
İstanbul
CumhurbaÅŸkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi BaÅŸkanı Ahmet Burak DaÄŸlıoÄŸlu, İstanbul Finans Merkezi’nin katkılarıyla hazırlanan Anadolu Ajansı (AA) Finans Masası’nda gündeme iliÅŸkin deÄŸerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.
CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın imzasıyla yayımlanan 183 sayılı CumhurbaÅŸkanlığı Kararnamesi ile Dijital Dönüşüm, Finans ve İnsan Kaynakları Ofisleri kapatılmış, Yatırım Ofisinin ismi ise “Yatırım ve Finans Ofisi” olarak deÄŸiÅŸtirilmiÅŸti. DaÄŸlıoÄŸlu, bu deÄŸiÅŸiklikle birlikte çalışmalarına devam ettiklerini ifade ederek yürüttükleri faaliyetler hakkında bilgi verdi.
Türkiye’de yatırım ortamının geliÅŸmesi için hem uluslararası yatırımcıların Türkiye’deki yatırımlarını artırmalarını teÅŸvik ettiklerini hem de yerli yatırımcıların büyük ölçekli projelerde aktif rol alarak bu yatırımları geliÅŸtirdiklerini belirten DaÄŸlıoÄŸlu, ÅŸunları kaydetti:
"Yatırım ortamını iyileÅŸtirme noktasında da sorumluluklarımız bulunuyordu. Bu kapsamda, reform süreçlerine katkı saÄŸlayarak, özellikle yatırımcılardan gelen geri bildirimleri karar alma mekanizmalarına ileterek yatırım ortamının iyileÅŸmesini saÄŸlıyorduk. Yeni misyonla birlikte finans alanında da görevler üstleniyoruz. Katılım finans burada öncelikli alanlardan biri. Dünyada bu alandaki büyüme, bize küresel ölçekte yeni fırsatlar sunuyor. Türkiye’de de bu alanda önemli geliÅŸmeler yaÅŸandı. Sayın CumhurbaÅŸkanımızın liderliÄŸinde katılım finansın ülkemizdeki payı arttı; yeni oyuncular pazara girdi. Artık yalnızca finansman deÄŸil, sigortacılık gibi diÄŸer alanlarda da faaliyet gösteren kurumlar mevcut. Sermaye piyasaları da bu açıdan önemli bir zemin oluÅŸturuyor. Katılım finans sektörünün tüm bu alanlarda büyümesi için biz de aktif olarak çalışacağız. DiÄŸer bir önemli baÅŸlık ise finansal teknolojiler, yani FinTek sektörü. Bu, Türkiye’nin en baÅŸarılı dikeylerinden biri."
FinTek ekosisteminin Türkiye’de güçlü bir geçmiÅŸi olduÄŸuna dikkati çeken DaÄŸlıoÄŸlu, geleneksel bankacılık yapıları, Borsa İstanbul ve diÄŸer aktörlerin, dünyada benzeri olmayan uygulamaları Türkiye’deki kullanıcılarla buluÅŸturduÄŸunu belirtti.
DaÄŸlıoÄŸlu, "FinTek alanında güçlü bir zemin var. Bu alan, yeni teknolojik giriÅŸimlerle küresel ölçekte rekabet edebilir hale geliyor. Finans Ofisi’nden devraldığımız bu misyonu ileriye taşıyacağız. İstanbul Finans Merkezi ise bir diÄŸer önemli baÅŸlık. Malumunuz olduÄŸu üzere, Finans Ofisi bu merkezin katılımcı belgelerinin düzenlenmesini saÄŸlıyordu. Bu misyonu da aynı ÅŸekilde sürdüreceÄŸiz.” diye konuÅŸtu.
"İstanbul Finans Merkezi büyük ölçekli bir vizyonun parçası"
CumhurbaÅŸkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi BaÅŸkanı Ahmet Burak DaÄŸlıoÄŸlu, İstanbul Finans Merkezinin büyük ölçekli bir vizyonun parçası olduÄŸunu belirterek, “Türkiye’yi küresel finans merkezleri haritasında daha saÄŸlam bir konuma yerleÅŸtirmeyi hedefleyen önemli bir proje. Hâlihazırda uluslararası ve yerli katılımcılarını kabul etmeye baÅŸlamıştı; bu süreç önümüzdeki dönemde de devam edecek.” dedi.
"Tek Durak Ofis" hizmetlerinin de yakında faaliyete geçeceğini açıklayan Dağlıoğlu, "Fintech Zone" projesi kapsamında gündemde olan bir teknopark kurulmasına yönelik çalışmaların paydaşlarla sürdüğünü, yakın zamanda aktif bir teknoparkın hayata geçmesini beklediklerini söyledi.
"Pozitif trend son 3-4 aydır devam ediyor"
Uluslararası yatırımlar konusunda güncel verileri paylaşan Dağlıoğlu, dünya genelinde geçtiğimiz yıl yaklaşık 1,3-1,4 trilyon dolarlık bir uluslararası doğrudan yatırım gerçekleştiğinin öngörüldüğünü belirtti.
Pandemi sonrası dönemde küresel düzeyde yatırım akışlarının duraÄŸan seyrettiÄŸini ifade eden DaÄŸlıoÄŸlu, “Böyle bir ortamda Türkiye’nin nispeten daha fazla yatırım çekmesi göreceli bir baÅŸarıdır. Ancak bu bizim için yeterli deÄŸil. Hedefimiz, Türkiye’nin küresel pastadaki payını daha da artırmak.” diye konuÅŸtu.
Bugüne kadar Türkiye’nin toplam 270 milyar doları aÅŸkın uluslararası doÄŸrudan yatırım çektiÄŸini vurgulayan DaÄŸlıoÄŸlu, ÅŸu bilgileri verdi:
"Sayın CumhurbaÅŸkanımızın liderliÄŸinde Türkiye’nin uluslararası alanda önemli baÅŸarıları var. Bu yılın ilk iki ayında yaklaşık 1,9 milyar doları aÅŸan yatırım giriÅŸi oldu. Bu rakam, 2024 yılının aynı dönemine kıyasla çok daha olumlu bir tabloyu ortaya koyuyor. Son açıklanan ödemeler dengesi verilerine göre, son 12 aylık dönemde toplamda 12,2 milyar dolarlık yatırım gerçekleÅŸti ve bu da son 3-4 aydır pozitif bir trendin sürdüğünü gösteriyor. Bu trend, gelecek projeksiyonlarımızı ÅŸekillendirmemiz açısından da önemli bir gösterge. Zira hem elimizdeki proje portföyünü hem de piyasadaki yatırım gündemini yakından takip ediyoruz. Yakın zamanda bazı satın alma ve birleÅŸme projeleriyle birlikte yeni yatırım duyuruları yapıldı. Bunların önümüzdeki dönemlerde fiili yatırıma dönüşeceÄŸini düşündüğümüzde, yatırım trendinin pozitif yönde seyrettiÄŸini ve yatırımlarda yeniden bir artış dönemine girildiÄŸini söyleyebiliriz."
"Endüstriyel yatırımların devamı bizim için mutluluk verici"
Son dönemde endüstriyel yatırımların Türkiye'deki yatırım ortamının en güçlü itici güçlerinden biri olduÄŸuna iÅŸaret eden DaÄŸlıoÄŸlu, özellikle CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın geçtiÄŸimiz yıl duyurduÄŸu "2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi" kapsamında yapılan yatırım açıklamalarına dikkati çekti.
DaÄŸlıoÄŸlu, bu kapsamda duyurulan 19 projenin toplamda 9 milyar doların üzerinde yatırım taahhüdü içerdiÄŸini ve yaklaşık 20 bin kiÅŸilik istihdam oluÅŸturacağını belirterek bu projeler arasında bazı uluslararası ÅŸirketlerin de yer aldığını ifade ederek, "Türkiye’nin bölgesel bir merkez konumundan küresel ölçekte ekonomik bir aktöre dönüşme yolculuÄŸunda çok deÄŸerli projeler bunlar. Endüstri ve sanayi altyapısı, ülkeler için korunması zor; bir kez kaybedildiÄŸinde yeniden kazanılması güç bir alan. Türkiye’nin son 20 yıldaki yatırımlar geçmiÅŸinde bu altyapının sürekli olarak güçlendiÄŸini görmek bizleri memnun ediyor." deÄŸerlendirmesinde bulundu.
Ayrıca, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan tarafından geçtiÄŸimiz yıl duyurulan “HIT-30 Yüksek Teknoloji TeÅŸvik Programı”na da deÄŸinen DaÄŸlıoÄŸlu, çok kısa sürede yüksek yatırım talebiyle karşılaşılmasının programın baÅŸarısını ortaya koyduÄŸunu ve bu yatırımların önümüzdeki dönemde de devam edeceÄŸini kaydetti.
"2003 yılından bu yana en çok yatırım çeken sektör: Finans"
Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu, uluslararası yatırımcıların en fazla ilgi gösterdiği sektörlerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Bu konuda uzun vadeli bir analiz yapılabileceÄŸini belirten DaÄŸlıoÄŸlu, “Türkiye'nin içinde yer aldığı geniÅŸ bir rekabet coÄŸrafyası var. Yatırımcılar tarafından genellikle Orta Avrupa, DoÄŸu Avrupa, Kuzey Afrika ve Orta DoÄŸu ülkeleriyle kıyaslanıyoruz. Bu geniÅŸ coÄŸrafyada, son 20 yılda en fazla uluslararası yatırım çeken ülkelerden biriyiz." dedi.
2003 yılından bu yana Türkiye'nin toplamda 270 milyar doların üzerinde yatırım çektiğini hatırlatan Dağlıoğlu, sektörlere göre dağılımı şöyle özetledi:
"Bu dönemde en çok yatırım çeken sektör finans oldu. Onu imalat sanayi izliyor. Ardından enerji, toptan ve perakende ticaret, bilgi ve iletişim teknolojileri, ulaştırma ve lojistik sektörleri geliyor. Özellikle toptan ve perakende ticaret içinde bazı büyük ölçekli teknoloji girişimlerimiz de yer alıyor."
2025 yılının ilk iki ayına dair güncel verileri de paylaşan Dağlıoğlu, "Bu yılın ilk ayında en çok yatırım çeken sektör toptan ve perakende ticaret oldu. Bu tablo, büyük bir e-ticaret platformuna gelen yatırımlardan kaynaklanıyor. Ancak onu hemen ardından imalat sanayi izliyor. Dolayısıyla 2024 yılı genelinde de imalat, en çok yatırım çeken sektör konumunda." dedi.
"Son 5 yılda yatırımların itici güçlerinden biri: Endüstriyel projeler"
DaÄŸlıoÄŸlu, Türkiye’nin yatırım profiline uzun vadeli bir perspektifle bakıldığında, küresel ekonomiyle paralel bir dönüşüm izlendiÄŸini belirtti. 2003–2009 döneminde finans sektörünün yatırımlar açısından ağırlığı olduÄŸuna dikkati çeken DaÄŸlıoÄŸlu, ÅŸunları kaydetti:
"İlk dönemde finansın yatırım içindeki payı oldukça yüksekti. Ancak zamanla, küresel yatırım dinamikleri deÄŸiÅŸti. Türkiye’ye gelen yatırımlar içinde finansın payı azaldı; imalat sanayi ise öne çıktı. Enerji sektörünün ciddi bir payı oldu. UlaÅŸtırma ve depolama da benzer ÅŸekilde yatırım çeken alanlar arasında yer aldı. Toptan perakende ticaret ve teknoloji giriÅŸimleri de bu grupta yer alıyor."
Dağlıoğlu, pandemi sonrası dönemi bir kırılma noktası olarak nitelendirerek, şunları söyledi:
"Bu dönemde Türkiye'nin küresel tedarik zincirlerinden daha fazla pay alabileceÄŸi konuÅŸuluyordu. Nitekim bu süreçte de imalat sektörü liderliÄŸini korudu. Toptan perakende ticaret alanı ise, büyük teknoloji giriÅŸimlerinin etkisiyle dikkat çekici bir büyüme gösterdi. Bilgi ve iletiÅŸim teknolojileri sektörü de yine bu teknoloji odaklı yatırımların yansıdığı önemli bir alan. Özellikle pandemi sonrasındaki son beÅŸ yıllık dönemde, Türkiye’deki yatırımların en önemli itici güçlerinden biri endüstriyel yatırımlar oldu. Bu yatırımların önemli bir kısmı küresel tedarik zincirine entegrasyonu güçlendiren, ihracat odaklı ya da ithalatı azaltan nitelikteydi. Bir diÄŸer baÅŸlık da baÅŸarılı yerli teknoloji giriÅŸimlerine gelen yatırımlar."
"Türkiye her yıl daha fazla yatırım ve proje çeken bir ülke"
Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu, Türkiye'nin her geçen yıl daha fazla yatırım çeken ve yatırım projelerine ev sahipliği yapan bir ülke haline geldiğini belirterek, proje sayılarında dikkat çekici bir artışın söz konusu olduğunu bildirdi.
DaÄŸlıoÄŸlu, "2003 yılından bu yana geçen dönemi ikiye ayırdığımızda, yatırım proje sayılarında kayda deÄŸer bir artış görüyoruz. GeliÅŸmiÅŸ ve geliÅŸmekte olan Avrupa ülkeleri ile Orta DoÄŸu ve Kuzey Afrika’yı da kapsayan geniÅŸ rekabet coÄŸrafyasına baktığımızda, Türkiye her yıl daha fazla yatırım ve proje çeken bir ülke haline geldi." dedi.
GeliÅŸmekte olan Avrupa ülkeleriyle kıyaslandığında Türkiye’nin bu coÄŸrafyada en çok yatırım çeken ikinci ülke olduÄŸunu belirten DaÄŸlıoÄŸlu, “Orta DoÄŸu ve Kuzey Afrika’yı da dahil ettiÄŸimizde, Türkiye bu geniÅŸ coÄŸrafyada en fazla yatırım projesi çeken üçüncü ülke konumunda.” bilgisini paylaÅŸtı.
"Daha fazla ve daha katma değerli ihracat yapmalıyız"
“Türkiye Uluslararası DoÄŸrudan Yatırım Stratejisi” kapsamında kendilerine somut hedefler koyduklarını aktaran DaÄŸlıoÄŸlu, “Åžu anda dünyadaki doÄŸrudan yatırımların yaklaşık yüzde 1’ini çekiyoruz. Bunu yüzde 1,5’e çıkarmayı hedefliyoruz ama bunu da yeterli görmüyoruz.” dedi.
DaÄŸlıoÄŸlu, Türkiye’nin bölgesel bir merkez haline geldiÄŸini, ancak hedefin küresel ölçekte daha güçlü bir rekabet düzeyine ulaÅŸmak olduÄŸunu vurgulayarak, ÅŸu deÄŸerlendirmede bulundu:
"Dünyanın ilk 10 ekonomisinden biri olacağımızı iddia ediyoruz. Bölgesel merkez haline zaten geldik, ancak bu yeterli değil; bu rekabeti daha büyük, daha küresel bir ölçeğe taşımaktan bahsediyoruz. Çektiğimiz projelerin de bu ülkenin genel stratejilerine ve hedeflerine hizmet eden projeler olması gerekiyor. Bu anlamda kendimize bazı dikey alanlar belirledik. Özellikle küresel tedarik zincirine entegrasyonu sürekli vurguluyoruz. Yani daha fazla ihracat yapan ve daha katma değerli ihracat gerçekleştiren bir ülke olmamız gerekiyor. Milli Teknoloji Hamlemizden bahsediyoruz. İhracatımızda teknoloji yoğunluğunun payını artırmaktan ve uluslararası yatırımcıları da bu yöne kanalize etmekten söz ediyoruz. Bir diğer önemli başlık ise dijital dönüşüm; daha bilgi yoğun alanlarda yatırım çekmek istiyoruz. Ayrıca tüm dünyanın gündeminde olan yeşil dönüşüm ve karbon emisyonlarının azaltılması gibi perspektifleri de bu çerçeveye dahil ettik."
"Kendi veri tabanımızı geliştirdik, ilk kez kamuoyuyla paylaşıyoruz"
Daha çok dijital yatırım, daha nitelikli istihdam üreten, bilgi yoğun alanlarda istihdam oluşturan projeler ile iklimle ilgili, daha teknolojik ve çevreci yatırımları çekmek gibi başlıklar üzerinde durduklarını belirten Dağlıoğlu, bu doğrultuda kendilerine bazı hedefler koyduklarını ifade etti.
Dağlıoğlu, "Uluslararası veri tabanlarının yanı sıra artık kendi veri tabanımızı da tutmamız gerektiğini düşündük. Yeni bir veri tabanı geliştirdik ve bunu ilk kez kamuoyuyla sizin ekranlarınız aracılığıyla paylaşmış oluyoruz. 2024 yılında Türkiye'de 380'in üzerinde yeni uluslararası doğrudan yatırım projesi duyuruldu. Bu projelerin 270'ten fazlasının, nitelikli uluslararası doğrudan yatırım kriterlerimize uyan alanlar, sektörler ve faaliyetler kapsamında olduğunu tespit ettik. Böylece genel bir dağılım ortaya koymuş olduk." bilgisini paylaştı.
Küresel tedarik zincirine katılım ve imalat sanayi yatırımlarının, Türkiye’nin genel politikalarıyla uyumlu ÅŸekilde en fazla yatırım çekilen alanlardan biri olduÄŸuna iÅŸaret eden DaÄŸlıoÄŸlu, ÅŸunları kaydetti:
"Burada özellikle hatırlatmak istiyorum; bu veriler satın alma ve birleÅŸme projelerini kapsamıyor. O tür projeleri ayrıca inceliyoruz. Bizim esas olarak üzerinde durduÄŸumuz, sıfırdan istihdam yaratan yeni alanlar, geniÅŸleme projeleri veya sıfırdan yatırım projeleridir. Türkiye’nin yatırım performansını önümüzdeki yıllarda da bu bakış açısıyla izlemeye, kendimize daha iddialı hedefler koyarak tüm ekip arkadaÅŸlarımızla bu hedeflerin peÅŸinden kararlılıkla gitmeye devam edeceÄŸiz."
"Dijital ekosistemin içerik bakımından çok geniş bir alan"
Dijital ekosistemin içerik bakımından çok geniş bir alan olduğunu dile getiren Dağlıoğlu, bu kapsamın hem geleneksel şirketlerin dijital dönüşüm yatırımlarını hem de teknoloji girişimciliğinin finanse edilmesini içerdiğini söyledi.
Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi olarak özellikle teknoloji girişimcilerinin finansmana erişimini sağlama konusunda çok aktif çalıştıklarını ifade eden Dağlıoğlu, aynı zamanda bu girişimlerin küresel ölçekte rekabet edebilmesi için geliştirdikleri ürün ve hizmetlerin uluslararası arenada temsiline destek verdiklerini anlattı.
Türkiye'nin, pandemi öncesi dönemde 100 milyon dolar civarında erken aşama teknoloji yatırımları yapılan bir ülke olduğunu hatırlatan Dağlıoğlu, şunları kaydetti:
"Bu yatırımların işlem detaylarına baktığımızda, büyük oranda teknolojiye yatırım yapan uluslararası girişim sermayesi fonlarının Türkiye'de aktif olarak yer aldığını görüyoruz. Ancak özellikle Sermaye Piyasası Kurulu'nun 2014-2015 yıllarında alternatif yatırım enstrümanlarını geliştirmesiyle birlikte, yerli girişim sermayesi fonlarının da kurulmaya başladığını gözlemliyoruz. Pandemi ve sonrasındaki dönemde hem Türkiye'deki girişim sermayesi fonlarının, yani Sermaye Piyasası Kurulu mevzuatı kapsamında kurulan yerli girişim sermayesi fonlarının, hem de uluslararası fonların bu ekosisteme artan bir ilgiyle yöneldiğini görüyoruz. Çok kabaca ifade ettiğimiz bir rakam var. Pandemi sonrası dönemde bu erken aşama girişimlere, yani teknoloji girişimlerine yapılan toplam yatırım yaklaşık 5 milyar dolar seviyesinde. Elbette burada bazı işlemleri özellikle ön plana çıkarıyoruz. Örneğin Getir gibi çok büyük işlemler söz konusu. Ancak geçtiğimiz yılın verilerine baktığımızda, neredeyse milyar dolara yakın yatırım diğer şirketlere yapılmış durumda, Getir'in payı daha da sınırlı. Bu da aslında ekosistemin sağlıklı biçimde büyüdüğünü ve fonlamaya erişim sağladığını gösteriyor."
"Türkiye'deki melek yatırımcı sayısı da belli bir hacme ulaştı"
Dağlıoğlu, her zaman daha iyisinin mümkün olduğunu, daha çok çalışmak gerektiğini vurgulayarak, "Doğru yoldayız, sektör paydaşlarımızla daha çok çalışarak bu sektörü büyütmemiz gerekiyor." dedi.
Girişim sermayesi fonlarının, topladıkları yatırımlar hakkında da bilgi veren Dağlıoğlu, şunları söyledi:
"Geçtiğimiz yıllarda hem Türkiye'nin sermaye piyasaları mevzuatı çerçevesinde hem de o uluslararası yapılar aracılığıyla Türkiye'ye yönelik toplanan fonları da dahil ettiğimizde 2,7 milyar dolarlık bir sermayenin toplandığını görüyoruz. Bu çok kıymetli. Genelde bu fonlar 2-4 yıl içerisinde yatırıma dönüştürülür, sonrasındaki yıllarda ise çıkış yapılır. Bu işin bir döngüsü vardır. Yani şu anda yatırımcıların elinde topladıkları paralar, fonlar, kaynaklar var. Bunları ya geçtiğimiz yıllarda yatırıma dönüştürdüler ya da önümüzdeki yıllarda dönüştürmeye devam edecekler. Bu, bizim için ümit verici gelişmelerden biri. Burada tabii ki kamunun başarı odaklı politikalarının da etkisi var. Yatırımcılar çok farklı ölçeklerde faaliyet gösteriyor. Melek yatırımcıların da Türkiye'de bulunduğundan emin olmak gerekiyor. Türkiye'deki melek yatırımcı sayısı da belli bir hacme ulaştı."
"Derin teknolojiler alanında Türkiye'nin adını daha çok duyacağız"
Dağlıoğlu, Türkiye Varlık Fonu'nun da girişim sermayesi fonlarına yatırım yapmaya başlamasının önemli bir gelişme olduğunu dile getirerek, bu durumun ekosisteme ciddi katkı sağladığını söyledi.
Uluslararası yatırımlarda derin teknolojiler alanında önemli gelişmeler yaşandığına işaret eden Dağlıoğlu, bahsettikleri dikey alanlar arasında oyun sektörünün herkesin ilgisini çeken alanlardan biri olduğunu, bu sektörde milyar dolar değerlemeye ulaşan şirketler bulunduğunu hatırlattı.
Dağlıoğlu, "E-ticaret, dağıtım hizmetleri, finansal teknolojiler gibi alanları çok konuşuyoruz ama önümüzdeki dönemde yapay zekayı, biyoteknolojiyi, sağlıkla ilgili alanları daha çok konuştuğumuz dönemler olacak. Bu alanlarda Sanayi Bakanlığımızın sağladığı kaynakla, TÜBİTAK BiGG Fonu ile çok sayıda işlem yapıldı. Yatırımlar küçük ölçekli olsa da çok sayıda şirkete yatırım yapılmış oldu. Geçen yıl bu yoğunluk yaşandı, bu yıl da benzeri bir trendin devam ettiğini görüyoruz. Önümüzdeki yıllarda derin teknolojiler alanında da Türkiye'nin adını daha çok duyacağımızı ümit ediyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Bu topraklar, yatırımcılar için her zaman bir değer önerisi vadetmiştir"
Ahmet Burak Dağlıoğlu, "Dünyanın Bağlantı Noktası" kampanyası başta olmak üzere hayata geçirdikleri kampanyaların içeriği ve etkisi hakkında da bilgi verdi.
Kampanyaların ülkeler açısından önemine ve Türkiye'yi tanıtmak adına bu alana verdikleri öneme değinen Dağlıoğlu, Türkiye'nin marka konumlamasını doğru yapmak için çalıştıklarını söyledi.
Osmanlı döneminden bu yana Türkiye'de uluslararası yatırımcıların bulunduğunu, bu alandaki hikayenin geçmişe dayandığını belirten Dağlıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Osmanlı döneminden bu yana Türkiye'de uluslararası yatırımcıların olduğunu biliyoruz. Hatta bunu Cumhuriyetimizin 100. yılı vesilesiyle 'Türkiye Yüzyılı'nda Uluslararası Doğrudan Yatırımlar' adını verdiğimiz bir kitapla ortaya koyduk. Şimdi Türkiye'nin ikinci yüzyılına girerken, Türkiye Yüzyılı'nı aynı zamanda 'Yatırımın Yüzyılı' yapma hedefimiz var. Ancak nerede olduğumuzu da doğru anlamamız gerekiyor. Geniş bir perspektiften değerlendirdiğimizde, Türkiye, yani bu topraklar, yatırımcılar için her zaman bir değer önerisi vadetmiştir. Uzun vadeli perspektifte belli bir hacme ulaşmıştır ancak asıl hareketin 2003 yılından sonra Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğindeki dönemde başladığını görüyoruz. Bu süreçteki en büyük motivasyonlardan biri reform yapabilme kabiliyetidir. Siyasi istikrarla birlikte Türkiye'nin reform yapma kapasitesinin artması, yatırımların en önemli itici güçlerinden biri olmuştur."
"Türkiye, dünya genelindeki şoklardan en hızlı toparlanan ülkelerden biri"
Yatırımcılarla yapılan görüşmeler ve mülakatlar aracılığıyla Türkiye'nin sunduğu değerleri anlamaya çalıştıklarını dile getiren Dağlıoğlu, Türkiye'nin en kıymetli özelliklerinden birinin dinamik, güçlü, hızlı büyüyen ve krizlere dayanıklı bir ekonomiye sahip olması olduğunu vurguladı.
Dağlıoğlu, Türkiye'nin, dünya genelindeki tüm şoklardan sonra en hızlı toparlanan ülkelerden biri olduğunu belirtti.
Yatırımcılar açısından Türkiye'nin uzun vadeli yıllık ortalama büyüme rakamlarındaki başarısının etkileyici olduğunu aktaran Dağlıoğlu, "Tabii ki Hindistan ve Çin'in hikayesi ayrı, onların nüfusu ve ölçeği farklı. Ancak bizim muadilimiz ekonomilerde bu denli güçlü bir büyüme hikayesi yok. Bir diğer konu da yatırımcılardan sıkça duyduğumuz Türkiye'nin yetenek havuzu, buradaki yetkin insan kaynağı. Bu sadece bir pazar meselesi değil, üretim kapasitesini ve yeni şeyler ortaya koyma gücünü gösteren bir unsur. Ayrıca sıklıkla dile getirilen bir diğer özellik ise Türkiye'nin çok esnek ve çevik bir iş gücüne sahip olması." ifadelerini kullandı.
Bu çerçevede Türkiye'nin stratejik konumunun da önemli bir avantaj sağladığını bildiren Dağlıoğlu, Türkiye'nin üç kıtanın ötesine geçen bir bağlantı ve erişim gücüne sahip olduğunu kaydetti.
Türkiye'de yapılan altyapı ve üstyapı yatırımlarının da yatırımcılar için önemli bir etken olduğuna dikkat çeken Dağlıoğlu, şöyle konuştu:
"300 milyar dolara yakın yatırımdan bahsediyoruz, bu dile kolay. Bu yatırımlar Türkiye’ye çok ciddi lojistik imkanlar, güçlü bir enerji altyapısı, saÄŸlam bir saÄŸlık ve eÄŸitim altyapısı ile birlikte dijital altyapı saÄŸladı. Bu da Türkiye'nin küresel ölçekteki rekabetçiliÄŸine en büyük katkı saÄŸlayan unsurlardan biri oldu. Bir diÄŸer önemli unsur ise baÅŸarılı uluslararası diplomasi ile oluÅŸturduÄŸumuz geniÅŸ pazar. Fiziksel altyapımız sayesinde 4 saatlik uçuÅŸ mesafesinde 1,3 milyar kiÅŸilik bir nüfusa eriÅŸimden bahsediyoruz. Bizim oluÅŸturduÄŸumuz anlaÅŸmalarla yatırımcıya sunduÄŸumuz sadece iç pazar deÄŸil, bunun ötesinde çok daha büyük bir pazardan söz ediyoruz. Åžu anda 85 milyonluk bir iç pazardan bahsediyoruz ancak Avrupa BirliÄŸi ile birlikte 30 serbest ticaret anlaÅŸması imzalamış durumdayız. Bunların 26'sı aktif, 4'ü ise hayata geçme sürecinde. Ayrıca müzakere aÅŸamasında olanlar da var. Hayata geçmiÅŸ Serbest Ticaret AnlaÅŸmaları, Gümrük BirliÄŸi ve Türkiye'nin iç pazarını bir araya getirdiÄŸimizde toplamda 1 milyarlık bir nüfusa eriÅŸim sunuyoruz."
"Türkiye artık çok farklı ülkelere ihracat yapabilen bir ülke"
Türkiye'nin yatırımcılar için çok önemli avantajlar sunduğunu anlatan Dağlıoğlu, yatırımcılardan aldıkları geri bildirimleri hızlıca kampanyalara dönüştürdüklerini söyledi.
Dağlıoğlu, geçmişte gerçekleştirdikleri kampanyalar ve bunların hayata geçirilme süreçleri hakkında bilgi vererek, şunları kaydetti:
"Dünyanın bağlantı noktası konumunda olduğumuzu düşünüyoruz ve gelecek vizyonumuz artık daha küresel bir ekonomik aktör olma yönünde. İstanbul Finans Merkezi'nin burada küresel bir İslami finans merkezi, bir katılım finans merkezi olabileceği konuşuluyor. Türkiye artık çok farklı ülkelere ihracat yapabilen bir ülke konumunda. Türkiye'deki uluslararası şirketler, özellikle dünyanın dört bir yanı için AR-GE faaliyetleri yürütüyor. Buradaki lojistik merkezlerini kullanarak küresel lojistik planlamalarını gerçekleştiriyorlar. Bu bağlamda biz de 'Dünyanın Bağlantı Noktası' iddiasıyla bir kampanya başlattık. Geçtiğimiz yılın eylül ayında bu kampanyanın lansmanını gerçekleştirdik. O tarihten bu yana da farklı mecralarda bu kampanyayı sürdürmeye devam ediyoruz."
Sosyal medya üzerinden yürütülen çalışmalar sayesinde kampanyanın sonuçlarını daha rahat ölçebildiklerini dile getiren Dağlıoğlu, yatırımcı ilgisinin artması, daha fazla alanda ve sektörde yatırımların çoğalmasının, kampanyanın başarıyla ilerlediğinin bir göstergesi olduğunu söyledi.
"2026 yılı için, 20. yıl temasıyla Türkiye'yi anlatacağımız tanıtım çalışmalarına başladık"
Cumhurbaşkanlığı Yatırım ve Finans Ofisi'nin 2026 yılında 20. yılını kutlayacağına işaret eden Dağlıoğlu, bu çerçevede yürüttükleri hazırlıkları da anlattı.
Artık olgunlaşmış bir kurum olarak, dünyadaki muadil kurumlarla sık sık tecrübe paylaşım programları gerçekleştirdiklerini vurgulayan Dağlıoğlu, geride kalan 20 yılda Türkiye'nin yatırım çekme serüvenine tanıklık ettiklerini ifade etti.
Dağlıoğlu, 2026 yılı için bu kapsamda tanıtım çalışmalarına başladıklarını belirterek, 20. yıl temasıyla Türkiye'yi, vizyonunu, gelecekte gitmek istediği yönü, yatırımcılara sunduğu imkanları ve Türkiye'den ulaşabilecekleri pazarları anlatacakları özel bir çalışma yürüteceklerini söyledi.
Türkiye'nin tedarik zincirinde aktif rol oynadığı belirli sektörlerde, dünyanın önde gelen platformlarında ve etkinliklerinde yer alarak ülkeyi tanıttıklarını kaydeder Dağlıoğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Dijital ekonomi tarafında da biraz önce bahsettiğim gibi, girişimcilerimizi götürdüğümüz uluslararası arenalar ve mecralarla bu çalışmalarımız sürecek. 2026 yılı, Türkiye'nin 2003 yılından bu yana neler başardığını hatırlatacağımız ve yatırımcıların geleceğe yönelik vizyonumuzu daha iyi anlamasını sağlayacağımız bir fırsat olacak. Unutmayalım ki yatırımcılar, her zaman söylediğimiz gibi geleceğe yatırım yapan insanlar. Geçmişi referans alarak, o gelecek perspektifini kendilerine anlatacağımız bir fırsat olacak. 20. yılımızda bu özel çerçeveden bakacağız. Bu aslında her yıl yaptığımız bir dizi etkinlik, buna sadece yeni bir perspektif eklemiş oluyoruz. Bu enerjimizi bütün ekip arkadaşlarımızla birlikte 20. yılımızda da sürdüreceğiz. Sonraki yıllarda da aynı motivasyon ve heyecanla çalışmaya devam edeceğiz. Son dönemde altını çizerek vurguladığımız mesajımız şu; Türkiye, dünyanın bağlantı noktasında yer alan ve tüm yatırımcılara fırsatlar sunan bir ülke. Bu mesajımızı herkese ulaştırmaya, iletmeye devam edeceğiz."
Kaynak: AA
dikGAZETE.com