı diğer 5 tecrübeden çok ağır olduğunu anlattı.

Askerlerin emriyle bir polis köpeği tarafından tecavüze uğradığını dehşet içerisinde anlatan ve o an ölmek istediğini belirten Nihat, daha sonra iç çamaşırlarıyla diğer tutuklularla birlikte şiddetli soğukta saatlerce beton zeminde yatar vaziyette bekletildiklerini, askerlerden birisinin yanına yaklaşıp cinsel organına vurduğunu sözlerine ekledi.

Filistinli Nihat, maruz kaldığı muamelenin kendisine derin psikolojik yaralar bıraktığını, uykudan, sudan ve elektrikten mahrum bırakıldıklarını, anlatmanın hiç bir etkisi olmadığı için daha önce uğradığı cinsel saldırıların ayrıntılarını anlatmaktan kaçındığından yakınarak şunları söyledi:

"Bu ihlaller, Suriye'de Beşar Esed rejiminin düşüşünden sonra olanlara benzeyeceğinden korkuyorum. Rejim düştükten sonra, insanlar bu suçları konuşmaya başladı."

Alıkonulurken yapılan işkence hapishanede de devam etti

Cinsel istismar ve tecavüzün münferit bir olay olmadığını, sistematik işkencenin bir parçası olduğunu vurgulayan Nihat, hapishanede devam eden işkenceyle esirlerin soyunmaya ve "aşağılayıcı pozisyonlar" almaya zorlandığını, gardiyanların esirlerin "hassas bölgelerine" birtakım müdahalelerde bulunduğunu kaydetti.

Filistinli esir, kapı ve perdesiz kabinlerde, sıcak su ve temizlik malzemesi olmadan sadece 5 dakika duş almalarına izin verildiğini, temizlik malzemesi temin edilmediği için uyuz, tırnak ve cilt hastalıklarına yakalandığını, hatta elini kaybetmenin eşiğine geldiğini ifade etti.

Özel birliklerin koğuşlara baskın düzenleyerek Filistinli esir mahkumlara şiddet uygulayıp vücutlarında kırık ve yaralanmalara yol açtığını söyleyen Nihat, 7 Eylül 2024'te İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Ben-Gvir'in Ofer Hapishanesi'ne girdiği baskın dahil olmak üzere yaşanan şiddet olaylarında, dövüldüğünü ve kaburgalarının kırılmaya çalışıldığını, 1 Ekim 2024'te İran'ın İsrail'e misilleme saldırısı sırasında dile getirdi.

Nihat sözlerini "Kendi ayakların üzerinde hapishaneden çıkabilmek büyük bir başarıdır." ifadesiyle noktaladı.


Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER