Analiz/Röportaj/Dizi/Rapor

İsrail'in hastane saldırısında can veren gazeteci Meryem'in ailesi: Gazze'ye saldırılar boyunca çok acılar çekti ve yoruldu

İsrail ordusunun 25 Ağustos'ta Nasır Hastanesine düzenlediği saldırıda hayatını kaybeden 5 gazeteciden biri olan Meryem Ebu Dekka'nın ailesi, babasına böbreğini veren ve oğlunu uzaklara gönderen fedakar kızlarını kaybetmenin acısını yaşıyor

İsrail'in hastane saldırısında can veren gazeteci Meryem'in ailesi: Gazze'ye saldırılar boyunca çok acılar çekti ve yoruldu
28-08-2025 12:47
Gazze

Independent Arabia ve AP'nin de içinde bulunduğu çeşitli medya kuruluşlarında gazetecilik yapan Meryem Ebu Dekka, dünyaya gerçeği ulaştırmak için Gazze'de kalan gazetecilerden biriydi.

İsrail'in Gazze’de düzenlediği saldırılarda 6'sı gazeteci 59 kişi hayatını kaybetti

Bir çocuk annesi Meryem'in ailesi, kızlarının Gazze'ye saldırılar boyunca çok acılar çektiğini ve yorulduğunu ifade etti.

Babasına böbreğini vermişti...

Meryem'in, yaramaz bir çocukken büyüyüp gazetecilik bölümünden mezun olduğunu söyleyen baba Riyad Ebu Dekka, kızının gazeteciliği çok sevdiğini, işini yaparken anneliği de ihmal etmediğini ifade etti.

Oğlu Gays'ın istediği bir şey varsa, gece yarısı bile olsa kalkıp yaptığını anlatan gözü yaşlı baba, Meryem'in oğlu dahil çevresindekilere çok bağlı ve fedakar olduğunu dile getirdi.

Saldırılar öncesinde böbrek yetmezliği sorunu yaşadığında kızının gidip tahlil yaptırdığını paylaşan baba Riyad, "Benim haberim olmadan gidip tahlilleri yaptırdı. Sonra geldi ve 'baba gittim test yaptırdım, ben böbreğimi sana vermeye karar verdim' dedi. Ben de 'kızım sen daha gençsin, önünde uzun bir gelecek var' dedim ama razı olmadı. Sonra ikimiz de başarılı bir ameliyat geçirdik." dedi.

"Bu saldırının hiçbir meşru gerekçesi olamaz"

Saldırı günü kızına ulaşmaya çalışan ama başarılı olamayan baba, Meryem'in arkadaşını arayıp bilgi almaya çalıştı. Önce Meryem'in Nasır Hastanesine yönelik saldırıyı görüntülemeye gittiğini, sonra da öldüğünü öğrendi.

İlk saldırı olduğunda Meryem'in alana gittiğini, sonra ikinci saldırı olduğunu ve öldüğünü söyleyen baba, "Kızım yabancı haber ajansında çalışıyordu. Bu ajanslar uluslararası koruma altındadır. Bu basit bir olay değil, doktorların, hasta ve yaralıların olduğu bir yer vuruldu. Bu saldırıyı hiçbir gerekçe meşru kılamaz." dedi.

Meryem'in tüm kardeşlerinden farklı olduğunu, herkes tarafından sevildiğini kaydeden baba, "O benim kalbimde, onu asla unutmayacağım."  diye konuştu.

"Kalk dedim, kalkmadı"...

Meryem'in kardeşi Neda Ebu Dekka da saldırı günü yaşananları şöyle anlattı:

"Saldırı günü ben de oradaydım. İlk saldırı olduğunda Meryem'in orada olup olmadığına bakmak için gittim. Meryem 3. kattaydı bense aşağıdaydım. İkinci saldırı olduğunda çığlık atmaya başladım. 'Meryem yok' dediler, hayır 'orada' dedim. Enkazın arasında onu aramaya başladım. Bana 'uzaklaş buradan' dediler, 'hayır kardeşimi bulmam lazım' dedim. Acil bölümüne gittim, bütün odaları gezdim. Bulamayınca olay yerinden getirilen şehitler arasında aramaya başladım. Parçalanmış insanlar gördüm.

Sonra 'kimliği belirsiz bir kadın var. Beyaz bir bot giyiyor' dediler. Bu, 'benim kardeşim Meryem'dir' dedim. Silüeti saldırı nedeniyle tamamen değişmişti ama onu tanıdım. Belki yaşar diye ilk yardımda bulundum ama olmadı. Ellerimi boynuna, yara aldığı yere koydum. Meryem kalk dedim ama kalkmadı."

Şehit olmayı isteyecek kadar yorulmuştu...

Soykırım boyunca göçlerden ve verdiği kayıplardan ötürü Meryem'in çok yorulduğunu dile getiren Neda, oğlu Gays'ı geleceğini garanti altına almak için babasının (Birleşik Arap Emirlikleri'ne BAE) yanına gönderdikten sonra adeta çöktüğünü kaydetti.

Oğlunun yokluğundan sonra kendini topladığını ve işine devam etmeye başladığını söyleyen Neda, "O kadar yorulmuştu ki işini zorla yapıyordu. 'Allah'ım beni yanına şehit olarak kabul et' demeye başlamıştı. Allah ona acıdı ve onu bu hayattan kurtardı." dedi.

Meryem'in oğluna vasiyeti yürek dağlamıştı...

Gazeteci Meryem'in biricik oğluna yazdığı vasiyet, sosyal medyada oğlunun elinde yaş pastayla çekilmiş fotoğrafıyla yayımlanmıştı.

Vasiyetinde "Benim için sakın ağlama, çalışkan ol, başarılı ol. Senin büyük bir iş adamı olmanı isterim." ifadelerini kullanan Meryem, şöyle devam etmişti:

"Büyüyüp evlendiğinde bir kız çocuğun olursa ona benim adımı verirsin. Sen benim sevdiğimsin, kalbim ve dayanağımsın, ruhum ve oğlumsun. Seninle benim başım dik durur."

Kaynak: AA

.

dikGAZETE.com

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER