Gündem

Doğurganlık hızındaki düşüş "toplumsal dönüşümün yansıması"

İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Görevlisi Dr. Elyasa Koytak, Türkiye'deki nüfus artış hızının düşmesinin toplumsal dönüşümle ilişkili olduğuna dikkati çekerek, "Artık çocuk üretim değil, tüketim vesilesi olarak görülüyor." dedi.

Doğurganlık hızındaki düşüş
18-07-2025 16:18
İstanbul

Türkiye'de doğurganlık hızındaki hızlı düşüş, ülkenin demografik yapısında köklü bir değişimi beraberinde getiriyor. TÜİK verilerine göre, doğurganlık hızı 2023 itibarıyla 1,48'e gerilerken, bu oran nüfusun kendini yenileme eşiği olan 2,1'in oldukça altında kalıyor.

????

Koytak, AA’nın "Bir Bakışta" podcastinde yaptığı değerlendirmede, bu düşüşün yalnızca Türkiye’ye özgü olmadığını ancak Türkiye’nin bu süreci “çok hızlı ve çok yeni” yaşadığını vurguladı.

Kentleşme, eğitim ve istihdama katılım gibi üç temel alanda yaşanan hızlı dönüşümün, doğurganlık hızındaki düşüşü tetiklediğini söyleyen Koytak, "Çocuğun aile içindeki anlamı, üretici güç olmaktan çıkıp tüketim kalemine dönüştü." dedi.

Özellikle kentleşme ile birlikte, bireylerin çocukla kurduğu bağın zayıfladığını ifade eden Koytak, "Artık çocuk üretim değil, tüketim vesilesi olarak görülüyor." şeklinde konuştu.

Dr. Koytak, şöyle devam etti:

"Bir kere öncelikle bütün dünyada düşüyor doğurganlık. Onu söylemek lazım. Yani 2,1 teorik olarak nüfusun kendini yenileme hızı oluyor ama bütün dünyada ikinin altında hatta bazı ülkelerde Uzakdoğu ülkelerinde birin altında olduğu durumlar var. Dolayısıyla hani en kötü biz değiliz. Fakat biz bu süreci çok hızlı ve çok yeni yaşadığımız için gündem oluyor. İyi bir şey gündem olması. Tartışmak iyi bir şey."

Gençler çocuk istemiyor mu?

Toplumda sıkça dile getirilen “gençler çocuk istemiyor” algısını eleştiren Koytak, gençlerin çocuk sahibi olmaya dair isteklerinde azalma değil, imkanlarında daralma olduğunu söyledi.

Koytak, "İmkan azaldı, eğitim ve iş güvencesi önce geliyor. Çocuk ikinci planda kalıyor." dedi.

Özellikle çocuğun, günümüzdeki azalan nüfuslarda ülkelerde, nüfus politikalarını belirleyen faktörlerden biri haline geldiğine de vurgu yapan Koytak, ülkelerin bu alanda yaptığı çalışmalar ile yeni dinamikler inşa ettiğini, Türkiye'nin de bu çalışmaların içerisinde olduğunu söyledi.

Koytak, nüfus üzerine yapılan ve yapılması muhtemel çalışmalar ile ilgili şu ifadeleri kullandı:

"Türkiye'de çok önemli bir konut meselesi var, büyükşehirlerde özellikle. Özellikle yeni kuşaklar için. Yani ailesinden konut tevarüs etmeyen insanlar onlar için çok ciddi bir barınma meselesi var son yıllarda. Dolayısıyla konuta erişim yani bu kredi kolaylığı olabilir, vergi muafiyeti olabilir, öncelik olarak yaşanabilir, faizsiz kredi şeklinde olabilir. Çocuk sahibi olan genç insanların konut gibi çok temel anayasal bir ihtiyacını hızlı ve kolay karşılaması gibi bir düzenleme yapılabilir. Konutun yanına aracı da ekleyebilirsiniz."

"Klasik teşvikler yetersiz"

Nüfusun yaşlanması durumunda ekonomik ve sosyal birçok alanda sorunların ortaya çıkabileceğine değinen Koytak, emeklilik sistemlerinin zorlanacağını, iş gücü niteliğinin düşeceğini ve üretken nüfusun azalmasının risk oluşturacağını belirtti.

Koytak, "Az ama nitelikli nüfus da refah sağlayabilir ancak bunun için gençlere alan açmak gerekir." ifadelerini kullandı.

Göçün nüfusu dengeleyici etkisine de dikkat çeken Koytak, "Göç, tarihte hep bir yenilenme aracı oldu. Türkiye bu süreci yönetecek kapasiteye sahip olmalı." dedi.

Koytak, doğurganlık politikasında klasik teşviklerin yetersiz kaldığını vurgulayarak, "Çocuk sahibi olmayı sosyal hareketliliğin bir parçası haline getirmek gerekir." önerisinde bulundu.

Fransa, İsveç ve Macaristan gibi ülkelerde uygulanan konut, istihdam ve vergi kolaylıklarının Türkiye’de de gündeme alınması gerektiğini vurgulayan Koytak, "Devlet, 25 yaşında iki çocuklu bir birey istiyorsa, bu bireyin konutu, istihdamı ve ulaşım aracı da olmalı." dedi.


Kaynak: AA

dikGAZETE.com
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER